ödül ceza yöntemi


             

Ä°letiÅŸim


 05xx xxx xx xx


vbnetron


[email protected]

×

ödül ceza yöntemi

Like Tree10Likes

Konu: ödül ceza yöntemi

  • #1
    anonimix - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    05.Kasım.2013
    Mesajlar
    36
    @anonimix



    ödül ceza yöntemi





    öncelikle merak ettiğim ve işin içinden çıkamadığım bir konu var bu konuda sizler neler yapıyorsunuz bunu merak ediyorum.Konu şu ki okul öncesindeki ödül ceza yöntemi doğru mu yani davranış geliştirmek için sticker, oyuncak ya da balon vs. gibi şeyler ile teşvik etmek veya tam tersi disiplin sağlmak adına ceza minderi, sandalyesinde bekletme gibi.Bir pedagogdan öğrendiğim kadarıyla bu tür şeyler çocukta duygusal zarara yol açabilir veya ödüle cezaya davranış değişikliği olur çocuk koşullanır ve o davranış doğru olduğu için değilde sadece ödül için yada cezadan kaçmak için uygular diyor.Bana mantıklı geldi ama bunlarsızda bir eğitim çok zor hatta imkansız gibi geliyor.tecrübelerinzi ve fikirlerinizi paylaşır rehberlik ederseniz bana çok memnun olurum
    goncafiliz likes this.

  • #2
    Emel Hoca - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    05.Mart.2009
    Nereden
    Eskişehir
    Mesajlar
    13,302
    @Emel Hoca







    Sevgili öğretmenim; kullanılan ifadeler çok önemlidir. Ödül ve cezayı hemen hemen hiç uygulamadım, dersem yalan olmaz. ''Ödülü başarısı durumunda ''aferin'' şeklinde, ceza yerine ise; ''kendi sorununu yine kendisinin bulup çözüm araması biçiminde kullandım. Böylece sinirlenmedim, sorun çünkü bana ait değildi. Önemli olan sorunun kime ait olduğu ile ilgilidir.

    Şöyle ki!

    Kavga eden iki çocuğu tek tek dinledim. İkisini de anladığımı ifade derek:
    -Kızgın görünüyorsun, diğerine dönerek:
    -canın yanmış olmalı, dedim. Veli eğitim toplantılarında da kullandığım yöntemi açıkladım.

    Çocukları sorunlarını tartışmaları için sınıfın bir köşesine aldım. Burada duygularını ifade etmelerini ve sakinleşmeleri sağladıktan sonra gruba geri döndürdüm. ''tekrar deneyelim.'' dedim.

    Biraz örnrkler vereyim.



    ''etkinliğinizi bitirirseniz bahçeye çıkarız, sessiz dururanız oyuncak oynarız'', gibi ifadeler kullanılmamalı. Bunlar ödül niteliği taşır.


    Doğru ifade;
    ''Etkinliğinizi bitirdikten sonra bahçeye çıkabiliriz.

    ''Çabuk toplandığınızda .................yapmaya zamanımız kalır. (çabuk toplanmadıkları için zaman yetmeyince; bundan sonra daha çabuk toplanırsanız .........................yapabiliriz. Bunun için yarın tekrar deneyelim.)

    ''sessiz durursanız oyuncak oynarız'' yerine; sessiz durduğunuzda yorulmayız / başımız ağrımaz / birbirimizi daha iyi duyabiliriz. denmeli. Çünkü oyuncak oynama gürültü gerektiren bir etkinliktir. Oysa istenilen sessizliktir. Birbiri ile örtüşen sözcükler kullanmalısınız.


    Cezanın da doğru örtüşmesi gerekir. Örneğin; arkadaşının yaptığı resmi yırtan bir çocuğa; ''yapma, neden yaptın, bizim sınıfımızda böyle şeyler olmaz, hadi barışın, öpüşün vs.. sözcükler asla kullanmayın.

    Empati kurmalarını sağlayın.

    ''Arkadaşının kağıdına zarar verdiğine göre bir olay seni kızdırmış / üzmüş / kıskandırmış olmalı. Neler hissettin?
    Kağıdı yırtılan çocuğa dönüp; ''arkadaşın kağıdı yırtınca üzülmüş olmalısın, sen neler hissettin?


    Ardından her iki çocuğu bir köşede karşılıklı bir sandalyeye oturtup, sorunlarını kısa bir süre dahilinde burada tartışmalarını, bundan sonra neler yapabileceklerini konuşmalarını isteyiniz.

    Böyle bir sınıf yönetiminde her iki çocuğa da ''seni anlıyorum'' mesajı iletmiş olur, taraf tutmamış olursunuz. taraf tutmayınca sınıfınızda büyük değişiklikler gözlemleyeceksiniz. Siz bunu başardıktan yani siz değişim gösterdikten sonra bir veli toplantısı yolu ile ''empati'' konusunu işleyip, sınıftaki değişimden söz edebilir, evde uygulamalarını isteyebilirsiniz.


    Veli toplantısında şöyle konuşabilirsiniz:

    YÜREKLENDİRİCİ SÖZLER SÖYLEME: Yüreklendirilen çocuk, kendisini değerli hisseder. Güven duyar. Yüreklendirme çocuğun kendisini kötü hissettiği, başaramayacağını düşündüğü anlarda yapılır.
    Örn: - Ben Ayşe gibi güzel resim yapamıyorum.
    - Ayşe’nin güzel resim yaptığını düşünüyorsun. (Onu anladığınızı belirten cümleyi duyunca ‘’Annem beni anlıyor’’ duygusunu hissedecek. ) Senin de çaba göstereceğinden, Ayşe kadar güzel resim yapabileceğinden eminim. İstersen Ayşe’den güzel resim yapabilmek için sana yardım etmesini isteyebilirsin.
    Yüreklendirilen çocuk başarıya ulaşmak için çaba harcar.
    ÖVGÜ: Ödül türüdür. Rekabete dayanır. Kazanınca verilir. Çocuğunu öven anne-babalar çocuklarını yüzeysel ödüllerle motive ederler.
    Ailesine BAĞIMLI çocuk; genellikle ÖVGÜ almayı başarır. Övgü alınca işbirliği yapmak ister. Yeniden övgü alabilmek için ‘NE YAPABİLİRİM?’’ diye düşünür.

    Çocuğunuz bir işi başarmak için sizden yardım istiyorsa; Tavsiyelerde bulunarak yardım edin. Örn:
    -Ben ………..daha yararlı olabileceğini düşünüyorum.
    -Bu sana daha çok yakışıyor.
    -Makası-kağıdı vs… şu şekilde tutarsan-katlarsan-kesersen yapmayı tasarladığın şeyi daha kolay-güzel-mükemmel yapabilirsin.
    -Yeteneklerine güveniyorum. Bunu daha önceden de başarmıştın. Bunu daha da iyi yapabileceğini biliyorum.

    -Beceriksiz, sen hiçbir işi doğru yapamazsın ki, sakar şey, sen dökersin, kırarsın, taşıyamazsın’’ gibi sözler söylüyorsanız; çocuğunuz o işi gerçekten başaramayacaktır.
    -Ben hiçbir işe yaramıyorum. Kimse benim yaptığım işi beğenmiyor. Beceriksizim. Sakarım. Aptalım. Gibi sizin taktığınız sıfatları benimseyerek kendisini başarısızlığın, toplumdan soyutlar. Bir kenara çekilir. İçine kapanır. Sessizce bir köşede ağlar. Duygularını paylaşamaz.

    Çocuğunuza bir işi başarması için karışmayın. Bırakın özgün düşüncesini ortaya koysun. Sadece yol gösterin. Siz farklı düşünüyorsanız, öneri getirin. Kararı kendisine bırakın. Ve onu mutlaka YÜREKLENDİRİN.

