Meclise, 4+4+4 =12 yıllık kesintili, kademeli bir eğitim sistemi içeren kanun teklifi sunuldu.

Bu eğitim modelinde iki önemli nokta var:

1) Görünüşte 12 yıl zorunlu eğitim olmakla birlikte, getirilen uzaktan devam imkânı ile zorunlu eğitim 4. sınıfta bitebilecek.

2) 4.sınıftan sonra, meslek okullarına devam edilebilecek.

Eğitimin kalitesini, ileri ülkelerdeki gibi yükseltme gerekçesiyle ortaya konulan bu teklifte gözlerden kaçırılan nokta; bütün gelişmiş ülkelerde ve eğitim kalitesini ölçen uluslararası PISA testlerinde ilk sırada gözüken Avustralya, Yeni Zelanda, Danimarka ve Finlandiya gibi ülkelerde zorunlu eğitimin en az 10 yıl sürdüğü ve mesleki eğitimin bundan sonra başladığıdır.

Alman eğitim sisteminden esinlendiği anlaşılan bu kanun teklifinde söz konusu eğitim modelinin de yeterince incelenmediği görülmektedir.

Evet, Alman eğitim sisteminde temel eğitimin birinci kademesi 4 yılda biter. Ancak, 2.kademede meslek eğitimi başlamaz. İkinci kademe, birinci kademede öğrencinin başarı ve seviyesine göre alındığı 3 okul tipinden biridir. Meslek eğitimine hazırlayan okula ( Hauptschule) başarı seviyeleri düşük çocuklar, yüksek meslek okullarına hazırlayan okula(Realschule) başarılı ve üniversiteye hazırlayan okula (Gymnasium) en başarılı çocuklar alınır. Bu sistemde bir elek özelliği söz konusudur. Temel eğitimin ikinci kademesi 6 yıl sürer ve 10 yıllık zorunlu temel eğitim biter. Ancak bundan sonra meslek eğitimi başlar. Üniversite ve yüksek okullara devam edecekler, Gymnasium’da 10 sınıftan sonra (mittlere Reife) denilen diploma ile 11.12.ve (eskiden) 13. sınıflara devam etmeye hak kazanırlar ve bir (Abitur) denilen diploma ile liseyi bitirirler.

Bu sistem, Almanya’da son yıllarda, çocukların erken yaşlarda bir okula ve dolayısıyla mesleğe erkenden yönlendirildiği gerekçesiyle sıkça eleştirilmiş ve 4. bir okul tipi ortaya konulmuştur.

Birinci kademeden sonra Karma Okul (Gesamtschule) denen yeni okula devam eden çocuklar başarılı iseler, 7.sınıftan itibaren değişik seviye programlarıyla 10.sınıf sonuna kadar okurlar. Bunlar,10. sınıfı başarı ile bitirip, üniversite ve yüksek okullara hazırlayan 11 ve 12.sınıflara devam etmek için (mittlere Reife) alırken, diğerleri mesleğe yönelir.12.sınıfı bitirenler (Abitur) denilen üniversitelere gitmeye hak kazandıran diplomayı alırlar.

Görüldüğü üzere; her durumda zorunlu eğitim 10 sene sürmekte, meslek eğitimi bundan sonra ikili(dual) sistem denilen bir meslek yeri ve okulda devam etmektedir. Bize göre; Alman meslek eğitimi, Alman sanayisi için oldukça başarılıdır.

Yasa teklifindeki eğitim modeline göre; 4.sınıftan sonra meslek eğitimi veren okullara, imam hatiplere devam mümkün olabilecektir. Anlaşıldığı kadarıyla; Türk eğitim sistemine asıl getirilmek istenen de budur.

Bu okul tipine başlayan çocukların çoğunun imam-hatip mesleğini seçmeyeceği açıktır. Burada amaçlanan; çocukların dini bilgiler alarak yetişmesi ise, bu dolambaçlı yola gerek yoktur. Okullarda 5.sınıftan itibaren seçmeli dini bilgiler dersleri konulması yetecektir. Çocuklarına dini bilgiler verilmesini isteyen anne ve babalar çocuklarını bu derslere göndereceklerdir.

Bu bilgiler ışığında bize göre Türk eğitim sistemi şöyle olmalıdır;

Getirilen yeni sistemde okul öncesi eğitime önem verilmemektedir. Hâlbuki Türkiye’nin yapısı gereği, çocukları okula hazırlamak amacıyla en az bir yıllık okul öncesi eğitim gereklidir.

Eğitimin 12 yıl zorunlu olması, 1.kademe ile ikinci kademelerin ayrı okul binalarında devam etmesi yerindedir. İkinci kademede 7.sınıftan itibaren başarılı olanlar ayrı programlarda yetiştirilmelidir. 10.sınıfın sonunda yapılacak sınavlarla başarılı öğrenciler, üniversiteye hazırlayan 11. ve 12. sınıflara, diğerleri en az 2 yıl sürecek meslek eğitimine gönderilmelidir. Liseyi olgunluk sınavıyla bitiren öğrenciler doğrudan yüksek okullara gidebilmelidir. Müfredat programları ve ders kitapları bu yeni yapılanmaya göre yeniden hazırlanmalıdır. Bu sistemde iyi öğretmen yetiştirmeye ve öğretmenlerin yaşam seviyesini yükseltmeye önem verilmelidir.

Yasa teklifiyle sunulan eğitim sisteminin gerekçeleriyle iyi bir hazırlık yapılmadan, denenmeden meclise getirildiği anlaşılmaktadır. Yasayı getirenlerin kafa karışıklığı komisyondaki tartışmalarda görülmüştür. Milletimizin geleceğini ilgilendiren böylesine önemli bir sorunun aceleye getirilmesi ülkemiz adına talihsizliktir. Bu nedenle; bu yasa teklifi geniş bir eğitim reformu paketi şeklinde önce eğitimci, veli, öğrenci tabanında yeterince tartışılmalı ve hatta bir bölgede denendikten sonra ortaya çıkan sonuçlara göre, yasa teklifi hazırlanıp meclise yeniden getirilmelidir

Zeki Onsoz