0-3 yaş döneminin gelişim özellikleri ve uygun anne-baba tavrı

Yeni doğan bebeğin gelişimi ilk bir yılda çok hızlı olmaktadır. Bu dönemin en önemli karakteristiği bebeğin yetişkinin yardımı olmadan yaşamını sürdürememesidir. Fiziksel ihtiyaçlarının karşılanması için doğuştan getirdiği bazı reflekslere sahiptirler. Ancak refleksler tek başlarına –yani bir yetişkinin desteği olmaksızın- yaşamı sürdürmeyi sağlayamazlar. Bu dönemde bebeğin, beslenmesi, temizliği, uykusu kadar önemli olan bir husus da bebeğin şefkatle sevilmesidir.

Yapılan bir çok araştırma bebeklik döneminde sevgiden yoksun bırakılan bebeklerin çok iyi bakılsalar bile duygusal bazı problemler yaşama olasılıklarının arttığını göstermektedir. Hatta bazı durumlarda yine iyi bakılan çocukların sırf sevgiden yoksun bırakıldıkları için fiziksel ve zihinsel gelişimlerinin bile yeterli olmadığı gözlenmiştir. İlk yılda bebeğin uyku, beslenme ve temizlik ihtiyacının düzenli ve yeterli karşılanması da önemlidir. Bebeğin ihtiyaçlarının zamanında ve yeterli karşılanması bebeğin dış dünyaya ve anneye olan güvenini temelini oluşturur. Bu yolla hem dış dünya ile ilişki kurmayı ve güven duymayı öğrenir hem de kendisine bakan, seven ve ihtiyaçlarını karşılayan bireye bağlılık geliştirir.

İlk 3 yılda çocuğun bağlanabileceği bir yetişkinin olması önemlidir. Bu bağlılık çocuğun birey olmaya geçiş sürecinde etkilidir ve dış dünya ile ilişki kurmasında istek ve ihtiyaçlarını belirtmesinde ve ve karşılamasında bir araç olarak kullanılır. Ve daha sonra da kendi ihtiyaçlarını karışlamayı öğrendikçe, becerileri geliştikçe birey olma özelliği geliştirmeye başlar. Bu dönemde de yetişkine olan bağlılığından kurtularak kendine güvenmeyi öğrenir ve sorun çözebilme yetisini geliştirir. Bebeklerin hareket becerileri geliştikçe, merakları ve çevreye olan ilgileri arttıkça çevreyle olan iletişimleri de artar. Özellikle bebeğin yürümeye başladığı 1 yaş civarında onu fiziksel zararlardan korumak suretiyle hareket etmesine, çevreyi keşfetmesine fırsat vermek bu dönemdeki sosyal, zihinsel ve duygusal gelişiminin desteklenmesi açısından önem taşır. Bu dönemde çocuğu koruma düşüncesiyle çok müdahale etmek, durdurmak, dokunmasına, becerilerini denemesine fırsat vermemek ve engelleyici olmak hem çocuğun kendine güvenmesine olumsuz etki eder hem de becerileri gelişemez ve bu nedenle de bağımlı hissetme olasılığı artar. Aynı şekilde 2 yaş civarında çocukların hareketliliklerinde ciddi bir artış gözlenir. Motor koordinasyonları artmıştır, bir çok şeyi kendi kendilerine denemek isterler. Bu dönemdeki kontrollü destek çocuğun deneyerek öğrenme deneyimlerini arttıracağı için hem zihinsel gelişim açısından hem de yine özgüven açısından büyük önem taşır. Yine bu dönemde çocuk ev eşyalarını ve çevresindeki objeleri tanıma ihtiyacındadır. Oyun oynama konusunda henüz desteğe ihtiyacı vardır. Hareketli oyuncakları tercih ederler. Sosyal olarak yeterince olgunlaşmadıkları için yaşıtlarıyla oyun sürdüremezler. Bu nedenle anne-babayla veya kendilerinden büyük kendisini idare edebilecek daha büyük çocuklarla oynayabilirler. Bu dönemde anne-babanın çocukla oynaması sadece çocuğun oyun ihtiyacını karışlamak anlamına gelmez. Aynı zamanda anne-babanın çocukla kurması gereken iletişimi geliştirmek, çocuğu tanımak, duygusal gelişimini takip etmek açısından da önemlidir. Ayrıca çocuğu oyun sırasında gözlemlemek ve onun oyun arkadaşı olmak çocuğu tanımak için en kolay ve en etkili yoldur.

Bu dönemde çocuğun huzurlu ve mutlu olduğunun en önemli göstergesi kendisine yanaşan ve oyun oynamak isteyen yetişkinlerle iletişime girmesi ve onlarla tedirgin olmadan oynayabilmesidir. İki yaşındaki çocuklar istekleri karşılanmadığında tepki gösterebilirler ama bu dönemin özelliği itibarı ile anne çocuğun dikkatini başka şeye çekebilir. Bu da çocuğun tutturmalarını engelleyebilir. Genellikle bu yaşlarda çocukların bir şey istediklerini belirtmek için ağlamalarına veya olumsuz tavırlarına ceza verildiğinde veya ağladıkları zaman isteklerine cevap verildiğinde bu ileriki yıllarda da sürecek inatçılık ve tutturmacılık özelliklerini geliştirmelerine neden olabilir.

3 yaş civarındaki çocuklar artık kendi özbakımlarını karşılayabilecek bir çok beceriye sahiptirler. Eğer fırsat verilirse yemek yemek, giyinmek soyunmak, temizlik gibi bir çok ihtiyaçlarını kendileri karşılayabilirler. Başkalarına isteklerini belirtecek ve sosyal ilişki kurabilecek dil gelişimi düzeyine sahiptirler. Kendilerine söylenenleri, yönergeleri dinleyebilecek ve anlayabilecek yeterliliktedirler. Diğer çocuklarla oynayabilecek sabrı ve işbirliğini gösterebilecek olgunluktadırlar. Yani bu yaş çocuğun sosyal bir grubun parçası olmaya en hazır olduğu yaştır. Çocuklar genellikle 3 yaşlarında yuvaya gidebilecek olgunluğa erişirler. Anneye olan bağımlılığın yerini kendine güven almaya başlar. Henüz tam anlamıyla anneden ayrışmamış da olsa verilecek desteğe bağlı olarak çocuk ilk kez anneden kopup uzunca bir süre başka bir sosyal ortamda kalabilecek olgunluğa erişmiştir. 3 yaş önemli bir geçiş sürecidir. Bu dönemde çocuk benmerkezcilik özelliğinden kurtulmaya başlar. Ben ve başkaları kavramı gelişir. İhtiyaçlarını geciktirmeyi öğrenir. Paylaşmayı ve grupla oynamayı ve basit kurallara uymayı bu yaşta başarabilir. Bu dönemde ailenin tavrı çok önemlidir. Bu birey olmaya geçiş sürecinde çocuğun bazı taleplerini karşılarken bir parça geciktirmek, paylaşabildiğinde ve kurala uyduğunda ödüllendirmek çocuğun benmerkezcilikten kurtulmasında etkili olacaktır. Birçok oyunu ve aktiviteyi sürdürebilecek sabrı olan 3 yaş çocuğu yine de hala bir sorumluluğu uyarısız sonuna kadar sürdüremeyebilir.

İlk üç yıl anne-baba olmanın da öğrenildiği bir dönemdir. Anne-babalar çocukları dünyaya gelmeden önce bu döneme ait bazı temel karakteristikleri öğrenirlerse bu dönemi zorlanmadan ve keyifle geçirebilirler.



ALINTI