Avrupa Komisyonu Engelliler Konferansı
Sofya Bulgaristan

Konferans Arka Plan Bildirisi
"Engelli insanlar için eşit fırsatlar: İşbirliği ve ortaklık"

Giriş
Avrupa Birliğinin genişlemesi çerçevesi içinde, Birliğe katılmaya hazırlanan ülkelerle bilgi ve deneyim alışverişini ilerletmek Avrupa Komisyonunun önemli bir sorumluluğudur. Komisyonun, Bulgaristan ve Romanya ile genişleme müzakerelerini sonlandırmakta ve Türkiye ve Hırvatistan ile katılım müzakerelerini başlatmayı planlamakta olduğu bir zamanda, AB seviyesinde çok sayıda farklı politikalarla ilgili yaklaşımlar hakkında, özellikle de doğrudan vatandaşı ilgilendirenler hakkında bilgi sağlamak Avrupa Komisyonu için çok önemlidir.
AB nüfusunun en az tahmini yüzde onunun ve aday ülkelerde daha da fazlasının engelli insanlar olduğu ve Avrupa'da haklarını geliştirmek ve topluma dâhil edilmelerini desteklemek için çok daha fazla şeyin yapılması gerektiği göz önünde bulundurulduğunda Avrupa Komisyonu, konuyla ilgili farkındalığı geliştirmek ve görünürlüğü artırmak için elinden geleni yapmaya çağrılmıştır. Bu bağlamda ve aday ülkelerle bu alandaki bilgi alışverişinin sağlanması amacıyla Avrupa Komisyonu, aday ülkelerdeki AB genişleme sürecini destekleme konusundaki bağlanımını görünür kılarak Sofya, Bulgaristan'da bir Engelliler Konferansı düzenlemeye karar verdi.
"Engelliler için Eşit Fırsatlar: İşbirliği ve Ortaklık" konferansının amacı, engellilik sorunları konusunda deneyimlerini paylaşmak ve iyi uygulama alışverişine katılmak için Avrupa Birliğine katılım için hazırlanan ülkelerden - Romanya, Bulgaristan, Hırvatistan ve Türkiye - sınırlı sayıda katılımcılarla kritik istihdam ve sosyal işler alanlarla ilgili mevcut AB Üye Devletlerinden uzmanlar ve temsilcilerini bir araya getirmektir. Ulusal yetkili dairelerin, engellilerle ilgili organizasyonların, sosyal ortakların, medya ve akademilerden katılımcı temsilcilere, AB'nin engellilik konularına yaklaşımının ana unsurlarından bazılarını sunumlar ve tartışmalarda araştırma fırsatı verilecektir.
Engelliler Konferansı için seçilen ana konular: haklara-dayalı yaklaşım, sivil toplumun katılımı aracılığıyla etkili yönetişim ve fırsat eşitliği için koşullar yaratmak. Konferansın üç tematik oturumunu, haklara erişim sağlama konusunda iyi uygulamayı ele alacak son bir oturum izleyecektir. Konuşmacılar, çok çeşitli arka planlardan, üye devletlerin kendilerinden ve başka alanlardan gelip engelli vatandaşları doğrudan ilgilendiren birçok konuda bir dizi bilgi ve deneyim sunacaklardır.
Konferansı Bulgaristan Çalışma ve Sosyal Politikalar Bakanı Sn. Christina Christova ve yeni adıyla Çalışma, Sosyal İşler ve Eşit Fırsatlar Genel Müdürlüğü'nde Avrupa Komisyonu Genel Direktörü Sn. Odile Quintin açacaklardır.
Konferans ayrıca, ana oyuncuları seferber etme ve engellilik meselelerini gündemin yukarılarına taşımada önemli bir gelişme yaratan Avrupa Engelliler Yılı 2003 ile ilgili takip sürecinin bir parçası olarak görülmelidir. Avrupa Engelliler Yılının başarısı üzerine inşa edip olaylarla eylemleri takip etmek amacıyla bu yılın Konferansı, özellikle AB aday ülkelerinde engellilikle ilgili bütün meseleler konusunda itici gücü koruma ve farkındalığı artırmayı amaçlamaktadır.
