Duygusal Zekâsı Yüksek Çocuk Yetiştirmenin Altın Kuralları


Çocuklar her an değişebiliyorlar. Bir an oldukça neşeliyken, beş dakika sonra ağlayıp kızgın bir boğa gibi oyuncaklarını odanın içinde oradan oraya fırlatabiliyorlar. Özellikle engellendikleri zaman ne yapacakları kestirmek oldukça güç. Birçok ebeveyn gibi siz de, bu sinir bozucu dönemlerde nasıl tepki vermeniz gerektiğini bilmenin zor bir şey olduğunu düşünebilirsiniz. Aslında hiç de zor değil. Tek yapmanız gereken yazımızı okumak!

Uzmanlar bu çocukluk çağı çöküşlerinin aslında çocuğunuza erken yaşta -duygusal gelişiminde sıçramalar ve ilerlemeler kaydettiğinde- kendisini nasıl sakinleştirebileceğini ve güçlü duygularını nasıl kontrol edebileceğini öğretmek için en iyi fırsat olduğuna inanıyorlar ve ailenin güvenli çemberinin bu hayat derslerini öğretmek için en iyi ve en güvenli yer olduğunu düşünüyorlar. O halde ne yapmak gerek? Psikolog John Gottman “Duygusal Zekâsı Yüksek Çocuk Yetiştirmek” adlı kitabında, çocuğunuza öfke, engellenme ya da karışıklık gibi büyük duyguları anlamasına ve kontrol altına almasına yardım ettiğinizde, onun duygusal zekâ bölümünü ya da duygusal IQ sunu da geliştireceğinizi söylüyor.

Gottman ayrıca, yüksek duygusal zekâya sahip bir çocuğun daha düşük duygusal IQ ya sahip bir çocuğa göre, duygularıyla çok daha iyi başa çıkabileceğini, yoğun duygusal rollerden kendisini soyutlayabileceğini, başkalarını anlayabileceğini ve iyi ilişkiler kurabileceğini ve güçlü arkadaşlıkları çok daha kolay şekillendirebileceğini söylüyor.

Diğer uzmanlar da, duygusal IQ nun çocukları kişilerarası ilişkilerini başarılı bir şekilde yönlendiren, kendinden emin, sorumluluk sahibi ve başarılı yetişkinler olmalarındaki önemi noktasında hem fikirler.

Peki, çocuğunuzun duygusal IQsunu geliştirmesine nasıl yardımcı olabilirsiniz? Gottman çocuğunuza duygularını analiz etmesini ve çatışmalarını kontrol etmesini öğretirken kullanabileceğiniz bir dizi adımlardan oluşan “duygusal koçluk” adını verdiği bir taktiği öğretiyor. İşte bu taktiğin işleyişi:

• Çocuğunuz size nasıl hissettiğinden bahsettiğinde ona yakın dikkat gösterin ve daha sonra sizinle paylaştıklarını ona geri yansıtın.
• Eğer zamanınızın büyük bir kısmını yeni doğan bebeğinizle harcadığınız için çocuğunuzun kendisini terkedilmiş hissettiğinden şüphelenirseniz, örneğin, ona her şeyin yolunda olup olmadığını sorun, eğer o da sizinle aynı fikirdeyse, ona “Haklısın. Annen bebekle gerçekten çok ilgileniyor.”diyebilirsiniz.
• Daha sonra, onun söylediklerini anladığınızı göstermek için kendi hayatınızdan örnekler verin. Ona kendi kardeşiniz babanızla eğlence parkına gitmeye başladığında ve siz gidemediğinizde nasıl hissettiğinizi ve kendi anne babanızın sizi daha iyi hissettirmek için neler yaptığını anlatın. Bu, çocuğunuza herkesin bu duyguları yaşayabileceğini ve geçireceğini anlatacaktır.

Çocuğunuzun duygularını adlandırmasına yardım edin

Çocuklar sınırlı kelime haznesi ve sebep-sonuç ilişkisini kavramadaki yetersizliklerinden dolayı, sık sık duygularını tanımlamakta sıkıntı yaşıyorlar. Çocuğunuzu, ona duygularını tanımlaması için etiketler vererek duygusal kelime haznesini oluşturması konusunda cesaretlendirebilirsiniz. Eğer parka gidemediği için düş kırıklığına uğramış gibi davranıyorsa “Bunun için üzülüyorsun, öyle değil mi?” diyebilirsiniz.

