(türkü ile keloğlan gelir)
Telgrafın tellerine kuşlar mı konar?
Herkes sevdiğine yavrum bölemi yanar?
Yanıma gel yanımada yanı yanı başıma!..
Şu gençlikte nelerde geldi cahil başıma..
KELOĞLAN: Ben bir garip keloğlanım aman amaaaan.Keloğlan gibi vay vay..
İBİŞ: Sormadan ismini söledin, hoşgeldin keloğlan.
KELOĞLAN: Hoşbulduk beyim paşam inşallah burayada alışam.
İBİŞ: Galiba misafirliğe değil yerleşmeye geldi.(keloğlana)Bu mahalledenmisin?
KELOĞLAN: Muhallebi yermisin diye sorulurmu beyim, hemen ver yiyeyim.
İBİŞ: Haklısın sorulmaz dayak yermisin diye sorulur
KELOĞLAN: Şöyle geldim geçiyordum.
İBİŞ: Köyden mi gelip göçüyordun?
KELOĞLAN: O masal benim şu masal senin deyip geziyordum.
İBİŞ: Omasa benim şu masa kimin diye masaların üstündemi geziyordun.eeesonra?
KELOĞLAN: Yüzyıllardır dolaşıyorum.
İBİŞ: Yüz yıkayıp dolaşıyormusun?Peki bu eve niye girdin.
KELOĞLAN: Çocuğun biri içeride dediki...
İBİŞ: Gİr içeri ibişten dayak ye çık dedi.
KELOĞLAN: Yok yok öle demedi.Sen bu evin beyimisin?
İBİŞ: Beyin evinde uşağım.
KELOĞLAN: Beyin belinde kuşakmısın?
İBİŞ: Hayır serçenin kuyruğunda saçağım.Bırak masalı kapıdaki çocuk sana ne dedi?
KELOĞLAN: İçeri gir parasız yemek ye dedi.
İBİŞ: Haydi şu kapıdan gir de merdivenden yukarı çık.
KELOĞLAN: Burada devler, cadılar varmı beyim?
İBİŞ: Yok yok burada bol bol çeşit çeşit yemek var.
KELOĞLAN: Bol bol çeşit çeşit değnekmi var?
İBİŞ: Alaah iyiliğini versin, yemek var yemek.
KELOĞLAN: İyi ver elini öpeyim beyim karnımı doyurup gideyim.
İBİŞ: Bey yukarıda onun elini öp
KELOĞLAN: Sende bize gel anam arpa çorbası pişirsin, ot ekmeği yedirsin.(çıkar)
İBİŞ: Haydi yolun açık olsun keloğlan ama anana selam söle de pişirdiklerini getirip bizim aşçı tosuna yedirsin.
keloğlan türküsünü söyleyerek uzaklaşır.