AB'nin engellilik meselelerine yaklaşımına genel bir bakış
AB'nin engellilik meselelerine yaklaşımı, bütün bireylerin topluma tam ve eşit olarak katılımı haklarına dayalı "engellilik sosyal modeline" dayanmaktadır. Bu model, bütün oyuncuların engellilerin haklarını geliştirme ve engellilerin hayatın bütün alanlarında karşılaştıkları engelleri çözme yükümlülüğüne sahip olduklarını düşünmektedir.
Bu arka plana karşılık olarak Avrupa Komisyonu, yaklaşımın üç eksene dayandırılması gerektiğini düşünmektedir: birinci olarak, engellilerin haklarının tanınması ve korunması ve yalnızca engellilik gerekçesiyle ayrımcılığın kaldırılması (bkz. Konferansın 1. konusu), ikinci olarak, ilgili olanların, diğer bir deyişle engellilerin tam katılımı dâhil diyalog ve daha güçlü bir sivil toplum aracılığıyla eylemin geliştirilmesi (bkz. 2. konu) ve üçüncü olarak, eşit fırsatların geliştirilmesi, diğer bir deyişle engellilerin hayatın bütün yönlerine katılımını önleyen sosyal çevre içindeki çeşitli engellerin tanımlanması ve ortadan kaldırılması (bkz. 3. konu).
AB seviyesinde eylem, ulusal önlemleri hem tamamlayan hem de geliştiren tutarlı ve eşgüdümlü bir strateji elde ederek açık bir değer eklemeyi amaçlamaktadır. Engellilik hakkında Yüksek Seviye Grubu çerçevesinde, örneğin, Üye Devletlerin ve Avrupa Engelliler Sivil Toplum Kuruluşlarının temsilcileri, geniş çaplı politika konularını ve iyi uygulama alışverişini tartışmaktadırlar. Ayrıca, Çalışma ve Sosyal Katılma hakkında Ulusal Eylem Planlarının kapsamlı olarak yapılan analizi, 25 Üye Devlette engellilerin entegrasyonu ile ilgili olarak çalışan ve çalışmayan konular hakkında daha fazla görüş sağlamaktadır. Ayrıca, AB seviyesinde eylem, kalan engelleri ele almak için müdahale modelleri önererek ulusal yasama ve politika inisiyatifleri için bir referans noktası hizmeti görmektedir. Son olarak, AB seviyesinde etkili eylem için ikna edici ekonomik savlar vardır, özellikle Lizbon'da belirlenen hedefleri karşılama çabası bağlamında.
Yukarıda açıklanan, engellilik konusundaki yaklaşımı geliştirmek için temel bir araç, entegrasyon stratejisidir. Engelliliğin entegrasyonu, bütün politika alanlarında ve bütün politika geliştirme aşamalarında engellilik perspektifinin etkin entegrasyonu anlamına gelmektedir. Yalnızca Avrupa Kurumları tarafından uygulamaya konulan bir Avrupa stratejisi olması dışında - örneğin Avrupa Komisyonu'nun Engellilik Hakkında Hizmetler Arası Grubu çerçevesinde - entegrasyon, toplumun bir bütün olarak engellilerin ihtiyaçlarını - ve potansiyel katkılarını - tanımalarını ve anlamalarını sağlamak için ulusal, bölgesel ve yerel seviyede de gerçekleşmelidir. Özel engellilik programlarından yola çıkıp engelli insanlara engelli olmayan insanlarla aynı muameleyi öngören tamamen bütünleşmiş önlemlere doğru tavırlardaki bu değişim, zaten Avrupa Birliği tarafından desteklenmektedir ve uzun bir süredir de desteklenmiştir.
Engellilere karşı ayrımcılıkla savaşma bağlamında 2000/7 8/EC Sayılı Konsey Direktifi - Avrupa Birliği Sözleşmesinin ayrımcılığa karşı çıkan 13. Maddesine dayanarak - çalışma ve meslekte eşit muamele garantileme ve bu alanda haksız davranışları engellemeye yönelik önemli bir adımdır. Bu bağlamda, bu Direktifin hükümlerinin ulusal yasamalarda doğru olarak uygulanmasını izlemek Komisyonun ilk önceliğidir. Yasamayı geliştirmenin ötesinde, Üye Devletlerle birlikte Komisyon, 2001-2006 yıllarını kapsayan dönem için yaklaşık 100 milyon Euro'luk bir bütçeyle, diğer ayrımcılık gerekçeleriyle birlikte engelliliğe hitap eden kapsamlı bir Ayrımcılığa Karşı Eylem Programı kabul etmiştir.
