Veliler isyanda! Okullardaki 'serbest forma' uygulaması rant kapısına mı dönüştü?



Yeni eğitim-öğretim dönemi başladı ve yaklaşık 16 milyon öğrenci ile 700 bin öğretmen ders başı yaptı. Yeni dönem heyecanla birlikte birçok sıkıntıyı da beraberinde getirdi. Ve bu sıkıntılardan en çok muzdarip olanlar ise öğrenci verileri. Özellikle bazı okulların uygulamaları isyan ettiriyor. Serbest forma uygulamasıyla her yıl değişen kıyafetler ve bunun okulların belirlediği ve bulundukları bölgedeki tek bir noktada satışının yapılması ve bağış adıyla alınan ücretler dar gelirliyi zorluyor ve bezdiriyor. Öyle ki okulların açılmasına rağmen bu yöndeki şikayetler ve tartışmalar bitmek bilmiyor. HABERTURK.COM EKONOMİ SERVİSİ olarak biz de bu şikayetlere kulak verdik ve işin aslını uzmanlarına sorduk.

Önlükten yakalığa, ayakkabıdan çoraba kıyafet, defterden silgiye, çantadan kaleme kırtasiye malzemesi ister okula başlayan ister bir üst sınıfa geçen tüm öğrencilerin ihtiyacı. Okul ihtiyaçları her ailenin alım gücüne göre değişiklik arz ediyor. Bir öğrenci için harcanan para ise normal şartlarda 100-250 lira arasında değişiyor. Fakat işin içine her bir okul için tek bir işletmede satılan forma girince bu maliyet katlanıyor!

BELLİ TİCARİ KURULUŞLAR SATIYOR

Okul kıyafetlerinin okul yöneticileri tarafından belirlenmesi ve okul kıyafetlerinin belirli ticari kuruluşlara verilmesi bu yöndeki şaibeleri ve şikayetleri zirveye taşımış durumda. İsyanın adresi ise her okul döneminde olduğu gibi 'veliler'...

VELİLER ALTERNATİFSİZ BIRAKILIYOR

Özellikle Ankara, İstanbul ve İzmir başta olmak üzere büyük kentlerdeki okul giysilerinin her okul için takım şeklinde farklılaştırılıp okullarla anlaşma yapan tek firma tarafından satılarak, tekelleşmeye neden olunduğu da ileri sürülüyor. Okul müdürlerinin kendi istedikleri ve anlaştıkları firmalara okul kıyafetlerini yaptırdıklarına dair iddialar esnaftan çeşitli şikayetlerin geldiği belirtiliyo. Okulların açılmasına kısa bir süre kala bazı okul yöneticilerinin kıyafetlerde ufak renk ve şerit değişikliği yaparak firmaları alternatifsiz hale getirdiğini söyleyen esnaflar, yaptırılan bu elbiselerinin fahiş fiyatlarla öğrencilere sadece bir firma tarafından satıldığını, alternatif olmadığı için mecburen yüksek fiyatlardan vatandaşların elbiseleri almak zorunda olduğunu söylüyor. Bu durum okul yönetimlerini de şaibe altında bırakıyor.

Ve bu konuda Milli Eğitim Bakanlığı yetkililerinden bir adım atılması gerektiği belirtiliyor.

"RANT KAPISI"

Hazır Elbiseciler ve Tuhafiyeciler Odası Samsun Şube Başkanı Ahmet Akbaş'ın gaçıklamaları ve tespitleri ise çok ilginç. Akbaş, okullarda serbest forma uygulamasının, ''rant kapısına'' dönüştüğünü belirtiyor. Yaptığı açıklamada Akbaş, yeni uygulama ile okulların forma seçiminde serbest hareket ettiğini, forma yapımının ihale ile şirketlere verildiğini, velilerin ise forma alımı konusunda alternatifsiz bırakıldığını ileri sürüyor.

"BU İŞ GİZLİ SAKLI TUTULUYOR"

Kıyafet değişikliğine giden okulların çoğunun kendilerine bildirimde bulunmadığını ifade eden Akbaş, ''Bu gizli saklı tutuluyor. Bazı okullar bizimle istişare içinde yapıyor. Bu okulların formaları tüm mağazalarda satıldığı için fiyatı 50 ile 70 lira arasında değişiyor. Hem kaliteli hem de fiyat olarak diğerlerinden ucuz oluyor. Okul kıyafetini değiştirmiş ve sadece bir firma ile anlaşma yapmış okulların formaları ise 95 ile 145 lira arasında satılıyor. Bu çok astronomik bir rakamdır'' diyor.

"20 LİRALIK KIYAFET 120 LİRA ÖDÜYORUZ"

İsmini vermek istemeyen bir veli ise şikayetini şu şekilde dile getiriyor: "Düşük kaliteli, ebat çeşitliliği olmayan okul kıyafetlerinin sadece 1-2 yerde satış ve üretim zorunluluğu bulunuyor. Normalde 20-25 liralık kıyafetlere 90-120 lira paralar isteniyor. Ve de fiyatlarda 1 kuruş pazarlık şansı yok. Üstelik veli isyan ettiğinde 'git terziye yaptır' gibi ukâla tavırlara maruz kalıyoruz. Ayrıca ürünlerin ne kumaş kalitesi var ne de arka hizmeti..."

"BURADA BİR RANT VAR"

İstanbul Hazır Giyim Sanatkarları ve Esnaf Odası Başkanı Tahir Özer ise konuyla ilgili olarak şu açıklamalarda bulundu:

"Bu bir tür tekelleşme. Bu, genellikle bu işlerden nemalananlar tarafından yapılıyor. Burda bir rant var. Serbest piyasa ekonomisinde bu tür uygulamalar olamaz.

