Ahmed Arif'ten Leyla Erbil'e Mektuplar


             

Ä°letiÅŸim


 05xx xxx xx xx


vbnetron


[email protected]

×

Ahmed Arif'ten Leyla Erbil'e Mektuplar

Like Tree9Likes

Konu: Ahmed Arif'ten Leyla Erbil'e Mektuplar

  • #1
    GÜL JİYAN - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    13.Nisan.2011
    Nereden
    bilinmeyenlerden
    Mesajlar
    12,310
    @GÜL JİYAN



    Ahmed Arif'ten Leyla Erbil'e Mektuplar





    Leylim,
    Nicesin gene? Beyninde mi,yüreğinde mi,başka bir yerinde mi,neredeyse o İNAT yönünü yaratan dokuları öpmek isterim. Evrende seni özler,seni isterim. Başkaca hiç. Ne taktığım,ne de vurulacağım bir nen yok. Seni. Sade seni.
    Ben iyiyim. O i...lerden henüz bir haber çıkmadı. Beklettiklerine göre,sonu iyi sanırım. İyi olmasa da takmam. Her dilediklerini yapsınlar. İsterlerse sinirlerimi,etlerimi,kemiklerimi,adımı,sanımı,cımb ızlarla tek tek alsınlar. Unuttum. Korkmayı,sakınmayı. SENİ ALAMAZLAR BENDEN. Tılsım bu işte. Ayakta,fırtına gibi beni tutan bu.
    Kalem tutan ellerine kurban olurum. Yaz Ahmed kuluna iki satırcık.
    Ha! İş bilen tuttum. Tuğla yapıyorum. Ekmek çıkıyor. Sonbahara -olmazsa ilkbahara- kitabımızı mutlak çıkarıcam.
    Abstrait resimlerini biriktir. Desenlerin varsa yitirme. Kitabımıza alırız. Ne diyon?
    Kulluğum,divaneliğimle ellerini,gözlerini öperim. Öpüyorum ama doyamıyorum. Mutluluk ya da cehennem bu galiba.
    Sana doymak,korkunç ahmaklık olur. Hadi gel...

    Not; Mektubun tarihi belirtilmemiş.
    "Leylim Leylim" (Sayfa;10)
    çegelek likes this.
    Ve ben alıp başımı gidince akşamları
    İçinde yorgun düştüğüm bahçemden dışarı,
    Biliyorum; her yol götürür beni o yöne
    Yaşanmamış hayatların tersanesine...

  • #2
    GÜL JİYAN - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    13.Nisan.2011
    Nereden
    bilinmeyenlerden
    Mesajlar
    12,310
    @GÜL JİYAN







    2.mektup
    Canım,
    Astın bizi! İyice. Hep düşünürdüm bu başıma gelecekleri. İnanamazdım. Gene de inanamıyorum. Senin için,sana yakıştıramayacağım hiçbir şeye,iki milyar insan juri olup yargıya varsa gene inanmam. Vetomu kullanırım! Ne güzel şey,sana inanmak! Bunu bir anlatabilsem. Kızıp çatmayacağını bilsem "sadece sana inanmak" diyecem. Ama paparanı yemekten korkuyorum. Korkunçsun be...Az kaldı ama,sonbahara oradayım sanırım. Gitgide iyi günlere girer gibiyiz.
    Al sana havadis: N.... nişan takmış. Fransız uyruklu Arap-İtalyan melezi bir hanımla. Allah bir yastıkta kocatsın! İ.... ile V.... yüz liradan o işteytmişler. Beni ilgilendirmez elbet. Hem ben ancak on liralığına çıkabiliyorum -afedersin- o da param olunca tabii. Bence yüz lira da pek pahalı değil. Canım su kabağının kilosu dört lirayken,aşkın iki saati yahut gecesi yüz lira olursa buna pahalılık denmez...Ha, Nevzat,Haydar ve Güner'le arayı iyice bozmuş -tuhaf ama- "o kabil insanlarla hiç ilgisi yokmuş." Ne beni de ne de seni ilgilendirmez ama ne de olsa tanıdığımız,vaktiyle dostluk ettiğimiz kimseler. Gene de affını rica ederim. Senin için kaleme aldığım mektuplarda senden ayrı bir tek kelime bile bulunmamalı. Yad kaçıyor di mi?
    Çok öksedim seni. Öksedim,bizim doğu dialektinde özledim demektir. Neyini,nereni,hangi halini desem ki? Sesini öskedim örneğin. Yüzünü,şeytan çocuk gülüşünü,öfkeni,yeryüzünü ve kaskatı canımı ısıtan varlığını. Şükür varsın. Oturup "nasılsın" diye açabilir insan. Sevinebilir,övünebilir,ağlayabilir insan. Ne tuzsuz şeydi şu dünya be. Geldin,buldun,şenlendirdin,insan ettin beni. Yemeyip-içmeyip,yatırmayıp-uyumayıp,seni anlatmalı bu yürek. Senden bir ricada bulunacam ama en iyisi şimdilik susmak. Madem sen sözünde durmadın ben de süpriz yapıcam! Şaşırtıcam seni! Hem böylesi şeyler gevezeliğe gelmez,tadı kaçar sonra...Gene de ödeyemem. Böylesi daha güzel. Sana mahkum kalmak güzel. Gözlerinden öperim. N'olur yaz.

    26 Temmuz 1955.
    "Leylim Leylim" kitabından (Sayfa; 86-87
    )
    çegelek likes this.
    Ve ben alıp başımı gidince akşamları
    İçinde yorgun düştüğüm bahçemden dışarı,
    Biliyorum; her yol götürür beni o yöne
    Yaşanmamış hayatların tersanesine...

  • #3
    GÜL JİYAN - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    13.Nisan.2011
    Nereden
    bilinmeyenlerden
    Mesajlar
    12,310
    @GÜL JİYAN







    3. mektup
    Leyla,Canım,
    Bir zalimlik,kalleşçe ve gizli bir oyun oynanıyor; İkimizi,sahiden,küçültmek için. Bunu,cellat ya da işkence uzmanı yapar. Adı insana çıkan kimse yapamaz. Nevzat'a yazdığım iki mektubu alıp okumak,senin için güç olmasa gerek. Onu gören,konuşan iki dostun da bu küçük zahmeti başarabilirler. Nevzat,öyle bir şey söylememiştir. Beni korumak veya seni küçültmek içgüdüsüne kapılsa bile bunu
    yapmaz! Asıl,o mektubu okuduktan sonra sana nasıl inandığımı,nasıl yıkılamaz bir dostluk kurduğumuza güvendiğimi anlayacaktın. Dediğim gibi,al oku. Aksi halde sana haber ulaştıran,laf taşıyanları,istersen anlamağa çalış.
    O,seni harcamadığını söylediğin erkekse sana bir türlü,başkasına bir başka türlü kanısını ifade ediyor...Yeryüzünde hiçbir şahıs ve hiçbir değer'den,kuvvet'ten,seni veya başka birini sevdiğimden ötürü,ne korkarım ne de özür dilerim. "Puştça" dediğim "şey" de bu nevi bencil,karanlık ve kıskanç davranışlarıdır. Hayret! Hiç farkına varamadın mı? Bende şematizm,sekreterlik,kabiliyetsizliğini şöhretli prensip perhizleriyle örtbas etmek gibi,bir alay "iyi insan"da bulunan budalalıklardan eser var mı? Bunu yüz yüze konuşunca daha belirli anlatırım...
    Ben sadece, "böyle sıcak bir mektubu yazan bir insan hakaret edemez" diye yazdım. Bundan senin mektubunu bir sevda mektubu gibi gösterdiğim manası çıkar mı? Çıkmazsa, "böyle böyle" diye sana laf getirmek ya da icat etmek,de bakayım nedir? Benim bulacağım sıfatlar iğrenç ve korkunç olur,sen bul,belki doğrusu da budur.
    Bütün bu densizliklerden ötürü mü beni aylarca,yalnızlığa mahkum ettin? Nasıl kandın,nasıl düşünemedin ki gerçekten ikimiz de birbirimizi çok iyi tanıdığımız halde bu hallere düşmemize sebep oldun. Adeta benden şüpheleniyor gibi bir havan var. Sana yadırgı,çirkin ve ayıp bir hava...Nasıl bu havaya girebiliyorsun? Hangi kahpe tuzağı,seni böyle şaşkın,benden şüphelenecek kadar kararsız,hale düşürdü?
    Bana böyle söylenmen haksız ve yanlış. Kadınca bir düşünce bu,ki sen hoşlanmazsın...Sana "provokasyonlara kapılma" demekte isabet etmişim. Gene söylüyorum,dikkatli ol. Münasebetlerimizde ikimizi yapayalnız düşün,başkalarını karıştırma.

