Bilindiği üzere Türkiye Kamu Sen ve KESK bir (1) günlük iş bırakma eylemi kararı almıştır. Almış olunan bu karar uyarınca bu iki konfederasyona üye memurlar 25 Kasım 2009 tarihinde göreve gelmeyecektir.
Her ne kadar 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 125/C-b maddesi gereği özürsüz olarak bir veya iki gün göreve gelmemek fiili aylıktan kesme cezasını gerektiren fiil ve haller arasında sayılmışsa da, sendikanın yetkili kurullarınca alınan karara uyarak mali, sosyal, mesleki hak ve menfaatlerin korunması için 25 Kasım 2009 tarihinde demokratik ve sendikal haklar kullanılacaktır. Sendikal faaliyetlere katılmak Anayasa tarafından güvence altına alınmıştır. Aşağıda yer vereceğimiz yargı kararlarında görüleceği üzere, bu sebeple göreve gelmeyen sendika üyelerine, eyleme katılmalarından dolayı herhangi bir cezai işlem yapılamaması gerekmektedir.
Fakat İş bırakma kararı almayan sendikalara üye çalışanlar ile sendika üyesi olmayanların eyleme katılması ve bu çalışanlara ceza verilmesi halinde mahkemelerin nasıl bir karar vereceği belli değildir.
Bu anlamda 4688 Sayılı Kamu Görevlileri Sendikalar Kanununun “Sendika üyelerinin ve yöneticilerinin güvencesi” başlıklı 18. maddesinde; “ Kamu görevlileri, iş saatleri dışında veya işverenin izni ile iş saatleri içinde sendika veya konfederasyonların bu kanunda belirtilen faaliyetlerine katılmalarından dolayı farklı bir işleme tabi tutulamaz ve görevlerine son verilemez……” hükümleri bulunmaktadır.
Üyesi olduğu sendikanın aldığı karar gereğince bir gün iş bırakan memura soruşturma açılması için yetkili amirlerin onay vermeleri ve ceza teklif etmeleri iş bırakma faaliyetinin engellenmesi kapsamında Türk Ceza Kanununun “Sendikal hakların kullanılmasının engellenmesi” başlıklı 118.maddesindeki; “(1) Bir kimseye karşı bir sendikaya üye olmaya veya olmamaya, sendikanın faaliyetlerine katılmaya veya katılmamaya, sendikadan veya sendika yönetimindeki görevinden ayrılmaya zorlamak amacıyla, cebir veya tehdit kullanan kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Cebir veya tehdit kullanılarak ya da hukuka aykırı başka bir davranışla bir sendikanın faaliyetlerinin engellenmesi hâlinde, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.” hükümleri gereğince suç unsurunu oluşturmaktadır.

Türk Ceza Kanununun bu maddeleri doğrultusunda, 25 Kasım 2009 tarihinde ülke genelinde gerçekleştirilecek olan iş bırakma eylemine katılacak olan Sendika üyeleri hakkında herhangi bir disiplin soruşturması açılmaması için valiliklerden il genelinde gereken tedbirlerin alınması ve uyarıların yapılması Türk Eğitim Sendikası tarafından istenmiştir.

Aşağıda sunacağımız mahkemelerin kararlarında sendikanın aldığı bu karar uyarınca işe gelmeyen memura disiplin cezası verilmesi 4688 sayılı Kanuna ve uluslararası sözleşmelere aykırı görülmüştür.

1-Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 21.04.2009 tarih ve 68959–01 başvuru sayılı kararı
“Başvuru No: 68959/01 / Strazburg, TARİH: 21 Nisan 2009
Konu : 01 Eylül 200 tarihinde İnsan Hakları ve Temel Özgürlüklerin Korunmasına ilişkin
Sözleşmenin 34. Maddesi uyarınca yapılan başvuru.
Sonuç: AİHM Oy birliği ile
1- AİHM'nin 11. maddesinin ihlal edildiğine,
2- a-AİHM'nin 44/2 maddesi gereğince kararın kesinleştiği tarihten itibaren üç ay içerisinde miktara yansıtılabilecek her türlü vergiden muaf tutularak savunması Devlet tarafından başvurana yargılama, masraf ve giderleri için 1.500 Euro ödenmesine,
b- Söz konusu sürenin bittiği tarihten itibaren ödemenin yapılmasına kadar Hükümet tarafından, Avrupa Merkez Bankası'nın o dönem için geçerli olan faiz oranının üç puan fazlasına eşit oranda basit faiz uygulanmasına,
3- Adil tatmine ilişkin diğer tüm taleplerin reddine.”
2-Danıştay 12. Dairesinin 2005/313 Karar ve 2004/4643 Esas sayılı kararı
“Olayda, davacının üyesi bulunduğu sendikanın yetkili kurullarınca alınan, üretimden gelen güçlerini kullanma çağırışına uyarak 11.12.2003 tarihinde göreve gelmediği anlaşılmış olup, davacının sendikal faaliyet kapsamında göreve gelmemesi fiilinin mazeret olarak kabulünün gerektiği dolayısıyla 657 sayılı. Yasanın 125/C-b maddesi anlamında özürsüz olarak göreve gelmemek fiilinin sübuta ermediği görülmüştür.
Bu durumda, disiplin suçu teşkil etmeyen eylem nedeniyle davacı hakkında tesis olunan işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddi yolunda verilen İdare Mahkemesi kararında hukukî isabet görülmemiştir.”