Engellilik alanında AB seviyesinde en son ve en önemli girişimi, "Engelli insanlar için eşit fırsatlar: Bir Avrupa Eylem Planı" adlı Komisyon Tebliğinde belirlenmiş olan AB Engellilik Eylem Planıdır. Avrupa Engelliler Yılının itici gücü ve başarılarına dayanarak ve genişlemiş Avrupa Birliği'nde engellilik boyutunu geliştirmek için bir çerçeve sağlayarak Tebliği, 2010 yılına kadar uzanan dönem için engelli insanların entegrasyonu alanında AB öncellikleri belirlemektedir. 2004-2005 yılı dönemi için öncelikli konular: istihdama erişim ve istihdamı koruma, yaşam boyu eğitime erişim, yeni teknolojilere erişim ve kamusal ortama erişim. Eylem Planı, 25 Üye Devletli genişlemiş bir AB'de engelli insanların genel durumları hakkında iki yıllık raporlar oluşturmayı da içermektedir. Bu iki yıllık raporların ilki, 2005 yılının sonunda oluşturulacaktır.

Referanslar
Engellilerin Entegrasyonu Birimi, Çalışma, Sosyal İşler ve Eşit Fırsatlar GM


Konu 1: Engelliliğe yönelik haklara dayalı bir yaklaşımı tanıtmak
Engelliliğin gizli veya hayırseverlik konusu olmadığı artık geniş çapta - hem ulusal seviyede hem de AB ve uluslararası seviyede - olmadığı, tersine bir insan hakları meselesi olduğu kabul edilmiştir: engellilerin topluma dâhil edilmesi, bir haktır.
Avrupa seviyesinde, engelliliğe karşı haklara dayalı bir yaklaşım, 10 yılı aşkın bir süre önce tanıtılmıştır. Engellilikle ilgili ayrımcılığa karşı maddesini dâhil ederek Avrupa Topluluğunu oluşturan Sözleşmede değişiklik talepleri, 1993'te dâhili piyasa daha başlamadan yapılmıştı. Gene de, ancak Haziran 1997'de "13. Madde" Amsterdam Sözleşmesine dâhil edilmiştir - 1993 yılındaki ilk Avrupa Engelliler Gününün ve Avrupa Komisyonunun 1994 tarihli sosyal politikası hakkındaki Beyaz Raporla düşünceyi gündeme alması ve Avrupa Engellilik Forumu (EDF) ve diğer engelliler çıkar gruplarının yoğun stratejik kampanyası ve uyumlu hareketiyle bu yol açılmıştı.
Ayrımcılığı yasaklayan 13. Madde ve cinsiyet, ırk veya etnik köken, din veya inanç, engellilik, yaş veya cinsel yönelim gerekçeleriyle ayrımcılığa karşı savaşmak için Topluluk eylemine yol açarak, engellilikten ilk defa AB Sözleşmesinde bu haliyle söz edilmiştir ve engelli insanların karşılaştıkları ayrımcılık gerçeği Sözleşme tarafından kabul edilmiştir. Bu Sözleşme maddesine dayanarak Konsey, 27 Kasım 2000 tarihinde "Çalışma ve meslekte eşit muamele için genel bir çerçeve oluşturma" adlı 2000/78/EC Sayılı Direktifini kabul etmiştir. Engellilikle ilgili olarak bu Direktif, engelli insanların çalışma hayatına katılımlarındaki engelleri kaldırmayı hedeflemektedir ve işyerinde makul bir ortam sağlayamamanın ayrımcılık oluşturabileceğini kabul etmektedir.