    30 Eylül 1954 / Diyarbakır.
    çegelek likes this.
    Ve ben alıp başımı gidince akşamları
    İçinde yorgun düştüğüm bahçemden dışarı,
    Biliyorum; her yol götürür beni o yöne
    Yaşanmamış hayatların tersanesine...

  • #4
    GÜL JİYAN - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    13.Nisan.2011
    Nereden
    bilinmeyenlerden
    Mesajlar
    12,310
    @GÜL JİYAN







    4.mektup

    Leylim
    Mektubuna teşekkür ederim. SANRI'daki "burun sokma"lardan ötürü senden af dilemiştim. Bana çok acı veriyor. O "dirsek" sözünü sen de unutmuşsun. İyi hatırlıyorum,dergiye gönderdiğim kopyada,ekledim. "Yalaklar"a ilişmedim,sevdim hatta. "Ümmeti Muhammed" yerine "Burjuva"yı uygun buldum. Sahi,yanılıyorsun,aslında Muhammed'in kendi karısı bile bir tüccar,bir "iş adamı"ydı. Sonra Müslümanlıkta k
    adına özel bir tavır takınılmaz. Bizim Anadolu köylerinde üreten'ler,iş gücü sahipleri çoğunluk kadındır. Erkekler ya kumar oynar ya da çoban durur. Sonra "burjuva"yı ekonomi-politik taimi olarak kullanmadım. Hikayenin akışı beni ona götürdü,daha bir yaygın,dünya malı bir terim diye kullandım. Senin burjuvalıkla ilgin yok. İlle de bir sıfat,bilimsel bir karteks terimi uydurmak gerekiyorsa sen "namuslu aydın" sınıfına,gavurcasıyla "progresist" sanatçı sınıfına girersin. Yaşayış tazına gelince,merak etme en iddialı,en halkçı hükümetlerin,sefir ya da konsolos-kavas karıları,seni geride bırakan bir özenti ve lükstedirler. Kendi hakkımdaki bir hükme varmıycam. Sen ne dersen kabulüm. Kulun değil miyim?
    Eldemira için "Salına salınagelir. Çıkagelir" şekli daha kuvvetli,daha şoklu. Mısra bu! Sina'nın sevgilisi bahsinde kabahat senin. "On bir" diye yazıyla yazmamışsın. Sonra "On bir yaşlı" eksik bir deyim. "On bir yaşındaki" "On birindeki" demen gerekirdi. Yoksa adamın on bir tane sevgilisi varmış gibi bir anlama varmak zorunda bırakıyorsun,okuru. Bu sübyancının sevgilisiyle birlik hallerini bağımsız bir hikaye olarak işlemen daha uygun bence. Şimdi,bu postayla dergiyle düzeltme notunu gönderiyorum. Bakalım devran neyler? İnşallah benim şiirlerim gibi kafası gözü yarık yayınlamazlar. Çoktandır yazmıyor Vedat Bey! Canı isterse,adam sen de.
    Bana bak,Ahmet kulun sevgilisi,benim "hempa"larım olmaz! Dostlarım ve düşmanlarım olur benim. "Kirve"de bir sosyal alışkanlıktır. Hani var ya fahri hemşeri,fahri hukuk doktoru,ona benzer ama içten,gönülden bir bağıştır. "Fahri akraba" diycem ya kardeşten daha yakın tutarlar kirveyi. Örneğin evin kaçan göçen gelini ya da kızı,kayınçodan,amcalardan,kaynatadan kaçar ama kirveden kaçmaz. Çocuk sünnet edilirken kimin kucağında oturursa o kişi ile çocuğun ailesi kirve olurlar. İlkel,derebeylik kalıntısı bir kurum bu. Ama zorunlu. Dostluğu,sevişmeyi öyle rüsva etmişler ki,ister istemez bu türden buluşlara varmış halkım. Sevgi,şeref gösterisidir kirvelik.
    Mebusluk kim biz kim,hanımım? Ne haddime benim. "Tefe gerilemeyen götünü,davula germe!" diye bir söz var. O hesap, Ahmet kulun sultanı,ben çok hayallerim,çok düşlerim ya öylesini değil! Hayalımda düşümde sen varsın sade. Sana kul olmak,İbrahim Peygamber gibi 7 yıl,14 yıl çoban durmak var!
    Bir şaka,bir "ti" benimki. Ciddiye aldın,suratıma çaldın sen de. Sağol,kulluğundan yoksun bırakma beni,dilin daha acı,daha keskin olsun.
    Kazağın üstümde! Daha soğumadı buralar. Hoşuma gidiyor gene,ısılı tutuyorsun beni. Bu toprak, peygamberler toprağı. Kolay soğumaz. Bizler de öyle kolay ısınmalara, "çat" diye soğuyup donmalara teşne değiliz. Nereden vurayım seni? Bu zulum neye kuluna? Üşütüyorsa,burnunu,kulağını öpeyim.

