jazz müziğin tarihçesi


             

Ä°letiÅŸim


 05xx xxx xx xx


vbnetron


[email protected]

×

jazz müziğin tarihçesi

  • #1
    Meltem YANIKOĞLU - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    01.Mart.2009
    Nereden
    İstanbul
    Mesajlar
    16,374
    @Meltem YANIKOĞLU



    jazz müziğin tarihçesi





    Arzu'nun jazz müziğe ilgi duymaya başlaması ile gördük ki başka arkadaşlarımızda bu müziği tanımak istiyor. jazz tutkunu olarak ben insanların bir müziği sevmesi ve anlaması için, tarihini ve gelişimini bilmesi gerekir diye düşünüyorum. özellikle jazz için geçerli bu, çünkü jazz müziğin doğuşu, elişimi ve şu anda geldiği nokta çok enteresandır. bu müziği tanımayan asla inanmaz jazzın sokak müziği olduğuna. evet, jazz müzik New Orleans'ta Afrikalı köleler tarafından temelleri atılan bir müziktir. yani bizde ozanlarımızın sazı eline alıp doğaçlama yaptığı müzik ne ise, jazz da odur işte. bugünse en sofistike, salon müziği diye adlandırabileceğimiz müziklerden biri haline gelmiştir. gittiğiniz çok şık bir kafede, restoranda mutlaka duyarsınız bu müziği. bu yüzden dedim doğuşu ve şuan geldiği nokta çok farklıdır, enteresan bir yolculuğu var bence bu müziğin...
    bu konuyu epey araştırmıştım. farklı anlatımlar var. ben iyi bir kaynak olduğuna inandığım Bülent Şaman' ın araştırmasını ekliyorum. umarım sıkılmazsınız bu ilginç yolculuğu okurken


    Caz pek çok farklı insanların mirasından oluşmaktadır. 1800'ler de Amerika’nın güneyinde müzik Afrika kökenli kölelerin yaşam alanlarında hayatın ayrılmaz bir parçasıydı. Kutlamalarda, yaslarda, eğlencelerde, çalışırken ve bu müzik Avrupa-Amerika geleneksel müziği ile harmanlanarak blues, ragtime ve diğer müzik formlarını yarattı.

    İlk ortaya çıkışından şimdiye dek, caz 19 ve 20. yüzyıl Amerikan popüler müziğinden etkilenmiştir. Caz terimi ilk batı kıyısında ortaya çıkmış ve Chigago’da 1915’lerde yapılan müziği tanımlamak için kullanılmıştır. Bu zamandan öncede caz New Orleans’ta yapılsa da caz ismi ile adlandırılmamaktaydı.

    Caz’ı tanımlamak oldukça zor çünkü Ragtime’dan günümüz Fusion akımlarına kadar değişkenliklere dayanır. Belki de onu bir sanat müziği formu olarak tanımlayabiliriz Amerika kökenli ama siyahların Avrupa müziği ile karşı duruşlarıyla şekillenen bir form olarak.

    Köken
    1800'lerin başında Amerika’ya yüz binlerce Afrikalı köle getirilir, bunların çoğu batı Afrika kökenli olup kendi müzik geleneklerini de beraberlerinde getirirler. 1843’e dek New Orleans’da Afrika dans ve davullarının olduğu festivaller düzenlenir tıpkı benzerlerinin New York ya da New England’ta yapıldığı gibi. Afrika geleneksel müziği Avrupa tarzı armoni içermez , tek seslidir.


    19 uncu yüzyılın başlarında Avrupa sazlarını çalmayı öğrenen siyah müzisyenlerin sayısı artmaktadır. Sonuçta Güney Amerika, Karayip ve diğer köle melodileri salon müziği olarak piyano ile icraya başlanır. Siyah köleler “harmonik” tarzları da öğrenerek kendi müzikleri ile harmanlarlar

    1890-1910 arası (Ragtime)
    1800'lü yılların sonunda Güney Amerika’da Ragtime cazın gelişimine katkıda bulunan erken müzik tarzlarından biriydi. Ragtime tamamen piyano için bestelenirdi. Piyanist sol eliyle sabit olarak "boom-chic" bas ve akorları, sağ eliyle de ritmi değiştirerek çalardı bu ragging diye tanımlanırdı, belki de ragtime buradan gelmektedir. Bu tazın önde gelenleri yandaki Scott Joplin (resmi altta), Artie Mathews ve James Scott idi.

    Blues
    Ragtime gibi Blues‘da caz müziğin gelişimine katkıda bulunan önemli bir tarzdır. Etkileyici ve vokal geleneğine bağlı Blues parçaları 20'inci yüzyıl başındaki Afro-Amerikan insanların duygu ve hikayelerini anlatır.


