Evet Arzucum,ben de Lorenzonun Yağından yanayım,çok etkilemişti o film beni..
canım sende kritik yap,bak merakla bekliyorum yorumlarını..buralardan ayrılma,diğer filme karar verelim
kim ağlamadı ki canım
İşte beklediğim yorum
Eee herhalde ben yazmadan bu konu kapanmaz,kapanamaz
yok canım,ama biraz daha geç kalsaymışım.diğer filme geçecekmişsiniz.hızlı gidilmiş bu kez...
Arkadaşlar bence,kritik yapacaksak kimse kimsenin yorumunu okumasın.tamam konusuna bir kişi değinebilir,ama herkesin farklıdır yorumu..kritiğini yazmayana ceza veririz bakın
Diyorum size sıkılmış bizden Meltem Hanımbaksanıza yeni transferler peşinde
Haklısın canım..
Kaptanım yaz olur mu
en az bi 5-6 kişi olmalı bence bu konuda sürekli yorum yapan.çok kişi olunca zevki çıkar arkadaşlar![]()
En güzel şeylerden biri unutmak . Unuttum gitti lafı vardır. Unutulan şey gider hakikaten. Solar, üzerine su serpilmemiş sebzeler gibi porsur. Çocuk gibi kalırsın. Bugünü bilirsin. Bazı şeyleri hatırlayamıyorum, en azından duygusunu. Temize çekmişim defterleri. Temizim. Herkes unutsa, hep yeniden başlansa. Çünkü her şey değişiyor zaten. Unutmamak demode oluyor bir şekilde . . .
Lorenzo'nun Yağı...
Merak etmeyin 4 mesaj yazamam istesem de.hüngür hüngür ağlayıveririm
konusundan ve genel noktalardan bahsetmişsiniz...bende etkilendiğim sahnelere vurgu yapmak istiyorum..sahnelere değinmeyi tercih ediyorum.
Filmin girişi hoştu,uçurtma felan
Meltem adlarını vermiş,Başroldeki Anne,Baba ve Lorenzo yu oynayan çocuk.
çok başarılı bir oyunculuk çıkartmışlar..bence de..
Filmde zaman vurgusu da olmuş.hastalıktan şu kadar zaman sonra gibi..iyi olmuş bunu yaptıkları..
Anne babanın hastalığı öğrendikleri an ve Babanın kütüphanede ilk okurken kelimelerin tokat gibi çarpması Lorenzo nun başına gelecek olanlar ucu ölüme kadar giden...
buo sahne çok çok çok etkileyiciydi.merdivenlerden yuvarlanıyor ya.çok kötü oldum ben orda.ne kadar acı birşeydir.tarif edilemez..
filmin en can alıcı sahnelerindendi bu.
kimsenin yazmamasına şaşırdım.masada hep beraber yemek yiyorlardı.herkes lorenzo yu yalnız bırakmamak için spagetti yi elle yiyorlardı.orası da yürek burkan cinstendi..
şu vakıf sahibi karı koca ya ben sinir oldum.gözüm tutmadı en baştan.herhalde hissettim,ortalara doğru yalnız bıraktılar anne babayı..
Anne babanın koca koca kitapları okumaları,kütüphanede uzun vakitler geçirmeleri...onları izledikçe bir çözüm yolu bulmalarını çok istedim.o nasıl bir azimdir.bu film meydan okumanın karşlığı olsa gerek..
baba nın anneyi yüreklendirmesi,birbirlerine destek olmaları da duygulandıran noktalardandı..
bir gıcık hemşire kız vardı ya sinir oldum ona.kimsesiz bir evde olması gerekiyormuş lorenzo nun.salak şey.anne kovdu ya ohh iyi yaptı.birde bi temiz dövseydi ya.
çok etkileyici bir filmdi.her türlü zorluğa rağmen,destek olacağına köstek olanlar,ya da sırtlarını dönüp gitmeyen
anne nin kardeşi ve siyahi genç(o genç eve ilk geldiğinde,anne ile bakışmaları..sanki gözleriyle konuştular...helal olsun o gence.)
