hayranı olduğum OSHO' dan...


             

Ä°letiÅŸim


 05xx xxx xx xx


vbnetron


[email protected]

×

hayranı olduğum OSHO' dan...

  • #1
    Meltem YANIKOĞLU - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    01.Mart.2009
    Nereden
    İstanbul
    Mesajlar
    16,374
    @Meltem YANIKOĞLU



    hayranı olduğum OSHO' dan...





    İnsanları sevmenin tek bir yolu vardır ve o da onları olduğu gibi sevmektir.
    Onları olduğu gibi sevdiğinde onlar değişirler, dönüşürler..
    İnsanlara "doğal" ve "özgür" olmaları için yardım et.

    Kim seni bütünüyle, koşulsuzca kabul ederse değişmeye başlarsın.
    Onun kabulü sana böyle bir cesaret verir.
    Olduğun gibi kabul edilmen seni bütünleştirir, seni kendine güvenli kılar, seni kendin gibi hissettirir.
    O zaman beklentileri yerine getirmene gerek yoktur, sen olabilirsin.
    Bu yüzden sevgi bu kadar besleyicidir.
    Seni basitçe, sırf sevgi uğruna seven bir erkek ya da kadın bulabildiğinde, sevgi dönüştürür.
    Ansızın tüm üzüntü kaybolur; yüreğinde bir dans, bir şarkı bulursun...


    -----------------------------------------------------------------------------------------------------------------


    Kendini reddeden bir insan, dünyayı da reddeder.
    Kendini reddeden insan Tanrıyı da reddeder.
    Seni yaratan Tanrıyı nasıl kabul edebilirsin ki?
    Kendini kabul ettiğin anda, herşey kabul edilmiştir..Herşey olması gerektiği gibidir..
    O zaman "olması gerektiği gibi" ile "şuan olan" arasında fark yoktur..
    "Olması gereken", "şuan olan" olur.
    Ve birden bir kutlama yükselir..
    O nedenle KABUL ET...

    Sevgi ancak kendini, diğerini, dünyayı derin bir şekilde kabul ettiğin zaman mümkündür..

    Kabul et...
    Çünkü herhangi bir şeyi reddedersen gerginleşeceksin.
    Rahatlamak istersen kabul etmek bunun yoludur.
    Etrafında olan herşeyi kabul et; bırak o organik bir bütün haline gelsin.
    Bu böyledir, herşey birbiri ile ilişkilidir.


    -----------------------------------------------------------------------------------------------------------------


    Hayatı kontrol etmeye, yönlendirmeye çalışma.
    Bırak hayat seni yönlendirsin, kontrol etsin..
    Sadece teslim ol.. "Ben yokum" de..
    Hayata tam güç ver ve onunla ol.

    Sorumluluğun bütünde olmasına izin ver.
    Sen sadece onun götürdüğü yere git.
    Odaklanıp plan yapmaya çalışma ve belli hedefleri isteme;
    çünkü o zaman hayal kırıklığı olur, sertleşirsin, canlı olma fırsatını kaçırırsın.

    Sen sadece okyanustaki bir damlasın..
    Bir damla okyanusu nasıl kontrol edebilir?
    O nedenle bırak bütün seni ele geçirsin.
    Bu dünyada insanın gözlerinden daha güzel birşeye hiç rastladın mı?


    İlişki kurmaya başlarsan her insanda güzel birşey olduğunu görürsün.
    Kimse güzellikten yoksun olarak gelmez.
    Ve bir insanın güzelliğiyle temas kurmanın tek yolu "yakın" olmaktır.
    Korkuyu bırakmak, savunmaları bırakmaktır...





    Cesaret Korkusuzluk Demek Değildir. Eğer bir insan korkusuzsa, ona cesur diyemezsin. Bir makineye cesur diyemezsin, o korkusuzdur. Cesaret sadece korku okyanusu içinde varolabilir. Cesaret, korku okyanusu içinde bir adadır. Korku vardır ama bu korkuya rağmen insan o riski göze alır; işte cesaret budur. İnsan titrer, insan karanlığa girmekten korkar ama yine de girer. İnsan, kendine rağmen adım atar; cesur olmanın anlamı budur. Bu, korkusuzluk demek değildir. Korku dolu olmak ama onun altında ezilmemek demektir.