    Blues sadece bir müzik türü değildir aynı zamanda o zamanki Afro-Amerikalıların hayat biçimidir. Blues yorumcuları gitar ya da gitar, piyano, mızıka eşliğinde söylerler. O dönemin önemli Blues müzisyenleri Ma Rainey, Bessie

    1917-1920 (Dixieland)
    1910 yılların sonu ve 20’li yılların başında New Orleans’ta Blues ve ragtime diğer geleneksel yerel grupların ve diğer pek çok unsurun etkisiyle adına Dixieland denen caz tarzı doğdu ki bu geleneksel caz ya da New Orleans cazı olarak da bilinir. Caz büyük popülarite kazandığı için kuzeyde New Orleans’tan Chigago’ya , New York, Kansas ve orta kesimde Midwest’ten Kaliforniya’ya yayıldı.

    Dixieland adı New Orleans’lı bir grup olan The Original Dixieland Jazz Band‘ten gelir. Grup bu tarz ilk çalışmayı 1917’de yapmıştır ve plak çok popüler olup uluslar arası tanınmıştır.


    Dixieland caz gruplarının ortak enstrümanları trompet, kornet, klarnet, saksafon ve trombondur. Ritm kısımları ise banjo, piyano, davul, yaylılar ya da tumba ile çalınır. Bu tarz genellikle enstrümantal olarak icra edilir.


    Dixieland cazının büyük ustaları içinde trompette Louis Armstrong ve Bix Beiderbecke, piyanoda Jelly Roll Morton, trombonda Edward ”Kid” Ory, klarnette Sidney Bechet ve grup lideri olarak tabii ki trompette King Oliver ilk akla gelenlerdir.

    1920‘ler (Erken Big Band Müzik)

    1920’lerde Dixiland cazın yükselişiyle 10 müzisyen ya da daha fazlasından oluşan orkestralarla icra şeklinde yeni bir tarz doğdu. Bu orkestralar Big Band olarak adlandırıldı. Bunlar klarnetten çok saksafona dayalı idiler.
    Yukarıda Big Band orkestralarının tipik oturum şablonu görülmektedir

    Tüm enstrümantasyon üç gruba ayrılmıştı; pirinç grubu (trompet ve trombonlar), nefes grubu (saksafonlar ve kimi zaman klarnet) ve ritm grubu ( piyano, bas, davul, gitar ve daha sonraları vibe) Genelikle Big Band aranjmanları “Standard” bir formu takip eder.


    1. Melodi tüm orkestra tarafından ahenk içinde çalınırdı; 2. Sololar melodinin özünü ve akorları çalardı.

    Big Band orkestraları tarafından çalınan müzik Swing olarak adlandırıldı, bu insanların rahatça dans edebileceği bir tarzdı. Bu tarz hemen hemen 20 yıl popüler oldu ve Swing 1940’ların ortalarına dek ulaştı. Bu süre zarfında yüzlerce orkestra ABD’de çaldılar. Kimi zaman vokalist ile olmak üzere klasikler ortaya çıkardılar. En önemli orkestralar içinde ilk akla gelenler Duke Ellington, Benny Goodman, Fletcher Anderson orkestralarıdır.

    1930‘lar–1940’lar (Big Band patlaması)
    Big Band müziği büyük durgunluk ve yaklaşan ikinci dünya harbine karşın 30’lar ve 40’larda popülaritesini arttırdı. Müzisyenler bar ve kulüplerde saatlerce süren performanslar sergilediler. Radyonun yayılması Big Band müziğini insanların evlerine dek ulaştırdı.

    Big Band patlaması büyük ustalarında orkestralarda yan yana çalmalarını sağladı. Örnek vermek gerekirse klarnetçi Benny Goodman, tromboncu Tommy Dorsey, klarnet ve saksafoncu Jimmy Dorsey, tromboncu ve
    aranjör Glenn Miller (resmi yukarıda), piyanist ve besteci Duke Ellington ve daha pek çoğu, tabii eşlik eden usta yorumcuları da unutmamak gerek destansı Billie Holiday, diva Ella Fitzgerald, Bing Crosby, Frank Sinatra gibi.


    1940‘lar–1950’ler ( Bebop)
    Bebop tarzı Big Band’e büyük bir tezat olarak 1940’larda çıktı. Bu tarz ufak müzisyen gruplarınca icra edilirdi; 4 ya da 6 müzisyen. Ufak gruplar daha fazla solo imkanı müzisyenlere tanı-yordu. Müziğin kendisi çok komplike melodi ve akorlar-dan oluşuyordu, Bebop daha çok dinlemeye yönelik dansa uygun olmayan bir tarz idi.

    Bebop’un gelişmesine trompetçi Dizzy Gillespie ve alto saksafoncu Charlie Parker ön ayak olmuştur. Düzenli tarz Big Band müziği aksine düzensiz uzun ve kombine swing tarzı melodiler ortaya koymuşlardır.

    Diğer akla gelen Bebop ustaları saksafoncu Sony Stitt, Dexter Gordon, gitarist Kenny Burrel, Tal Farlow, piyanist Oscar Peterson, Bud Powell, Thelonius Monk, basçı Charles Mingus‘tur.


    Cool Jazz:
    1940’larda pek çok farklı tarz aynı anda ortaya çıkmıştır. Cool Jazz 40’ların sonunda Bebop ile aynı zamanda ortaya çıkar ve yıllarca popüler olarak kalacaktır. Bu tarz Bebop’tan daha yumuşak, ince, güçlüdür ve 20'inci yüzyıl bestecilerinin -Stravinsky ve Debussy gibi- harmonilerinden etkilendiği söylenebilir.

    Bu tarzın en önemli iki ismi trompetçi Miles Davis (resmi yukarıda) ve piyanist, besteci-aranjör Gil Evans’tır. Diğer önemli müzisyenler arasında saksafoncu Garry Mulligan, Lee Konitz, trompetçi Chet Baker, gitarist Wes Montgomery, piyanist Dave Brubeck sayılabilir


    Latin Jazz (1930’lardan günümüze)
    Latin etkisindeki caz Latin dans ritmlerinin caz melodileri ile kombinasyonu ile karakterize edilir. Amerikan müziğine Latin ezgilerinin etkisi 30’larda başlamıştır. 50’ler ve 60’ larda bu etki tam manasıyla mambo, cha-cha, samba ve bossa-nova gibi Latin dans ezgilerinin etkisiyle güçlenmiştir. Samba ve Merenque tarzları bugünde Amerikan müziğinde etkisini sürdürmektedir


    Kimi grup liderleri bu müzikten etkilenmişlerdir örnek olarak, Dizzy Gillipsie ve Stan Kenton, saksafoncu Stan Getz- Coleman Hawkins


    Free Jazz (1960-günümüze dek)
    Free Jazz cazda 1960’larda gelişen yeni yönelimleri kategorize etmek üzere kullanılan bir terimdir. Deneysel ve kışkırtıcıdır. Yeni tınılar kullanır batı’ya ait olmayan Orta Doğu, Çin, Hindistan ya da Afrika müziklerinden. Müzisyenler bağımsız ve spontone çalarlar kimi zaman bu organize bir kaos hissi verir





    Bu tarza öncülük eden iki önemli isim saksafoncu Ornette Colemann (üstte) ve piyanist Cecil Taylor’dır. Diğer akla gelenler piyanist Muhal Richard Abrams, Carla Bley’dir.

    Fusion (1970’lerde günümüze)
    Bu tarz Jazz-rock veya Fusion olarak adlandırılmaktadır. Caz ve Rock ritmlerinin kombinasyonu ile oluşur. Genellikle akustikten çok elektroniktir. Synthesizer'lar, elektro baslar ve gitarlar içerir.

    En çok bilinen Fusion müzisyenleri, piyanist Chick Corea, Herbie Hancock (yanda), gitarist Pat Metheny ve basçı Stanley Clarke’dır. Başarılı Jazz-Rock grupları ise Weather Report, Chicago, Blood, Sweat and Tears ve Chase’ dir

    Sizlere elden geldiğince kısa olarak engin bir deniz ya da dipsin bir kuyu diye tanımladığım caz müziğinin tarihçesini yukarıda anlatmaya çalıştım ve yazımın sonunda sonsuzluğa göçen büyük ustaları saygıyla anarak sizlere müzik dolu günler dilerim.


    Bülent Şaman ( Bohlener)

  • #2
    Meltem YANIKOĞLU - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    01.Mart.2009
    Nereden
    İstanbul
    Mesajlar
    16,374
    @Meltem YANIKOĞLU







    jazz müziği inceleyen bu yazıyı da paylaşmak istiyorum:

    Cazın Kökeni

    Caz (Jazz) müziği her ne kadar 1880' lerde New Orleans'ta gelişmeye başladıysa da aslen kökeni Afrika' dır. Sömürgenin yaygın olduğu dönemlerde Amerika'ya getirilen siyahlar buraya kendi kültürel müziklerini de getirmişlerdir. Burada köle olarak çalışırken tarlalarda söyledikleri şarkılar cazın temeli olmuş ve 1920'lerin başında New York, Los Angeles ve Chicago'da yapılan kayıtlarla son şeklini aldı. O zamanlar birçok değişik akım cazın ortaya çıkışında yol gösterici olmuştur. Bunlardan biri melodilerin ve akorların eşliğinde simgesel olarak özgürlüğe kavuşma çabalarıydı. Bu akım bugün doğaçlama olarak tanımladığımız olaya liderlik etmiştir. Bir diğeri ise, siyahi Amerikalıların yarattığı blues ve ragtime gibi müzik türleriydi.
    Caz müziğinin neden ve nasıl Amerika'da ortaya çıktığını ve bu kadar farklı türde müziğin nasıl biraraya geldiğini anlayabilmek için, Afrikalıların kölelik Amerika'sındaki yaşamlarına göz atmamız gerekir. Afrikalı köleler Amerika'ya getirildikleri zaman yanlarına müzik aletlerini almalarına izin verilmemişti. Ama onlar müzikal zevklerini ve geleneklerini yanlarına almışlardı. Afrikalıların yüzyıllar önce yaptığı bu hareket, Avrupa müziğinin neden Afrika kökenli Amerikalılar tarafından çalındığında daha farklı duyulduğunu biraz da olsa anlamamıza yardımcı olabilir. Örneğin bazı köleler Avrupa kökenli kilise müziklerini, yöresel müzikleri ve dans müziklerini kendi müzik zevk ve geleneklerine uyacak şekilde değiştirdiler. Onların çocukları da atalarının müzikteki bu davalarının peşinden gittiler. Böylelikle bu müziksel tercih nesilden nesile devam etti.


    Caz Neden New Orleans'da Ortaya Çıktı?
    Fransızlar 1718 yılında New Orleans' a yerleşmeye başladılar ve 1719 yılında yüz kırk yedi siyah köle buraya getirildi. 1722 yılının başında New Orleans'ta kölelik tamamen yayılmamıştı, hala özgür siyahlar vardı. 1763 yılında Fransızlar Louisiana topraklarını İspanyollara hediye ettiler. Ancak 1769 yılına kadar İspanyolların kuralları bu topraklar üzerinde tam olarak geçerli olmadı. Daha sonrasında gelen İspanyol kurallarına rağmen, Fransızların dilleri ve gelenekleri hep ön plandaydı. 1801'de İspanyollar Louisiana'yı Fransızlara geri verdiler. Ancak İspanyolların koymuş olduğu kurallar, 1803' te Louisiana Amerika Birleşik Devletleri tarafından Fransızların elinden alınana kadar, geçerliliğini sürdürdü.
    İspanyolların bu topraklar üzerindeki etkisi bazı sosyolojik örneklerde göze çarpıyor. Örneğin o yıllarda farklı etnik gruplardan insanların birbirleriyle evlenmeleri Louisiana'da çok sık gerçekleşen bir olaydır. Ayrıca İspanyol kuralları çok sayıda kölenin özgür kalmasını sağlamış, bu da özgür siyahların sayılarının artmasına neden olmuştur. 1800' lerin ortalarında siyah ve beyaz ırkın biraraya gelmesi, Avrupa ve Afrika geleneklerinin etkileşimlerine yol açmıştır. İki ırkın birleşmesinden oluşan bu yeni ırk Creole toplum olarak bilinir ve Creole'ler biraz Afrikalı biraz da Fransızdır.
    New Orleans caz müziğinin ortaya çıkması için ideal bir yerdi. Mississippi Nehri'nin ağzının yakınında olan New Orleans Amerika için gelişmekte olan bir ticaret yoluydu ve bu nedenle o zamanlar ticaretin merkeziydi. Ticari öneminin yanısıra bir liman şehri olduğu için buraya dünyanın heryerinden insanlar geliyordu ve New Orleans günden güne kozmopolitik bir yerleşim merkezi şeklini alıyordu. Bu kadar renkli bir yerin eğlence hayatı da çok renkliydi. New Orleans'ta birçok bar vardı ve bu barlarda sık sık dans partileri yapılıyordu. New Orleans' taki bu yoğun eğlence hayatının sonucu olarak, bölgedeki müzisyenlere birçok iş imkanı doğuyordu. Bu dönemde canlı müziğe çok büyük bir istek vardı ve yeniliklere olan ihtiyaç devam ediyordu. Bu istek ve ihtiyaaçlar müzisyenlerin yeni stiller yaratmalarına neden oldu. Müzisyenler değişik ve garip yaklaşımları harmanladılar, gözden geçirip yeniden düzenlediler. Bu gelişmeler cazın ortaya çıkışında büyük rol oynadı.


    Caz Orkestralarının/Bandolarının Kökeni
    O yıllarda orkestralar açıkhavada yapılan birçok aktivitede (piknik, spor etkinlikleri, politik konuşmalar) çalıyorlardı. Dans etmek 19.yüzyılın en popüler aktivitesiydi. Dans için orkestralar etkinliklerin öncesinde müzik yapmaya başlarlardı. Bandolar bu tür aktiviteler için tercih ediliyorlardı. Bandolarda üflemeli çalgılar (kornet, trombon vb.) haricinde sadece davul ve ziller yer alıyordu. Kapalı salonlarda yapılan aktivitelerde büyük orkestralara ihtiyaç duyulmuyordu. Bu tür yerler için "string band" denilen topluluklar seçiliyordu. Bu topluluklarda, bandoların aksine üflemeli bir enstrüman yanında gitar keman bas ve piyano bulunuyor ve vurmalı çalgılar yer almıyordu.
    Amerikan iç savaşından önce New Orleans'ta bu tarz orkestralar vardı ancak savaşla birlikte bu orkestraların sayıları arttı. New Orleans ve çevresinde otuza yakın orkestra vardı. Bu orkestralar askeri marşların ve yurtseverlikle ilgili şarkıların çalındığı konserler veriyorlardı. Bu dönemde, gerek Brass Band'lerin gerek te String Band'lerin varlığı New Orleans' ın orkestral gelenekleri için uyarıcı bir unsur olmuştur.

    Ragtime
    1800'lerin sonunda ragtime New Orleans'ta çok popülerdi. Rag kelimesi askeri marşların ve Afro-Amerikan banjo müziğinden alınmış ritimlerin birarada kullanıldığı müzik türü anlamına gelir. Genellikle ragtime ilk olarak 1890'larda görülen, piyano için yazılmış müziklere verilen isimdir. Bu tarzın en önemli sanatçısı Scott Joplin'dir(1868-1917). Ragtime terimi sadece piyano için yazılan bir müzik olmanın dışında müziğe giriş devrini tanımlamakta da kullanılır. Örneğin, 1890-1920 yılları arasında New Orleans'ta ragtime piyanistlerinin yanısıra ragtime orkestraları, ragtime şarkıcıları ve banjo ile ragtime yapan müzisyenler vardı. Bugün caz müzisyeni olarak adlandırdığımız müzisyenlerin birçoğu, o zamanlar kendilerini ragtime müzisyeni olarak tanıtıyorlardı. Bu yüzden bazı müzikologlar ragtime'ın ilk caz stili olduğunu düşünürler. Tutucu görüşlere göre ise, ragtime bir caz stili değildir. Sadece biraz doğaçlama içerir ve cazın swing duygusundan oldukça uzaktır. Bununla beraber ragtime'ın cazın habercisi olduğunu söylemek kaçınılmazdır...

    Cazın Dansla İlişkisi
    Cazın New Orleans'ta çok popüler olan rag ve blues'dan türediği çok sıradan bir düşüncedir. 1905-1915 yılları arasında ortaya çıkan grupları caz grubu olarak kabul edersek, New Orleans'lı bandoların repertuarlarının çok az bir bölümü rag tarzındaydı ve on iki barlık blues parçaları beklenildiği kadar yaygın değildi. Diğer taraftan caz repertuarları hakkında mevcut olan düşüncelerimiz ilk caz müzisyenlerinin müziğini yansıtmamaktadır.
    Bugün yapılan caz müziğinin aksine; cazın ilk dönemlerinde insanlar cazı dans etmek için tercih ediyorlardı, sadece dinlemek için değil. Bu müziğin vuruş formu ve ruhu dansçıların ilgisini çekiyordu. Erken caz dönemi müzisyenleri repertuarlarını dansçılara eşlik edecek şekilde düzenlerlerdi. Danstaki değişiklikler ve dansın genelde kazandığı popülerlik cazın evriminde çok etkili olmuştur.
    Yirminci yüzyılın başlarında New Orleans'ta tören orkestraları ve dans orkestraları aynı müzisyenleri ve büyük ölçüde aynı repertuarları paylaşıyorlardı. Öyle ki geçitlerde çalan müzisyenler geçit bittikten hemen sonra dans salonuna giderler ve enstrümanlarını değiştirip burada müzik yapmaya devam ederlerdi. Salon dansçılarına eşlik eden bu gruplar keman, gitar, bas ve bir ya da iki nefesli çalgıdan meydana gelen orkestralardı. Dansçılara eşlik edebilmek için müzisyenler değişik kaynaklardan çıkan müzikleri biraraya getirirlerdi. Çoğu zaman zorlayıcı ritimlerde parçalar çalmaktan kaçınırlardı. Bu yaklaşımlar cazın özünü oluşturmuştur ve bu dönem müzisyenlerinin çalış şekli "caz ne çaldığın değil, nasıl çaldığındır" düşüncesine önderlik etmiştir. Diğer bir düşünceye göre ise; "caz, dansçılar için yazılan müzikten ortaya çıkarak büyüyen bir müziktir" şeklindedir. Peki dansçılar için yazılan ve sonra şekil değiştirerek cazın gelişimini sağlayan bu müzik neydi ? O dönem müzisyenlerinin yaptığı müzik bugün New Orleans Cazı olarak da bilinen Dixieland tarzıdır ve insanlar her ne kadar Dixieland tarzını beyaz orkestra müziği olarak ayırsalar da, bu tarzın cazın ortaya çıkışındaki etkisi asla gözardı edilemez.