    24 Ekim 1956.
    çegelek likes this.
    Ve ben alıp başımı gidince akşamları
    İçinde yorgun düştüğüm bahçemden dışarı,
    Biliyorum; her yol götürür beni o yöne
    Yaşanmamış hayatların tersanesine...

  • #5
    GÜL JİYAN - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    13.Nisan.2011
    Nereden
    bilinmeyenlerden
    Mesajlar
    12,310
    @GÜL JİYAN







    5.mektup

    Sevgili ve Aziz bir tane Leyla,
    İlettiğin kazağı aldım. İki ellerinden öperim. Bundan önce yazdığım mektup için affını dilerim. Bazı çok çekilmez,çok şirret oluyorum. Bu gerçek. Bir an kendimi gebertmeyi aklettim. Sade bunun da saygısızlık,senin değerini bilmezlik olacağını anladım,caydım. Yoksa keşke o b.ku da yese miydim? Ha? İster istemez seviyesiz bir sualim olacak sana: Kazağı ne diye gönderd
    in,üç-beş kahve tanesi sana bir yük,bir minnet mi oldu yoksa? Haydi bas kalayı şimdi sülaleme!
    Aklına dar gelirliğim filan düşmesin. Biz Nezihe'yle birlik nafaka-boğaz (kör boğaz!) derdini çözümleyip gidiyoruz. Ayrıca alışığız fukarılığa. Lüksümüz,büyük hülyalarımız yok. Kendime bir de elbise yaptım. Karşına adam kılığında çıkmak isterim. Senden çok,senin çevrendekilere bu gerek!
    Herhal yılbaşından önce sana geleceğim. Sonrasını düşünmek,niteliklerime aykırı. Seni dünya gözüyle bir göreyim,yeter diyorum. Bir de kopmak var oysa! Şimdiden bunu kurmak,dellendirir beni.
    Nicesin,dilemin? (Bu Kürtçe bir deyimdir. Tam çevirisi olamaz. Kalbim,yüreğim anlamına gelir) Üşürsen soğukları,hastaysan mikropları bana ilet. "Kadan alım,başan dönüm,vah kezeb!" Bana yaptıramayacağın hiçbir nen olmaz. Unutma. Bizim o biçim iş de uzadı gitti. Bu kadarı da görülmüş değil. Ne atarlar ne satarlar. Bir koz,bir Acem kılıcı gibi (iki ağızlıdır) kullanmayı tasarlıyorlar herhal. Kanıksadım. Bilim ve insan olma namusundan gayrı bir çıkar düşünmüyorum. Devler dize gelsin,tapınılanlar alçalsın isterse,senin Ahmed'in düşmeyecek,yıkılmayacak. Bana güven canım. Sana,senin yüzün suyu hürmetine katlandığım,dayattığım bu "dünya adlı gezegene" layık olucam. Ve dünyamızın kocaman bağrına senin adını,cehennem ateşinden harflerle yazacağım. Dante Alighieri de şaşsı işte!
    SANRI'yı ezber edeyim mi? Yastığımın altında duruyor. Gece yatmadan okuyorum. Aynı sen! Kokun,havan,hüznün (buna içerliycen ama hüznün işte!) benzersiz,yiğitliğin,yastğımın altında... Bütün yazdıklarını gönder bana,daktilo edeyim canım. Sana iletirim hepsini. SANRI'daki düzeltiler (daha doğrusu burun sokmalar) için hala azaptayım. Beğeneceğim,karışamayacağım tek sanatçı,tek yazarsın. Kıyamıyorum. Ne var ki o kadar karıştık ki birbirimize,tereddütsüz her yazdığına imzamı atabilirim. Hızımı burdan aldım. Benim de bütün yazdıklarım senindir. Kabul etmeni dilerim. Zaten bundan böyle senin imzanla yayın yapmağa karar verdim. Takma ad sevmiyorum. Tabii sana göndermeden,kendiliğimden yapmam bunu.Kabul edeceğine ve ağzını sıkı tutacağına inanıyorum.
    Bu konuda tez elden bir karara var. Sanırım dünyada ilk olacak bu! Elbet öyle olacak! Kimse bizim gibi sevemez,dayatamaz. Bu dediğim,sanat babında sade. Yoksa politik yazılarda değil seni belaya sokmak,bütün belalarını,kadalarını kendim yüklenmek isterim.
    İki ellerinden öperim. Yaz,ruhum.

    21 Ekim 1956
    çegelek likes this.
    Ve ben alıp başımı gidince akşamları
    İçinde yorgun düştüğüm bahçemden dışarı,
    Biliyorum; her yol götürür beni o yöne
    Yaşanmamış hayatların tersanesine...

  • #6
    GÜL JİYAN - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    13.Nisan.2011
    Nereden
    bilinmeyenlerden
    Mesajlar
    12,310
    @GÜL JİYAN







    6.mektup

    Canım Leylim,

    Yanıtını,son mektubuma yanıtını,bekliyordum. Bekliycem de. Korkarım telefon edişime de kızdın. Sanırım şu sıralar vurduğum başıboşluk,nedensizlik halini sen de sevmiyorsun...
    Sana vurulmuşsam,beynimin,yüreğimin ve etimin sürüp gittiği türküde senin adını,senin -doyulması imkansız- güzel tadını bulmuşsam,bunda ikimizin ya da ikimizden birinin,ayıp olan,yersiz olan,tabu olan yönü ne? L
    ütfen beni bu konuda ikna etmeni istiyorum...
    Örneğin mektupta yazdıklarım için "lüks" diyorsun, "aşırı diyorsun,sana tutkunluğumu,sana kul,sana yar oluşumu bana, "büyüklüğüme,kahramanlığıma,o canım geleceğime" yakıştıramıyorsun...
    Sana tam,eksiksiz mutluluk mu vaat ediyorum? Böylesi bir dünyada buna yüzde yüz EVET demeyi isterdim. Ama yüzde doksan evet diyebilirim. Bu, "herifini bırak" ya da "al bohçanı düş ardıma gidelim!" demek değildir...
    Bir de şu şiir hakkında fikrini açıkla. Ben şüphedeyim çünkü,bu yüzden tam bitireceğim sıra,takıldı. Senin zevkine bırakıyorum,nasıl istersen öyle olacak.
    Leylim Leylim dünyamızın yarısı/al-yeşil bahar/Yarısı kar ikene....Mapushanede çeşme/Yandan akar ikene...
    Kar ikene'yi "kar olanda" ve sonraki uyakları da ona göre "akar olanda","sarar olanda" vs. diye değiştireyim mi yoksa olduğu gibi bırakayım mı? Uzun,destan gibi bir şiir bu,tamamını yazmadan olmaz ama bu dediğim bahsin üstesinden gelirsin sen. Çabucak yanıtla da şiiri yetiştireyim sana...
    Hasretle,aşkla öperim canım. Yünlün eline vardı mı? Merak ediyorum. Vardıysa beğendin mi? Tabii sen zengin karısısın,senin pek layığın değil ama sevdiğim,kapıldığım güzel nenlerin,güzel giysilerin hepsini sana almak gelir içimden. İşsiz,meteliksiz,başım beladayken be bu böyle işte. Bana darılma canıım,elimde olsa en derin,en karanlık,en zincirlenmiş arzularını tek tek yerine getirirdim. Getireceğim,getirmeliyim.
    Haydi yaz bana.
    Kulun.

