Cinsel istismar konusunda halk arasında, istismarcının genellikle yabancı, sosyoekonomik ve kültürel açıdan zayıf kişilik özelliği gösteren, yaşlı insanlar olduğu, ayrıca istismarın genellikle ıssız yerlerde yapılacağına ilişkin yanlış kanılar mevcuttur. Bu alanda yapılan çalışmalar; istismarcının % 80-95 oranında 20-45 yaş arası, evli ve çocuklu erkekler tarafından yapıldığı, olayın genellikle ev, okul ve ev ile okul arasındaki bölgede gerçekleştiğini göstermektedir.
Çocuğu cinsel istismara uğramış ebeveynler, genellikle olayı gizleme eğilimi içerisine girebilirler. Anne-babanın birbirlerini suçlama ya da çocuğa karşı anlamsız bir öfke geliştirmeleri de söz konusu olabilir. Bu durumda aileler, konudan haberdar olduklarında soğukkanlı olmalı ve çocuğu en az hasarla bu durumdan nasıl kurtaracağını, ona nasıl yardımcı olacağını değerlendirmeye çalışmalıdır. Bu nedenle; zihinsel özürlü çocuğun ebeveyninin daha dikkatli ve duyarlı olması, çocuğuyla ilgilenmesi ve onu takip etmesi izlemesi gerekmektedir.
Ebeveynlerin çoğunluğu, zihinsel özürlülerin cinsel ilgisinden rahatsızlık duymakta ve bu durum karşısında kendilerini çaresiz hissedebilmektedirler. Bazı aileler, bir yandan zihinsel özürlü çocuklarının kendi cinsel dürtülerini kontrol edemeyeceklerinden ve böylece başlarını derde sokacaklarından veya cinsel sömürüye maruz kalacaklarından; bir yandan da bu dürtüleri bastırmanın çocukta gerginlik (sinirlilik) ve davranış problemleri yaratmasından korkmaktadırlar. Bu sorunu azaltmak için öncelikle çocuğa kendi vücudu ve diğer insanların vücudu öğretilmeli, “Vücudumuza yakınlık konusunda nelere izin verilebilir ? İyi niyetli ve kötü niyetli davranışlar neler olabilir ?” sorularına cevap verilmelidir.
Neler Yapılmalı ?
Zihinsel özürlü olsun olmasın tüm bireylere;
* Herkesin bedeninin özel olduğu,
* Muayene sırasında doktorun dışında ya da herhangi bir acı duyduğunda ailesi dışında , kimsenin bedenine dokunmasına izin vermemesi gerektiği,
* Dokunan kişi kim olursa olsun, rahatsızlık veriyorsa dokunmamasını söylemesi gerektiği öğretilmelidir.
Böylece, cinselliğin doğal, ama kişiye özel bir davranış olduğunu algılaması da sağlanabilir.
Aileler , zihinsel özürlü bireye, sevildiğini hissettirmeli ve güven duygusunun gelişmesini sağlamalıdır. Zihinsel özürlü birey, karşılaştığı davranışları ailesine anlatabilmeli, gizlememelidir.
Çocuklara, cinsel istismara kalkışanlara karşı koyabilme yöntemleri öğretilmelidir. Bu yolla birçok istismar olayı önlenebilir. Kendisine yapılan davranı*şın kötü olduğunu anlayabilecek yaşa geldiğinde çocuk, yapılanlara direnme konusunda desteklenmelidir. Çocuk, bağırabilir, saldırabilir, elinden ne geliyorsa yapabilir. Böyle bir durumda çocuğa “uslu çocuk” olmaması gerektiği anlatılmalıdır.
Cinsel istismarda bulunan kişiler yasal makamlara bildirilmelidir.
-Bilgiler özürlüler idaresi başkanlığı'ndan alınmıştır.