Lorenzo nun yaşamını herkes izlemeli bence...hiç unutamadığım filmlerden..daha çok şey yazmak isterim film hakkında ama neyse ben fena oldum keseyim..
benim analizim bu kadar.bir sonraki filmin,lütfen duygusal türden olmamasını rica ediyorum...
![]()
bölük pörçük olduysa analizim kusuruma bakmayın...
Bende toptan yazıyorum hep.pardon,anında cevap vermeye gayret ederim.bu film başka filmlere benzemiyor adı bile yetiyor burnumun direğinin sızlaması için
En güzel şeylerden biri unutmak . Unuttum gitti lafı vardır. Unutulan şey gider hakikaten. Solar, üzerine su serpilmemiş sebzeler gibi porsur. Çocuk gibi kalırsın. Bugünü bilirsin. Bazı şeyleri hatırlayamıyorum, en azından duygusunu. Temize çekmişim defterleri. Temizim. Herkes unutsa, hep yeniden başlansa. Çünkü her şey değişiyor zaten. Unutmamak demode oluyor bir şekilde . . .
tamam anlaştık o zaman, Lorenzo' nun Yağı film kritiklerine başlayalım bakalım![]()
arzucum sen ne yaptın öyle nasıl bir film kritiği olmuş o öyle okuyayım dedim ama dayanamadım affet lütfen
Lorenzo'nun Yağı (lorenzo's Oil )
önce film hakkında kısa bir hatırlatma yapalım : Lorenzo henüz 5 yaşlarında evin tek çocuğudur.Ve malesef annenin tekrar hamile kalma şansı yoktur.Lorenzo dünyada ender görülen çaresi olmayan bir hastalığa yakalnır.Çaresiz kalan anne ve babası onu yaşatmak için inanılmaz bir mücadeleye girer.ve başarır
YORUMUM : İnanıyorum ki filmi izleyen herkes mücadele,vazgeçmeme,isteme ve yapma konusunda kendine muhakkak pay çıkarmıştır.filmde beni en derinden etkileyen sahne Babasının kütüphanede hastalığı araştırdıktan sonra ölümcüll olduguna ve teşhis sonrası en fazla 24 ay yaşadıklarına dair yazılar okuduktan sonra merdivenlerden yuvarlanarak ağlamasıydı.Çaresizliğin ne kadar kötü birşey olduğunu tüm hücrelerimde hissettim o an.Ailenin içine girdiği mücadele inanılmazdı.Belki bir çogumuz hatta kendi ailelerimiz bile böyle bir mücadeleye girişmezler ve kaderlerine razı olurlardı.Belki yaptıkları imkansız değildi ama bir çoğumuzun cesaret etmeyi bırakın aklından bile geçiremeyeceği şeyi zoru başardılar.bir çok insana umut oldular.Vakıf kurucusu ailenin ''ona ne kadar acı çektirdiğinizi düşündünüz mü hiç ?'' dediğinde bir an evet ne kadar zordur ; ''Ötenazi yoluna mı gitmeliler ? '' diye yüreğimi karartmadım değil.Ama ilacı bulduklarında yüreğim kuşlar kadar hürdü...O zenci Müslüman arkadaş ortaya çıktığında evet bunu bir Müslüman yapabilir demiştim :P Öyle bir dost istedim hayatımda...(temel olarak bunlara değinmek istedim)
Sonuç Olarak : Filmden sonra artık hiç birşey için geç olmadığını ve istersek yapabileceğimizi daha iyi biliyorum.Üstelik film gerçek hayattan uyarlama olması ; kurgusal şeylerle hayatını idame ettiremezsin,onlar film diyenlere güzel bir cevap olacağını düşünüyorum![]()
_mülteci_, aramıza katılmana sevindik canım. inşallah filmi izleyen başka arkadaşlarımızda bize katılıp fikirlerini paylaşırlar.
Lorenzo' nun Yağı, gerçekten muhteşem bir film. izlediğim filmler arasında beni çok etkileyen diyebilirim.