    27 Ocak 1957
    çegelek likes this.
    Ve ben alıp başımı gidince akşamları
    İçinde yorgun düştüğüm bahçemden dışarı,
    Biliyorum; her yol götürür beni o yöne
    Yaşanmamış hayatların tersanesine...

  • #7
    GÜL JİYAN - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    13.Nisan.2011
    Nereden
    bilinmeyenlerden
    Mesajlar
    12,310
    @GÜL JİYAN







    7.mektup

    Leyla,Canım,
    Kayb,berbat ve sessizim...Sessiz ve dolu; Allahtan ki sen varsın. Yoksa halim korkunçtu.
    Burası bir köy! Yakınlarımın bütün ısrar ve gayretine rağmen,hemen anneme gideceğim. Pazartesiye trendeyim. Eve gidince senin mektubunu bulmalıyım. Anneme ilk sorum o olacak zaten.
    Sen nasılsın ömrüm? Son telefonda canını sıktım mı? Ben artık annenden korkmuyorum. Aksine onu,kendi annemmiş gibi se
    viyorum. Buna ne dersin?
    Hınca hınç mısra doluyum. Kara ve yeşil fon,hepsinde hakim. Biraz kendime geleyim,mendillerine,bluzlarına,yastığına mısralar serpeyim. Ha?
    Fotoğrafındaki "halbuki..."yi hala anlayabilmiş değilim. Anlatır mısın?
    Bütün bunlar,beyhude biliyorum. Şahaser olan,benim uçakla oraya gelebilmemdir. Allah kahretsin,bu hastalık,bu rezaletler ve bu aile mecburiyetleri...Ne yapsam?
    Gözlerinden öperim canım. En çok da burnundan. Gülme,ciddi söylüyorum.
    Yarı parçan.

    15 Mayıs 1954 / Ankara.
    çegelek likes this.
    Ve ben alıp başımı gidince akşamları
    İçinde yorgun düştüğüm bahçemden dışarı,
    Biliyorum; her yol götürür beni o yöne
    Yaşanmamış hayatların tersanesine...

  • #8
    GÜL JİYAN - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    13.Nisan.2011
    Nereden
    bilinmeyenlerden
    Mesajlar
    12,310
    @GÜL JİYAN







    mektup sayıları karıştı
    Ve ben alıp başımı gidince akşamları
    İçinde yorgun düştüğüm bahçemden dışarı,
    Biliyorum; her yol götürür beni o yöne
    Yaşanmamış hayatların tersanesine...

  • #9
    GÜL JİYAN - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    13.Nisan.2011
    Nereden
    bilinmeyenlerden
    Mesajlar
    12,310
    @GÜL JİYAN







    Canım,
    Ne güzel kızsın sen! Ne yiğit dost. Tam kötülemişken,yakışıksız naneler düşünürken çıkar gelirsin. Yalancısın da. Kurban olayım o huyuna. Kendin üzgün,bezginken,bana öyle görünmezsi.. Yük,yük dediğin bunlar işte canım. Durup dururken,müzik,düşler,serseri firar duyuları ve günlük kahrolası bir alay şu bu varken,kalkıp bir de beni çekip çevirmek. Ulan İsa mısın ne? Severim oysa onu ama senin
    halın başka. İsteyince daniska güzel de yazıyosun. Kokunu,sesini,nefesinin tükürük karışan serinliğini duydum adeta. "Atma!" diycen ya,inan öyle işte. Her seferinde bir hal olur bana. Nedir bu sendeki,sen daha iyi bilirsin. Biliyorum hınzır oğlanın biriyim. İtlik ettiğim de oluyor. Derken aklıma düşersin,utanır,ezilirim. Ama günün birinde seni de dinlemiycem galiba. "Canın cehenneme!" desene be! Hep çene bunlar!
    Alolan patlamak,kendini yemektir. Yahut da tam tersi,helal haram gözetmeden siftinmek,köpekler gibi düzüşmektir. Şüphesiz haysiyetle ilgisiz bir dünya bu. Ama galiba mezarımıza sadece haysiyeti götüreceğiz. Öf be! Anarşist miyim ne?
    En iyisi sana imdat etmektir. Özlemektir seni,geberesiye. Ses etmektir,haykırmak "Leyla!" bir tenha saatte geceler yarı. Ömrümüz çelimsiz,kısa. Çabamız korkunç ama. Ayaklarımızı bastığımız toprağın,kokladığımız havanın,şunun bunun en ibne,en akla gelmez derdini dert edinmek. Kendimizi duymaya,yaşamaya yönelmek bile yasak. Neden Mr. Haunter yahut Abdullah oğlu Durmuş için yasak ve ayıp değil bunlar? Bir ömür süren perhiz,direnme,zorlama. Korkunç itiler yaratıyoruz oysa. Eğer senin deyiminle "değmeli di mi ya" ise eh pek zararlı bir sahtekarlık sayılmaz. Bir anlamda da ölümü çabuklaştırmak ama. Ne senin o dayanılmaz ısrarın,ne büyük umutların o nefis büyüsü,ölümü,sen varsın,elin,saçın,öksürüğün var diye takmadığımı değiştiremez. Belki çok özel bir davranış ama,ben ancak böyle dayanıyorum namussuza. Sen varken de kolay yıkılmam i...ye. Ama bir yandan da ikiniz birden aklıma geliyorsunuz. İşte o zaman dellenicem diyorum. Alacak,götürecek nasılsa her şeyi. Ama seni veremem. Alamaz da.
    Çıldırıcam Leyla,nerden açtık bu bahsi. Geçmişini s...yim Ahmet Arif'in. Herhal seni görmem yakındır.
    Gözlerinden hasret ile bi dolu -bi viran öperim canım.
    Ha,rastladığın,okunabilecek,dergi filan olursa iletiver anam.

    21 Ekim (?)
    çegelek likes this.
    Ve ben alıp başımı gidince akşamları
    İçinde yorgun düştüğüm bahçemden dışarı,
    Biliyorum; her yol götürür beni o yöne
    Yaşanmamış hayatların tersanesine...

  • #10
    GÜL JİYAN - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    13.Nisan.2011
    Nereden
    bilinmeyenlerden
    Mesajlar
    12,310
    @GÜL JİYAN







