Ramazan-ı şerif bayramı, senenin oruç ayı olan ramazan-ı şerifin bitiminde giren ve Türkiye’mizin bazı yörelerinde “bayram ayı” denilen Şevval ayının ilk üç gününde kutlanan dinî bayramdır. Ramazan-ı şerif bayramı, bir ay oruçla Rabb’e yaklaşma sevincini, yaşama neşesini paylaşmanın ifadesi zengin, dolgun ve bereketli bir bayramdır. “Hakkullah/Allah’ın hakkı olan ramazan” ayında oruç ibadetini tamamlayan mü’minlere İlahî ikram sadedinde ve ramazandan ayrılığın acısına bir teselli anlamında “hukuk-u ibâd/kulların hakkı olan bir bayram” dır. Allah (Celle Celâlühû)’a karşı bir farz görevi yerine getirmiş olmak ve bir yıl ailecek afiyet üzere bulunmak, aklı başında olan herkes için sevinmeyi gerektiren bir ikram-ı ilahîdir. Fakirlerin sadaka-i fıtırlarla rahat ve sürura kavuşmaları, zenginlerin de başkalarını mutlu etmekle huzura ermeleri, bu bayramın toplumun ruhî ve psikolojik yapısına olan pozitif katkılarındandır.
Bayram İslâmî duygu ve düşüncenin sızıp kâsesinden dışarıya çıktığı ve köpürüp her yanı sardığı bir buluşma günüdür. Bayram-ların içinde âdeta, bütün geçmişimiz uyuyor, sayıklıyor; uyanıyor ve geriniyor gibidir. Geçmişten bugüne, bize âit husûsiyetler bayramların genel havasına öylesine sinmiştir ki, bu mübârek günleri her idrâk edişimizde, benliğimizin derinliklerinde asıl duyduğumuz şey semâ peymâ olan o şanlı günlerimizdir.
Gözlerimizi kapayıp bayramları dinlerken, raiyetimizin göklerde dalgalandığı günlerin lezzetini bir kere daha duyar ve koskoca bir târihi; daha doğrusu kendi rûhumuzu, kendi mânâmızı, kendi değerlerimizi bir kere daha yaşarız. Bu itibarla da bayram günlerinde âdeta, gönüllerin tasalarıyla zevklerinden meydana gelen bir armoniyi beraber dinler gibi oluruz.
“Allah Teala, ramazan ve kurban bayramı günlerinde yeryüzüne rahmetiyle tecelli eder. Öyle ise namaz ve ziyaret için evlerden dışarı çıkın ki, rahmet size dokunsun.” (Suyuti, Camiu’s- Sagir, 2/303) hadisi şerifine riayetle, bayramlarda evlere kapanıp kalmamalı, belki öncelikle namaz ve ziyaret için evlerden dışarı çıkılmalı, o bayram sevincini yaşamalı ve yaşatmalıdır. Peygamber (Sallallâhu Aleyhi Vesellem) Efendimiz’in Ramazan-ı Şerif bayra-mının birinci günü bayram namazına gitmeden önce hurma gibi tatlı bir şey yemeden (tek sayıda yerdi) evinden çıkmazlardı. Efendimiz (Sallallâhu Aleyhi Vesellem) bayram namazından önce fıtır sadakası verir; böylece, böyle bir günde fakirlerin muhtaç durumdan çıkarılması ve namaza endişesiz katılmaları sağlanırdı.
Bayram, kat’iyen Ramazan-ı şerif’den çıkmış olmanın, oruç günlerini arkada bırakmanın ve rahatça yeme-içme serbestliğine ermenin sevinci değildir. O, kulluk vazifesini eda etmiş olma ve Cenâb-ı Hakk’ın gufrânına kavuşmuş bulunma ümidiyle gelen gönül inşirahıdır.
Ramazan-ı şerif ve bayramlar, diğer gün ve aylardan farklı olarak sanki yağmur yüklü bulutlar gibi gelir, eteklerindeki hayrât ve hasenât cevherlerini başımıza boşaltır. Günahlarımızı çer-çöp gibi önüne katar, gufran denizlerine sürükler ve bize tekrar be tekrar temize çıkarır. Biz, Ramazan-ı ve oruç günlerini arkada bırakmanın değil, hata ve günahların ağırlığından kurtulmuş olmanın bayramını yaparız. Alvar’lı Muhammet Lütfi Efe hazretin bayramın nasıl bir bayram oCan Bula Cananını, Bayram O Bayram Ola
Kul Bula Sultanını, Bayram O Bayram Ola
Hüzn-ü Keder Def Ola, Dilde Hicap Ref Ola
Cümle Günah Af Ola, Bayram O Bayram Ola
Lütfi Ya Lütfü Kerim, Erişe Rahmu-Rahim
Bermurad Ede Fehim, Bayram O Bayram Olalması gerekliliğini ifade ettiği mısraları
genel duygu ve düşüncemizi çok güzel ifade eder.
Evet, bizim bayramımız, evveli rahmet, ortası mağfiret ve sonu da Cehennem ateşinden kurtuluş olan Ramazan-ı şerifi tam değerlendirip, ateşten azad olma ümidimiz üzerine kurduğumuz bir bayramdır. Allah (Celle Celâlühû)’ın rahmetinin enginliği ve o rahmetten nasiplenme beklentisi üzerine bina ettiğimiz bir bayramdır.

Bu vesile ile sevinç, mutluluk ve huzur günü olan Ramazan-ı Şerif Bayramınızı en kalbi duygularımla tebrik ederim. Bu bayram gününün hem kendimize, hem memleketimize ve hem de bütün âlem’i İslam’a hayırlar getirmesini Rabbimiz-den niyaz eder, Yüce Rabbim sevdiklerimizle beraber, mutlu ve huzurlu nice bayramlar geçirmemizi nasib-i müyesser eylesin.
ÂMİN(ALINTI)