Tıp konusunda hiç bir eğitimleri olmayan Lorenzo'nun anne ve babası, çocuklarına ADL hastalığı teşhisi konması ve iki - üç yıl ömür biçildiğini öğrenmeleri sonucunda, bu hastalığa karşı bir mücadeleye girişirler. ama nasıl bir mücadele... baba Augusto kütüphanelerde sabahlayarak yaptığı araştırmalar sonunda hastalığın kaynağını keşfetti, bu konuyla ilgili tüm uzmanları tek tek toplayarak panel düzenledi. en iyi profesörlerin bile bulamadığı sonuca ulaştı. ve bir yıl dolmadan tedavisini yani Lorenzo'nun Yağını bulup oğullarını ölümden kurtardılar. filmin kısa özeti bu. ama film bu anlatımla bitecek kadar değil, o acıyla sizde bitiyorsunuz o anda, ve mutlulukla sizin de gözlerinize yaşlar doluyor seviçten, tam anlamıyla yaşıyorsunuz filmi, içinize işliyor. arkadaşımızın bahsettiği babanın merdivenden ağlarak yuvarlandığı o sahneyi unutmak imkansız...
biliyorsunuz the myelin project isimli bir araştırma fonu kuruyorlar bilimsel araştırmalara kaynak sağlamak için. onunla ilgili bir yazıyı yayınlamak istiyorum.
anne ve baba Odone 'ler hastalığa karşı çabalarını sürdürdüler ve gliştirdiler, hatta organize oldular, The Myelin Project adıyla bir araştırma fonu kurdular. Bugün bu fon 2002 yılı Haziran'ına kadar 29 çalışmaya 4 milyon dolar kaynak sağlamış durumda.
Bu çalışmalardan birinin sonuçları 26 Ekim 2002'de açıklandı. çalışmayı yürüten, Lorenzo' nun gerçek yaşamdaki doktoru, bu alanda en önde gelen araştırmacılardan olan nörolog Dr. Rugo Moser'di. Bu çok merkezli, uluslararası nitelikteki uzun süreli (1989-1999 arasında yürütülen 10 yıllık) çalışmada yaşları 6'dan küçük 104 adrenolökodistrofili çocuk yer alımıştı. Çocuklarda henüz hastalık belirtileri başlamadan Lorenzo' nun yağı bir bölüm çocuğa sıkı bir rejimle, diğer bir bölüm çocuğa ise düzensiz olarak uygulanmıştı. Sonuçta, yağı düzenli olarak kullanan 68 çocuğun % 76'sı sağlıklı, ÇUZOYA düzeyi de normal bulunmuştu; buna karşılık, yağı düzensiz kullanan 36 çocuk içinde sağlıklı olanların oranı üçte bir kadardı.
Bu veriler Lorenzo' nun yağının eğer hastalık belirtileri başlamadan verilere, kuşkuya yer bırakmayacak biçimde yararlı olduğunu gösteriyor. Ancak, bu bilgiler henüz hakemli bir bilimsel dergide makale olarak yayımlanmış değil. Filmin gerçek yaşamdaki devamına gelince.
Baba Augusto Odone Miyelin Projesi adlı fonu yönetiyor. Anne Michaela Odone Haziran 2000'de kansere yenik düştü.
Lorenzo ise basında yer alan bilgilere göre, doktorların tahmininden 20 yıl sonra, 30 yaşında doğum gününün ertesinde yaşamını yitirdi. alıntı yazıyı ekliyorum;
Lorenzo'nun babası Augusto Odone, doktorların hastalığa yakalanmasının ardından iki yıl ömür biçtiği oğlunun önceki gün Florida'daki evlerinde 30. yaş gününü kutlamasından bir gün sonra hayatını kaybettiğini söyledi.
Cam filmi ile meraklı gözlerden kurtulun
Augusto Odone, Lorenzo'nun akciğerine yiyecek kaçması üzerine aspirasyon pnömonisi geçirdiğini, ardından şiddetli kanama başladığını, cankurtaran evlerine ulaşamadan da öldüğünü ifade etti.
