Sevgili Arkadaşlarım ve Meslekdaşlarım,
Konu ile ilgili yazılanları üzülerek okudum.Teneffüs meselesinin çözülebilmesini mümkün görmüyorum çünkü biz teneffüsteyken çocuklarla kim ilgilenecek,bizim öğrencilerimiz teneffüs çıkmıyorlar ki?teneffüse çıkma hakkı aynı zamanda nöbet görevini de beraberinde getirecek,biz bu nedenle nöbetten muafız.eminim çok zor şartlar altında ve çok kalabalık mevcutlarla görevini yapan,memleketinden hatta ailesinden bile ayrı kalan öğretmen arkadaşlarımız var mutlaka,ama üniversite bitirmiş ama işsiz gezen,bizim yerimizde olmak için herşeyini verebilecek başka insanlar,hatta bizim aldığımız maaşın yarısına bile çalışabilecek pek çok kişi var bu memlekette.Her mesleğin avantaj ve dezavantajları var,bizimki de bu olsun ne çıkar?ayrıca uzun tenefüslerde yardımcı teyzemizi sınıfa koyarak,(teyzesi olmayanlar bu saatte öğrencilerinin ablalarından yada okuldaki büyük sınıflarda okuyan diğer öğrencilerden yardım alarak bu sorunu çözebilirler)öğretmenler odasına çıkıp çay içmek,diğer arkadaşlarla sohbet etmek fırsatını yaratabilirler,idareye bunu uygun bir dille açıklayabilirlerse hiçbir idarecinin bu insani hakka hayır diyeceğini sanmıyorum.Saygınlık konusuna gelince,mesleğe saygınlığını kazandıracak olan şeyin,kişinin kendisi olduğuna inanıyorum.Bizim yaptığımız işi küçük gören yada önemsemeyene,yaptığımız işlerle,mesleğe uzmanlık katan davranışlarımızla, mesleğimize verdiğimiz önemle,özgüvenimizle gereken cevabı verebiliriz ancak.Ayrıca çocuk bakmak küçümsenecek bir iş değil,kutsal bir iştir,tabiki çocuk da bakacağız,çocuk da eğiteceğiz,veliyi de eğiteceğiz,insanlar en değer verdikleri varlıklarını bize emanet ediyorlar.Bunun küçümsenecek neyi var?Yeterki biz yaptığımız işi küçümsemeyelim.Biz işimize ne kadar önem verirsek, o kadar önem ve saygı görürüz diye düşünüyorum.
Sevgi ve Saygılarımla


LinkBack URL
About LinkBacks


Alıntı ile Cevapla