Akrep ve yelkovanın yarışında ben kaybederken onun kazanacağını umduğum tek kişilik bir sınıfım var.İlk doğduğu gün,nasıl yaparım,nasıl tutarım diye düşünürken şimdi baba diyerek boynuma sarılan 15 aylık kızımın geleceğini şekillendirmesinde yardımcı olabilmeyi hedeflediğim bir sınıfın öğretmeniyim.İlk adımlarını gördüğümdeki sevinç çığlıklarımın,zamanla,öğrendikçe,büyüyen dalgalar halinde bedenime vurduğunu farketmemek imkansız.Akabinde endişeleniyor da insan.Çünkü eminim benim yaşlandığımdan daha da hızlı gelişiyor bedeni.Korkuyorum. Onun yaşında çamurdan evler yaparken,onun bilgisayar karşısında gösterdiğim harflere basarak beni taklit etmesi ürkütmüyor da değil.Yetebilecek miyim sorusu ile tabiri caizse hergün güncelliyorum kendimi.Harfler,şekiller,renkler,hayvanlar derken aslında onun dünyasına girip kayboluyorum.Onun için öğrenmek,okyanusun milyonlarca parçaya ayrılmış puzzle parçalarını tanımlayıp gereken yerine,koyup bağ kurmak.Bu kadar bilgiye aç bir beyin ve parçaları onun önüne sunan ailesi/öğretmenleri...Hepimize kolay gelsin