    OSHO-Cesaret





    Yakınlık başka bir boyuttur. Diğerinin senin içine girmesine izin vermektir, seni senin gördüğün gibi görmesine izin vermek; diğerinin seni senin içinden görmesine izin vermek, bir insanı varlığının en derin noktasına davet etmek. Modern dünyada yakınlık giderek kayboluyor. Sevgililer bile yakın değil. Dostluk sadece bir kelime artık, giderek kayboluyor. Neden? Çünkü paylaşacak bir şey yok. İçindeki yoksulluğu kim göstermek ister? İnsanlar rol yapma derdinde: "Ben varlıklıyım, ben oraya ulaştım, ne yaptığımı biliyorum, nereye gittiğimi biliyorum."
    Eğer sen yakın olmaya hazırsan, karşındakinin yakın olmasına da yol açabilirsin. Senin açıklığın, onun açık olmasını kolaylaştırır. Senin içtenliğin, onun içtenliğine, masumluğuna, güvenine, sevgisine, açıklığına izin verir.
    Sen olmasan, bu evrenin şiirinde, güzelliğinde bir şeyler eksik kalır. Bir şarkı, bir nota eksik kalır, bir boşluk olur; hiç kimse sana bunu söylemedi...

    OSHO-Yakınlık



    Her zaman yaşam nehriyle birlikte git. Asla akıntıya karşı gitmeye, nehirden hızlı akmaya çalışma. Sadece mutlak bir rahatlık içinde, her an kendini yuvada, rahat ve varoluşun içinde huzurlu hissederek git.
    Unutmaman gereken şey yaşamın kısa değil sonsuz olduğu ve bu yüzden de aceleye hiç gerek olmadığıdır. Acele etmek yalnızca bir şeyleri kaçırmana neden olur. Varoluşun acele içinde olduğunu gördün mü hiç? Mevsimler zamanında gelir, çiçekler zamanı gelince açar, ağaçlar hayat kısa diye hızla büyümek için koşuşturmazlar. Tüm varoluş yaşamın sonsuzluğunun farkında gibi görünür.
    Biz hep buradaydık ve hep burada olacağız; tabi ki aynı biçimlerde, aynı bedenlerde değil. Yaşam evrimleşmeye, daha yüce evrelere erişmeye devam ediyor. Ama bunun bir sonu olmadığı gibi, bir başlangıcı da yok. Başlangıçsız bir yaşamla, sonsuz bir yaşamın ortasında var oluyorsun. Daima bu iki taraflı sonsuzluğun ortasında yer alıyorsun.
    Varoluşun gizemlerini soruşturmaya bıraktığın anda varoluş kapılarını sana açar, seni buyur eder. Ve varoluşun gizemlerine bir misafir olarak girmek onurlu bir şeydir. Doğaya saldırmak, doğayı zorlamak ise barbarlıktır. Altın gelecek işte bu olacaktır; bilim varoluşla bir mücadele veya çekişme yerine bir aşk ilişkisine girdiğinde; onunla tezat olarak değil, derin bir ahenk, derin bir dostluk içinde var olabildiğinde.

    OSHO-Altın Gelecek (Golden Future)

    -----------------------------------------------------------------------------------------------------------------

    Din insanların anladıkları şey değildir. Din Hıristiyanlık değildir. Hinduizm değildir. Müslümanlık değildir.
    Dünyada varolan tüm dinler -ki sayıları hiç az değildir, dünyada üçyüz din vardır- ölü kayalardır. Onlar akmazlar, onlar değişmezler, çağla birlikte hareket etmezler.
    Tüm sözde dinler yaşantınızı, sevginizi, sevincinizi yıkarak ve kafalarınızı Tanrı hakkında, cennet ve cehennem, reenkarnasyon (genedoğum) ve çeşitli saçmalıklar hakkında fantazilerle, kuruntularla ve halüsinasyonlarla doldurarak size mezar kazıyorlar.
    Hakki dindarlığın peygamberlere, kurtarıcılara, kutsal kitaplara, kiliselere, papalara, rahiplere ihtiyacı yoktur çünkü dindarlık yüreğinizin çiçek açmasıdır. O varlığınızın en merkezine ulaşmaktır. Ve varlığınızın en ortasına ulaştığınız an bir güzellik, saadet, sessizlik, ışık patlaması olur. Tümüyle farklı bir kişi olmaya başlarsınız. Yaşamınızda karanlık olan herşey ve yaşamınızda yanlış olan herşey kaybolur.