AB Sözleşmesinin 13. Maddesine ilaveten, 7 Aralık 2000 tarihinde Nice'deki Avrupa Konseyinde ilan edilen ve Avrupa Anayasasının (sonunda Nice Sözleşmesine dâhil edilerek) Temel Haklar Sözleşmesi engellilik gerekçesiyle herhangi bir ayrımcılığın yasaklanmasını içermektedir (21. Madde). 26. Madde özellikle temel bir hakkı kabul etmektedir: "engelli insanların, bağımsızlıklarını, sosyal ve mesleki entegrasyonlarını ve toplum yaşamına katılımını garantilemek için tasarlanan önlemlerden yararlanma hakları."
Viyana'da konumlanmış olan Avrupa Birliği Irkçılık ve Yabancı Düşmanlığı İzleme Merkezinin sözleşmesini hem bir Temel Haklar Ajansı olması hem de Sn. Vladimir Špidla'nın - Çalışma, Sosyal İşler ve Eşit Fırsatlar GM Komisyon Üyesi - portföyünde yansıtılan biçimde ayrımcılık ve eşit fırsatlar konularında yeni Komisyonun artan ilgisini genişletmesi konularında Aralık 2003'te Avrupa Konseyi'nin aldığı karar, haklara dayalı yaklaşımı engellilik alanında da devam ettirme ve derinleştirme konusunda Avrupa seviyesindeki atılan diğer adımlar olarak görülebilir.
Uluslararası seviyede Aralık 1993'te BM Genel Kurulunun 48. oturumunda benimsenen Engelliler için Fırsatların Eşitlenmesi hakkındaki 22 BM Standart Kuralları, küresel bağlamda yardımdan engelli haklarına doğru güçlü bir değişime izin veren haklara dayalı engellilik yaklaşımı için bir temel hazırlamıştır. BM Üye Devletleri için bağlayıcı olmasa da bu kurallar, eylemde bulunmak konusunda güçlü bir ahlaki ve siyasi bağlanım imlemektedir. Engellilerin haklarını ve onurunu geliştirmek ve korumak için uluslararası seviyedeki en son girişimler - her ikisi işlemde olan yeni bir BM yasal olarak bağlayıcı bir aracın, engellilik alanında yeni bir BM Anlaşmasının ve Avrupa Konseyinin tamamlayıcı girişiminin önerilmesi ve bir eylem planının önerilmesi -, Avrupa Birliği tarafından güçlü bir biçimde onaylanmaktadır.

Referanslar
Ayrımcılığa Karşı, Temel Haklar ve Sivil Toplum Birimi, Çalışma, Sosyal İşler ve Eşit Fırsatlar GM
Çalışma ve meslekte eşit muamele için genel bir çerçeve oluşturan 27 Kasım 2000 tarihli 2000/78/EC Sayılı Konsey Direktifi
Yeşil Rapor - Genişleşmiş Avrupa Birliğinde Eşitlik ve Ayrımcılık Karşıtlığı (Haziran 2004)
22/23 Kasım 2004 tarihli "Geleceğin Avrupa'sında Eşitlik" konulu Hollanda Başkanlık Konferansı vesilesiyle Çalışma, Sosyal İşler ve Eşit Fırsatlar GM Komisyonu Üyesi Vladimir Špidla'nın Konuşması
Çalışma ve Sosyal Politika Bakanlığı, Bulgaristan Cumhuriyeti
Engelliler Araştırma Merkezi, Leeds Üniversitesi, İngiltere
Eşit Fırsatlar ve Irkçılığa karşı Savaş Merkezi, Belçika


Konu 2: Diyalog ve daha güçlü bir sivil toplum aracılığıyla eylemleri geliştirmek
Engellilerin entegrasyonu, yalnızca bütün seviyelerdeki politika oluşturucularının konusu değildir: sivil toplum da, engelli vatandaşların endişelerini seslendirme ve engellilerin ihtiyaçlarını karşılamak için hizmet sunmada önemli bir rol oynamaktadır. Temmuz 2001 tarihli Avrupa Yönetişimi hakkındaki Komisyonun Beyaz Raporu, iyi yönetişimin beş ilkesinden ikisi olarak (hesap verme, etkililik ve tutarlılıkla birlikte) açıklık ve katılımı vurgulayarak "AB politikalarının kalitesi, uygunluğu ve etkililiğinin, - oluşturma anından uygulama anına kadar - politika zinciri boyunca geniş katılım garantilemeye bağlı olacağı" sonucuna varır. Ayrıca, "güçlendirilmiş bir danışma ve diyalog kültürünün" gerekli olduğu vurgulanmaktadır.
Toplumda engellilik meselelerinin yüksek uygunluğuna bağlı olarak hem danışmanlık süreçlerine hem de politika uygulamalarına sivil toplum organizasyonlarını dâhil etmek önemlidir - şu ilkeye uygun olarak: "engelli insanlar olmadan engelli insanlar hakkında bir şey yapılamaz". Engellilik Sivil Toplum Kuruluşları, ulusal engelliler organları, sosyal ortaklar, hizmet tedarikçileri, alan uzmanları ve engellilerin kendileri, AB politikalarının engelli vatandaşların gerçek ihtiyaçlarını karşıladıkları ve vatandaşların bunlar hakkında bilgi sahibi olduklarını garantilemek için katılmaları ve işbirliği yapmaları gerekmektedir. Sivil toplumun da hakların, ayrımcılığa karşı etkili bir yaklaşımdan kaynaklanmasını sağlamada önemli bir rolü de vardır: AB ve ulusal ayrımcılığa karşı yasamada haklarının saygın bir yere konulduğunu bilen potansiyel ayrımcılık kurbanları ancak bunlardan etkili bir biçimde yararlanabilirler.
2003 Avrupa Engelliler Yılının başarısı, toplumda ve ekonomide engellilerin haklarını ve tam entegrasyonunu geliştirmek için birlikte çalışan çok sayıda sivil toplum paydaşların ve aktörlerin dâhil edilmesinin, gerçekten bir fark yaratabileceğini göstermektedir. EYPD'nin bu yüksek seviyedeki seferberliği ve popülaritesi, Avrupa'da engellilerin ortak sorunlar yaşadıklarını ve damgalanma, ayrımcılık ve sosyal dışarıda bırakma ile ilgili olarak ortak endişeler paylaştıklarını da göstermektedir.
Yeni AB üye devletleri ve aday ülkelerde sivil toplumun gelişmesi, özellikle engellilik alanında, son yıllarda önemli bir ilerleme kaydetmiştir. Bugün demokratik süreç içinde bağımsız sivil toplum örgütlerinin önemi, yaygın olarak kabul edilmiştir. Örgüt sayıları önemli ölçüde artmasına rağmen, AB-15'teki benzer örgütlerle karşılaştırıldığında çoğu kez oldukça zayıf kalmaktadır: Finansman eksikliği, zayıf içyapılar, bilgi ve bilgilenme eksikliği ve ağ kapasitelerinde noksanlıklar, yeni AB üye devletlerindeki ve aday ülkelerdeki sivil toplum organizasyonlarının başa çıkmak zorunda oldukları sorunlarından bazılarıdır.
Eski on AB genişleme ülkesindeki engelliler örgütlerinin durumunu geliştirmek için, Eylül 2002'de "On Katılımcı Ülkede Engelliler Örgütlerinde Kapasite Oluşturma" projesi uygulamaya konulmuş ve Temmuz 2004'te başarıyla tamamlanmıştır. AB Phare Programının finanse ettiği ve Avrupa Engelliler Forumunun (EDF) yönettiği proje, eylemde bulunma ve aralarında ağ kurma kapasitelerini güçlendirmek için engelliler örgütleri ve ulusal engelliler konseylerine yardım sağlamayı amaçlamıştı.

Referanslar
Avrupa Yönetişimi Hakkında Beyaz Rapor (Temmuz 2001)
Açılış Konuşması, Sn. Odile Quentin, Çalışma, Sosyal İşler ve Eşit Fırsatlar Genel Direktörü, "Genişlemiş Avrupa Birliğinde Sivil Diyalog ve Sosyal Politika" Konferansı, Budapeşte, 23-24 Haziran 2003
EDF Projesi "(Eski) On Katılımcı Ülkede Engelli Örgütlerin Kapasite İnşası"
Yeni AB üye devletleri ve aday ülkelerde engelliler için EDF'nin derlediği örgüt listesi


Konu 3: Fırsat eşitliği koşullarını yaratmak
Engelliler için fırsat eşitliği garantilemek, Avrupa'da ana bir konu olmayı sürdürmektedir. Komisyonun'un "Engelliler için Engelsiz bir Avrupa'ya Doğru" Tebliğinden (Mayıs 2000) bu yana birçok şey yapılmasına rağmen engelliler, hayatın bütün yönlerine tam olarak katılmalarını engelleyen sayısız engellerle hâlâ karşılaşıyorlar. Avrupa'daki toplumlar çoğunlukla, herhangi bir engeli olmayan "ortalama" bir vatandaşa göre düzenlenmiştir hâlâ ve bu nedenle, önemli sayıda vatandaş, çoğunluğun haklarından ve fırsatlarından yoksun kalmayı sürdürüyor.
"Engelliler için eşit fırsatlar: Bir Avrupa Eylem Planı" adlı Komisyon tebliğiyle (Ekim 2003), 2010 yılını hedef alan süren çok yıllık bir Eylem Planı, engelli insanlar için eşit fırsatlar geliştirmek amacıyla kabul edilmiştir. Çalışma, sosyal dâhil olma için en önemli bir etken olmayı sürdürdüğü için AB Engellilik Eylem Planının ilk aşaması (2004/2005), sözde "çalışma zinciri"nin çeşitli aşamalarına hitap eden öncelikli eylemlere yoğunlaşmaktadır - bu zincir, engelli insanlar için fırsat eşitliğini geliştirmek açısından aday ülkeler için eşit bir öneme sahip eylem alanlarından oluşmaktadır.
İlk öncelik alanı, çalışmaya erişim ve çalışmayı sürdürmedir. 2000/7 8/EC sayılı direktife dayanarak ayrımcılığa karşı savaş ve bu Direktifin hükümlerinin ulusal yasamalarda doğru olarak uygulanmasını izlemek, bu alanda önemli bir odak olacaktır. Engellilerin çalışma durumunu geliştirmek ve engelli ve engelli olmayan insanlar arasındaki büyük çalışma uçurumunu aşmak için çalışma pazarına sosyal ortakları dâhil etmek ve engelliler için eşit fırsatlara katkı konusunda diyalogu derinleştirmek özellikle gereklidir.
Her yaşta hem temel eğitim hem de yeterli eğitim fırsatları dâhil yaşam boyu eğitim, engelli insanların çalışabilirliğini ve uyum sağlayabilirliğini artırma konusunda bir başka ana unsurdur. Çalışmalar, gençlikleri sırasında ana akım eğitime entegre edilen engelli insanların, çalışma pazarında başarılı olmak için gerekli olan genel ve mesleki ana yeterlilikler geliştirecekleri konusunda kanıt sağlamışlardır. Engelli insanlar için e-eğitim konusunda modern bilgi ve iletişim teknolojilerinin kullanımı, daha da geliştirilmelidir.
Üçüncü öncelik alanı, yeni teknolojilere erişimdir. Bu alandaki çabalar, bu alanda engelli insanların "bilgiden dışlanmalarını" önlemek amacıyla Web Erişilebilirlik İnisiyatifi gibi başarılı kavramlar üzerine dayanmalıdır. Bilgi toplumunu ve yeni teknolojileri engellilerin yararına kullanmak için harekette bulunulmalıdır, özellikle engelli insanların, işlevsel kısıtlamaları aşmalarını ve böylece topluma katılım umutlarını geliştirmelerini sağlayan bilgi ve iletişim teknolojisi potansiyeli dikkate alınmalıdır.
Avrupa Birliğinin, Engellilik Eylem Planının birinci aşaması boyunca vurgulayacağı dördüncü alan, kamusal çevreye erişimdir (herkes için tasarım ilkesi). İşyerine, boş zaman ve kültürel tesislere ve kamu taşımacılığına daha iyi erişim, engelli insanların entegrasyonu ve böylece fırsat eşitliği için vazgeçilmezdir. Tasarlama, planlama ve inşaat aşamalarında kamusal çevrenin bütün alanlarında yeterli Avrupa standartları, engelli insanların tam entegrasyonu ve hayatın bütün yönlerine katılımını sağlamak için gereklidir.

.ALINTIDIR.