FİZİKSEL CEZA ÇOCUĞUMU NASIL ETKİLER?

Fiziksel Cezanın Çocuk Üzerindeki Etkileri:
Fiziksel ceza çocuk üzerinde birçok olumsuz sonuçlar doğurur;
1.Dayak yiyen çocuk yaptığının karşılığını en kısa yoldan ödemiştir. Yaptığı olumsuz davranışın üzerinde düşünerek, hatasını anlamak, onu tamir yollarını aramak veya sonuçlarını düzeltmek fırsatı verilmemiştir.
2.Dayak yiyen çocukta anne, baba ve öğretmene karşı kızgınlık, düşmanlık, nefret hisleri uyanır. Dolayısıyla çocuk kendi yaptığının kötü bir şey olduğunu düşünüp kendisini suçlamak yerine dayak yediği kişiyi suçlar ve bundan dolayı yaşadığı duyguları düşünür.
3.Dayak yiyen çocukta saldırganlık duyguları gelişir. O da anne babası ve dayak atan öğretmeni gibi sorunlarını en kısa yoldan saldırganlıkla, zorbalıkla, kaba kuvvetle halletmeye yönelir.
4.Aslında dayak yiyen çocuk kendini güçsüz aciz hisseder. Karşılık vermediği için kendinden utanır. Kendine güveni sarsılır.

Çocuğa karşı şiddetin sonuçları nelerdir?
Şiddetle karşılaşan çocukta çeşitli sakatlıklar ortaya çıkabilir. Kırıklar, beyin kanamaları, iç organ yaralanmaları sonucu ortopedik sakatlıklar, felçler, havale, zeka özürü, çeşitli organ yetersizlikleri gelişebilir. Bu hasarların çok ağır olması durumunda ölüm ortaya çıkar.
Yaşamı kurtulanlarda ise depresyon, kaygı bozukluğu, sosyal uyumsuzluk vb. gibi ruhsal sorunlar gelişebilir. Bu kişilerde uyuşturucu bağımlılığında, suça ve fuhuşa yatkınlıkta artış olduğu gözlenmiştir. Zekâ özürü ya da ruhsal örselenme sonucu bu çocuklarda genellikle okul başarısı düşüktür. Dayak çocuğun bilişsel gelişimini de olumsuz yönde etkilemektedir. Fiziksel cezalandırmayla terbiye edildiği düşünülen çocuklar, kaba gücün sorunları çözmek için etkin bir yöntem olduğuna inanarak büyürler ve erişkin yaşlarda kendileri de başka çocukları istismar eden erişkinlere dönüşebilirler, böylece istismar olayları kuşaktan kuşağa sürüp gider.
Dolayısıyla, dayak çocuğa davranışı, etkileri ve sonuçları üzerinde düşünmek, yani vicdan ve ahlak dediğimiz ego ve süper ego geliştirmek yerine saldırgan olmayı, işini kaba kuvvetle halletmeyi, öç almayı öğretir.
Her ne sebeple dayağa başvurulursa vurulsun, dayak sonuçta belli bir insan tipi yaratmaya hizmet etmektedir. Bu tipin kişilikli, yaratıcı, demokratik, çağdaş insan tipine uygunluğu elbette savunulamaz. Nitekim Prof. Yörükoğlu “dayak korkusuyla kazanılan usluluk da bilgi de yüzeyde kalır. Çocuğun içinde öfke birikimi yapar. Burada saldırı saldırıyı, şiddet şiddeti besler kuralı geçerlidir. Dayakla yetişen çocuk ileride dayak atan ana-baba veya öğretmen olup çıkar…” demektedir.

Dayak dışı yollarla disiplini nasıl sağlayabiliriz?
Çocukla yaşına uygun bir dille konuşarak iyi iletişim kurun. Sözel öğretmen-öğrenci ilişkisi çocuğun bilişsel yeteneklerini geliştirir.
Olaylara çocuğun gözüyle bakıp, kendinizi onun yerine koymaya çalışın. Size çok kabul edilemez görünen bir durum çocuğun gözünde tamamen farklı olabilir.
Çocuğa yaşına uygun, kabul edilebilir, kesin ve tutarlı sınırlar çizin, belli kurallar koyun. Bunların aşılmasını istemediğinizi kesin bir dille ifade edin.
Çocuk sınırları aştığında ya da kurallara uymadığında sonuçları ile yüzleştirin. Örneğin yeri kirleten çocuktan orayı temizlemesini, birini inciten çocuktan özür dilemesini isteyin.
Çocuğa konuşma ve davranışlarınızla örnek olun.“Lütfen, teşekkür ederim” gibi kelimelerin kullanılmasını özendirin. Sabır, nezaket, saygı gibi kavramları anlatarak değil davranışlarınızla öğretin.
Çocuğun birden fazla istenmeyen davranışı varsa hepsini bir anda ele almayın, birer birer ilgilenin. Bu davranışın neden sorun yarattığını açıkça anlatın, değiştirdiğinde onu iyi davranışından dolayı kutlayın.
Çocuğun olumlu davranışlarını onayladığınızı beden dilinizle de gösterin. Bazen bir küçük gülümseme, sırt sıvazlama ya da bir baş hareketi birçok söze bedeldir.
Çocuklara sorunlara çözümler üretme, sorunlarla başa çıkma konusunda destek olun, ancak onların yerine kararlar vermeyin. Bırakın kendi kararlarını verip, davranışlarını kendileri belirlesinler; bu özgüvenleri için çok yararlıdır.
Yaşamak, sağlıklı büyümek ve gelişmek, eğitim olanaklarına sahip olmak gibi hakların yanı sıra bu haklarını kullanırken huzurlu ve mutlu olmak, şiddete maruz kalmamak da çocukların en doğal hakkıdır. Bu hakka sahip olmak için onların en büyük yardımcıları ise öğretmenler olacaktır.

ALINTI...