    OSHO-Ben Dini Değil Dindarlığı Öğretiyorum






    Çocuk anne babalar tarafından çirkin şekillerde koşullandırılıyor. Anne baba koşullandırması dünyadaki en büyük köleliktir. Bu tamamıyla ortadan kaldırılmalıdır. Sadece o zaman insan, ilk defa, gerçekten özgür, hakikaten özgür, sonuna kadar özgür olacaktır, çünkü çocuk insanın babasıdır.
    Şayet çocuk yanlış bir şekilde büyütülürse o zaman tüm insanlık yanlış yöne gider. Çocuk tohumdur. Şayet tohumun kendisi zehirlenmişse, bozulmuşsa, o zaman özgür bir insan bireyi için hiçbir umut yoktur, o zaman bu rüya asla gerçek olamaz. Kişilik senin içinde, senin doğanın içinde anne baba, toplum, din adamı, politikacı ve eğiticiler tarafından üretilmiştir. Onların tüm amacı her çocuğu, kurumsallaşmış olan topluma uyum sağlayacak şekilde sakatlamaktadır, her çocuğu mahvetmektedir.
    Bir korku vardır: Şayet çocuk en başından itibaren koşullanmadan bırakılırsa o öylesine zeki, öylesine tetikte ve farkında olacaktır ki onun tüm yaşam tarzı bir başkaldırı olacaktır. Ve hiç kimse asileri istemez; herkes boyun eğen insanlar ister. Anne babalar boyun eğen çocukları sever ve unutma ki boyun eğen çocuk en aptal olandır. Başkaldıran çocuk ise zeki olandır ama ona saygı duyulmaz ya da o sevilmez. Öğretmenler onu sevmez, toplum ona saygı göstermez; o kötülenir.
    Ben ise senin çocuklara saygı duymanı isterim.

    OSHO-Çocuk / Kendin Olma Özgürlüğü (Children Freedoom to be Yourself)







    Farz edelim ki elimizde bir anahtar var. Anahtarın kendisine bakarak doğrudan ne işe yaradığını anlamamız veya büyük bir hazineye onun sayesinde ulaşılabileceğini hayal etmemiz mümkün değildir. Anahtarın içinde hazineyle ilgili bir işaret gizli değil; anahtar kendi içinde kapalı. Onu kırar veya parçalara bölersek hangi metalden yapılmış olduğunu bulabiliriz ama ortaya çıkarma yetisine sahip olduğu hazine hakkında hiçbir şey bulamayız. Ve böyle bir anahtar hazine hakkında hiçbir ipucu olmaksızın uzun süre saklandığı zaman yalnızca yaşamımızdaki bir yüke dönüşür.
    Yaşamda bugün bile birçok hazinenin kapısını açabilecek pek çok anahtar mevcut ancak ne yazık ki ne hazineler, ne de açılabilecek kilitler hakkında hiçbir ilgimiz yok. Ve ne hazine, ne de kilitler hakkında hiçbir şey bilmediğimiz zaman elimizde tuttuğumuz şeye anahtar bile denemez. Ancak bir kilidi açmaya yarayan şeye anahtar denir. Aynı anahtar geçmişte bir çok hazineyi açığa çıkarmış olabilir ama bugün hiçbir kilit açılamıyorsa o anahtar da bir yüke dönüşmüş demektir ama buna karşın hala onu fırlatıp atamıyoruz.

