Türkistan'da yetişen büyük velilerdendir. Adı Ahmet bin İbrahim bin İlyas Yesevi olup, Piri Sultan, Hoca Ahmet, Kul Hace Ahmet diye de tanınır. Babası Hace İbrahim'in nesebi Hz. Ali’nin oğlu Muhammet bin Hanefi'ye dayanır. Hicri 5.asrın ortalarında doğduğu tahmin edilmektedir. Ahmet Yesevi çok küçük yaşta babasını, 7 yaşında da annesini kaybetmiştir. Yesi şehrinde ilim ve terbiye tahsil etmiştir. Bundan dolayı YESEVİ nisbetiyle şöhret bulduğu kabul edilmiştir. Yesi'de, önce Arslan Baba’dan ders aldı. Arslan Baba'nın vefatıyla Buhara'ya gitti. Orada Yusuf Hamedani’ye bağlandı ve manevi ilimleri tahsil etti. İnsanlara doğru yolu göstermek için ondan icazet (diploma) aldı. Hoca Ahmet Yesevi Buhara'da bir müddet ders verdi. Daha sonra bu vazifeyi başkasına devredip Yesi'ye döndü ve burada talebe yetiştirmeye başladı. Büyüklüğü ve şöhreti kısa zamanda Maveraünnehir, Horasan ve Harzem dolaylarına yayıldı. Zamanın en büyük ve üstün evliyalarından oldu. Ahmet Yesevi yetiştirdiği öğrencilerinin her birini bir memlekete göndermek suretiyle İslamiyetin doğru olarak öğretilip yayılmasını sağladı. Onun bu şekilde gönderdiği talebelerinden bir kısmı da Anadolu’ya geldiler. Bu vesileyle onun öğretisi Anadolu’da yayılıp tanındı. Anadolu’nun Türklere yurt olması, onun manevi işaretiyle hazırlandı. Öğrencilerinin gayretiyle Anadolu ebediyyen Türk yurdu oldu. Ahmet Yesevi’nin en önemli özelliği, Arapça ve Farsça bilmesine rağmen çok sade bir Türkçe ile Hikmet denilen eğitici sözleri, Türkistan Türkleri üzerinde büyük izleri bırakmış olmasıdır. Mansur Ata, Abdulmelik Ata, Süleyman Hakim Ata, Muhammed Danişmend, Muhammed Buhari (Sarı Saltuk) Zengi Ata, Tac Ata gibi isimler Ahmet Yesevi’nin öğrencileridir.Ahmet Yesevi’nin bu öğrencileri Anadolu’da Ahi Evran, Hacı Bektaş, Mevlana, Taptuk Emre, Yunus Emre gibi isimleri yetiştirmişlerdir.Bu isimler Anadolu’da, Ahmet Yesevi’nin çizdiği yolda ilerlemişler ve Türk dilini, edebiyatını, kültürünü en güzel haliyle gelecek nesillere aktarmışlardır. Sade bir Türkçe ile Halkın anlayacağı, sohbet tarzındaki HİKMET adlı şiirleri, Çin'den, Marmara sahillerine kadar yayılıp, Türk Milletine manevi ışık olmuştur.63 yaşından itibaren yerin altında bir odada yaşamıştır. Ahmet Yesevi Hicri 590 (1194)’ da Yesi şehrinde vefat etmiştir. Kabri üzerine türbe, 200 yıl sonra, Timur Han tarafından inşa edilmiştir.


DİVAN-I HİKMET

DİVAN-I HİKMET: 12. yüzyılda Ahmet Yesevi tarafından dörtlüklerle ve hece ölçüsüyle yazılmış dini, tasavvufi ve öğretici bir eserdir.
Dörtlüklerin her birine “hikmet” adı verilmiş ve bu hikmetler Orta Asya ve Anadolu’da yayılarak halkı derinden etkilemiştir.
Orta Asya ve Türk boylarının bulunduğu bölgelerde yüzyıllarca sevilerek okunan “Bakırgan Kitabı”nın yazarı olan Hakim Süleyman Ata Ahmet Yesevi’nin haleflerinden biridir.Onun eseri de dini, tasavvufi ve öğretici şiirlerden oluşmaktadır.