Oğlunun küllerini 2000 yılında ölen karısının külleriyle karıştırmayı planladığını belirten Augusto Odone, evini sattıktan sonra memleketi İtalya'ya dönmeyi ve oğlunun anısına bir kitap yazmayı planladığını söyledi.
oyunculuklara değinirsem, başrollerdeki iki oyuncuda resmen oyunculuklarının zirvesine çıkmışlar bu filmde. Susan Sarandon ve Nick Nolte...
bu Lorenzo Odone' un ölümü ve hayat hikayesine dair ntvmsnbc'den alıntı bir yazı...
Lorenzo dünyayı gözleriyle izledi, dünya da onu..
6 yaşındayken doktorların “2 yıl yaşar” dediği ALD hastası Lorenzo Odone, anne ve babasının olağanüstü gayretleriyle 22 yıl yaşadı. Hayatı “Lorenzo’nun Yağı” filmine konu olan ve sadece gözlerini kırpabilen Lorenzo annesini yitirdikten 8 yıl sonra öldü.
Tesadüf mü, bilinçdışının bir oyunu mu? Lorenzo Odone, doğum gününden bir gün sonra hayatını kaybetti.
NEW YORK - “Lorenzo’nun Yağı” filmine konu olan ALD hastası Lorenzo Odone 30 yaşında hayatını kaybetti. Dünya onu ve hastalığını bu filmde tanımıştı.
6 yaşında beyne zarar vererek yavaş yavaş ölüme götüren “ALD” hastalığına yakalandığında doktorlar Lorenzo Odone için “2 yıl yaşar” dedi. Küçükken, babasının İtalyan, annesinin Amerikan olması sebebiyle İngilizce, İtalyanca ve Fransızca konuşabilen Lorenzo’nun hastalığı işitme sorunları yaşamasıyla ortaya çıktı. Lorenzo çevresindeki sesleri ancak bir fısıltı gibi duyuyordu. Anaokulunda da konsantrasyon sorunları yaşıyordu. Doktora gittiklerinde Lorenzo’nun ALD hastası olduğu ortaya çıktı.
Çok nadir görülen bu genetik hastalık, anneden oğula geçiyor ve çocuk dört-sekiz yaşları arasındayken ortaya çıkıyor. Etkisi ise kısa zaman içinde duyma, görme, hareket etme ve yutma kabiliyetini kaybetmek oluyordu. Hastalık genellikle ölümle son buluyordu.
YAĞI KEŞFEDEN AİLE
Lorenzo’nun anne ve babası, bu hastalığa bir çare bulmak için çalışmaya başladı. Baba Augusto Odone, Dünya Bankası’ndaki işinden ayrıldı ve Milli Sağlık Enstitüsü’nün kütüphanesinde tüm gün tıp alanında makeleler okumaya başladı. Önce beyindeki zararın kandaki tehlikeli yağ asitlerinden kaynaklandığını keşfetti. Ardından çift buldukları yağ birleşiminin bu yağ asitlerini yok ettiğini öğrendi.
Lorenzo’nun yağında kullanılan maddelerden birinin Amerika’da kullanılması yasaktı. Yine de aile bu ilacı üretmesi için birçok firmanın kapısını çaldı. Sonunda Croda Universal firmasından olumlu yanıt aldılar. Bulunan yağ işe yaradı ama hastalığı tedavi etmediği sadece ilerlemesini durdurduğu ortaya çıktı. Yani Lorenzo’nun duyma, yürüme ve yutma yetenekleri bir daha geri gelmedi.
Fakat karı-koca hem bilim adamlarının bu ilacı geliştirebileceğine, hem de Lorenzo’nun mücadele kapasitesine güvendiler. Odone ailesi Lorenzo’nun yağı olarak bilinen karışımla çocuklarının öngörülenden 22 yıl daha fazla yaşamasını sağladı.
FİLM NASIL ÇEKİLDİ?
Bu hikayeyi konu alan “Lorenzo’nun Yağı” filmi 1992 yılında çekildi. Çekimler boyunca Nick Nolte, Lorenzo’nun babasını adım adım takip etti ve onun İtalyan aksanını taklit etmek için çaba sarf etti. Susan Sarandon ile Lorenzo’nun annesi ise sıkı dost oldu. Fakat bütün bu süre içerisinde doktorlar maalesef ilaç konusunda daha fazla bir ilerleme kaydedemedi.
Lorenzo’nun ailesi oğullarının bakımını tamamen evde, hiçbir destek olmaksızın gerçekleştirmeleriyle de ilgi kaynağı oldular. Karı-koca senelerce evden, hatta oğullarının yatağından hiç ayrılmadılar. Ne tiyatro, ne de sinemaya gittiler.
Lorenzo dış dünyayla sadece göz kırparak iletişim kurabiliyordu ancak 2000 yılında annesi akciğer kanserinden öldüğünde, Lorenzo’nun feryatlarının evde yankılandığı söyleniyor.
BAŞKA BİR ÇOCUK İYİLEŞTİRİLDİ
Doktorlar 2005 yılında Lorenzo’nun yağının gelişmiş haliyle ilk kez ALD hastası bir çocuğu tamamen iyileştirmeyi başardı.
Lorenzo’nun ölümüne ise “ALD” değil akciğer iltihaplanması sebep oldu. Lorenzo Odone, 30. doğum gününden bir gün sonra yaşamını yitirdi.
8 yıl önce de eşini kaybeden baba Odone için tek teselli oğlunun acı çekmemesi oldu.
Augusto Odone oğlunun külllerini New York’a, annesininkilerin yanına yerleştirecek. Ardından Virginia’daki evini satıp doğduğu ülke’ye İitalya’ya dönecek; oğluyla ilgili bir kitap yazacak..
(kitabı sabırsızlıkla bekliyorum...)
Lorenzo'nun ölümünden 4 yıl önce,2004te babasıyla çekilmiş bir fotoğraf buldum;
bu da Lorenzo'nun son hali... bu araştırmaları yaparken bile çok duygulandım...
![]()
ARanızda bulunmaktan büyük sevinç yaşıyorum ve banada yer verdiğiniz teşekkür ederim.
çocuk oyuncu rolünün hakkını nasıl vermişti değil mi hocam o yaşta bir çocuk için fazla profesyonelce bir oyunculuk performansıydı bence![]()
Annesinin ölümü Lorenzo için çok daha büyük bir kayıp olmuş olsa gerek.Bende çok duygulandım :'(Alıntı
evet canım, ben anne baba rolündeki oyuncuların oyunculuklarını överken Lorenzo Odone rolünü üstlenen Jamel Richmond'dan bahsetmemişim. asıl övülmesi gereken odur oysa. diğer oyuncular zaten birer star. Richmond, kesinlikle rolünün hakkını vermiş, çok gerçekçi oynamış karakteri..
aramızda olmandan bizde mutluyuz, üç kişi kritik yapmak değil, birçok sinema severi aramızda görmek,birlikte fikir alışverişi yapmak istiyoruz biz.
Bu filmi gene ilk film önerileri konusunda görmüştüm..Arzu'nun yorumlarını okuduğumda çok şaşırmıştım.Filmin duygusal olduğundan bahsediliyordu oysa adını örtüştüremiyordum duygusallıkla.İşte önyargılarımız...Sonra filmi araştırmaya başladım.Konusunu ve kısa kısa yorumları izledikçe aslında Arzu'nun ne demek istediğini daha iyi anlamıştım
Filmin konusunun gerçek hayattan alınmış olması da izlemek için güzel bir nedendi..
Filmin içeriği hakkında Meltem ve _mülteci_ yeterince güzel şeyler yazmışlar zaten,ben tekrar bahsetmek istemiyorum oralardan..
Beni çok çok etkileyen bir filmdi gerçektenBaşrol oyuncuları da küçük çocuk da o kadar başarılılardı ki rollerinde..
Meltemcim eklediğin resimler çok etkileyici..Lorenzo'nun 30 yaşına kadar yaşadığını biliyordum ; fakat bu resimleri ilk kez görüyorum.Bu konunun bir güzel yanı da bu işte..
Bu film hakkındaki diğer yorumları bir sonraki filmi sabırsızlıkla bekliyorum:dft012: