Tik

Yapılan araştırmalara göre cinsiyetle bağlantısı olduğu belirtilmiştir. Genellikle erkek çocuklarında daha fazla rastlanır

Halk arasında seyirce de denilen tikler, vücuttaki kasların istemsiz olarak hareket etmesine denir. Genellikle belirli aralıklarla tekrarlanır. Bedende farklı noktalarda görülenleri olsa da en çok yüz hatlarında görüldüğü araştırmalar sonucunda belirlenmiştir. Bu bölgedeki tikler genellikle göz kırpma, kaşları indirip kaldırma, burnu oynatma, başı hareket ettirme, omuz oynatma şeklindedir. Bazen burun çekme,boğazı temizleme de tiklere verilebilecek örneklerdendir.Tikler bazen bir kasta başlayıp o kasta devam edebilir,bazen de tik olan kastan başka bir kasa geçiş yapabilir.

Yapılan araştırmalara göre cinsiyetle bağlantısı olduğu belirtilmiştir. Genellikle erkek çocuklarında daha fazla rastlanır. Her ne kadar erken yaşta görülse de ortalama 6–7 yaşından sonra başlar.

Tik Nedenleri:
Çoğunlukla içsel gerilimlerin, aşırı gerginliklerin, sıkıntı, kaygı, çatışma ve bunalımların tiklere sebep olduğu gözlenmiştir. Bu tür bunalım ve kaygı problemleriyle başa çıkamayan çocukların, bunlardan kurtulmak için yüz hatlarını ve vücudundaki organları harekete geçirmesi sonucunda kaslarda birtakım istemsiz hareketler meydana gelir. Bunların süreklilik göstermesi ve belli aralıklarla devam etmesi o kişide tiklerin başladığına işarettir.

Tikler başlangıçta, herhangi bir rahatsızlık veya bir durumun reddiyle başlasa da daha sonraları kasta yerleşip otomatik hale gelebilir.

Bazen de meydana geldiği kasta uzun süre devam eden tiklerin fiziksel tahribata neden olmasından kaynaklı devam edebilir.

Tikler bazen korkunç, ürkütücü, dramatik bir olaya tanık olmakla da başlayabilir. Örneğin ani olarak yüzüne tokat atılan bir çocuğun, tokattan sonra vücudunda bu tür istemsiz hareketler meydana gelebilir.

En önemli nedenlerinden biri de taklittir. Çocuk kendisine yakın olan anne, baba veya aile bireylerinden birinde, çevresinde, okul arkadaşlarında veya kendisini özdeşleştirdiği herhangi birinde gördüğü bu kas hareketlerini taklit edebilir. Taklit sonucunda kaslar istemsiz olarak çalışmaya başlayabilir ve bu durum taklitten uzaklaşıp otomatikleşebilir.

Kannere’e göre tik sahiplerindeki belirgin özellikler:
Belirgin şekilde huzursuzluk
Fazla duyarlılık, alınganlık, sıkılganlık
Bencillik, kaprislilik, şımarıklık
Çabuk heyecanlanma, kolay kızma ve kırılma, bozulma
Yorgun, yılgın

Tiklerin genelde kendilerinden çok şey beklenen, yeteneklerinin çok üstünde zorlanan, baskı altında tutulan, sürekli olarak kıyaslanan, sürekli stres ve kaygı ortamında bulunan, sevgisiz ortamda büyüyüp aşağılanan ve hor görülen çocuklarda görüldüğü saptanmıştır.

Sonuç olarak tike sahip olan çocuğun öncelikle tik oluşma sebepleri araştırılmalı, sebeplerin organik mi yoksa davranışsal mı olduğu belirlenmeli, kaygı, stres vs. durumu en aza indirilmelidir. Anne ve babalar tik üzerinde fazla durmamalı, öğretmen bu konuda mutlaka bilgilendirilmeli; çocuk bu durumu yüzünden cezalandırılmamalı, aşağılanıp, sürekli yapmaması yönünde baskı altında tutulmamalıdır. Çünkü tikler genellikle geçicidir ve en geç ergenlik döneminde sönmesi beklenir.
Bu çağdan sonra da devam eden ve ruhsal kökenli tiklerde çocuklara oyun terapisi, psikoterapi, grup terapisi uygulanabilir.

Hicran KILIÇ
Okul Öncesi Eğitimi ve Çocuk Gelişimi Öğretmeni

.ALINTIDIR.