    Leyla,Zalım Leyla!
    Bu,benimki dördüncü. Oysaki senden bir tek mektup aldım. O belalı ve korkunç ilk mektubun,yani 4-1,ben mağlubum...Ben,belki yazamazdım da,melankolim ve serseriliğim tutar da yazamaz,boş verirdimse,sen yazacak, "bu oğlan,öldü mü kaldı mı?" diye sen arayacaktın,değil mi?
    Bari bu suskunluğun sebepli ve hayırlı olsa ve bana bu kadar kahırdan sonra,parıltılı şiirler göndersen. Öyle o
    lacak elbette. Sen,osun çünkü. O,şair,dost,en sevgili ve en kardeş...Başka türlü olamaz...
    Mektuplarımı almıyor musun yoksa? Hep de taahhütlü gönderiyorum. Geçen gün coştum,annene bayram kartı ile hürmetlerimi gönderdim,ellerinden öptüm,söyledi mi?
    Benim Lambo'da başladığım şiir,ne oldu biliyor musun? Hem de birdenbire ve yarı gece. Şimdi elli mısradan çok. Daha bitmedi. Ah,seninle beraberken bitebilir ancak! Elbette ki senin harikulade zevk ve anlayış sansüründen geçecek. Pasajlar hep "yeşil" diye bitiyor. Benim ve senin ne varsa,ikiz ruhumuzda ne varsa her biri birer hafif parıltılı taşla,kompozisyona giriyor. Kahrın,bulunmaz ve yaratılamaz güzelliğin,dost ve kahraman ve çırılçıplak samimilğin, büyüklüğün,namluların yivlerinde fışkıran güller,nilüfer dizisi olmuş prangalar. Spartaküs'ün bukağası,kol bağları. Kısır kadının anne oluşu ve çok uzak,kimselersiz bir yıldızda inleyen bir stradivarius. Dünya çarşılarının en küçük meyhanesi. Ve biz,milyarlarca,aşkın,yalanın,alçaklığın,kahramanl ığın; kapıları,kapakları,kuş uçurmaz uzaklıkları ve ayrılıklarıyla,kahrolsaı yasaklarıyla,bu acayip kaos karanlığında,biz ikimiz! İki müthiş hasret,iki parça can...Ve canımda o ölüm namussuzu...Bütün bunları,abstrait şii haysiyetine halel getirmeden işleyebiliyorum. Bana bu kudreti verdiğin,beni ben ettiğin için sana teşekkür etmek,galiba pek resmi kaçar. Hatta ben,züppelik diyorum buna. Ben,senin için,ancak her şeyimi,bütün mevcut kıymet hükümlerini ve canımı feda etmekle belki biraz hafiflemiş olurum. Yine de ödemiş,karşılık vermiş olamam...Bu,hem çok acı,hem de şahaser bir ruh hali. Kimselere mecbur olmadım,olamam da. Yiğitliğim ve rivayet olunan erkekliğim,bundandır...Ama senin mecburun olmak,beni hiç mi hiç küçültmüyor. Aksine yüceltiyorsun,İNSAN ediyorsun,yaşatıyorsun...
    "Suskun" şiirini kulllanmama izin veriri misin;onsuz edemiyorum. Bir şey daha soracağım,final benim karakterimde acı ve melankolik bir bohemde bitiyor. Bitiyor ama korkuyorum sen beğenmezsin diye. Nasıl bitireyim,umutlu mu,sevdalı mı,yoksa ağlamaklı mı? Bana yol göster ve mutlaka yaz. Kitabımızın adı "Suskun" olsun mu?
    Bir de "Kara" diye bir kompozisyon var. Hayli çetin ve karanlık. Şimdilik altmış-yetmiş mısra kadar var. Her ikisini de iyice bitirmeden göndermek istemiyorum...
    Şair adam,ayrılıkta,o namussuz ayrılıkta,firaklı şiirler yazmaz da ne yapar. Benim aziz Leylam, sevgili belam. Ya sen olmasan,ben ne b.k yerim,neye yararım? Manasız bir otomatisme'in,manasız bir fiziğin,kahrolası boşluğunda,ben garip,ben duyan,ben yirmi dört saatte,yirmi dört bin parça olan,ne yapardım?
    Gözlerinden öperim. O güzel burnuna yıldızlarca öpücük...Bana yaz! Ben daha buradayım. Eğer Diyarbakır'a yazdıysan,annem alır,açmadan basna gönderir. Ben giderken sana yazarım. Kendine iyi bak. Bir daha hiçbir ana doğurmaz seni. Bir daha hiçbir cihan bulamaz seni. Tekrar öperim.

    Senin.
    5 Mayıs 1954 / Bismil.
    çegelek likes this.
    Ve ben alıp başımı gidince akşamları
    İçinde yorgun düştüğüm bahçemden dışarı,
    Biliyorum; her yol götürür beni o yöne
    Yaşanmamış hayatların tersanesine...

  • YORUM BIRAKMAK İÇİN ÜYE OLMALISINIZ !

    ÜYE OLMAK İÇİN TIKLA

    Benzer Konular

    1. İyi ki doğdun AHMED ARİF
      Konu Sahibi GÜL JİYAN Forum YAZARLAR VE ŞAİRLER
      Cevap: 28
      Son Mesaj : 21.Nisan.2015, 15:04
    2. Gedik Ahmed Paşa
      Konu Sahibi Ayşe Turan BAL Forum TARİH
      Cevap: 0
      Son Mesaj : 23.Ocak.2010, 22:04
    3. Ağaoğlu Ahmed
      Konu Sahibi Ayşe Turan BAL Forum TARİH
      Cevap: 0
      Son Mesaj : 23.Ocak.2010, 21:30
    4. AHMED CEVDET PAŞA
      Konu Sahibi Ayşe Turan BAL Forum TARİH
      Cevap: 0
      Son Mesaj : 23.Ocak.2010, 18:30
    5. Arif Sağ - Sabahat Akkiraz
      Konu Sahibi Ayşe Turan BAL Forum MÜZİK
      Cevap: 0
      Son Mesaj : 10.Ocak.2010, 00:52

    Yetkileriniz

    • Konu Acma Yetkiniz Yok
    • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
    • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
    • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
    •  

    Giriş

    Facebook ile Baglan Giriş