İstanbul'da Bulgar Kilisesinin Açılması


İlarion ve Neofit'in sürgüne gönderilmeleri, İstanbul'da Bulgar kilisesinin açılması isteklerinin bir süre duraklamasına sebep olmuşsa da, 1847 yılının sonlarına doğru bu konu tekrar alevlendi. Bazı Bulgar ve esnafının öncülüğünde çalışmalar yeniden hız kazandı. Patrikhanenin zorluklar çıkarmasını ve özelikle kendilerine mahsus kilise yapmalarını önlemek için Samatya'daki Aya Nikola, Galata'daki Aya Sotiri, Velizerios Sarayı'ndaki Meryam Ana Rum kiliselerine Bulgarca ayin yapmalarına izin verme eğilimine rağmen Bulgarlar, Patrik Antimos I. ve onun yerine geçen Antimos II.'ye otuz kadar başvuruda bulunduktan sonra, Patrikhane'den izin alabildiler ve Vasilaki Velikov'un yardımıyla kendilerine mahsus bir kilise kurulması konusunda Osmanlı yönetiminden ferman alabildiler. Prens Bogordi (Aleko Paşa), hemşehrisi olan Bulgarlara Balat'ta Mürselpaşa caddesindeki konağını verdi. 17 Ağustos 1849'da konağın alt katının düzeltilip kilise haline getirilmesi çalışmalarına, Kayseri Despotunun yaptığı duadan sonra başlandı.


Düzeltmenin bittiği 9 Ekim 1849 tarihinde aralarında Prens Stefan Bogordi'nin de bulunduğu büyük bir kalabalık önünde kilise Sozopol Metropoliti'nin Islavca yapmış olduğu ayinle cemaate açıldı. Bulgarların İstanbul'da bir kilise inşa ettirip kendilerinden ayrı olarak ayinlerini ve mezhepleri gereğini yerine getirme isteklerinin devam etmesi üzerine, kilise yapmalarının uygun olamayacağı, fakat isteklerinin reddedilmesi ise Bulgarları üzeceği sebebiyle İstefanaki Bey bir tezkere ile Fener'de sağladıkları arsaya bir papaz evinin yapılmasının uygun olacağını bildirmesi üzerine padişah tarafından bu istek uygun karşılandı. 23 Ekim 1849'da Arhidiyokon Stefan adına takdis edilen kilisenin 17 kişiden oluşan ve Oeştina diye adlandırılan mütevelli heyeti seçildi ve bu heyetin başına da Toma Stefanidi Abacıbaşı ile Filibeli Nikola Eftimov Sapunov geçirilerek mühür, ferman ve diğer kağıtlar kendilerine teslim edildi. Heyet ilk iş olarak, kilisenin karşısına metohion adı verilen ve İstanbul'dan geçmekte olan bütün Bulgarların konuk edileceği bir yer olan üç katlı, 25 odalı bir binanın yapımına başladı (bu bina bugün de ayaktadır).


14 Haziran 1851'de yapılan büyük kongrede de 33 maddelik bir yönetmelik onaylanarak yürürlüğe girdi. İstanbul Bulgarları, bu arada her kilisede olduğu gibi kendi kiliselerinde de iç düzeni ayarlayan ve büyük bayramlarda dini ayine katılan bir despotları olmasını istediler. Bu görev için Neofit Rilski veya İlarion Makariopoloski önerildi. Ancak, Rus Büyükelçisi Titov'un ısrarı ve bu öneriye zaten pek taraftar olmayan Patrikhane'nin de bundan yararlanması sonucu, o sıralarda İstanbul'da bulunan Sırp asıllı Arhimandrit Stefan Kovaçeviç 15 Ağustos 1851'de Laodikiiski lakabıyla piskoposluk görevine getirildi. Fakat laodikiye piskoposu olan Stefan Kovaçeviç'in kötü tutumu dolayısıyla Patrikhane kendisini Trabzon'a sürdü. Kovaçeviç'ten boşalan bu yere bir süre için Patarolikiya piskoposu Bulgar asıllı Polikarp geçtiyse de, piskoposluk dönemi silik ve kısa süreli oldu.




.ALINTIDIR.