    OSHO-Gizemli Sırlar (HIDDEN MYSTERIES)






    Kalbin yolu güzeldir ama tehlikelidir. Zihnin yolu sıradandır ama güvenlidir. Erkek en güvenli ve en kestirme yaşam tarzını seçmiştir. Kadın duyguların, hislerin, ruh hallerinin en güzel ama en sarp, en tehlikeli yolunu seçmiştir. Ve bugüne kadar dünya erkekler tarafından yönetildiği için kadınlar muazzam şekilde azap çekmiştir. O, erkeğin yaratmış olduğu topluma uyamamıştır çünkü toplum mantığa ve nedenlere uygun olarak yaratılmıştır. Kadın kalpten bir dünya ister. Erkek tarafından yaratılan toplumda ise kalbe yer yoktur.
    Ben kadınların gerçekten bir kadın olmasını isterdim çünkü bu büyük oranda kendilerine bağlıdır. Kadın erkekten çok daha önemlidir. Çünkü o rahminde hem erkeği hem kadını taşır. O kıza ve oğlana, her ikisine de annelik eder; her ikisini de besler. Eğer o zehirliyse, o zaman sütü zehirlidir, o zaman çocukları yetiştirme tarzı zehirlidir.
    Erkekle yarışıyorsun ve yarışmana gerek yok; sen zaten üstünsün. Şiir yazmaya gerek yok, şiir sensin. Sevgin senin müziğindir. Sevgilinle birlikte çarpan kalbin senin dansındır!

    OSHO-Kadın / Dişiliğin Manevi Gücüyle Temasa Geçmek (The Book of Woman)



    Hayatın kendi başına bir anlamı yok. Hayat bir anlam yaratma fırsatıdır. Anlamın keşfedilmesi değil, yaratılması gerekir. Anlamı, ancak onu yaratırsan bulursun. Orada bir çalının arasında durmuyor. Yani sağına soluna bakınca, biraz arayınca bulamazsın. O bulunacak bir kaya gibi durmuyor. O, yaratılacak bir şiir, söylenecek bir şarkı, edilecek bir danstır.
    Anlam bir danstır; taş değil. Anlam müziktir. Onu ancak yaratırsan bulursun. Bunu unutma.
    Tanrı, bir nesne değil, bir yaratımdır. Onu ancak yaratanlar bulur. Bence anlamın keşfedilecek bir şey olmaması çok güzel. Aksi halde, insan onu keşfederdi ve sonra başkalarının keşfetmesine gerek kalmazdı.

    OSHO-Yaratıcılık - İçindeki Güçleri Serbest Kılmak






    Kendi içindeki bilinmeyeni bilmeden, başka hiç kimseyi tanıyamazsın. O insanın esrarını çözmek için tek yol, kendi esrarını çözmektir. Gizli katların arkasında başka katlar gizlidir, insan sonsuzluktur. Kendi içinde ne kadar derine inersen, bütün bir varoluşta, ayrıca başkalarında da o kadar derine inersin, çünkü öz birdir. Çeperse milyonlarcadır, oysa öz tektir.
    Beden son derece yalnış kullanılmaktadır. Kendi vücuduna kötü davranıyorsun. Bedenin sırrını bilmiyorsun. O yalnızca ten değildir, yalnızca kemik değildir, yalnızca kan değildir. O muhteşem bir organik bütünlük, muhteşem bir dinamizmdir.
    Daha birçok sır var. Bu beden, birçok bedenin ilk katmanıdır... Aslında yedi beden vardır. Eğer bu bedende derine inersen, yeni olgularla karşılaşırsın. Bu hantal bedenin arkasında, ince beden gizlidir. Bu ince beden uyandığında, çok güçlü olursun, çünkü belli başlı boyutsal güçler kazanırsın. Bu beden yatağında yatarken ince beden hareket edebilir. Onun için engel yoktur. Yerçekimi onu etkilemez; onun için zaman ve mekân söz konusu değildir. Hareket edebilir... Her yere gidebilir. Bütün dünya ona açıktır. Hantal beden için bu mümkün değildir.

    OSHO-Yoga 2 / Zamanın, Mekanın ve Arzunun Ötesinde






    Zeka bir kazanım değildir. Sen zeki doğdun. Ağaçlar kendi tarzında zekidir, kendi hayatları için yeterli zekaları vardır. kuşlar zekidir ; hayvanlarda da öyledir. Aslında dinlerin Tanrı'dan kastettikleri tek şey evrenin zeki olduğudur ; her yerde gizlenmiş bir zeka olduğudur.
    Zeka hayatın özünde vardır. Zeka hayatın doğal bir niteliğidir. Tıpkı ateşin sıcak olması ve havanın görünmez olması ve suyun aşağı doğru akması gibi, hayat da zekidir.

    OSHO-Zeka Şimdiki Ana Verilen Yaratıcı Cevap




    Coşku manevidir. O, zevkten ya da mutluluktan farklıdır, tamamıyla farklıdır. Onun dışarıyla, diğeriyle hiçbir ilgisi yoktur; o içsel bir olgudur. Coşku çılgındır. Ve sadece çılgın insanlar bu bedeli ödeyebilir. Sıradan akıllı insan çok kurnazdır, çok hesapçıdır, çok hilekardır. O coşkunun bedelini ödeyemez çünkü onu kontrol edemez. Ancak perişan haldeki bir insanı kontrol edebilirsin. Coşkulu bir insan özgür olacaktır. Coşku özgürlüktür. Coşkulu olduğunda sen bir köleye indirgenemezsin. Tanrı yukarıdaki cennetlerde bir yerlerde değildir. O, şimdi burada; ağaçlarda, taşlarda, senin içinde, benim içimde, her şeyin içinde. Tanrı varoluşun ruhudur, görünmez olan, en içteki özdür.
    Ne olacağın hakkında bir fikrin olmadan dünyada yaşa. Bir kazanan mı yoksa kaybeden mi olmanın hiçbir önemi yok. Ölüm her şeyi senden alır. Önemli olan tek şey oyunu nasıl oynadığındır. Hoşuna gitti mi? O zaman her an bir coşku anıdır.

    OSHO-Coşku - İçten Gelen Mutluluk (JOY)






    Ben sana bir ahlak dersi vermiyorum. "Bu doğru, bu yanlış, bu ahlaklı, bu ahlaklı değil" demiyorum. Bunların hepsi çocukçadır. Ben sana çok basit bir kriter veriyorum: "FARKINDALIK"
    Eğer farkındalıkla bir şey yaparsan doğru olmak zorundadır çünkü farkındalıkla hiçbir şeyi yanlış yapamazsın. Ve farkındalık olmadan da herkes tarafından takdir edilen kimi şeyleri çok iyi yapabilirsin.
    Ama ben hala ona yanlış diyorum çünkü farkında değilsin. Ve yanlış sebeplerden dolayı yapmış olmalısın. Farkındalık olmadan onların sadece gösteriş, ikiyüzlülük olduğunu biliyorum. Onlar seni yapmacık hale getirir. Seni özgürleştirmezler, seni özgürleştiremezler. Tam tersine seni hapsederler.

    OSHO-Yaratıcılık - İçindeki Güçleri Serbest Kılmak






    Kendi içindeki bilinmeyeni bilmeden, başka hiç kimseyi tanıyamazsın. O insanın esrarını çözmek için tek yol, kendi esrarını çözmektir. Gizli katların arkasında başka katlar gizlidir, insan sonsuzluktur. Kendi içinde ne kadar derine inersen, bütün bir varoluşta, ayrıca başkalarında da o kadar derine inersin, çünkü öz birdir. Çeperse milyonlarcadır, oysa öz tektir.
    Beden son derece yalnış kullanılmaktadır. Kendi vücuduna kötü davranıyorsun. Bedenin sırrını bilmiyorsun. O yalnızca ten değildir, yalnızca kemik değildir, yalnızca kan değildir. O muhteşem bir organik bütünlük, muhteşem bir dinamizmdir.
    Daha birçok sır var. Bu beden, birçok bedenin ilk katmanıdır... Aslında yedi beden vardır. Eğer bu bedende derine inersen, yeni olgularla karşılaşırsın. Bu hantal bedenin arkasında, ince beden gizlidir. Bu ince beden uyandığında, çok güçlü olursun, çünkü belli başlı boyutsal güçler kazanırsın. Bu beden yatağında yatarken ince beden hareket edebilir. Onun için engel yoktur. Yerçekimi onu etkilemez; onun için zaman ve mekân söz konusu değildir. Hareket edebilir... Her yere gidebilir. Bütün dünya ona açıktır. Hantal beden için bu mümkün değildir.

    OSHO-İlişkilerde Çözüm/Aşk Özgürlük Tekbaşınalık(Love,Freedom,Aloneness)





    Aşk bağlılığa dönüştüğü anda ilişki haline gelir.Aşk taleplerde bulunduğu anda hapishaneye benzer.Özgürlüğünü elinden alır;göklerde uçamazsın,kafeslenmişsindir.
    Aşkın özgürlük verici bir kalitede olması lazım,sana zincir vurması değil;sana kanat takıp mümkün olduğunca yükseklere uçmanı sağlaması lazım.Unutma,aşk sınır tanımaz.aşk kıskanç olamaz,çünkü aşk sahiplenmez.Sevdiğin için bir insanı sahiplendiğin fikri çok çirkin.Birisine sahipsin-bu demektirki onu öldürdün ve ticari bir mala dönüştürdün.
    Sadece eşyalara sahip olunur.aşk özgürlük verir.
    6erçek aşkta bölünme olmaz.Sevenler birbirinin içine erir.Sadece egoistçe aşkta büyük bir bölünme vardır,seven ve sevilen ayrılır.Gerçek aşkta ilişki yoktur.Çünkü ilişki kurulacak iki insan yoktur.Gerçek aşkta sadece sevgi olur,bir çiçek açma,güzel bir koku,bir erime,bir birleşme yaşanır.Egoistçe aşkta ise iki kişi vardır,seven ve sevilen.Ve nezaman seven ve sevilen olsa aşk yok olur.Aşk olduğu zaman seven ve sevilen birlikte aşkın içinde kaybolur.Eğer özgürlük ve aşka sahip olursan başka şeye ihtiyacın kalmaz.
    Elde etmişsindir-sana yaşam işte bunun için verildi.
    Sevgilinin niçin seninle olmak istemediğini anlamaya çalış.seni reddettiğinden değil-seni nekadar çok sevdiğini biliyorsun,ama bazen yalnız kalmak istiyor.Sende onu seviyorsan yalnız bırakırsın;ona işkence yapmazsın.Adam yalnız kalmak istiyorsa kadın,"artık benimle ilgilenmiyor,belki de başka bir kadına ilgi duyuyor"diye düşünmez.Akıllı eş diğerini yalnız bırakır ki tekrar kendini toplayabilsin,yeniden paylaşacak enerjisi olsun.Ve bu ritim gece ve gündüz gibidir,yaz ve kış gibi;değişir durur.


    90/10 Kuralı

    Hayatın %10'u, sizin başınıza gelenlerden oluşur. Hayatın diğer %90'ı ise sizin bu başınıza gelenlere nasıl davrandığınızla gelişir.

    Ailenizle kahvaltı yazpıyorsunuz. Kızınız, çay fincanına çarpıyor ve bir fincan çay gömleğinizin üzerine dökülüyor. Biraz önce olan olay üzerinde hiç bir kontrolünüz yok. Sonradan olacaklar ise sizin davranışınıza göre belirlenecek.

    Lanet ediyorsunuz. Çayı üzerinize döktüğü için kaba bir şekilde kızınızı azarlıyorsunuz. Kızınız üzülüyor ve ağlamaya başlıyor. Kızınızı azarladıktan sonra eşinize dönüyor ve çay fincanını masanın kenarına çok yakın koyduğu için eleştiriyorsunuz. Bunu kısa bir sözlü tartışma takip ediyor.

    Öfkeyle odaya gidiyorsunuz ve gömleğinizi değiştiriyorsunuz. Odadan çıktığınızda kızınızı, ağlamaktan dolayı kahvaltısını bitirememiş ve okul için hazırlanamamış bir halde buluyorsunuz. Kızınız servisi kaçırıyor.

    Eşinizin işe gitmek için hemen çıkması gerekiyor. Hemen aceleyle arabanıza koşuyorsunuz ve kızınızı okula bırakmak üzere hareket ediyorsunuz. Geç kaldığınız için, saatte 40 km hız sınırlaması olmasına rağmen saatte 80 km hızla gidiyorsunuz.

