TBMM Eğitim Komisyonu bünyesinde oluşturulan alt komisyonda alınan kararlar ve oluşacak sorunları, maddeler halinde değerlendirmek gerekirse;
TBMM Eğitim Komisyonu bünyesinde oluşturulan alt komisyonda alınan kararlar ve oluşacak sorunları, maddeler halinde değerlendirmek gerekirse;

1)TBMM Eğitim Komisyonu bünyesinde oluşturulan alt komisyonunda ilköğretim 1. sınıfa başlama yaşını altı yaşına indirilmesi kararı alındı. Bu karar öncelikle eğitim felsefesine ve çocuk psikolojisine aykırı bir karardır. Öncelikle; yazma çalışmalarında el ve parmak kas gelişimi diye bir süreç vardır. Bu süreci tamamlamayan çocuk, yazma çalışması yapamaz. Yazma çalışması yapamadığından kendisini başarısız kabul ederek, kendisini mutsuzluğa iter. Bu çocukların psikolojsiyle oynamaya hakkımız yoktur. Bir de başka ülkelerle kendi ülkelerimizi karşılaştırma garabetine düşmeyelim. Eğitim coğrafik şartlara ve sosyo-ekonomik koşullara göre değişkenlik gösteren bir olgudur. Bizim ülkemiz şartlarına göre birinci sınıfa başlama yaşı yedi olmalıdır. (72 ayı doldurmuş)

2) Doğu ve Güney Doğuda Anadolu'da 1. sınıfa başlayan çocuklar genelde Türkçeyi iyi kullanamadığı için ilk önce Türkçe öğreniyor sonra okuma yazmaya geçiyordu. Bu okuma yazma öğrenme süresine tamamlama dönemi birinci dönemin sonu olması gerekirken, ikinci dönemin Mayıs ayını buluyor. Hatta bazıları bu dönemde okuma yazmaya bile geçemiyordu. Ancak; okul öncesi dönemle ilgili çalışmalar yapılması ve okul öncesi döneme önem verilmesi, bu sorunları ortadan kaldırmayı başarmıştır. Bu nedenle okul öncesi döneme önem verilmeli ve okul öncesi dönem mutlaka zorunlu olmalıdır.

3) Sınıf öğretmenlerine güvenilmiyor olmalı ki, onların yıllardır okuttuğu ve bu konuda ihtisas sahibi olduğu 5.sınıfları ellerinden alınıyor. Oysa; sınıf öğretmenlerinin alanı daraltılmamalı, sığ ve dar kalıba sokulmamalıdır. Eğer dar bir kalıba sokacak olursanız, sadece 4. sınıfa kadar öğrencileri okut ve tekdüze eğitim ver diyecekseniz, o zaman onlardan kendilerini geliştirmesini bekleyemezsiniz.

4) 4+4+4'lük sistemle 52000 norm fazlası sınıf öğretmeni ne olacak diye sorulduğunda, kapalı köy okulları açılacak, yeni derslikler inşa edilerek sınıf mevcutlarını OECD ortalamasına yani, 21 'e düşürüleceklerini, o dersliklere, norm fazlası olacak 52000 sınıf öğretmeni gönderileceklerini söylüyorlar. Ancak; şu anda batı illerinde yığılmadan dolayı binlerce norm fazlası öğretmen varken, 160.000 derslik açığı bulunduğu halde bu batı illerindeki norm fazlası öğretmenlere okutulması için derslik daha oluşturulamamışken ve okul binaları tıklım tıklım doluyken, 52000 sınıf öğretmenine yeni derslikler oluşturulacağına inanmıyoruz.

5) Yasa yapıcıların bazı açıklamalarında 5. sınıfların, sınıf öğretmenleri tarafından okutulması ve birinci kademede yer alması sakıncalıdır diyor. Sebebi sorulduğunda; 5. sınıf öğrencileri soyut zeka döneminde olması ve oyun döneminde olmadığı savunularak, ikinci kademede yer alması gerektiği savunuluyor. Oysa bilimsel gerçeklik şunu söyler; somut zeka 11 yaşını bitirene kadar devam etmekte, 5.sınıfta olan bir öğrencin daha 11 yaşını bitirmediğinden somut zekayı kullanır. Aynı şekilde 1.sınıfa 6 yaşında başlanırsa 5. sınıf öğrencisinın yaşı 10'a kadar düşecektir.

Yukarıdaki bilgi ve gerçeklere rağmen 4+4+4'lük sistem gelirse kısaca şu gibi sorunlar oluşacaktır:

a) 1.sınıfa başlama yaşının 7 yaşından 6 yaşına çekilmesiyle fazladan 2.5 milyon daha öğrenci ilkokula başlayacak, bu öğrencilere derslik bulunmayacaktır. Günümüzde 160.000 derslik ihtiyacı varken bu sistemle bu ihtiyaç katlanacaktır. (Örneğin bir taşıma merkezli ilköğretim okulu düşündüğümüzde, bu taşıma merkezinin 15 köye bağlı oluştuğunu, bu köydeki okulların bir derslikten oluştuğunu ve birleştirilmiş sınıf olduğunu düşünürsek, her köyden 15'e yakın 5.sınıf öğrencisi geldiğinde toplam 225 fazladan öğrenci için olacağını, ortalama 10 tane derslik ihtiyacı oluşacaktır.)



b) 1.sınıf yaşının altıya çekilmesiyle bu yaşta başarı sağlanamayacağından mutsuz ve başarısız öğrenciler yaratılacaktır.

c) Öğrencilerin 4. sınıftan sonra (10 yaşında) meslek liselerine geçiş yapmaları, yeni bir okul ve yeni bir ortama sokulması istenebilecek. Bu durum ise çocuklarımızda pedogojik-psikolojik gelişimleri açısından sorun yaratacaktır.

e) Doğu ve Güney Doğu Anadolu'da sınıf öğretmenliği yapan zorunlu hizmet affı ile birlikte il dışı tayini olma sıkıntısı çeken sınıf öğretmenlerimize bir darbe de 4+4+4'lük sistemle ile indirilecektir. 4+4+4'lük sistem ile birlikte 9-10 yıldır batı illerine il dışı tayini olmayı bekleyen sınıf öğretmenlerimizin, il dışı tayin olma yılını 15-20 yıla çıkararak mutsuz öğretmen politikasına devam edileceği anlaşılmaktadır.

f) Özellikle batı İllerinde norm fazlası durumuna düşen 52.000 sınıf öğretmeninin başka illere tayin edilmesi gündeme geleceğinden zorunlu rotasyona geçilecektir.

Biraz gerçekçi olmak gerekirse, OECD ülkelerinde 4000-4500 dolar arasında eğitim harcaması yapılırken ülkemizde 480 dolar civarında olduğunu, mali yetersizlikten dolayı 55 bin atama sözü verip de gerçekleştiremediğimizi ve halen 160.000 derslik ihtiyacımızın olduğunu, 4+4+4'lük sistemle bu ihtiyacın daha da büyüyeceğini unutmayalım. Bu söylemlerden yola çıkarak 4+4+4'ün hiçbir kazanımı olmadığı anlaşılıyor ve 1+5+3+4 'ün daha da akılcı ve koşullarımıza uygun olduğunu anlıyoruz.

Fatih KAYA

Anadolu Eğitim Sendikası

Eğitim ve Sosyal İşlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcı