Arkadaşlar,o kadar çok sorunumuz varken ,kendi aramızda tatrışma yapmak anlamsız geliyor bana. Tüm öğretmenler arasında üvey evlat muamelesi görüyoruz zaten,bir de birbirimizi harcamayalım. Lise öğretmenleri,ilköğretimdekileri küçük görür,2. kademe öğretmenleri ,1. kademe öğretmenlerini küçük görür, bu gruptakilerin hepsi okulöncecileri küçük görür,sanki aynı fakültelerden mezun olmadık,onlar Oxford'dan filan mezunmuş gibi.Bırakalım artık bu boş tavırları,biz birbirimizi biliriz,birbirimizden farkımız yok.Bu ülkede bir dönem,tüm üniversite mezunları öğretmen oldu,yıllardır da öğretmenlik yapıyorlar.Kimse onların öğretmenliklerini sorgulamıyor.Öğretmenlik biraz da deneme yanılmalarla ve tecrübe kazanılarak, yaparak yaşayarak yapılan bir meslektir.Her geçen sene bize yeni şeyler katar,bir sene önce yaptığımız hataları bir sonraki sene yapmayız.Açık öğretim ve uzaktan öğretim sistemi pek çok uygar ülkede senelerdir uygulanmakta hatta yüksek lisans ve doktora proğramları bile artık uzaktan eğitimle yapılabiliyor.Ama öğretmenlik formasyonu açık öğretim proğramıyla verilebilir mi,tartışılır.Çünkü olay sadece teori değil pratiktir,hocalarla göz iletişimiyle ders yapmak,ders esnasında soru cevap ilişkisi kurabilmek,fakültenin akademik atmosferini ve arkadaşlık ortamını teneffüs edebilmek başka birşeydir.Çünkü ders sadece ders esnasında öğrenilmez,fakültedeki tüm bireyler arasında hoca olsun öğrenci olsun personel olsun karşılıklı iletişim ve etkileşim sözkonusudur.Aynı şey açıköğretimde okuyarak ingilizce öğretmeni olan arkadaşlar için de geçerlidir.Ama tüm bunlar,açık öğretimden mezun arkadaşlar yetersiz öğretmendirler anlamına gelmez.Bu bir hataysa eğer,dönüldü,bundan sonra neler olacak ona odaklanmalı,birbirimizle uğraşmaktan vazgeçmeliyiz.
Saygılarımla