    15 dakikalık gecikmeden ve hız limitini aştığınız için ödediğiniz 83 milyon trafik cezasından sonra okula ulaşıyorsunuz. Kızınız size "Hosçakal" demeden binaya koşuyor. İşyerinize 20 dakika gecikmeyle geliyorsunuz ve evrak çantasını evde unuttuğunuzu anlıyorsunuz.

    Gününüz korkunç bir şekilde başladı! Devam ettikçe, kötüleşiyor, daha da kötüleşiyor sanıyorsunuz. Eve gitmeyi dört gözle bekliyorsunuz. Eve ulaştığınızda eşiniz ve kızınızla olan ilişkilerinizde araya sıkıştığınızı sanıyorsunuz.

    Neden? Sabahleyin nasıl tepki verdiğinize bağlı olarak!

    Neden kötü bir gün geçirdiniz?

    A) Çay sebep oldu
    B) Kızınız sebep oldu
    C) Polis sebep oldu
    D) Siz sebep oldunuz

    Cevap "D" şıkkı. Çayın dökülmesinde sizin bir kontrolünüz yoktu. Sizin gününüzün kötü geçmesine o 5 saniye içindeki davranışlarınız sebep oldu.

    Olabilecek ve olması gereken ise şöyleydi. Üzerinize çay döküldü. Kızınız mak üzere. Siz nazikçe "Tamam tatlım, bir dahaki sefere biraz daha dikkatli olman gerek" diyorsunuz.

    Havluyu kaptığınız gibi odaya gidiyorsunuz. Gömleğinizi değiştirip, evrak çantasını aldıktan sonra odadan çıkıyorsunuz ve ayni anda pencereden kızınızın otobüse bindiğini görüyorsunuz.

    Kızınız geri dönüp el sallıyor. Siz ve eşiniz işe gitmek için birlikte çıkıyorsunuz. 5 dakika önce işe geliyorsunuz ve çalışma arkadaşlarınıza neşeli bir şekilde selam veriyorsunuz. Patronunuz ne kadar güzel bir günde olduğunuz hakkında konuşuyor.

    Farka bakın!
    İki farklı senaryo.
    İkisi de ayni başladı.
    ikisi de farklı bitti.
    Neden?
    90/10 sırrı inanılmazdır!
    Çok azımız bunun farkındadır.

    Sonuç?

    Pek çok insan gereksiz yere stresten, dertlerden, problemlerden ve başarısından acı çekmektedir. Bu sır nedir? Hayatın %10'u, sizin başınıza gelenlerden oluşur. Hayatin diğer %90‘ ına ise sizin bu başınıza gelenlere nasıl davrandığınızla karar verilir.

    İnsanlar anlamsız şeyler söyler ve yaparlar. İnsanlar hasta olurlar. Arabalar bozulurlar, uçaklar geç kalır ve bütün planlarımızı alt üst ederler. Trafikte bir sürücü canımızı sıkabilir v.s.

    Bu %10 'luk kısım tamamen bizim kontrolümüz dışında gerçekleşir. Diğer %90 'lik kısım farklıdır. Bunu siz belirlersiniz. Nasıl? Olaylara yaklaşımınızla! Nasıl tepki verdiğinize bağlı olarak.

  • #2
    LL_MeraL - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    18.Mart.2009
    Nereden
    Bursa ;)
    Mesajlar
    2,166
    @LL_MeraL







    Sonunu getirmedim ama okudukLarım yetti teşekkürLer MeLtem öğretMenilm



    Batı Aşığı !

    @sevgininsinifi

  • #3
    Meltem YANIKOĞLU - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    01.Mart.2009
    Nereden
    İstanbul
    Mesajlar
    16,374
    @Meltem YANIKOĞLU







    rica ederim canım.

  • #4
    Emine TURAN TUNÇ - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    21.Mart.2009
    Nereden
    İSTANBUL
    Mesajlar
    28,261
    @Emine TURAN TUNÇ







    teşekkürler

  • #5
    meltem okr - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    09.Nisan.2009
    Mesajlar
    153
    @meltem okr







    sizin bu başlık altında yayınladıgınız tüm yazılara bayıldım meltem ögretmnim...harikasınız valla.

  • #6
    Meltem YANIKOĞLU - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    01.Mart.2009
    Nereden
    İstanbul
    Mesajlar
    16,374
    @Meltem YANIKOĞLU







    Alıntı meltem okr Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    sizin bu başlık altında yayınladıgınız tüm yazılara bayıldım meltem ögretmnim...harikasınız valla.
    çok teşekkür ederim güzel yorumunuza.

  • #7
    meltem okr - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    09.Nisan.2009
    Mesajlar
    153
    @meltem okr







    rica ederim.bu siteyi çok begeniyorum nedeni ise her konuyla ilgili çok güzel bilgilerin olmasın ve sizin gibi insanların siteye yön vermesi ve yönetmesi uzuuun yıllar boyunca faydalı insana çok şeyler katan önceokulöncesi ailesi çatısı altında hep birlikte oluruz işaalh.

  • #8
    Meltem YANIKOĞLU - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    01.Mart.2009
    Nereden
    İstanbul
    Mesajlar
    16,374
    @Meltem YANIKOĞLU







    Alıntı meltem okr Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    rica ederim.bu siteyi çok begeniyorum nedeni ise her konuyla ilgili çok güzel bilgilerin olmasın ve sizin gibi insanların siteye yön vermesi ve yönetmesi uzuuun yıllar boyunca faydalı insana çok şeyler katan önceokulöncesi ailesi çatısı altında hep birlikte oluruz işaalh.
    güzel dilekleriniz için sağolun. amacımız ÖNCE OKUL ÖNCESİ, sonra her alanda bilmek, öğrenmek, araştırmak ve sizlerle paylaşmak... sitemizin farkı, güncel içeriğe, doğru bilgiye, kaliteli bir kadroya sahip olması. net üzerinde, forumlarda kaliteyi korumak zordur, ama bizim bunu başarmamızda en çok siz üyelerimizin payı var. bizlerle olduğunuz için teşekkürler...

  • #9
    egelim - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    06.Mart.2009
    Mesajlar
    2,513
    @egelim







    meltem öğretmenim süper bir yazı gerçekten burada sözü edilenler gibi davransa herkes ne savaş olur ne kavga ,ÇOK teşekkürler

  • #10
    Meltem YANIKOĞLU - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    01.Mart.2009
    Nereden
    İstanbul
    Mesajlar
    16,374
    @Meltem YANIKOĞLU







    eveti çok güzel, çok anlamlı ama okumak kadar kolay olmuyor bunu hayatımıza uygulamak. bir ego savaşı almış başını gidiyor...

  • YORUM BIRAKMAK İÇİN ÜYE OLMALISINIZ !

    ÜYE OLMAK İÇİN TIKLA

    Benzer Konular

    1. Hayat Bir Gizemdir\\Osho
      Konu Sahibi Kübra AKÇİMEN Forum KİŞİSEL GELİŞİM
      Cevap: 1
      Son Mesaj : 02.Şubat.2012, 15:56
    2. Kader, Özgürlük ve Ruh(Osho)
      Konu Sahibi Gülşah MUTLU Forum KİTAP-DERGİ
      Cevap: 1
      Son Mesaj : 31.Ocak.2011, 18:22
    3. Çocuğu Tanımak..(Osho)
      Konu Sahibi Gülşah MUTLU Forum ŞİİRLER-YAZILAR
      Cevap: 3
      Son Mesaj : 06.Mayıs.2010, 22:50
    4. En Mutlu Olduğum Yer
      Konu Sahibi Arz Forum SİNEMA-FİLM
      Cevap: 3
      Son Mesaj : 25.Şubat.2010, 04:40
    5. Mos Def türkü hayranı!
      Konu Sahibi Ayşe Turan BAL Forum MÜZİK
      Cevap: 0
      Son Mesaj : 09.Ocak.2010, 01:55

    Yetkileriniz

    • Konu Acma Yetkiniz Yok
    • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
    • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
    • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
    •  

    Giriş

    Facebook ile Baglan Giriş