    4. ŞİKÂYET ETME PROBLEMİ İLE NASIL BAŞA ÇIKILABİLİR?
    ÇOCUKLARINIZIN ORTAK OLARAK SORUMLULUK PAYLAŞMASINA İZİN VERİN: Çocuklarınız arasında çıkan olaylarda KİM YAPTI? Demek suçluyu aramaktır. Bu çocuklarınız arasındaki rekabeti arttırır.
    -Anne! Kardeşim oyuncağımı, kalemimi vs… vermiyor. (Sorun kime ait? ) Nasıl bir tutum sergilersiniz?
    -Görüyorum ki kardeşinin aldığı kalemi istiyorsun.
    -Evet. Ama kardeşim vermiyor. Ödevimi yapacağım.
    -Kardeşine soralım bakalım. Kalemi neden istiyormuş?
    Anne: -İkinize de kalem lazım. Ne yapabilirsiniz?
    -Ödevimi bitirince kardeşime verebilirim.
    Verilen örnekte problemi anne çözmedi. Çözüm önermedi. Taraf tutmadı. Problemi çözmeleri için sadece yol gösterdi. Kendi problemlerini kendileri çözdüler. Bu eğitim yöntemini kendilerine amaç edinen ailelerin çocukları karşılaştıkları problem durumlarını kendileri çözümleme becerisi kazanırken, ilerde özgün projeler geliştirebilen, kendine güven duyan, çevresindeki insanlarla olan iletişimde gammazlama yerine, karşılaşacakları problemlere fikirler üretebilen bireyler olurlar.
    Anne: -Sen hiç kardeşine bir şey vermezsin. Kötü bir kardeşsin.’’ Gibi yaklaşımlar büyük kardeşin kendisini HER ZAMAN KÖTÜ olarak düşünmesine yol açar. Güveni sarsılır. Farklı olaylar karşısında bundan sonra tavrını değiştirerek kendini sürekli savunmaya çalışır. İYİ ÇOCUK olabilmenin yollarını ararken yalana başvurduğu da görülebilir.

    * BÜYÜKLERİ TARAFINDAN DİNLENEN, ANLAŞILDIĞINI HİSSEDEN ÇOCUKLAR, BAŞKALARINI ŞİKAYET ETMEZLER. SORUNLARLA BAŞA ÇIKMAYI, PROBLEMİ TEK BAŞINA ÇÖZEBİLMEYİ ÖĞRENİR.


    5. KORUMACI OLMAYIN: Çocuk, kendi deneyimleri ile olgunlaşıp, sorumluluklar üstlendikçe güven kazansın.
    Örn: -Anne yarın okula en sevdiğim kitabımı götüreceğim.
    -Peki yavrum. Ben ne yapabilirim?
    -Bana bu kitabı anlatır mısın? (Anne okur. Çocuğun çantasına kitabı yerleştirir.) (KORUMACI AİLE)
    Yada:
    Kitabın okunması bitince çocuk:
    -Anneciğim unutmamak için hemen kitabımı çantama koymalıyım. (ÇOCUĞUNA SORUMLULUK AŞILAYAN AİLE) Burada çocuk bu işin kendi işi olduğunu biliyor. Bizim sizlerden istediğimiz bu eğitim şeklini kullanmaya kendinizi alıştırmanız.




    Bakınız:


    KONUŞMAYACAĞIM, ÇOK GÜRÜLTÜ ETTİM ANNEM BABAM ÖLDÜ




    Bir de oyun örneği vereyim:



    ORGANLARIN DANSI VAR. ELLER BİRBİRİNE DEĞMEDEN VÜCUDUN FARKLI HAREKETLERİ İLE MÜZİK EŞLİĞİNDE YAPILIYOR. DAHA SONRA POPOLARLA, DİZLERLE, AYAKLARLA..................

    KARŞILIKLI OTURUR.

    ÖĞRETMEN SINIFTAKİ AKADAŞLIK İLİŞKİLERİ KONUSUNDA BİR ÖRNEK VERİR.

    -ARKADAŞIN SENİ ÇİMDİKLEDİ, NELER HİSSETTİN?

    DİĞER ÇOCUK HİSLERİNİ KARŞISINDAKİ ÇOCUĞA ANLATIR. SONRA DİĞERİ YANİ ÇİMDİKLEYEN ROLÜNDEKİ ÇİMDİKLEME NEDENİ KONUSUNDA DÜŞÜNCELERİN AKTARIR.

    OYUNUN SONUNDA:
    -SINIFIMIZDA HERKES BİRBİRİNİN DUYGULARINI ANLIYOR MU?
    -SEN BUNDAN SONRA NASIL DAVRANMAYA KARAR VERDİN? GİBİ SORULARLA DEĞERLENDİRME YAPILIR.

    TOKALAŞMANIN ARDINDAN ETKİNLİK TOKALAŞMA DRAMASI İLE DEVAM EDER.



    Sonucu merakla bekliyorum. Konuya mesaj yazdığınızda özelime de mesaj yazarsanız konu mesajınızı gözümden kaçırmadan okuyabilirim.


    Başarılar dilerim.



    ödül ve ceza emel - Google'da Ara


    Lütfen yukarıdaki linki de inceleyiniz. Sorununuzun yanıtının çok daha fazlasını bu linkten bulabilirsiniz.
    Konu Emel Hoca tarafından (09.Aralık.2013 Saat 01:34 ) değiştirilmiştir.
    Minimalist and anonimix like this.

  • #3
    anonimix - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    05.Kasım.2013
    Mesajlar
    36
    @anonimix







    çok teşekkür ederim emel hocam

  • #4
    çegelek - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    28.Mart.2009
    Nereden
    bursa
    Mesajlar
    462
    @çegelek







    kendi yöntemlerimi yöntemlerimde gördüğüm doğru ve yanlışları kısaca anlatmaya çalışacağım.her güzel davranışa yıldız çubuğunda yıldız yapıştırma gibi bir uygulamam vardı.zamanla baktım ki çocuk davranışı davranışları daha iyi olsun diye değil öğretmenim görsün ve bana yıldız versin diye gerçekleştiriyor.ödül verirken dozu iyi ayarlamak gerekiyor.ayrıca şu davranışımı yaparsam öğretmen beni ödüllendirecek diye düşünmemeli öğrenci.ödülleri genelde sürpriz olarak yapıp rutin haline getrmiyorum.ceza kısmına gelince ben de emel öğretmenim gibi eğer öğrenciler arası bir sorunsa dinleyip iki tarafında eksi ve artılarını sunup onları baş başa konuşmaya gönderiyorum.direk öğrenciyle ilgili bişeyse duruma göre oyun saatine almıyorum yanımda oturmasını istiyorum sorunla ilgili uzun uzun konuşurken ona bana yardımcı olmasını isteyerek sorumluluk veriyorum onu hem dinlediğimi hem de önemsediğimi gördükten sonra davranışları da olumlu yöne dönebiliyor.genelde sevdiği birşeyden mahrum bırakıyorum sorun konusunda onunla detaylı konuşuyorum empati yapmasını sağlıyorum.benim kafamı karıştıran noktada şu ki birbirlerini şikayete geliyorlar mesela ben onları dinlemek istiyorum çünkü bazen çok önemli şeyler çıkabiliyor.ama diğer meslektaşlarım(okuldakiler)ve veliler çocuklara şikayet etmenin kötü bişey olduğunu söyleyip dinlemeden kesip atıyorlar.ben dinlemeyi tercih etmekte yanlış mı yapıyorum?çocuklar her ne anlatırsa anlatsın ki bizim öğrencilerimiz bıkıp usanmadan anlatmayı severler biliyorsunuz dinlemeye çalışıyorum.
    anonimix likes this.

  • #5
    Emel Hoca - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    05.Mart.2009
    Nereden
    Eskişehir
    Mesajlar
    13,302
    @Emel Hoca







    Yanlış olan davranışlarda ''görmezden gelme'' yöntemini kullanmanızı tavsiye ederim. Bu çocukların amaçları dikkat çekmektir. Dikkatinizi toplamak için de akla gelmedik istenmeyen davranışları kullanırlar. Onlara kızılması bile onu amacına ulaştırır. o yüzden doğru olan davranışları görüp; '' Bravo, tam zamanında toplanıp hazır olduğunuz için sizi kutlarım, deyip onları yanaklarından öpün. Ama diğerleri görmezden gelin, sınıfta yokmuşlar gibi...

    İlk önce şaşıracaklar. Çünkü ilk kez böyle bir davranış biçimi sergilemiş olacaksınız. Göreceksiniz ki öpülmek, takdir görmek için bir süre sonra oturacaklar ve ''ben de oturdum'', diyecekler. Siz o zaman onlara dönüp ''zamanında oturduklarında diğer oyunları oynayabilme zamanı kalacağını söyleyip ''yarın tekrar deneyelim.'' deyin. Ama asla öpüp oturduğu için 'aferin''demeyin.
    goncafiliz and anonimix like this.

  • #6
    Emel Hoca - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    05.Mart.2009
    Nereden
    Eskişehir
    Mesajlar
    13,302
    @Emel Hoca







    Alıntı çegelek Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    benim kafamı karıştıran noktada şu ki birbirlerini şikayete geliyorlar mesela ben onları dinlemek istiyorum çünkü bazen çok önemli şeyler çıkabiliyor.ama diğer meslektaşlarım(okuldakiler)ve veliler çocuklara şikayet etmenin kötü bişey olduğunu söyleyip dinlemeden kesip atıyorlar.ben dinlemeyi tercih etmekte yanlış mı yapıyorum?çocuklar her ne anlatırsa anlatsın ki bizim öğrencilerimiz bıkıp usanmadan anlatmayı severler biliyorsunuz dinlemeye çalışıyorum.
    Sevgili öğretmenim; bizim toplumsal eğitim anlayışımızın değişim gösterebilmesi için çok seneler gerekiyor. Siz ne yaparsanız yapın, insanlar çevreden gördüğünü uyguluyorlar. ilk yapmanız gereken 'veli eğitim toplantısı''nda ''şikayet' konusu işlemeniz olmalıdır.

    Şikayetleri konusunda size önerim şu olacak.

    -Bu sorun bana ait değil, arkadaşını ilgilendiriyor, bunu ona söylemelisin.

    Veli çocuklarının kavgasına girer, ailesinden öğrendiği yöntemle küçüğü korur.

    İşte bununla ilgili yazımı aşağıda bulabilirsiniz.


    Yeni doğan kardeş problemi
    Türk toplumu olarak yeni doğanın erkek olma durumunda yeni doğana daha fazla değer veririz.
    Bu durum büyük çocuğumuzu psikolojik olarak daha fazla etkiler. İkinci çocuk, birinciyi tahtından indirir. Halbuki o, kardeşinin olmasını ne kadar çok istemiştir… olumlu davranışlarla ilk olma üstünlüğünü sağlayamazsa, başka yollara başvurur.

    Yeni kardeş gelinceye kadar ilgi merkezi olarak yetiştirilen çocuk, yeni bir bebeğin aileye katılımı ile kendini dışlanmış, sevilmeyen bir kişilik olarak algılayarak psikolojik sorunlar yaşamaya başlayabilir. Ona göre herkes bebekle ilgilenmekte, kimse onunla ilgilenmemektedir. O güne kadar yemeği yedirilmiş, elbisesi giydirilmiştir. İlgiyi tekrar üzerine çekmek için davranış bozuklukları görülür. Parmağını emer, biberondan süt içmek ister, altını ıslatır, yemek yeme problemleri ortaya çıkar, karnı ağrır, midesi bulanır. O zamana kadar gayet düzgün konuşan çocuk, kekelemeye ya da bebek gibi konuşmaya başlar.

    Ne yapılmalı: sorunun kaynağı öncelikli olarak araştırılmalı. Sorgulama: -hangi davranışımdan sonra çocuk olumsuz davranışlar sergiliyor?
    Çözüm: ona yeterince zaman ayırınız. (birlikte oynama, kitap okuma, hoşlandığı etkinliklere katılma gibi…)
    Böylece zaman içinde çocuk eski güvenini kazanıp, sevildiğini, istendiğini hissetmeye başlayacak. (-beni seviyorlar, benimle ilgileniyorlar’’ mesajını bulacak.)

    Farkında olmadan yaptığımız yanlış davranışlar:
    —anne karnım acıktı.
    —kardeşinin mamasını yedireyim, sonra seninle ilgilenirim.

    —mızmızlık etme! Bak kocaman abla-ağabey oldun.
    Ya da dolaylı mesajlar veririz:
    —benim yavrum şimdi susar. Bizim ailede zaten kimse böyle davranmaz.
    Ne yapılmalı: onunla daha belirgin, açık, somut konuşabiliriz.
    -mehmet, ben kardeşini doyururken sen ağladığında kardeşin korkuyor. Mamasını yemiyor. Ben de onu doyuramayınca sinirleniyorum. Ağlamadan sessizce yanıma oturarak beklersen onu çabucak doyurur, senin yemeğini de hazırlayabilirim.
    (buraya kadar slayt hazır tek çocuk hariç)
    —önce beni doyur.
    Dur bir deneyelim. Bakalım senin yemeğini hazırlarken kardeşin ağlamadan durabilir mi?
    —ne dersin kardeşin aç kalmaya dayanabiliyor mu? Bundan sonra ne yapabilir? (ortak kararlar alınır. Çocuğun nedenleri yaşayarak görmesi sağlanır. Kıskançlığın önüne geçilir.)

    Çocuk engellenir, yeterince somut düşünmesine uygun ortam bulamazsa:
    —kardeşini kıskanıyor, saldırganlaştı… Kardeşine bakıyordu onu ısırdı… ne yapacağımı şaşırdım.’’ gibi sözler duyarız. Gerçekte çocuğun neden böyle davrandığını bulmaya çalışmayız.
    çocuk yeni doğan kardeşini kucağına almak istediğinde; nasıl tutması gerektiği, vücudunun çok hassas olduğu, kemiklerinin gelişiminin sürdüğü, süt içerek gelişeceği, büyüdükçe daha rahat tutabileceği….anlatılmalı.

    Ortanca çocuk
    Toplumumuzda küçük çocuk fazla ilgi görmektedir. Yeni kardeş gelinceye kadar kendisini ‘’son çocuk-evin küçük çocuğu’’ olarak görürken, birden bire bu durum yok oluverir. Büyük kardeşin, kendisi doğduğu zaman ki duygularını daha derinden yaşamaya başlar. Genellikle kendisini ezilmiş hisseder. Yaşamın haksızlıklarla dolu olduğunu düşünür. Kendine göre yöntemler bulmaya, durum ve olaylarla başa çıkmaya uğraşır. Doğruluk ve hak üzerine fazlaca düşer. Kurallara sıkı sıkı bağlanma eğilimi gösterir.
    Sürekli olarak kendinden büyük olan kardeşine göğüs germek durumunda kalır. Onunla rekabete girer. Büyük kardeşinden farklı davranışlar sergiler. İşte bu zaman aile gerekli yaklaşımda bulunmazsa, aşağılık kompleksine kapılabilir. Kaygılar, korkular, davranış bozuklukları ve diğer psikolojik sorunlar yaşayabilir. Saldırgan yada pasif yada çok bağımlı, yada kendinden emin sosyal davranışlar sergileyebilir.

    Ailenin en küçüğü durum avantajından yaralanmak ister. En şirin, çok hoş, en zayıf gibi durumlar oluşturarak kendisine hizmet edilmesini ister.

    Çocuk ailede 4 etki ile yoğrulur.
    1. Aile atmosferi ve değerleri
    2. Cinsiyeti
    3. Aile burcu
    4. Eğitim yöntemleri.

    Çocuk, amacına yapıcı davranışlarla ulaşıyorsa; işbirliğine yatkın olur.

    Amacı yıkıcı ise; umutsuzluk duygusuna kapılıp, kendine emin bir yer edinmek için davranış bozukluğu sergiler. Aktif yada pasiftir. İyi davranıyormuş gibi görünebilir. Başkalarını duygularını özel biri olduğuna inandırmak için kullanır. Ana-baba acır. Yardımına koşarlar.

    Kardeşler arası ilişkiler
    Daha sonraki yıllarda çocuklarımız zaman zaman farklı sebeplerden tartışırlar. Biz ise farkında olmadan onlar arasında küçüçük yaşlarında başlayarak rekabet ortamı yaratabiliriz. Büyük çocuğumuza; -sen büyüksün.’’ der, ona taşıyabileceğinden daha fazla sorumluluk yükleriz. Olaylar karşısında gerçek olayları dinlemeden onu yargılarız. Küçük çocuğumuz bundan hoşnuttur. Yaygara eden, ağlayan ve her zaman haklı olan o’dur. Canı yanmasa bile avaz avaz bağırır. Ortanca; genellikle her iki kardeşi idare etmeye çalışır. Aslında onun yükü daha ağırdır. Onun güven duygusunu kaybetmesine farkında olmadan neden olabiliriz.
    Yanlışlarımız:
    Örn 1: -kim yaptı? (suçluyu aramayın)
    Sen büyüksün. (sorumluluk yükleme)
    Sen haksızsın. (ben her zaman haksızım, suçluyum)
    Cezalısınız. ( dinlemeden infaz)
    Ne yapılmalı, nasıl davranılmalı?
    —Anne! Ablam saçımı çekti. (şikâyet)
    —Ablan saçını çektiği için canın acımış olmalı.
    —evet.
    Anne ablaya döner:
    —Kardeşinin saçını çekince canı yanmış.
    —Evet. Ben çektim. Canının yanmasını istedim. Çünkü o da ben ders çalışırken bana vurdu. Benim de canımın yanmış olabileceğini hissettirmek istedim. (duyguyu tattırma)
    Saçı çekilen çocuk: ama anne ablam benimle oynasın istedim.
    Anne:-durun bakalım ne yapabilirsiniz?
    —Ablan ders çalışıyor. Ders çalışırken seninle oynayabilir mi? (anne çocukların problemlerinin ne olduğunu görmelerini sağlıyor. Suçlama yok. Ceza yok. Ödül yok.)
    — Çalışmasın. (ben duygusu gelişmiş.)
    Abla ders çalışmazsa olabilecekleri kardeşine anlatır.
    — o zaman dersin bitince oynayalım mı? Ne zaman biter? (ablanın duygularını anlayarak empati kurma başlıyor.)
    Anne kavgaya karıştı mı?
    Hakaret etimi?
    Anne sinirlendi mi, üzüldü mü? (yüz ifademiz rekabeti şiddetlendirebilir.)


    · Çocukların kendi aralarındaki kavgaya karışılmamalı, çözüm yolları önerilmeli. Asla suçlu aranmamalı. (kendi haklarını ve başkalarını haklarını savunmayı öğrenir.)
    · Onları dinlemeyi alışkanlığa dönüştürmeli. (saygıyı öğrenir. Kendine güven duyar. )
    · Başarıları övülmeli.
    · Başarısızlıkları durumunda yüreklendirici sözler söylenmeli. (tekrar denersin. Yapabileceğini sen de biliyorsun.) Yüreklendirilen çocukların arasındaki rekabet ortadan kalkar. Haksızlık yaparak yer edinmek isteyen çocuk, uyumlu davranışlar gösterecektir.
    · Yardıma ihtiyacı varsa; tavsiyelerde bulunun. (sonucu ne olur dersin? Bir de böyle mi denesen acaba?)
    · Amacı yardım isterken dikkat çekmekse;
    · -bunu daha önce başarmıştın. Şimdi daha iyi yapacağını düşünüyorum. Biraz gayret edersen iyi olur. Sana güveniyorum.



    Bu da veli toplantısında kullandığım sunumum:

    https://www.onceokuloncesi.com/cocuk...ppt-19588.html
    goncafiliz likes this.

  • #7
    çegelek - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    28.Mart.2009
    Nereden
    bursa
    Mesajlar
    462
    @çegelek







    zaman ayırıp cevap verdiğiniz için çok teşekkür ederim emel öğretmenim...
    Emel Hoca likes this.

  • #8
    seyhan_b - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    20.Ağustos.2013
    Mesajlar
    27
    @seyhan_b







    Alıntı çegelek Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    benim kafamı karıştıran noktada şu ki birbirlerini şikayete geliyorlar mesela ben onları dinlemek istiyorum çünkü bazen çok önemli şeyler çıkabiliyor.ama diğer meslektaşlarım(okuldakiler)ve veliler çocuklara şikayet etmenin kötü bişey olduğunu söyleyip dinlemeden kesip atıyorlar.ben dinlemeyi tercih etmekte yanlış mı yapıyorum?çocuklar her ne anlatırsa anlatsın ki bizim öğrencilerimiz bıkıp usanmadan anlatmayı severler biliyorsunuz dinlemeye çalışıyorum.


    Aslında bende dinleme taraftarıyım ama bazen öyle şeyler oluyo ki hangi birini dinleyeceksin.Benin bu seneki çocuklar o kadar çok şikayet ediyor ki..Herşeyi şikayet ediyorlar.Öğretmenim şu şöyle dedi bu böyle yaptı bu şunu aldı..Bir de duymazdan geldiğim zaman on kere söylüyorlar.Ben de şikayet duymak istemiyorum demek zorun da kalıyorum hiç istemesem de.

  • #9
    çegelek - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    28.Mart.2009
    Nereden
    bursa
    Mesajlar
    462
    @çegelek







    GEÇTİĞİMİZ GÜNLERDE KOMİK BİR DURUM YAŞADIK...ÖĞRENCİM ARKADAŞINI ŞİKAYET ETTİ...FON KARTONUNDAN ARABA YAPIP KAĞIDA YAPIŞTIRMIŞTIK...ALTINA YOL ÖNÜNE LAMBA FALAN YAPACAKLARDI...BİR ÖĞRENCİM PASTEL BOYAYLA ETRAFINI BOYAMIŞ...BAŞKA BİR ÖĞRENCİM DE ONU ŞİKAYETE GELMİŞ...BEN DE ÇOK BEĞENDİĞİMİ SÖYLEYİNCE ARKADAŞININ ETKİNLİĞİNE MÜDAHELE ETMEMİZİN YANLIŞ OLDUĞUNU BELİRTİNCE AKABİNDE ŞİKAYETE GELEN ÖĞRENCİMİN TEPKİSİ ŞU OLDU:
    "ÖĞRETMENİM BEN DE AYNISINI YAPABİLİR MİYİM?"
    GÜLER MİSİN AĞLAR MISIN?
    GLJYN and anonimix like this.

  • #10
    GLJYN - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    02.Kasım.2013
    Nereden
    bilinmeyenlerden
    Mesajlar
    2,177
    @GLJYN







    Gün batsa ne olur geceyi onaran bir mimar vardir
    Yanmissam külümden yapilan bir hisar vardir
    Yenilgi yenilgi büyüyen bir zafer vardir
    Sirlarin sirrina ermek için sende anahtar vardir
    Gögsünde sürgününü geri çagiran bir damar vardir
    Senden umut kesmem kalbinde merhamet adli bir çinar vardir
    Sevgili
    En sevgili
    Ey sevgili

  • YORUM BIRAKMAK İÇİN ÜYE OLMALISINIZ !

    ÜYE OLMAK İÇİN TIKLA

    Benzer Konular

    1. ÇOCUĞUMA ÖDÜL VE CEZA VERİRKEN NELERE DİKKAT ETMELİYİM?
      Konu Sahibi Meryem DURMUŞ (ermer) Forum Bilinçli Anne-Baba Olma Rehberi
      Cevap: 1
      Son Mesaj : 30.Kasım.2012, 06:04
    2. ödül ve ceza grafiği
      Konu Sahibi elifnur Forum Davranış Düzeltme Grafikleri
      Cevap: 5
      Son Mesaj : 11.Eylül.2011, 12:33
    3. Ödül-Ceza
      Konu Sahibi Ayşe Turan BAL Forum Bilinçli Anne-Baba Olma Rehberi
      Cevap: 0
      Son Mesaj : 25.Aralık.2009, 00:47
    4. ÖDÜL ve CEZA
      Konu Sahibi Rabia PEKKAN (rpekkan) Forum ÇOCUKTA RUH SAĞLIĞI
      Cevap: 0
      Son Mesaj : 27.Temmuz.2009, 15:08

    Yetkileriniz

    • Konu Acma Yetkiniz Yok
    • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
    • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
    • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
    •  

    Giriş

    Facebook ile Baglan Giriş