Yardımla üreme yöntemlerinden yararlananların artması, çoğul gebeliklerin dolayısıyla ikiz, üçüz bebeklerin doğumlarının artmasına zemin hazırlıyor. İkiz, üçüzler büyütülürken dikkat edilmesi gereken noktalar var.

İkizler, üçüzler birbirlerine benzemez. İkizlerden birinin hissettiğini, diğerinin de hissedebileceği inancı da yanlış. Onlar diğer kardeşlerden farksızlar. Ayrıca ikizlerin yetenekleri ve gelişimleri de çok farklı olabilir. Ama aile ve çevre benzer gelişim beklediğinden, özellikle gelişimi daha geriden olan ya da bazı yetenekleri daha kısıtlı olan ikiz diğeri ile karşılaştırılarak ve yarıştırılarak haksızlığa uğrayabiliyor.

İkizler de birbirlerini kıskanır mı?

Tüm kardeşler birbirini kıskanır. Kıskançlık, aradaki yaş farkından çok, birlikte paylaşılmak zorunda olunan kişi ve eşyalardan kaynaklanır. Anne- baba başta olmak üzere, erişkinlerin sevgi ve ilgisini paylaşma, daha fazla pay alma endişesi kıskançlığın temelini oluşturur.

Özellikle ikizler arasında gözlenebilen gelişim farklılıkları kıskançlığı artırabilir. Daha becerikli görünen, gelişimi hızlı olan ikizin ön plana çıkması diğerinin kıskanmasına neden olur. Bazen de aile, ikizlerden birinin gelişiminin daha geride olduğunu fark ederek ilgisini ona yöneltir ve diğer ikizin kıskançlığını artırabilir.

Ailelerde aynı giysileri giydirmek, aynı eşyaları almak gibi eğilimleri var. Bu davranış doğru mu?

Diğer kardeşler içinde yapılan, ama ikizlerde daha belirgin olan bu tutum, ailelerin bir çeşit eşitlik sağlamaya çalışma çabasıdır.

Kişilikleri, gelişimleri birbirinden farklı olan çocukların seçimlerinin de farklı olması doğal. Özelikle de zaten sıklıkla karıştırılan, yanlış isimle çağrılan ikizlerin aynı giysileri giymesi karışıklığı artırır. Doğru davranış ‘farksızlaştırıp, kimliksiz kılacak’ bu eğilimden uzak tutulmaları. Doğdukları andan itibaren farklı giyisiler ve eğilimlerine uygun eşyalar almak gerekir.

Çoğul gebelikler genellikle yardımla üreme teknikleri sonucu gelişiyor. Bu bebekler daha mı çok şımartılıyor?

Zor sahip olunan, kaybedilme riski bulunan daha önce bebek kaybı olan ailelerden dünyaya gelen bebekleri kapsayan bir grup, hem aileler hem de doktorlar tarafından ‘kıymetli bebek’ olarak tanımlanır. Genellikle bu bebekler çeşitli fiziksel sıkıntıların yanısıra bazı ruhsal sorunlar için de risk taşırlar. Aileler çocuğun üstüne aşırı düşer. Aşırı bağımlılık ve kaygı, şımarıklık ya da başka bir deyişle sınırsızlığa neden olur.

Aşırı korunan çocuk da normal gelişimini gösteremez. Hem kendisine, hem ailesine olabilecekler konusundaki endişesi nedeniyle, onlara bağımlı yanlarından ayrılmak istemeyen, ebeveynini göremediğinde aşırı kaygılanıp, ağlayan, kısaca ‘büyüyemeyen’ bir çocuk olur. Arkadaşları tarafından ‘anne kuzusu’, ‘korkak’ ,’bebek’ gibi terimlerle dalga geçilmesi de olayın artı sorunudur. Evde hakimiyet büyüklerde değil, çocuklardadır. Oysa çocukların sağlıklı gelişebilmeleri için, mutlu ve doyumlu olabilmeleri için sınırlanmaya ihtiyaçları vardır.

İkizlerin sınıf seçimi nasıl olmalı?

Aynı okul ve sınıfa gönderilmeleri gelişimleri açısından sakıncalı. Sınıf içindeki kıyaslama ikizlerden birinin kendini iyice yetersiz görmesine, diğerininde ikiz olmalarına karşın, istemeden ağabey ya da abla rolüne sokulmasına neden olur.

Bu sakıncaları engellemek için, koşullar uygunsa ayrı okullara, bu yapılamazsa hiç olmazsa ayrı sınıflara yollanmaları gerekir.

Kaynak: Doç. Dr. Bengi SEMERCİ