Sarımsak: Mutfakların Doğal Şifa Kaynağı

Ülkemizde 12. yüzyıldan bu yana yetiştirilen sarımsak, tedavi edici özelliklerinden dolayı hemen her ülke mutfağında oldukça önemli bir yere sahip. Dünyanın yakinen tanıdığı bu bitki, eski çağlardan beri, mutfağın dışında da doğal bir ilaç olarak kullanılmış. Mısırlı anneler çocuklarını bağırsak kurtlarından korumak için boyunlarına sarımsak asarlarmış. İlk tıp bilginlerinden Hipokrat bile bu bitkiyi terletici ilaçlar sınıfına koymuş. Haçlılar tarafından Avrupa’ya yayılmasından sonra, her derde deva bir bitki olarak tanınması da gecikmeyen sarımsak veba ve şeytani güçlerle savaşmak için bile kullanılmış. En çok Kuzey Afrika, Orta ve Güney Avrupa, ABD ve Meksika’da yetiştirilen sarımsak sadece soğanın daha yaygın kullanıldığı Doğu ve Kuzey Avrupa Ülkelerinde sınırlı tüketiliyor.

Bol miktarda potasyum, kalsiyum, sodyum, molibden, kükürt, silisyum, iyot, fosfor, B1, B2 ve C Vitaminleri içeren sarımsak güçlü bir antiseptiktir. İnsanı bulaşıcı hastalıklardan korur. Damar sertliğine iyi gelir, kalp kaslarını etkileyerek kan dolaşımını dengeler, sindirim özsuyunu artırır, kanın pıtlılaşmasını azaltır, kan kolesterolünü düşürür ve bağışıklık sistemini güçlendirir. Akciğer hastalıklarında da yenmesi önerilir. Çiğ halde friksiyon yaparak sürüldüğünde de ciltteki lekeleri yok eder.

Sarmısağın bu sayısız yararlarından en bilineni, tansiyonu düşürücü özelliğidir. Bazı araştırma ve gözlemler sarımsağın yoğurtla birlikte yendiğinde tansiyonu düşürücü özelliğinin artığını gösteriyor. Çünkü sarımsaklı yoğurt; yoğurttaki kalsiyum ve sarımsaktaki tansiyon düşürücü etki sayesinde tansiyonun düzenlemesini daha çabuk sağlıyor.

Kolesterol içermeyen sarımsağın 100 gramında 136 kalori vardır. Yemekleri çeşnilendirmekte kullandığımız bu şifalı bitkinin ağızda bıraktığı keskin koku çoğumuzun ortak problemidir. Sarımsağın kendine has koku ve tadı, bileşimindeki kükürtlü allion adı verilen maddeden kaynaklanır. Ancak, maydanoz, kişniş, kakule veya kahve tanesi çiğnenerek bu keskin kokudan kurtulabilir ve sarımsağı çekinmeden keyifle yemeğe devam edebilirsiniz. Değişik lezzeti ile bu iştah açıcı bitkiyi, tüm yemeklerde kullanabilir, çiğ veya pişmiş olarak tüketebilirsiniz. Ayrıca sabahları kalkar kalkmaz aç karnına yutacağınız bir diş sarımsak, hiçbir değer kaybına uğramadığı için şifalı özeliklerinden maksimum derecede faydalanmanızı sağlar. Ancak taze sarımsak hassas midelere dokunabileceği için içindeki yeşil filizi çıkarmayı deneyin. Böylece sindirimi daha kolay olur.



Sarımsak Yetiştirmenin Püf Noktası
Dilerseniz benim yaptığım gibi kendi sarımsağınızı da yetiştirebilirsiniz. Eğer niyetiniz bu yönde olacaksa birkaç değerli bilgiyi aktarmamda yarar var. Sarmısak haziran ve ağustos ayları arasında toplanır. Yaprakları solup sarmaya başlayan sarımsağın başını topraktan çıkararak temizleyin. Sapları ile birlikte 4-5 gün açıkta bekletin. Kurutup demet halinde bağlayın. Tıpkı satın aldıklarınıza benzer bir görünüm elde edeceksiniz.

Sarımsak Alırken Nelere Dikkat Etmelisiniz?
Sarımsağı satın alırken kağıtsı kabuğunun üzerinde küf lekeleri olmamasına dikkat edin. Bir diğer önemli nokta ise satın alacağınız sarımsağın başlarının dolgun, dişlerinin ise sağlam olmasıdır.

Sarmısağı Nasıl Saklamalısınız?
Sarımsak, kuru, serin ve havadar yerlerde; örneğin iyi hava alan bir kapta ya da sepette saklanmalıdır. Kesinlikle buzdolabına koymayın!