Tüm eğitim çalışanlarının büyük bir merakla beklediği yönetmelik MEB’in her zaman yaptığı gibi atama ve yer değiştirmede eğitimcilerin mevcut sorunlarını çözmek yerine bu sorunları daha da artırarak devam ettirmeyi tercih etti.
Hazırlamış olduğu taslağı sendikalara göndererek onlardan görüş istemesi bizleri ümitlendirmişti. Bu ümitle çalışanların sorunlarını çözecek ve taleplerini karşılayacak tekliflerimizi MEB’e sunmuştuk.Türk Eğitim Sen’le birlikte hemen hemen tüm sendikaların mutabık olarak Bakanlığa ilettiği teklifler bile maalesef dikkate alınmamış ve Bakanlık yine bildiğini okumuştur.


Biz sendika olarak özellikle zorunlu hizmet bölgesinde çalışan ve yeni yönetmelikle zorunlu çalışma yükümlülüğü kapsamından çıkan öğretmenlerimizin mağdur olmamaları için bir geçici madde teklif etmiştik. Geçici madde teklifimiz aynen şöyleydi:




GEÇİCİ MADDE 4 Bu yönetmeliğin yürürlüğe girdiği tarihten önceki, Atama ve Yer Değiştirme hükümleri doğrultusunda zorunlu hizmet yükümlülüğünü yerine getirmek üzere yer değiştirme suretiyle atanmış olan öğretmenler, zorunlu çalışma sürelerini veya bulundukları illerde geçirilmesi gereken süreyi tamamlayıp tamamlamadıklarına bakılmaksızın bu yönetmeliğin yayımı tarihini izleyen ilk yer değiştirme döneminde bulundukları il dışına yer değiştirme isteğinde bulunabilirler.




MEB teklifimizi dikkate almış olsaydı zorunlu hizmet bölgesinde çalışan ve yeni yönetmelikle zorunlu çalışma yükümlülüğü kapsamından çıkan öğretmenlerimiz mağdur edilmeyecekti. Ama Bakanlık teklifimizi dikkate alarak mağduriyetleri önlemek yerine zorunlu hizmet yükümlülüğünden muaf tuttuğu halde bir kısım personelini zorunlu hizmet bölgesinde çalıştırmaya devam ederek çok büyük bir haksızlığa ve adaletsizliğe neden olmuştur.





Biz yine zorunlu hizmet bölgesinde çalışan ve yeni yönetmelikle zorunlu çalışma yükümlülüğü kapsamından çıkan öğretmenlerimizin yer değiştirme konusunda mağdur olmamaları için tüm Türkiye deki açık normların tamamının gösterilmesini de tekliflerimiz arasına koymuştuk.(MADDE 9(2) İl genelinde öğretmen ihtiyacı ve fazlalığı bulunan eğitim kurumlarını tespit eder. Öğretmen dağılımında alanlar itibarıyla denge kurulabilmesi amacıyla öğretmen açığı bulunan eğitim kurumlarının açık bulunan normlarının tamamını belirleyerek Bakanlığa bildirilmesini sağlar)Bakanlık bunu da görmezden gelerek önceki yıllarda yaşanan ve zorunlu hizmet bölgesi dışındaki illere tayin isteyen öğretmenlerimizin tayin istedikleri illerde boş kadroların gösterilmemesi nedeniyle yer değiştirememeleri haksızlığına devam kararı almıştır.








Özür grubu tayinlerinde de öğretmenin tayin istediği ilde norm açığı bulunmasa bile ‘’il emrine atanma’’hakkının verilmesi içinde teklif vermiş ve böylece özür grubu olduğu halde yer değiştiremeyen ve aileleri parçalanmış eğitimcilerin problemlerinin çözülmesini istemiştik. Kendi personeline dost olan bir bakanlığın kabul edeceği bu teklif sorun çözme niyetinde olmayan MEB tarafından dikkate dahi alınmadı.MEB bu tutumuyla kendi personelini düşünmediğini ve her türlü insani kaygıdan uzak olduğunu ortaya koydu.


Göreve başladıkları ilk günden beri MEB tarafından üvey evlat gibi görülen sözleşmeli öğretmenlerin yer değiştirme ile ilgili mağduriyetlerini gidermek ve onları kadrolu öğretmenlerle aynı yer değiştirme haklarına sahip olmaları için bir geçici madde teklif etmiştik. Bu madde aynen şöyleydi:








GEÇİCİ MADDE 5 Sözleşmeli öğretmenler de kadrolu öğretmenlere tanınan atama ve yer değiştirme ile ilgili bu yönetmeliğin tanıdığı tüm haklardan yararlanırlar.




Bu maddeyi kabul etmeyen MEB’in sözleşmeli öğretmenlere şaşı baktığı ve bu şekilde bakmaya devam ettiği de bir kez daha ortaya çıkmıştır. Sözleşmeli öğretmenlerimizin iş güvencesinin sağlanması için pek çok kazanım elde etmiş ve kadroya geçirilmeleri için mücadele eden sendikamız Türk Eğitim Sen bu mücadeleyi daha da artırarak devam ettirecektir.



Zorunlu hizmetin sadece yönetmelikle getirilen tarihlerle ortaya konularak çözülemeyeceğine inanan sendikamız Bakanlığa zorunlu hizmet tazminatı ödenmesini teklif etmiş ve bu tazminatın da brüt 1 asgari ücretle brüt 2 asgari ücret arasında değişen miktarlarda olması öngörülen bu tazminat eğer yönetmeliğe eklenseydi,zorunlu hizmet bölgeleri daha cazip hale getirilerek buralardaki öğretmen sorunu büyük ölçüde çözülmüş olacaktı. MEB bu makul teklifi de kabul etmeyerek aslında eğitimin de birinci önceliğini göz ardı etmiştir.



Buradan MEB’e soruyoruz: Madem dikkate almayacaktınız neden sendikalardan görüş istediniz?Yaptığınız toplantılarda tüm sendikaların mutabık olduğu hususları bile göz ardı ettiğinize göre siz yönetmeliği nasıl çıkaracağınızı önceden zaten kararlaştırmışsınız.Yönetmelik hazırlanırken sanki sendikalar da bu sürecin bir parçası imiş gibi bir görüntü çizmek için toplantıya çağırdınız ve görüşlerini istediniz.Anlaşılan o ki ne sendikalara ne de eğitimcilere bakış açınızda bir değişiklik yok…



Türk Eğitim Sen olarak şubelerimizle birlikte yönetmelik üzerindeki incelemelerimiz sürüyor. Şubelerimizden gelen talepler doğrultusunda gerekli hukuki girişimleri başlatacağımızdan üyelerimizin hiçbir şüphesi olmamalıdır. Ayrıca tüm üyelerimiz web sitemize yorum göndererek ya da mail göndererek yargıya taşınması gerektiğini düşündükleri hususları bildirebilirler. Bu hususlar sendikamızın hukukçuları tarafından değerlendirilerek gerekenler YARGIYA taşınacaktır.



MEB haklı taleplerimizi dikkate almayarak bize meşru ve hukuki mücadele yolunu göstermiştir. Sendikamız MEB’in bu tutumuna karşı kararlılıkla mücadele etmeye ve eğitimcilerin yanında olmaya devam edecektir.
Türk Eğitim SEN

habermeb.net alıntı