Samsundan iki anı;
Samsun meydan da dolmuşa bindim,Muğla da herkes bir bayanın yanına rahatlıkla oturabilir.Bu çok doğaldır.Ama dolmuş şoförünün zihniyetinden olsa gerek kafasını çevirip birader bayanın yanından kalksana dedi.Şaşırdım.Malak malak bana mı diyor bu dememe kalmadı yanımdaki bayan bana öcü gibi bakmaya başladı.Sanki potansiyel suç makinasıyım.E bizim de inadımız var ya neden diye sordum.Adam in misin cin misin bayanı rahat bıraksana dedi,yolda sarkarsın filan.Ulen noluyoz,kimim ben,daha Samsun da ilk günüm.İlk dolmuşa binişim.Dakika 1 gol bir.Bu arada kadın da onaylayarak kafasını sallıyor tip tip bakıyor yüzüme."Ya bayan bana sarkıntılık ederse" dediğimde oooo seklindeki fısıltıları, tüm yolcuların yüzündeki gülümsemeyi,bayanın yüzündeki kırmızılığı görmeliydiniz.Sanki Dürüyemin düğümlerinde dizisinde ki kahvede oturan ahalinin abovvv demesi gibi oldu.Dolmuş şoforü cevaptan yoksun.Birader sen bir sonraki dolmuşla gel dedi ve beni indirdi.

Bir diğer başıma gelen,malum Muğla nın fırlamalığı.Gitar çalıyoruz bahçede.E tabi bayan arkadaşlar çoğunlukta.O sıralar siyaset çok fazla yurtta,kıskançlıklar son hattinde bana da her gece uyarı geliyor dikkat et diye.Bir kaç kişi geldi elinde yazıyla.Başladı okumaya,bu arada habire birileri geliyor çevreme.Tanımadığım tipler.En son "Gitar çalmak Amerikan emperyalizmini teşvik edici yönde faaliyette bulunmaktır" dediğinde bende ipler koptu.3gr beynin varsa emperyalizmi açıklasana bana diyerek güldüğümü hatırlıyorum.Gözümü açtığımda hastanedeydim. .Bayılınca bırakmışlar beni.Yaklaşık 13 kişi.Allah ne verdiyse,onlarda bana vermişler

Daha yığınla maceram var Samsun'a ait,yine zamanı geldikçe anlatırım burada