Cahit Sıtkı Tarancı Kimdir?

Cumhuriyet Döneminin ve edebiyatımızın en önemli şairleri arasında sayılan Cahit Sıtkı Tarancı, 4 Ekim 1910’da Diyarbakır’da dünyaya gelmiştir. Eğitim hayatına Kadıköy Fransız Saint Joseph Lisesi’nde başlayan Tarancı, bir süre burada okuduktan sonra 1931 yılında Galatasaray Lisesi’ne geçmiştir. Ancak aldığı Fransızca eğitim onun için bir dilden ziyade büyük bir edebi birikim yaratmıştır. Stéphane Mallarmé, Charles Baudelaire ve Arthur Rimbaud gibi dünyanın en önemli şairlerini o yıllarda okumaya başlamış ve kendisinde bulunan cevheri daha lise yıllarında ortaya çıkarmıştır. Cahit Sıtkı, bu yıllarda ilk şiirini “Akademi” dergisinde ve büyük bir öneme sahip olan Servet-i Fünûn dergisinde yayımlamıştır. Böylece Tarancı, 49 yıllık yaşamının büyük bir kısmını oluşturan yazın hayatına başlamıştır. Yine bu çağlarda Yedi Meşaleci hareketinin ve Cumhuriyet Döneminin en önemli isimlerinden Ziya Osman Saba ile tanışmıştır. Edebiyatın bu önemli iki adamı bu tanışma ile büyük bir dostluğa da başlatmışlardır.

1930’’lu yıllarda Tarancı, Mülkiye Mektebi’nde okumaya başlar ancak bir süre sonra okuldan atılır ve Yüksek Ticaret Okulu’na girer. Fakat bu sıralarda şair, Sümerbank’ın memuriyet sınavını kazanır ve okulu yarıda bırakır. Bir süre memurluk görevini yapan Tarancı, daha sonra memurluk görevinden ayrılır. Cumhuriyet Gazetesi’nde öyküleri yayımlanırken Cahit Sıtkı, gazetenin güçlü isimleri sayesinde Paris’’e eğitim amacıyla gider. Paris’te bir yandan üniversite eğitimi alan Tarancı, bir süre burada bir radyoda spikerlik yapar. Bu yıllarda II. Dünya Savaşı alevlenir ve Alman uçakları Paris semalarında bombalama yapmaktadır. Türkiye’ye dönmek zorunda kalan Cahit Sıtkı, geri döner dönmez askerlik görevini yerine getirir. Fransızca eğitiminden dolayı Tarancı, bir süre tercümanlık yapar.

Takvimler 1946’’yı gösterdiğinde Cahit Sıtkı Tarancı, ünlü şiiri “Otuz Beş Yaş” ile katıldığı CHP Şiir Ödülü’nü kazanır. Bu ödül artık onun adını tüm ilkeye duyurmuştur. 1951 yılında ise şair, Cavidan Tınaz ile evlenir. Ancak Cahit Sıtkı, birkaç yıl sonra geçirdiği bir kriz neticesinde felç olur ve birçok hastanede tedavi görür. Daha sonra devlet tarafından Tarancı, Viyana’ya götürülür. Burada tedavi gören Cahit Sıtkı Tarancı, yaşamı boyunca yaşadığı ölüm hissini 12 Ekim 1956 yılında tadar ve hayata gözlerini yumar. Şairin Diyarbakır’da ki evi 1973’ten itibaren “Cahit Sıtkı Müze Evi” olarak ziyaretçilerini beklemektedir.

Cahit Sıtkı Tarancı’’nın Yazım Hayatı

Cahit Sıtkı, edebiyata ne zaman başladığını Can Yayınları’ndan çıkan ve Asım Bezirci tarafından derlenen “Otuz Beş Yaş” kitabının giriş kısmında yapılan konuşma da şu şekilde anlatmaktadır;

-Edebiyata karşı ilk ilgi sizde ne zaman ve nasıl uyandı?
-İlkokulda iken Namık Kemal’in Tevfik Fikret’in, Mehmet Emin’in şiirlerini yüksek sesle okumayı pek severdim. Fransız okuluna geçtiğimde durmamacasına roman okumak tutkusuna kapıldım. Yine o tarihlerde Diyarbakır’daki kız kardeşime uzun uzun manzum mektuplar yazdığımı hatırlıyorum. Fakat bende edebiyata özellikle şiire karşı gerçek ve köklü denilebilecek ilk ilgi Galatasaray onuncu sınıfta sıra arkadaşım Ziya Osman Saba’nın yardımıyla tanıdığım Baudelaire ile başlar. Bu dev Fransız şairini içime sindire sindire okuduktan sonradır ki, şiir yazmak benim için soluk almak, yemek içmek kadar doğal bir yaşam eylemi oldu.

Cahit Sıtkı, edebiyata başlama macerasını bu şekilde anlatır. Daha sonra şair, ilk şiirlerini lise çağında çeşitli dergilerde yayımlar. Mülkiye Mektebi’ne devam ettiği yıllarda “Ömrümde Sükût” adlı kitapta şiirlerini toplayarak yayımlar. Bu onun ilk kitabıdır. Cavidan Tınaz ile yaptığı evlilik yıllarında yazdığı şiirleri ise Tarancı, “Düşten Güzel” adlı kitapta toplar. Cahit Sıtkı, vezin ve uyaktan kopamamış ancak bu kurallar çerçevesinde şiire farklı bir boyut kazandırmıştır. Sanat için sanat ilkesi ile şiir yazan Tarancı, şiirlerinde ölüm temasına fazlaca yer yermiştir. Bunun yanı sıra yalnızlık, çocukluğuna duyduğu özlem de onun şiirine giren konular arasındadır.

Şiirleri
• Ömrümde Sükût (1933)
• Otuz Beş Yaş (1946)
• Düşten Güzel (1952)
• Sonrası (1957)

Cahit Sıtkı’nın ölümünden sonra;

Ziya’ya Mektuplar
Gün Eksilmesin Penceremden( Öykülerinin derlemesi)

Cahit Sıtkı Tarancı’dan bir şiir…

Abbas

Haydi Abbas, vakit tamam;
Akşam diyordun işte oldu akşam.
Kur bakalım çilingir soframızı;
Dinsin artık bu kalb ağrısı.
Şu ağacın gölgesinde olsun;
Tam kenarında havuzun.
Aya haber sal çıksın bu gece;
Görünsün şöyle gönlümce.
Bas kırbacı sihirli seccadeye,
Göster hükmettiğini mesafeye
Ve zamana.
Katıp tozu dumana,
Var git,
Böyle ferman etti Cahit,
Al getir ilk sevgiliyi Beşiktaş’tan;
Yaşamak istiyorum gençliğimi yeni baştan.

Cahit Sıtkı TARANCI


Yazar: Canan Yıldırım