Biraz değiştim,

Her şey kadar, herkes kadar, sen kadar...

Değiştim...

Unutamadığım sözlerinin arasında sıkışıyorum,

Bir yanım kendimi kolluyor bir yanım seni

Ben benimle savaşıyorum,

Seninle değil...

Sonucu kılıcı kuşananından belli olan bir savaşın,

ne kazanabileni ne de kaybedeniyim...

Sorun değil...



Elbet Alışırım...

Biraz alıştım.

Her şey kadar, her kez kadar, sen kadar...

Alıştım!

Varlığını istemediğim tüm eksik yanları

Ve çokluğunu da, yokluğunu da istemediğim

iki arada bir derede duyguya alışıyorum...

Bir yanım bırak diyor bir yanıma

Kesin değil!



Henüz tanıştık...

Her şey kadar, herkes kadar, sen kadar...

Tanıdığımı sandığım bana daha yakınım artık

Duvarlara anlatırken öğrendiklerim kendi hakkımda

Ve aynalarda ağlarken gördüklerim kendi tarafımda

Bir yanım memnun oldum diyor,

bir yanım tanıyamadım daha

bir yanım tanıyamadım daha

Samimi değil...



Bir hayli kırıldım...

Her şey kadar, herkes kadar, sen kadar...

Canıma batan her halin felç gibi indi bedenime

Gözlerimden tut da ciğerlerime kadar kırgınım...

Aslında ne sana, ne olanlara...

Kendime kırgınım!..

Maziye hiç değil, âna kırgınım

Anlatamadığım, anlayamadığım masalların bana yaptıklarına

Dinlediğim şarkılarda bana seni anımsatan şarkıcılara

Beni anladığın kelimelerin bana her şeyi anlatıyor gibi geliyor oluşuna

Bir hayli kırgınım...

Beni ben kırdım oysa...

İyi değilim.



Galiba yoruldum...

Her şey kadar, herkes kadar, sen kadar...

Kalbime, kalbimi kanıtlamaktan

Ve kanıtladığıma kendimi inandırmaktan

Ve dahası kocaman bir sahada tek başına koşmaktan yoruldum

Aslında ne pişmanım ne de pes ediyorum!..

Sadece beni kaybettikçe seni kaybediyorum.

Şu kalp denen, beni bana sorgulatıyor artık

Ki Seni sorgulamamasını nasıl beklerim?!..



Toprağa bakan yanım senden zate ayrı

Sana bakan yanımsa toprakla aynı

Hıh! Ne yaparsan yap, gördüğünün seni görmesini bekleyemezsin!

Gözlerim yorgun...

Dudaklarım, dudaklarım hissiz...

Dokunulmadan geçen yıllar bana ağır...

Sarılmadan geçip giden uğurlamaların, kavuşmaları hep beklentisiz

Söyleyemediklerini söylesende şimdi

Sesine aşina yanım, onca sessizlikten sonra artık sağır!

İsteyerek değil...

Çok çalıştım



Paylaştığımız hayatımızda bıraktığın onca üstü kapalı git izine

Beni yerle bir eden kendince açık olan her tepkiye

Ve bence bana tanımadığım bir adamı göstermene rağmen

Daha öncede gitmiştim...

Çok çalıştım...

Paylaştığımız hayatımızda bıraktığın onca üstü kapalı git izine

Beni yerle bir eden kendince açık olan her tepkine

Ve bende bana tanımadığım bir adamı göstermene rağmen

Gitmek için, bitmek için, sana huzur vermek için

Çok çalıştım...



Daha öncede gitmiştim...

Kendi isteğimle...

Anladım ki daha önce sevmemiştim!



Çok çalıştım inan

Değişen yanımın aslında hep aynı olduğunu göstermeye

Her defasında daha da tozlanan canımı kırmadan korumaya

Ve alışmaya kendime...

Bu göz gözü görmez dumanlı halime

Çok alışmaya çalıştım hem de...



Tanıştım seninle doğan yanımla da, ölen yanımla da

Birini yaşattım! Yaşatıyorum da hala

Ama diğerinin ölmesine engel olamıyorum da



Yorulmak, dinlenmekten geçmiyor

An be an çöküyor, insanın içindeki güç

Işığı sönüyor...

Beyaza dönüyor rengi git gide

Hissizleşiyor...



Ne yormak istedim Seni,

Nede yormak kendimi

Çok çalıştım

Gitmeye de kalmaya da...

İkisi de aynı acı, ikiside rezil

Daha öncede gitmiştim

Ama böyle kalarak değil

Böyle kalarak değil



Can YÜCEL.