Ayrıca onun bazı şeylerle ilgili güçlü duygularının çatışmasının normal olduğunu bilmesini sağlamalısınız – örneğin, kreşteki ilk haftası boyunca hem heyecanlanmış hem de korkmuş olabilir.

Eğer çocuğunuz sebepsiz yere üzgün ve sinirli görünüyorsa, büyük resme bakmayı ve onu üzen şeyin ne olabileceğini düşünmeyi deneyin. Son zamanlarda nasıl hareket ettiniz? Siz ve eşiniz onun bulunduğu ortamda hiç tartıştınız mı? Eğer her şeyin yolunda gittiğinden emin değilseniz, o oyun oynarken izleyin ve onu dinleyin.

Çocuğunuzun duygularını onaylayın

Çocuğunuz, sizinle birlikte bir puzzle yapamadığı için çıldırmış hale geldiğinde ve öfke nöbeti geçirdiğinde, ona “ Bu kadar üzülmeni gerektirecek bir şey yok” demek yerine bu tepkisinin normal olduğunu kabul edin. “Bir puzzle’ı bitiremediğinde bu durum senin gerçekten sinirlerini bozuyor, öyle değil mi?” deyin. Ona tepkilerinin yakışıksız ve haddinden fazla olduğunu anlatarak, onları bastırması gerektiğini hissettirin.

Öfke nöbetlerini öğrenme araçlarına dönüştürün

Eğer çocuğunuz dişçiyle randevusu olduğunu duyduğunda sinirleniyorsa, onu muayene için hazırlayarak duygularını kontrol etmesine yardım edin. Onunla neden korktuğu, muayene boyunca neleri bekleyebileceği ve neden gitmeye ihtiyaç duyduğu hakkında konuşun. Ona bir zamanlar ezberden okuma öncesi yaşadığınız korku sahnesini ya da yeni bir işe başlarken yaşadığınız paniği ve arkadaşlarınızdan birinin sizi daha iyi hissettirdiğini anlatın. Duygular hakkında konuşmak çoğu yetişkinde olduğu gibi çocuklar için de aynı şekilde işler.

Problem çözmeyi öğretmek için çatışmaları kullanın

Çocuğunuz sizinle ya da diğer çocuklarla kafa kafaya gittiğinde, sınırlarını netleştirin ve daha sonra ona çözüme yönelik rehberlik edin. Örneğin, “Tahtadan kuleni devirdiği için kız kardeşine kızgın olduğunu biliyorum, fakat ona vuramazsın. Seni bu kadar kızdıran başka ne olabilir?” diyebilirsiniz.

Eğer çocuğunuzun bir fikri yoksa ona seçme hakkı tanıyın. Öfke kontrolü uzmanı Lynne Namka çocuğunuza gergin olduğunda öncelikle karnını, çenesini ve yumruklarını kontrol etmelerini, “öfkeyi içinden atmak için” derin nefes almalarını ve kontrolü yeniden elde ettikleri için kendilerini mutlu hissetmelerini söylemenizi tavsiye ediyor. Daha sonra, Namka, çocuğunuza içindeki öfkesini dışarı atması için, örneğin “Sen bu şekilde bağırdığında çok öfkeleniyorum” gibi bir şeyle başlayabilir, güçlü bir ses kullanmasına yardım etmenizi söylüyor. Çocuklar, ancak diğer insanları öfkeleri yüzünden incitmedikleri sürece, öfkelerinin kabul edilebilir olduğunu bilmelidirler.

Sakin kalarak ona örnek olun

Çocuğunuz duygularını dışa vurduğunda nasıl tepki verdiğinizi de kontrol etmek isteyeceksiniz. Kızgın olduğunuzda incitici sözler kullanmamanız önemlidir. “Beni deli ediyorsun” demek yerine “Bunu yaptığında beni üzüyorsun” demeyi deneyin, böylece çocuğunuz problemin kendisi değil, davranışı olduğunu anlayacaktır. Çocuğunuzun kendine olan güvenini sarsacak şekilde aşırı suçlamalardan kaçınmaya dikkat edin.

Ve bunlardan başka, kendi duygularınızla etkileşim halinde olun. Bazı ebeveynler çocuklarını rahatsızlık verici durumlardan ve zorluklardan koruyabilmeyi umarak kendi negatif duygularını görmezden gelirler. Fakat kendi gerçek duygularınızı saklamanız sadece çocuğunuzun kafasını karıştıracaktır. Örneğin, sinirliymiş gibi davranmadan sinirlendiğinizi itiraf ederek, çocuğunuza her zor duygunun kontrol edilebileceğini gösterebilirsiniz.
alıntı