Ben soyleyim saklambac korebe simit :011: peki sizin kucukken sevdiginiz oyunlar neydi?
Yazdırılabilir Görünüm
Ben soyleyim saklambac korebe simit :011: peki sizin kucukken sevdiginiz oyunlar neydi?
körebe-ip atlama-birdiri bir-çelik çomak vs vs :D
çin - çan - çon - lar...:011:
bizim buraların en meşhur kız oyunudur...:D
eskiden kalan bir oyunumuz iple oynanılmakta oyunumuz 1'ler,2'ler,3'ler şeklinde 12'e kadar devam eder daha sonra önler arkalar şeklinde oyun uzatılır tamamen beden ve jimlastik hareketler kullanıldığı için 12'lere gelmek oldukça zor...
çocukluktan bu yana kalan bir gelenek ...:009:
onu bende oynadım
ama burda adı çinçançon değil :D
bizde de birler ikiler diye devam ediyordu
belli bir adı yoktu
bir de seksek oynamayı severdim
ip atlamak veeeeee...............
bilin bakalım?????
heyecan olsun biraz..:011:
evcilik mi:D
Bende lastik oynamayı çok severdim ve çok da güzel oynardım. haaa bir de yakan top. onda da çok iyiydim. o zamanlar oldukça esnek ve hareketliydim :D
Etrafımda doğal ne tür materyal varsa onlarla evcilik oynamak :)
Sek sek, yakan top, ip atlama.
En sevdiğim de yakan top idi, çok canım olurdu hep, kimse canımı çıkaramıyordu :D
Emoş haydi var mısın tekrar :D [MENTION=267]Emine TURAN TUNÇ[/MENTION];
Oyun olsunda hepsini seviyodum..
ama topla oynananları yeri bi başkaydı.
Yakan top, tombi(dokuz taş), izmir ebesi favorilerimdendi :)
Dokuz taş, yılan, beş taş, duvardan yüksek atlama:) (iyiki bacaklar kırılmadı.), ağaç dalında en uzun süre kim sallanır? :) Bu yüzden kollarım standartın üstünde uzundur.:) saklambaç, çift ip, bezdirgan başı, misket, yakan top, valeybol, yağ satarım, el üstünde kimin eli, çimdik çimdik makarna (daha küçük yaşlarda)
Yaşa göre mi yazsaydım acaba? :)
öğretmenim ben de çok ağaçta oynardım. evciliği bile ağaçta oynardık. vişne ağacı kuzenimin evi, dut ağacı benim evim olurdu. bir de misafirliğe giderken ağaçtan ağaca atlayarak geçerdik... ne cesaret!!!
bu arada görümcemin oğlu da duvardan atlama oynadı. iki ayağının topukları tuz buz olup kırıldı. şu an iyi ama bizi çok korkuttu. yine de bazen yamuk yürüdüğünü düşünmüyor değilim...sizi de Allah korumuş..:dft008:
hahha:D
oyun gerçekleşmiş
Biz de doktorculuk oynardık. Çocuk aklı doktor iğne yapar mı? Ama iğne yazıyor, değil mi ama.:)
Bütün bebeklerime iğne yapardım. Hadi nedenini kim bulacak çok merak ediyorum.
grip olmasınlar diye mi:D
welll ???
kesin yaramazlık yapmışlardır...:D:D:D
çok teşekkürler öğretmenim sizinde kandiliniz mübarek olsun.:009:
hımmm peki o zaman;
hocam hani çocuk aklıyla yapılan bir şey olduğu için demek ki bilinç altınızda doktor kavramı oldukça etkili hale gelmiş olmalı, bu bir fobi veya hobi'de olabilir.
fobi yönünden eleştirecek olursak doktorlara karşı büyük bir korku veya iğne'ye karşı duyduğunuz bir korkunuz da olabilir. tabi bu durumda sizin oyunlarınızı etkilemekte belki'de bütün bebeklerinize iğne yapmanız demek aşırı korkulu halinizden sıyrılmak demekte olabilir.
hobi (kısmen diyelim) açısından değerlendirecek olursak doktorculuk aşırı derece sizi rahatlatan bir oyunda olabilir liderlik vasıfları olan bir meslek olduğu için siz açısından bütün bebeklere iğne yapmak onları iyi etmek onların size ihtiyacı olduğu düşüncesinide oluşturmuş olabilir yada etrafınızda doktor olan kişi veya kişilerde yaptığınız gözlemlerde sizi etkilemişte olabilir...vs
açıkçası düşündürücü...:013:
öğretmenim harika bir tahlil yapmışsın.tebrik ediyorum.
benim aklıma ise başka şeyler gelmişti. Emel Öğretmenimi tenzih ediyorum.. bebeklerle değil de arkadaşlarıyla doktorculuk oynayan çocukların vücutlarının diğerleriyle aynı olup olmadığını öğrenme ve keşfetme isteği olabilir diye düşünmüştüm..
ne kadar fesatım di mi?:D:D:D
Birinci düşüncen doğru.:)
6-7 yaşındayken ateşli bir hastalığa yakalandım. Muhtemelen anjin olmalıyım. Rahmetli babam hastaneye götürdü. İğne olmak istemiyordum, çünkü annem de mahallede komşulara iğne yapardı, beni içeriye almazlardı ama kimi kadınlar iğne olurken canı yanmış gibi ses çıkartırdı, iğneyi olduktan sonra da ''eline sağlık'', der güle oynaya çıkar giderlerdi...
Neyse beni sedyeye yatırdılar, iki kişi bacaklarımdan, iki kişi kollarımdan dört kişi beni tuttu ve sağlık memuru iğnemi yaptı. Üstelik penisilin. O devasa iğnenin acısı bir taraftan, penisilinin yakması diğer taraftan...
Ta ki, evleninceye kadar hiç bir kuvvet bana iğne yapamadı.:)
Bir gün idrar yolu enfeksiyonu oldum. Yine iğne olmam yine farz oldu:) Öylesine ateşliyim ki hastaneye gidip iğne yaptıracak halim yoktu. Eşim mahalle iğnecisi (o zaman sağlık memuru bulmak ne mümkün? ) getirinceye kadar... Kadını karşımda görünce kalbim hızlı atmaya, midem bulanmaya başladı. Yatağın içine oturdum. ''Ben size iğne yaptırmam.'', dedim. Kadın:'' ben de meraklı değilim.'', dedi ve gitti.:)
Ben tin tin hastaneye...
O günden sonra doğum vs. derken iğneden korkum bitti.:)
İşte bu yüzden sürekli bebeklerimin poposuna iğne yapardım.:035:
Başka iğne macerası olan var mı?
üzüldüm öğretmenim.:(
çocukların bu korkularını maruz görmek gerek onlara karşı daha anlayışlı olabilmeyi becerebilirsek hayatı boyunca yaşayacağı korkularından sıyrılmalarına da yardımcı olmuş olacağız...
bu arada öğretmenim iğneci kadın baya açık sözlüymüş...:011:
Yazın balonların içine su doldurur sonrada onları birbirimize atardık, şansa kimin üzerinde patlarsa..
Çok severdim bu oyunu.Üzerimiz kuruyana kadar eve gidemezdik tabi :D
kocaman demeseydik iyiydi öğretmenim ama neyse..:D:D:D
benim bir özelliğim var. herkesi korkutan ya da benim korktuğum şeylerden kaçmam. aksine onunla inatlaşırım. genelde faydasını gördüm ama bazen de zararı dokundu tabii. gereksiz kahramanlıklar gibi..:011: