KENDİNİ İFADEDE BİÇİMSEL ENGEL: KEKEMELİK

Konuşmanın, dilin genel işleyiş yapısına uygun kullanılmadığı durumlar vardır. Bunlar konuşma bozukluğu başlığı altında ele alınır. Konuşma akıcılığının duraklama, yineleme, uzatmalar gibi söylemelerle bozulması durumu kekemeliktir. Kişi, konuşurken hata yaptığını fark eder veya ettirilirse, “Hata yapmamak kaygısı” ile konuşmasına dikkat etmeye çalışır. Çözümü, konuşmasını “kullanacağı kelimeyi seçerek” sürdürmede bulur. İstemeyerek de olsa konuşmanın “Otomatik işleyişini” engeller ve yanlış bir konuşma biçimi kazanmış olur. Bu durum, sosyal ortamlardan kaçınmaya yol açan, kaygı ve üzüntüyü de içinde taşır. Konuşan kişi, kaygı duyduğu için kekeler, kekelediği için de kaygı duyar hale gelir. Böylece döngüsel bir süreç yaşanır.

Kekelemenin oluş nedeni kesin olarak bilinmemekle birlikte, literatürde psikolojik, organik, genetik ya da çevresel bozuklukların neden olabileceğinden söz edilmektedir. Hatta “Kekemelik korkunun psikosomatik belirtisidir.” şeklinde ifadeler de vardır. Genellikle kekeme çocuklar duygusal çatışmaları olan kaygılı kişilik özelliklerine sahip olan çocuklardır. Ailenin, çevrenin; aşırı kaygılı, korumacı, otoriter, alaycı, aşağılayıcı, tutumu çocuğun kekeme olması için ortamı uygun hale getirir. Kekelemeye kötü bir huy veya bir hastalık olarak bakmak yanlıştır. Kızılderili kabilelerinin bazılarında kekeleyen bulunmadığı gibi dillerinde kekemelik karşıtı sözcük dahi bulunmadığını gösteren yayınlar vardır. Bu da kekemeliğin evrensel olup olmadığı tartışmalarını gündeme getirmektedir. Kekemeliğin topluma, kültüre ve sosyo-ekonomik düzeye göre; görülme oranı değişebilmektedir. Bizde 760 öğrenciyi kapsayan bir araştırmada görülme oranı %2 olarak bulunmuştur

Aile içi sorunlar, hatalı anne-baba tutumları çocuğun yoğun kaygı duyguları yaşamasına neden olur. Kaygının çocuk üzerindeki etkileri aşırı sıkılganlık, çekingenlik, küçük düşme, rezil olma korkusu, sosyal ortamlara girmek istememe ile birlikte, kendilik algısının olumsuz gelişmesine yol açar. Bu da kekemeliğin ilerideki yaşamında devam etmesinde etken olur.

Kekemelikle Başetmeyi Kolaylaştıran Tutumlar:

Çocuklarda;

• Ana babalar, “doğru konuş, dikkat et” gibi ikazlarda bulunmamalı.

• Ana-babaların çocuklarından beklentileri gerçeğe uygun olmalı,

• Ana-babaların kaygı duygularını çocuklarına yüklememeleri,

• “Demokratik anlayışla çocuk yetiştirme” yöntemlerini yeğlemeleri çözüm getirecektir.

Yetişkinlikte ise;

Kişinin önyargılarının farkına varması, yetenek ve ilgi alanlarını fark edip yaşam alanına geçirmesi,
Çevresindekilerin kendisini değerlendirme çabasında olmadığını kavraması, kendisi ve çevresiyle barışık olması ve güven duygusunun artmasına ve kekemeliği ile baş etmesinde olumlu etki yapar.
Sağaltımı için konuşma terapisinin yanında ağırlıklı olarak psikoterapi önerilir.

Kısaca; çözüm kişinin “kendilik değerini sağlıklı bir şekilde yaşayabilir” olmasından geçer diyebiliriz.

Dr. Ayla DÖNMEZ

Klinik Psikolog


.ALINTIDIR.