3-Mersin İdare Mahkemesinin 2003/813 Karar ve 2002/1295 Esas sayılı kararı
“Bakılan davada; davacının, üyesi olduğu sendikanın yetkili kurullarınca alınan karara uyarak kamu görevlilerinin içinde bulunduğu mali sıkıntıların kısmen düzeltilmesi ve kamuoyunca bilinen bu sıkıntıların yine kamuoyuna anlatılarak desteğinin sağlanması amacıyla 1.I2. 2000 tarihinde yurt çapında gerçekleştirilen bir gün süreyle göreve gelmeme eylemine katıldığı anlaşılmakta olup, davacının sendikal faaliyet niteliğindeki söz konusu fiilin 657 sayılı Anayasanın 125/C-b maddesinde öngörülen izinsiz ve mazeretsiz olarak göreve gelmemek fiili kapsamında değerlendirilmesine olanak bulunmamaktadır.
Bu durumda; davacının üzerine atılı olan özürsüz olarak bir gün göreve gelmeme fiilinin sübuta ermediği anlaşıldığından, söz konusu filinden dolayı 1/30 oranında aylık kesimi cezasıyla tecziyesi yolundaki islemde hukuka uyarlık görülmemiştir.”

4-Danıştay 11. Dairesinin 2005/861 Karar ve 2002/871 Esas sayılı kararı
“Dosyanın incelenmesinden, davalı idare bünyesinde sözleşmeli personel olarak görev yapan davacının "20.4.1995" tarihinde yapılan bir günlük iş bırakma eylemine katılması nedeniyle yaptırılan soruşturma sonucunda; 1. Bölge Disiplin Kurulunun 29.11.1995 tarih ve 1995/186 sayılı kararıyla eylemine uyan Personel Yönetmeliğinin 100/5. maddesi uyarınca tecziyesine ancak eylemin Türkiye genelinde ve eyleme katılımın fazla olması, temel amacın memurlara sendikal hakların verilmesi, ücretlerin yükseltilmesi ve özlük haklarının iyileştirilmesi gibi sosyal içerikli talepleri ihtiva etmesi hususları dikkate alınarak Aynı Yönetmeliğin 105. maddesi delaletiyle "99. maddesi" uyarınca kınama cezası ile tecyizesine karar verildiği ve 1. Bölge Başmüdürünün onayıyla davacıya ayrıca bir günlük sözleşme ücreti kesintisi uygulandığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda gerek 399 sayılı KHK de gerekse TCDD Personel Yönetmeliği ve idare ile davacı arasında imzalanan sözleşmede 1 veya 2 gün özürsüz işe gelmeme halinde disiplin cezası olarak uygulanan aylıktan kesme cezası dışında, sözleşme ücretinden kesinti yapılabileceği yolunda herhangi bir düzenleme bulunmadığından, 1. Bölge Başmüdürünün onayıyla davacının sözleşme ücretinden bir günlük kesinti yapılmasına ilişkin işlemde ve bu işleme karşı açılan davayı reddeden mahkeme kararında hukuka uyarlık görülmemiştir.”
5-Danıştay 12. Dairesinin 2008/225 Karar ve 2005/5767 Esas sayılı kararı
“Olayda, davacının üyesi bulunduğu sendikanın yetkili kurullarınca alınan, üretimden gelen güçlerini kullanma çağırışına uyarak 11.12.2003 tarihinde göreve gelmediği anlaşılmış olup, davacının sendikal faaliyet kapsamında göreve gelmemesi fiilinin mazeret olarak kabulünün gerektiği, dolayısıyla 657 sayılı Yasanın 125/C-b maddesi anlamında özürsüz olarak göreve gelmemek fiilinin sübuta ermediği görülmüştür.
Bu durumda, disiplin suçu teşkil etmeyen eylem nedeniyle davacı hakkında tesis olunan işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddi yolunda verilen İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet görülmemiştir.”

6-Ankara 9. İdare Mahkemesinin 2004/1738 Karar ve 2004/1013 Esas sayılı kararı

“Olayda, davacının üyesi bulunduğu sendikanın yetkili kurullarınca alınan karara uyarak, sağlık hakkı, sağlık ve sosyal hizmet emekçilerinin iş güvencesi ve özlük haklarıyla ilgili, Sağlık Bakanlığı Bütçesi Genel Kurulda görüşülmeden önce hükümeti uyarmak amacıyla 05.11.2003 tarihinde iş bırakma ve yavaşlatma eylemini gerçekleştirdiği anlaşılmış olup, davacının sendikal faaliyet kapsamında gerçekleştirdiği eylemin mazeret olarak kabulünün gerektiği, dolayısıyla 657 sayılı Yasanın 125/C-a maddesinde öngörülen fiilin sübuta ermediği anlaşılmakla davacı hakkında tesis edilen işlemde hukuka uygunluk görülmemiştir.”

7-Danıştay 12. Dairesinin 2005/3529 Karar ve 2005/4499 Esas sayılı kararı
Ankara 9. İdare Mahkemesinin 2004/1738 Karar ve 2004/1013 Esas sayılı kararının onanması kararı.

8-Danıştay 12. Dairesinin 2004/4148 Karar ve 2004/4209 Esas sayılı kararı
“Olayda; davacının, üyesi bulunduğu sendikanın yetkili kurullarınca alınan karara uyarak kamu görevlilerinin içinde bulunduğu mali sıkıntıların kısmen düzeltilmesi ve kamuoyunca bilinen bu sıkıntıları yine kamuoyuna anlatarak desteğinin sağlanması amacıyla 11.12.2003 tarihinde 1 gün göreve gelmemek eylemini gerçekleştirdiği anlaşılmıştır. Bu durumda, sendikal faaliyet kapsamında bir gün göreve gelmemek fiilinin mazeret olarak kabulü gerektiğinden, 657 sayılı kanunun 125/C-b maddesinde öngörülen "özürsüz olarak bir gün göreve gelmemek" fiilinin sübuta ermediği sonuç ve kanaatine varıldığından, disiplin suçu teşkil etmeyen eylem nedeniyle davacı hakkında tesis edilen işlemde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.”
9-Kayseri 1. Asliye Mahkemesinin 2006/234 Karar ve 2001/340 Esas Sayılı Kararı
Konu: 01 Aralık 2000 günü 1 günlük iş bırakma
Hüküm: Sanıkların üzerine atılı 765 Sayılı T.C.K'nın 236/1–2 maddesinde tarif edilen suçun oluşmadığından C.M.K'nın 223/(2) - a maddesi uyarınca beratına”
10-İnsan Hakları Mahkemesi Kararları Satılmış ve Diğerleri/Türkiye Davası
“Başvuru No:74611/01, 26876/02 ve 27628/02
Strazburg 17 Temmuz 2007
6 Mart 1998 tarihinde, o gün 7:00-15:00 saatleri arası ile 15:00-23:00 saatleri arası çalışan başvuranlardan iki grup, çalışma koşullarını protesto etmek amacıyla iş yavaşlatma eylemi çerçevesinde üç saat süreyle görev yerlerini terk etmişlerdir. Bu eylem sırasında araçlar gişelerden para ödemeden geçmiştir.
AİHM;1. Başvuruların birleştirilmesine;
2.AİHS’nin 11. maddesine ilişkin olarak dile getirilen şikâyetle ilgili olarak başvuruların kabul edilebilir ve geri kalan kısmının kabul edilemez olduğuna;
3. AİHS’nin 11. maddesinin ihlal edildiğine;
4. a) AİHS’nin 44 § 2. maddesi gereğince kararın kesinleştiği tarihten itibaren üç ay içerisinde, ödeme tarihindeki döviz kuru üzerinden Y.T.L.’ye çevrilmek üzere Savunmacı Hükümet tarafından başvuranlara: karada belirtilen miktarlar kadar ödenmesine,
ii. manevi tazminat için başvuranların her birine 300 Euro (üç yüz euro);
iii. masraf ve harcamalar için başvuranlara toplu olarak 5.000 Euro (beş bin euro) ödenmesine;
b) Söz konusu sürenin bittiği tarihten itibaren ödemenin yapılmasına kadar, Avrupa Merkez Bankası’nın o dönem için geçerli olan faiz oranının üç puan fazlasına eşit oranda basit faizin uygulanmasına;
5. Adil tazmine ilişkin olarak dile getirilen taleplerin reddedilmesine;
Karar vermiştir.”