Bugün bir önlüğü 10 liraya da alırsınız 60 liraya da. Ama maliyet onların belirlediği fiyatları bulamaz. Ortalama 300 lira fiyatla satılıyor bu formalar. Bazı yerlerde 500 liraya kadar çıkabiliyor. Bu işe okulların karışmaması gerekiyor. Bu serbest forma ve önlük uygulaması doğru değil. Okullardaki tek tip forma uygulaması da doğru değil. Milli Eğitim Bakanlığı'nın bu konuya ciddi şekilde eğilmesi gerekiyor. Olan kendi insanımıza ve tüketiciye oluyor. Tabii esnaf da bu konuda mağdur. Çünkü ürettiği malı satamıyor. Ve bu konuda ciddi zararlara uğruyor. Forma önlük bunlar serbest bırakılmalı. Okullarda bu tür uygualmar kaldırırılmalı. Spekülasyona yer vermemek adına bunlar kaldırılmalı. Bu tür tekelleşmeler nedeniyle bir çok kurum şaibe altında kalıyor.

Bir de bağış konusu var. Velilerden bağış da isteniyor. O kadar çevrem olmasına rağmen bunu ben bile verdim. Çeşitli gerekçeler altında bu her veliden talep ediliyor..."

"KEYFİ FİYAT UYGULANIYOR"

Tüketiciler Birliği Genel Başkan Yardımcısı Hatice Saadet Kalyoncu da yine ayn konuya dikkat çekerek şu bilgileri verdi:

"Kıyafet konusu çok önemli bir konudur ama bu kadar uzatılacak her yıl önümüze serilecek bir konu olmamalıdır. Tüketiciler Birliği her okul döneminde okul formalarının bir rant haline dönüştürülmesinin önüne geçilmesi gerekliliğini ve sağlık risklerini ifade etmiştir. Okul Kıyafetlerinde neredeyse her yıl değişmektedir. Sık sık ya modeli ya rengi değiştirilmekte ve maalesef genellikle de tek yerde satışı gerçekleşmektedir. Formaların tek yerde satılıyor olması ile satıcının keyfine bırakılan bir fiyat anlayışını getirmekte ve çok pahalı satılmaktadır. Eğer okul aile birlikleri, formayı satacak firma ile ortak bir çalışma yapıyorsa, yani belli bir miktar okula katkı sağlanıyorsa o zaman da ürünün kalitesizliği, çok daha önemlisi sağlığa zararlı olma riski söz konusu olmaktadır. Çünkü maliyeti ucuz ürünler tercih edilmektedir.

"ZARARLI MADDE TESPİT EDİLDİ"

Tüketiciler Birliği olarak 2007 yılında tekstil ürünlerinde yaptırdığımız analizde formaldehit, fitalat, pvc, nikel spot gibi aslında üründe olmaması gereken birtakım maddeler bulundu. Fitalat insanda kanser yapan bir madde ayrıca 14 yaşındaki çocuklarda kullanıldığı zaman hormon dengesizliğine, hormon bozukluğuna yol açan bir ürün. PVC ve nikel spot maddesi ise gene insanda alerjiye yol açan toksik maddeler grubundadır. Bu ürünlerin olabileceği en yüksek limit 1994 yılında Avrupa Komisyonu tarafından binde 1 olarak konsantrasyon oranı verilmiş. Ancak bizim analizimizde ne yazık ki yüzde 5,7 yani bu zehirli maddeler olması gerekenden tam 57 kat fazla çıktı. Kısacası seçilen formayı kim seçer, neye göre seçer, sağlıklı mıdır, verilen para onun gerçek ederi midir bilinemez çoğu zaman.

"ANKET YAPILMIŞTI AMA..."

Tüm bu risklerden ötürü forma serbestisi ciddi anlamda düşünülmelidir. Geçen sene MEB tarafından düzenlenen ve o günkü Bakanımız Sayın Çubukçuoğlu’nun ifadeleri ile 2 milyona yakın öğrenci ve öğretmenin katıldığı anket sonuçları ne yazık ki kamuoyu ile paylaşılmadı.

Şuan çalışmayan, https://basvurular.meb.gov.tr/anket/...nicigiris.aspx adresinde yer alan anket sonuçlarını Tüketiciler Birliği olarak merak ettik sorduk. Önce 11.7.2011'de " Kurum dışı bilgi gerektiğinden dolayı başvurunuzun cevap süresi 15 iş gününden, 30 iş gününe uzatılmıştır" cevabı sonra da 14.07.2011'de ise " Öğrencilerin kılık kıyafeti ile ilgili olarak milli eğitim bakanlığı ile diğer bakanlıklara bağlı okullardaki görevlilerle öğrencilerin kılık kıyafetlerine ilişkin yönetmelik hükümleri doğrultusunda devam edilmektedir. Ayrıca konuyla ilgili olarak başkanlığımız tarafından bir anket yapılmamıştır.” cevabını aldık. Oysa bizzat oy kullanmışlardan biriyim.

Tüketiciler Birliği olarak her okul döneminde yaptığımız gibi bu dönemde gördüğümüz olumsuzlukları kamuoyu ile paylaşacağımızı söylemek isteriz. Gerek zorunlu bağış konusu, gerek okul kıyafetleri konusu gerekse de kırtasiye ürünleri konusunda gereken takibi ve uyarılarımızı yapmaya devam edeceğiz."

Habertürk