Sözleşmeli öğretmenlerin kadroya geçirilmesi son noktaya geldi ve bundan sonra sözleşmeli öğretmen devri kapanıyor derken herkesin hevesini kursağında bırakacak gelişmeler yaşanmaya devam ediyor.
Bu çerçevede, 26.499 öğretmen ataması adayları sevindirirken bu sevince Başbakanın sözleşmeli personelle ilgili olarak yaptığı açıklamadaki "sözleşmeli personele kadro verilmesine ilişkin konuyu pazartesi-salı günü çözüme kavuşturacakları" ifadesi de eklenince sevinç ikiye katlandı.
Maalesef Milli Eğitim Bakanının bu sevinci gölgeleyecek açıklaması gecikmedi. Haber aynen şöyle "Konya'nın Ereğli ilçesinde partisinin seçim bürosunu ziyaret eden Bakan Çubukçu, burada gazetecilerin sorusu üzerine, 1 Haziran'da gerçekleştirilen atamalarda, sözleşmeli pozisyondan kadroya alınan yaklaşık 15 bin sözleşmeli öğrenmenin yerine atama yapılacağını söyledi."Ne hikmetse bir taraftan sözleşmeli personeller kadroya geçirilmeye çalışılırken diğer taraftan sözleşmeli öğretmen alınmaya çalışılıyor.
Personel politikasında bu kadar zikzak yapılmasını anlamak mümkün değildir. Bu köşede sözleşmeli öğretmenliğin mahsurlarından bahseden birçok yazı kaleme alınmış bu yöntemden kurtulmanın yolları gösterilmiştir. Ancak, hala sözleşmeli öğretmen alımına gidilmesini normal bir mantıkla anlamak mümkün değildir. Sözleşmeli statüde çalışanlar durumlarından memnun olmadıklarını ve kadroya geçirilmelerini her platformda talep etmelerine rağmen hala sözleşmeli öğretmen alımı yapılmaktadır. Kaldı ki bunların kadroya geçirilmesi için Başbakan son sözü söylemiştir.
Maliye Bakanının ise konuya ilişkin kararnameyi imzaladığı öğrenildi. Twitter'dan açıklamalarda bulunan Şimşek, sözleşmeli personelin normal memur kadrosunda çalışanlara göre nakil ve iş güvencesi gibi bazı dezavantajları olduğunu söyledi. Kamuda sözleşmeli olarak 4B statüsünde 70 bini öğretmen olarak 192 bin civarında çalışan olduğunu kaydeden Şimşek, sözleşmeli personelin memur kadrosuna atanmalarını desteklediğini ifade etti.
Milli Eğitim Bakanına böyle bir zamanda niçin böyle bir açıklama yaptırıldığını anlamak mümkün değildir. Buna pişmiş aşa su katmaktan başka ne denebilir ki.
3797 sayılı Kanuna 6215 sayılı Kanununla eklenen geçici 2 nci maddede; "Milli Eğitim Bakanlığına tahsis edilen serbest öğretmen kadrolarından boş bulunan 24.745 öğretmen kadrosuna, 26/12/2010 tarihli ve 6091 sayılı 2011 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanununun 22 nci maddesi kapsamında yapılan atamaların dışında 31/12/2011 tarihine kadar atama yapılır."hükmüne yer verilmişti. Bu şekilde yapılan kanuni düzenlemeler hemen hemen her yıl tekrarlanmaktadır. Bu düzenlemeleri görmek için 3797 sayılı Kanunun geçici maddelerine bakılabilir.
Sürekli bu şekilde Meclis meşgul edileceğine farklı ve basit bir yöntemle sorun çözülebilirdi. Bunu da bu köşede yazmıştık ve öğretmenlere diğer bir kısım personel için uygulanan istisnanın uygulanmasını önermiştik.
Benzer istisnalar var mıdır?
Benzer bir istisnaya 2011 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu'nun kadroların kullanımına ilişkin esasları düzenleyen 22'nci maddesinde rastlıyoruz. Burada; "... Hâkimlik ve savcılık meslekleri ile bu meslekten sayılan görevlere ve Tıpta ve Diş Hekimliğinde Uzmanlık Eğitimi Yönetmeliği uyarınca asistan kadrolarına yapılacak atamalar, Maliye Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Gelir İdaresi Başkanlığı ve Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığında münhasıran vergi ve sosyal güvenlik alanlarında istihdam edilecek yardımcı, stajyer ve kontrol memuru kadrolarına yapılacak atamalar, 657 sayılı Kanunun 53 üncü maddesine göre yapılacak özürlü personel atamaları, .....birinci fıkrada yer alan sınırlamalara tâbi değildir."ifadesine yer verildiğini görüyoruz.
Yapılması gereken ise bu düzenlemeye birde "Milli Eğitim Bakanlığı Öğretmen kadrolarına yapılacak atamalar" ibaresinin eklenmesidir. Burada yapmaya çalıştığımız gelecek nesillerin emanet edileceği öğretmen alımında tasarruf kavramının geçerli olamayacağını ifade etmektir. Nasıl ki Milli Savunmada tasarruf ön plana çıkmıyor öğretmen alımında da aynı yöntem izlenmelidir. Aksi takdirde geleceğimizi kendi ellerimizle karartırız. Öğretmen açığının sözleşmeli öğretmen alımıyla yapılması ise tek kelimeyle iş bilmezliktir ve kaş yapayım derken göz çıkarmaktır. Başka bir anlatımla Başbakanın kaşıkla topladığını maalesef bakanları kepçeyle dağıtıyor. Bizden uyarması.
yenişafak