Arkadaşlık, çocuğun aile ortamından çıkıp kendi yaşıtları ile iletişim kurmaya başlamasıdır. Özelikle arkadaşlıkların başladığı 3-6 yaş dönemi çocuğun kendini ifade etmesi açısından büyük önem taşır. Oyun çağındaki çocukların arkadaş edinmesi çok doğal bir durumdur. Önemli olan çocuğun kaynaşabileceği ortamı bulabilmesidir. Bu doğallığı sağlayan ise oyun ortamının olmasıdır. Özellikle dışarıdan bir engel yoksa arkadaşlıklar başladığı gibi devam eder. Ancak zaman zaman çocuklar birbirleri ile kavga ederler ve küserler. Daha sonrasında ise hiç bir şey olmamış gibi birbirleri ile oynamaya devam ettikleri gözlenir.

Arkadaş ilişkileri çocuğun sosyal ve duygusal gelişimi açısından kesinlikle evde karşılanamaz. Değişik kişilerle arkadaşlık kurabilmek ruhsal olgunluğu gerektirdiğinden, hiç arkadaşı olmayan bir çocuğun duygusal problemler yaşayabileceğini düşünebiliriz. Özellikle içe dönük çocuklarda buna benzer durumlar sıklıkla görülmektedir. Bazı anne ve babaların ise çocuklarının yaşıtları ile oynamasını bilerek engelledikleri görülür. Çocuk ile evdeki ilişkisinin çocuk için yeterli olacağını düşünür, birçok oyuncak alarak çocuğunu evde oyalamak için gereksiz çaba sarf eder.

Çocuğun evde olmasının daha uygun olacağını, okula başladığında arkadaş edinebileceğini düşünür. Bu anne babalar ya kendi ihtiyaçlarından ya da çocuklarını kendilerine aşırı bağımlı yetiştirdiklerinden dolayı böyle davranırlar. Çünkü çocuklarının dış ortamda hasta olacaklarından ya da kötü arkadaşlar edineceklerinden korkarlar. Ya da çocuğunun arkadaşlarını kendileri seçip, sürekli öğütler vererek çocuk üzerinde baskı kurabilirler.

Eğer bir çocuk anne ve babası tarafından sürekli kısıtlanıp kollanmışsa arkadaşlık kurmakta güçlük çeker. İlişkilerinde pasif kalıp, hep başkalarının dediğini yapmak zorunda kalır. Bu çocukların zaman zaman yeni arkadaşlar edinebilmek için arkadaşlarına hediye satın aldıkları da görülür. Yaşıtlarıyla uygun ilişkiler geliştiremezse, kendinden küçükler ile oynamayı tercih edebilir. Bazen kendi dediklerini yaptırabildiği arkadaşına sıkı sıkı sarılır. Onu bırakmak istemez. Ya da hiç kimseyle oynamayıp kendi başına olmayı tercih eder. Kimi çocuk ise saldırgan davranarak kendi istediklerini diğer arkadaşlarına yaptırmaya çalışır. Bu yüzden sürekli arkadaş değiştirmek zorunda kalır. Arkadaşları tarafından sürekli reddedildikçe daha çok hırçınlaşabilir.

Ailede yaşanan sıcak ilişkiler ve aile içindeki iletişim, çocuğun arkadaş çevresinden öğrenebileceği olumsuz davranışları engelleyecektir. Çocukların arkadaş ilişkilerinde yaşadığı problemleri ele alırken aile yapısını, aile içi iletişimi ve ilişkileri de incelemek gerekir. Anne ve baba çocuğu yeni arkadaşlar edinmesi, yaşanacak problemlerin üstesinden gelebilmesi, kendisine uygun arkadaşı seçebilmesi için cesaretlendirmelidir. Anne baba ve çocuk arasındaki paylaşımlar, sohbetler de aile içi iletişimi güçlendirecektir.

Çocukların arkadaşlarına verdikleri önem, anne ve babaların düşündüklerinden çok daha büyüktür. Çünkü gruba kabul edilmeyen çocuk mutsuzdur. Arkadaşları tarafından aranılıp beğenilmek onun için derslerinde başarılı olmaktan çok daha önemlidir. Ayrıca çocuklar tarafından en çok tercih edilenlerin dışa dönük çocuklar olduğu görülmektedir. Arkadaşlık çocuğa sorumluluk, işbirliği, kendine güven kazandırır. Çocuk başkalarına bakarak kendini tanır. Beğenip beğenmediği yönlerini daha iyi ortaya çıkarıp değerlendirebilir.

Çocuğunuzun gelişim düzeyine göre arkadaşlıklarının nasıl değiştiğini aşağıdaki tabloda görebiliriz.


ARKADAŞLIK

Okul öncesi yıllar

( 3-5 yaş)


Hem olumlu hem de olumsuz etkileşimler vardır. Arkadaşlık oyun oynama aracıdır. Tek başına olmak tercih sebebi olabilir.

5-6 yaş

Grup arkadaşlığı önem kazanmaya başlar. Yaşıtları ile ilişkileri artmaya başlar.

Çocuğunuzun arkadaş edinebilmesi ve arkadaşlıklarını devam ettirebilmesi için neler önem taşır?
Arkadaşlarına karşı atılgan davranışlar gösterebilme, devam eden bir oyuna katılabilme, kendini yeni insanlara tanıtabilme
Başkalarının duygularını anlayabilme ve kendi duygularını onlarla paylaşabilme
Arkadaşları ile ilgili sorumluluk duyma, onlarla belli kurallar doğrultusunda iletişim kurabilme
Oyun oynarken paylaşım ve yardımlaşmada bulunabilme
Kendini kontrol edebilme gücüne sahip olabilme, öfkelendiğinde şiddete başvurmadan çözüme ulaşabilme
Uygun fiziksel koşullar (temizlik ve giyim alışkanlıkları)
Eğer çocuğunuz
Okula gitmek istemiyorsa
Sürekli yalnızsa
Kendinden küçükler ya da büyükler ile fazla vakit harcıyorsa
Herkesin kendisiyle alay ettiğini söylüyorsa
Oyuncaklarını ve değerli eşyalarını arkadaş edinmek için başkalarına veriyorsa
Sürekli yapılan şakalardan şikayet ediyorsa
Birdenbire arkadaşlık ilişkilerini gözle görülür şekilde kopardıysa
çocuğunuzun yardıma ihtiyacı var demektir.


Kaynakça: Yörükoğlu Atalay Çocuk Ruh Sağlığı, Yavuzer Haluk Çocuk Psikolojisi,
Yavuzer Haluk Okul Çağı Çocuğu, Amerikan Okul Psikologlar Birliği Yayınları

ALINTI