    Doğaçlama
    Doğaçlama müziğin önemli bir unsurudur ve sadece şimdiki Avrupa müziğinde az kullanılmaktadır. Doğaçlama biraz Afrika müziği ama daha çok cazdan oluşur. Müzikologlar Afro-Amerikanların doğaçlama geleneklerini Afrika müziğinden aldıklarından çok emin değildirler. İlk önce müzik kültürlerindeki doğaçlamaya, yeni dünyaya katılan kölelerin ne gibi bir etkisi olduğunu düşünmek gerekir.Örneğin Gana'nın tipik davul yapısında baş davulcu işaret vermeden sorumludur. Onun çaldığı bölüm diğer müzisyenlerinkinden daha değişkendir, dolayısıyla bu doğaçlama olarak varsayılabilir. Madinka davul yapısında baş çalgıcının diğerlerine göre daha fazla doğaçlama yapma imkanı vardır fakat bütün grup üyeleri kendi bölümlerinde ufak tefek oynamalar yapabilirler. Bazı Afrika korolarında şarkıcılar koro liderinin kendi bölümlerinde değişik varyasyonlar yapmasına izin verirler. Bu perspektiften bakıldığında görülmesi gereken şudur; her nasılsa bu çalışmalar bugünkü caz içerisinde bulunan doğaçlamaya yakın değildir. Batı Afrika şarkılarında ve Afro-Amerikan Blues şarkılarında, kendi içinde gelişen doğaçlamalar çok çok detaylı melodi satılarının keşfedilmesiyle oluşmuyordu. Bunun yerine müzisyenler yaratıcılıklarını baştan sona kadar devam eden tek bir sesle, zamanla, perdeyle ve müziğin başındaki ve sonundaki tınıyla oynayarak ortaya koyuyorlardı.
    Doğaçlama sırasında müzisyenler, melodilerin ritimleriyle oynarlar, vuruşlar biraz daha erken veya geç başlatılır veya vurulan bir nota bir kere yerine birden fazla çalınabilir. Benzeri şekilde bir nota başlatılır sonra yumuşatılır, sonra tekrar inanılmaz garip bir ses artışıyla yükseltilebilir. Bazen bütün cümleler ritmi belirginleştirmek için değişik şekillerde yerleştirilir. Bu "ritmik yerdeğiştirme" olarak bilinir. Bu teknikler -pop müzikten etkilenmiş olmasına rağmen- hala Afro-Amerikan kökenli ilahilerde kullanılmaktadır.
    Amerikada cazın oluşmaya başladığı zamanlarda, Avrupa müzik geleneklerinde doğaçlama adına iyi gelişmeler oldu. Doğaçlamayla müziği süslemek 20. yüzyılın başlarında konserlerde çok kullanılan bir yoldu ve bu uzun süre pop müzik ve folklorik müzikte de kullanıldı. 1800'ler boyunca konser piyanistleri bislerde sık sık doğaçlama yaparlardı. Alman ve Fransız klavye stillerinde doğaçlamaya "Preluding" denir.
    1923 yılının sonlarında müzisyenlerin doğaçlamadaki yaratıcılıkları orkestranın programı tarafından yönlendiriliyordu. Bazı programlar konser sırasında spontane bir şekilde ortaya çıkardı. Bu programların iskeletleri genelde basılmış düzenlemelerden oluşurdu. İlk bakışta bu düzenlemelerde birçok bölümün birbirine uymadığı görülür. Trombonun kontür çizgileri, klarnetin obligatosu ve trompetin melodilerindeki varyasyonlar spontane bir şekilde çalınır. Bunlara eşlik eden diğer melodiler ise yine yaratıcı müzisyenler tarafından doğaçlanır ve çeşitlendirilir.
    1920'lerin sonunda doğaçlamaya olan ilgi doğaçlamanın boyutunu arttırmış ve bugün bilinen cazda kullanılan doğaçlamaya yaklaşmasında etkin olmuştur.


    Kullanılan Enstrümanlar
    İlk caz grupları enstrümanlarını nereden buluyorlardı peki ? Avrupalı bandolar; trompet, trombon, klarnet, saksafon ve tubayı içeren orkestra modelini geliştirmişlerdi. 20. yüzyılın başında New Orleans'ta bando enstrümanları kullanan birçok siyah ve beyaz orkestra vardı. Bunlar parodiler, piknikler, danslar ve cenazeler için marşlar çalarlardı. Yeni dünyaya köle sağlayan Afrika bölgesinin trompet, klarnet ve saksafonu anımsatan aletleri yoktu.


    Cazın Türleri
    Caz müziği 100 yılı aşkın tarihi içinde çok farklı alttürler geliştirmiştir. Günümüzde de sürekli değişik açılımlara doğru giden caz müzisyenleri türlerarası geçişlere, kültürlerarası müzikal deneylere girişmektedir ancak ana hatları ile ve kronolojik olarak türleri ele almak istersek şöyle bir liste ile karşılaşırız:
    Swing
    Bebop
    Cool Caz
    Hard Bop
    Free Caz
    Caz Rock Fusion

  • #3
    Arz
    Arz - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    13.Mart.2009
    Nereden
    harikalar diyarı...
    Mesajlar
    7,853
    @Arz







    Alıntı meltemyn Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    Arzu'nun jazz müziğe ilgi duymaya başlaması ile gördük ki başka arkadaşlarımızda bu müziği tanımak istiyor. jazz tutkunu olarak ben insanların bir müziği sevmesi ve anlaması için, tarihini ve gelişimini bilmesi gerekir diye düşünüyorum. özellikle jazz için geçerli bu, çünkü jazz müziğin doğuşu, elişimi ve şu anda geldiği nokta çok enteresandır. bu müziği tanımayan asla inanmaz jazzın sokak müziği olduğuna. evet, jazz müzik New Orleans'ta Afrikalı köleler tarafından temelleri atılan bir müziktir. yani bizde ozanlarımızın sazı eline alıp doğaçlama yaptığı müzik ne ise, jazz da odur işte. bugünse en sofistike, salon müziği diye adlandırabileceğimiz müziklerden biri haline gelmiştir. gittiğiniz çok şık bir kafede, restoranda mutlaka duyarsınız bu müziği. bu yüzden dedim doğuşu ve şuan geldiği nokta çok farklıdır, enteresan bir yolculuğu var bence bu müziğin...
    bu konuyu epey araştırmıştım. farklı anlatımlar var. ben iyi bir kaynak olduğuna inandığım Bülent Şaman' ın araştırmasını ekliyorum. umarım sıkılmazsınız bu ilginç yolculuğu okurken

    Önce gecikmeli cevap için afedersin canım,ilgilenmediğimden değil okumaya fırsat bulamadım jazz konularını.biliyorsun .kısacık da değil yafonda Strangers in the Night vardı.onu başa döndürüp dinledim hep.bu esnada da okudum

    Kesinlikle canım Bu müzik nasıl doğmuş,tarihçesi ne bilmek önemli bencede..
    Gerçekten çok enteresan ve şaşırtıcı ben Caz dinler misiniz konusunu açmadan önce araştırmıştım biraz.kökeninin Afrikalı kölelere dayandığını okuyunca çok şaşırmıştım.şu yaşıma kadar hiç bilmiyordum bunu mesela.ee insan birazda meraklı olmalı,öğrenmeye açık olmalı değil mi ilginç bir o kadar hoş canım haklısın.bu upuzun araştırma yazıları ve açıklaman için teşekkür ederim.okudum hepsini.ee sen eklersin de okumaz mıyım hiç sıkılmadım ben ilgimi çeken bir müzik ve bilmediğim adını dahi duymadığım terimler duydum,okudum bundan güzel birşey var mıiyi düşünmüşsünbu yazıları kaydedicem.elimin altında olsun

    Jazz ı daha çok kişiye duyurmak Jazz severlerin bir görevi olmalı bence..sen bunu yerine getiriyorsun
    Senin sayende çok şey öğrendim.sağol sağol sağol
    Başka başka keyif konularında görüşmek üzere Meltemcim
    En güzel şeylerden biri unutmak . Unuttum gitti lafı vardır. Unutulan şey gider hakikaten. Solar, üzerine su serpilmemiş sebzeler gibi porsur. Çocuk gibi kalırsın. Bugünü bilirsin. Bazı şeyleri hatırlayamıyorum, en azından duygusunu. Temize çekmişim defterleri. Temizim. Herkes unutsa, hep yeniden başlansa. Çünkü her şey değişiyor zaten. Unutmamak demode oluyor bir şekilde . . .