11-Danıştay 8. Dairesinin 1998/4242 Karar ve 1997/4334 Esas sayılı kararı
“Tarih: 10.12 19998, Konu: Memurun bir gün işe gelmemesi ( Sendikaların karar doğrultusunda etkinlik göstermesi)
Manisa İdare Mahkemesi 21.05.1997 gün ve 298 Sayılı Kararın iptali.
Sonuç: Temyiz isteminin reddi ile anılan kararın onanmasına ve yargılama giderlerinin temyiz isteminde bulunanın üzerinde bırakılmasına oy birliği ile karar verildi.”
12-Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 2001/3157 Karar ve 2000/12071 Esas sayılı kararı
“Tarih: 02.04.2001, Konu: Gişe Memuru olan davalıların görev yerlerini terk etmeleri nedeniyle kurumun zarara Uğraması
Sonuç: Sendika Özgürlüğüne ve Örgütlenme Hakkının Korunmasına İlişkin 87 Sayılı Sözleşme" ile " Kamu Hizmetinde Örgütlenme Hakkının Korunmasına ve İstihdam Koşullarının belirlenmesi Yöntemlerine ilişkin 151 Sayılı Sözleşme'lerin varlığıda tartışmasızdır Bu sözleşmeler kabul edilmiş olmakla, Anayasa'nın 90. maddesi uyarınca artık iç hukuktaki bir hüküm gibi uygulanması gerektiği kabul edilmektedir.”

Görüldüğü gibi Ulusal ve Uluslar arası Sözleşmelerden doğan haklar için günümüze kadar hukuki içtihatlar oluşmuştur.
Bu kararlara göre 1 gün iş bırakılmasına sendikanın yetkili organlarınca karar alınması halinde ceza verilmesi mümkün bulunmamaktadır.
Soruşturma açılması halinde Örnek Savunma Metni
Üyesi olduğum sendika ……………. tarafından alınan karar ile 25 Kasım 2009 tarihinde işi bırakma eylemi düzenlemiştir. Bu eyleme katılma sebebim sendikam tarafından alınmış olan ekte sunulan karara uymak ve sendikal hakkımı kullanmaktır. Ekte sunulan Danıştay 12. Dairenin 2004/4148Esas, 2004/4209 Karar sayılı kararında “….davacının, üyesi bulunduğu sendikanın yetkili kurullarınca alınan karara uyarak kamu görevlilerinin içinde bulunduğu mali sıkıntıların kısmen düzeltilmesi ve kamuoyunca bilinen bu sıkıntıları yine kamuoyuna anlatarak desteğinin sağlanması amacıyla 11.12.2003 tarihinde 1 gün göreve gelmemek eylemini gerçekleştirdiği anlaşılmıştır. Bu durumda, sendikal faaliyet kapsamında bir gün göreve gelmemek fiilinin mazeret olarak kabulü gerektiğinden, 657 sayılı kanunun 125/C-b maddesinde öngörülen "özürsüz olarak bir gün göreve gelmemek" fiilinin sübuta ermediği sonuç ve kanaatine varıldığından, disiplin suçu teşkil etmeyen eylem nedeniyle davacı hakkında tesis edilen işlemde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.” denilmektedir.
Anayasa tarafından güvence altına alınan sendikal faaliyetlerinin engellenmesi de suç unsurunu oluşturur. TCK. Sendikal hakların kullanılmasının engellenmesi MADDE 118. - (1) Bir kimseye karşı bir sendikaya üye olmaya veya olmamaya, sendikanın faaliyetlerine katılmaya veya katılmamaya, sendikadan veya sendika yönetimindeki görevinden ayrılmaya zorlamak amacıyla, cebir veya tehdit kullanan kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Cebir veya tehdit kullanılarak ya da hukuka aykırı başka bir davranışla bir sendikanın faaliyetlerinin engellenmesi hâlinde, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.”denilmektedir. Üyesi bulunduğum sendika tarafından alınan karar doğrultusunda katıldığım eylem sebebiyle tarafıma herhangi bir ceza verilmesi ve bu cezanın uygulanması hukuka aykırı olduğu gibi bu cezayı verenler hakkında da TCK’nın 118. maddesi gereğince işlem yapılması gerekecektir.

Gereğini arz ederim.


Ahmet Kandemir

Memurlar.net Öğretmenler Bölüm Sorumlusu