Ege Üniversitesi (EÜ) Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Çağrı Büke, Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) hastalığının virüsünü taşıyan kenenin, kan emerken virüs boşaltmadığını, ''rahatsız edildiğini anladığı anda'' ağzındaki virüsün tamamını ısırdığı vücuda bıraktığını açıkladı.

Prof. Dr. Çağrı Büke, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kenenin insan vücudunda görüldüğü ilk anda yapılacak en önemli şeyin ''paniğe kapılmamak'' olduğunu belirtti. Hastaneye başvuran hastaların, ''kene üzerine böcek kovucu, zeytinyağı, sıvı sabun'' döktüğünü tespit ettiklerini kaydeden Prof. Dr. Çağrı Büke, şunları söyledi:

''Kenenin üzerine izmarit basanlar bile görüyoruz. Bunlar son derece yanlış. Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) hastalığının virüsünü taşıyan kene insan kanı emmeye geliyor. Bu virüs, kenenin ağız kısmında. Kan emerken de aslında virüsü boşaltmıyor. Rahatsız edildiğini anladığı zaman tamamını bırakıyor. Kene ne zaman rahatsız edildiğini anlar? Üzerine sıvı sabun, zeytin yağı, sinek kovucu döküldüğünde, elle çıkarılmaya çalışıldığında anlar ve virüsü bırakır. En doğrusu keneyi çıkartma teşkilatına sahip bir sağlık kuruluşuna gitmektir.''

-PİKNİĞE GİDİLDİĞİNDE YAPILMASI GEREKENLER-

Kenelerin bulunduğu yeşil alanlarda piknik yapmak isteyenlerin uzun kollu ve açık renk kıyafetler giymesi gerektiğinin altını çizen Prof. Dr. Büke, açıkta kalan eller, bilekler ve yüze sinek kovucu gibi kimyasal maddelerin sürülebileceğini ifade etti.

Kimyasal maddenin belirli bir etkinlik süresi bulunduğunu vurgulayan Prof. Dr. Büke, ''Sinek kovucuların etkisi bir saattir. Pikniğe giden insanlar da 1 saatten fazla aynı ortamda bulunabilir. Bu tür sinek kovucular insanı keneden 3-4 saat korumaz. Saat başı bu tür kimyasallar yenilenmelidir'' diye konuştu.

Piknikten sonra çocukların koltuk altı ve kasık bölgelerinin kontrol edilmesi gerektiğini ifade eden Prof. Dr. Çağrı Büke, vücudun sıcak bölgelerinde keneye daha sık rastlandığını bildirdi.

-BULAŞMA YÖNTEMLERİ-

KKKA hastalığı virüsünün sadece ''kene ısırması'' sonucu bulaşmadığını anlatan Prof. Dr. Büke, vahşi hayvanlardan evcil hayvanlara bulaşan virüsün, hayvanın kesilmesi sırasında kanının ''yaralanmış, çizilmiş'' deriye teması halinde de hastalığın insanlara geçebileceğini bildirdi.

Hayvanların enfekte kanlarının yanı sıra hasta kişilerin hastane personeline de hastalığı bulaştırabileceğini dile getiren Prof. Dr. Büke, ''Yaralı, bereli vücuda bulaşabilir. Ayrıca, keneyi bir yakınının vücudundan çıkarmak isteyen kişiye de virüs geçebilir'' diye konuştu.

KKKA virüsünün ''Türkiye'nin bir gerçeği'' olduğuna değinen Prof. Dr. Büke, ''Her yerde bu virüse, hastalığa rastlanabilir'' diye konuştu.

Prof. Dr. Büke, KKKA hastalığı virüsünden endişe ederek hastaneye başvuruda bulunan kişi sayısının da son haftalarda yükseldiğini sözlerine ekledi.

-KENEYLE MÜCADELEDE DEDEKTÖR KÖPEK ÖNERİSİ-

Ziraat yüksek mühendisi ve böcek uzmanı Derya Ulaşoğlu ise ABD ve Avrupa ülkelerinde tahta kurusuyla mücadelede yaygın olarak kullanılan dedektör köpeklerin, kene mücadelesinde de uygulanabileceğini iddia etti. Konuya ilişkin ABD'de düzenlenen konferanslara katıldığını anlatan Ulaşoğlu, şöyle konuştu:

''Tahta kurusuyla mücadelede dedektör köpek yöntemi, Florida Üniversitesi Entomoloji Bölümü tarafından geliştirildi. Beagle cinsi köpekler, tahta kurusunun kokusunu alarak yerini tespit edebiliyor. Eğitmenlerle yaptığımız görüşmelerde, detektör köpeklerin keneye karşı da kullanılabileceği bilgisini aldık. Kene mücadelesinde kullanıldığı takdirde, gereksiz ilaçlama yapmak yerine, sadece dedektör köpeğin gösterdiği yerler ilaçlanarak, bahçe ve park alanlarında gereksiz ilaçlamaların önüne geçilebilir.''

-memurlarnet-