  • #4
    Meltem YANIKOĞLU - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    01.Mart.2009
    Nereden
    İstanbul
    Mesajlar
    16,374
    @Meltem YANIKOĞLU







    Alıntı Arz Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster

    Önce gecikmeli cevap için afedersin canım,ilgilenmediğimden değil okumaya fırsat bulamadım jazz konularını.biliyorsun .kısacık da değil yafonda Strangers in the Night vardı.onu başa döndürüp dinledim hep.bu esnada da okudum

    Kesinlikle canım Bu müzik nasıl doğmuş,tarihçesi ne bilmek önemli bencede..
    Gerçekten çok enteresan ve şaşırtıcı ben Caz dinler misiniz konusunu açmadan önce araştırmıştım biraz.kökeninin Afrikalı kölelere dayandığını okuyunca çok şaşırmıştım.şu yaşıma kadar hiç bilmiyordum bunu mesela.ee insan birazda meraklı olmalı,öğrenmeye açık olmalı değil mi ilginç bir o kadar hoş canım haklısın.bu upuzun araştırma yazıları ve açıklaman için teşekkür ederim.okudum hepsini.ee sen eklersin de okumaz mıyım hiç sıkılmadım ben ilgimi çeken bir müzik ve bilmediğim adını dahi duymadığım terimler duydum,okudum bundan güzel birşey var mıiyi düşünmüşsünbu yazıları kaydedicem.elimin altında olsun

    Jazz ı daha çok kişiye duyurmak Jazz severlerin bir görevi olmalı bence..sen bunu yerine getiriyorsun
    Senin sayende çok şey öğrendim.sağol sağol sağol
    Başka başka keyif konularında görüşmek üzere Meltemcim
    faydalı olmasına sevindim Arzucuğum. senden başka da okuyan yok zaten evet ben görevimi yaptım sonuçta çok az tanınan, sevilen ve ülkemizde sadece bir avuç insanın icra ettiği bu müzikle ilgili üzerimize düşeni yapmalıyım diye düşünüyorum.

  • #5
    Arz
    Arz - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    13.Mart.2009
    Nereden
    harikalar diyarı...
    Mesajlar
    7,853
    @Arz







    Alıntı meltemyn Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    faydalı olmasına sevindim Arzucuğum. senden başka da okuyan yok zaten evet ben görevimi yaptım sonuçta çok az tanınan, sevilen ve ülkemizde sadece bir avuç insanın icra ettiği bu müzikle ilgili üzerimize düşeni yapmalıyım diye düşünüyorum.


    Evet canım maalesef ilgi gösteren yok. hem bu konuya hemde caz dinler misiniz konusundaki hazır listelere..ilgi olmasını umalım ne yapalım..
    evet her jazz dinleyen üstüne düşeni yapmalı yapmalı ki daha fazla kişi dinlesin..


    GÜNCEL...
    En güzel şeylerden biri unutmak . Unuttum gitti lafı vardır. Unutulan şey gider hakikaten. Solar, üzerine su serpilmemiş sebzeler gibi porsur. Çocuk gibi kalırsın. Bugünü bilirsin. Bazı şeyleri hatırlayamıyorum, en azından duygusunu. Temize çekmişim defterleri. Temizim. Herkes unutsa, hep yeniden başlansa. Çünkü her şey değişiyor zaten. Unutmamak demode oluyor bir şekilde . . .

  • YORUM BIRAKMAK İÇİN ÜYE OLMALISINIZ !

    ÜYE OLMAK İÇİN TIKLA

    Benzer Konular

    1. Kardan adamın tarihçesi
      Konu Sahibi Gülbin HİCRİ Forum SERBEST KÜRSÜ
      Cevap: 2
      Son Mesaj : 03.Ocak.2013, 12:27
    2. müziğin sesi
      Konu Sahibi padisah1525 Forum ÇOCUK ŞARKILARI (MP3)
      Cevap: 4
      Son Mesaj : 06.Şubat.2011, 21:19
    3. jazz severlere sınırsız jazz müzik
      Konu Sahibi Meltem YANIKOĞLU Forum MÜZİK
      Cevap: 1
      Son Mesaj : 13.Aralık.2009, 15:55
    4. atletizm tanımı ve tarihçesi
      Konu Sahibi gulcinnnnn Forum SPOR
      Cevap: 0
      Son Mesaj : 24.Temmuz.2009, 01:03
    5. Türkiye’de Çocuk ve Gençlik Tiyatrosunun Tarihçesi..
      Konu Sahibi Gülşah MUTLU Forum TİYATRO
      Cevap: 7
      Son Mesaj : 01.Temmuz.2009, 15:10

    Yetkileriniz

    • Konu Acma Yetkiniz Yok
    • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
    • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
    • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
    •  

    Giriş

    Facebook ile Baglan Giriş