Okul Başarısını Etkileyen Faktörler

İster ilkokula, ister üniversiteye gitsin bir çocuğun eğitim başarısını yükseltmek konusunda anne ve babaya önemli görevler düşmektedir.

İster ilkokula, ister üniversiteye gitsin bir çocuğun eğitim başarısını yükseltmek konusunda anne ve babaya önemli görevler düşmektedir. Ancak anne ve babanın çocuğunun eğitim başarısı konusunda yapabileceklerinin ‘Katkı’ ‘Yardım’ olduğunu akıldan çıkarmamak gerekir. Bu konuda çocuğunuzla işbirliği yapmanız gerekecektir.

1- Ev ve aile ortamı

Özgüven

Otonomi, kendi kendini yönetme

Motivasyon

Başarı konusunda anne ve babanın tutumu ve desteği

Ebeveynin aşırı baskısı

Ebeveynin beklentisi

Stres oluşturan olumsuz ev koşulları

2- Bireysel özellikler

Okul ve öğretmen

1- Ev ve aile ortamı

Özgüven : Öğrenmekten keyif almak büyük ölçüde çocuğun özgüvenine bağlıdır. Yakın çevresi çocuğu tanıyıp onun ihtiyaçlarını fark ederek, karşılamaya çalıştığında özgüven için önemli adım atılır.

Otonomi, kendi kendini yönetme : Anne- baba çocuğun dış dünyayı keşfetmek ve tanımak için yaptığı girişimleri desteklediği, bağımsız olması konusunda çocuğu teşvik ettiği takdirde, çocuk kendi kendine yetmenin hazzını yaşar.

Motivasyon : Anne ve baba ilgilerini geliştirmesi için yeterli kapasiteye sahip olduğu konusunda çocuğu teşvik etmelidir. Bunu sağlamak için küçük yaştan itibaren fırsatlar oluşturulur ve bu fırsatları değerlendirmesi için çocuk cesaretlendirilir.

Başarı konusunda anne babanın tutumu ve desteği : Anne ve baba, çocuğun bireysel kapasitesinin elverdiği oranda yapabileceğinin en iyisini yapmasını bekler. Burada önemli olan, çocuğun başarılarının saygı ile karşılanması, buna karşılık hazır ve yeterli olmadığı bir takım şeyleri başarıp, tamamlaması konusunda baskı yapılmamasıdır. Çalışmaları ailesi tarafından desteklenmeyen ve başarısızlıklarından dolayı eleştirilen çocuk, kendini değersiz bir kişi olarak görür, kendini küçümser. Bu da onun varolan yeteneklerini gizlemesine neden olabilir. Çocuklarına destekleyici bir ortam sağlayan, başarılarıyla ilgilenen, gelecek çalışmaları için onları teşvik eden, onlara sevgi ile yaklaşan ailelerin çocuklarında okul başarısının yüksek olduğu görülür.

Ebeveynin aşırı baskısı : Çocuk erişemeyeceğini düşündüğü yüksek başarıya ulaşmak için aşırı ve sürekli ebeveyn baskısı hissettiği zaman bu sabit baskı ile başa çıkamaz. Buna bağlı olarak da anne ve babasının kendisinden beklediğini düşündüğü başarıyı elde edemez. Aşırı eleştiren anne baba, çoğunlukla kabul görmeyen, ne sevilen ne de kolay sevebilen kişilerdir. Hep sevilmeme korkusunu yaşadıkları için çocuklarının daha başarılı olması için uğraşırlar. Yıkıcı eleştiri, kabul etmeme davranışını da beraberinde getirir. Öte yandan anne babaları tarafından aşırı korunan çocuklarda da okul başarısında düşmenin yani sıra, gece işemeleri, içine kapanma, karin ağrısı, sik sik soğuk algınlığına yakalanma ve utangaçlık görülebilir. Dikkat edilmesi gereken , her başarısızlıktan çıkarılacak derstir. Bir başka nokta ise, çocuğun kendi kendisi ile yarışarak başarı grafiğini yükseltebilmesidir. Çocuğu başarılı arkadaşları ile kıyaslamak yerine kendisiyle kıyaslamak gerekir. Önemli olan çocuğun dünü ile bugünü arasında görülebilen somut farktır.

Ebeveynin beklentisi : Anne ve babanın beklentisi çocuğun yeteneğinin üzerinde ve yüksek olduğu zaman çocuğun cesareti kırılır. Çocuk anne ve babasını hayal kırıklığına uğratmaktan korkar. Oluşan bu başarı ile ilgili kaygı, çocuğu yeni girişimlerden ve denemelerden alıkoyar. Çünkü o böylelikle kendini başarısız olmaktan korumuş olur. Aynı şekilde yüksek beklenti yerine düşük ebeveyn beklentisi karşısında çocuk kendini zorlamaz. Çünkü zaten annesi ondan ödevini tamamlamasını beklememektedir.

Stres oluşturan olumsuz ev koşulları : Günümüzde stres, bireyin ihtiyaçlarının karşılanmamasından ortaya çıkan duygusal gerilim olarak tanımlanmaktadır. Çocukluk stresleri, temel ihtiyaçların karşılanmamasından kaynaklandığı gibi, erişkinle çocuğun algılama farklılıklarından da kaynaklanabilir. Çocuklar için stres yaratan ortamlar arasında anne veya babanın ölümü, boşanmaları, yakın bir aile üyesinin ölümü, anne ve babanın yeniden evlenmesi, seyahate bağlı uzun süreli ebeveynden ayrı kalma, aile içinde hastalık, yeni okul, yeni öğretmen, annenin hamileliği, kardeşin doğumu, okula yeni başlama, okulu bitirme veya taşınma sayılabilir. Anne ve babadan birinin kaybı sonucu oluşan eksik aileden veya boşanma sonucu oluşan dağılmış aileden gelen çocuk bu mutsuz ev ortamında öğrenmeden keyif alıp, haz duyabilmek için gerekli olan duygusal ve sosyal uyaranlardan mahrum kalmış olur. Bu faktörler ve evde oluşturulan gerilim, çocuğun gelişimini olduğu kadar okul yaşamını da olumsuz etkiler. Bu tür ortamlarda çocuğun çabalarının yetersiz bir mücadele şeklinde sürmesi onu kırıklığa uğratır. Kendini yetersiz hissedebilir. Buna bağlı olarak zayıf benlik imajı gelişebilir. Bunun ardından daha ciddi duygusal sorunlar çıkabilir.

2- Bireysel Özellikler

Bilişsel, fiziksel ve duygusal olgunluk yetersizlikleri, okul başarısını etkiler. Bu gelişimsel düzensizlikler genellikle daha çok ergenlik döneminde karşılaşılır. Ergenlik gelişiminin gecikmesi, okul görevleri ile ilgili olarak yoğunlaşmada engelleyici rol oynar. Bu durum kendine güvenin zedelenmesine yol açabilir.

3- Okul ve Öğretmen

Her çocuğun kendini duygusal ve sosyal açıdan güvenli hissedebileceği, korkularını ve güvensizliğini yenebileceği, öğretmeninin ve arkadaşlarının onu seveceği bir ortama ihtiyacı vardır. Ailesi tarafından gerekli ihtiyaçları karşılanan ve kendine güveni olan çocuklar, öğrenmekten zevk alırlar. Okulda bu bunu sağlamak için çocuğa başarabileceği görev ve sorumluluklar verilebilir ve fırsatlar tanınabilir. Böylece çocuk başarı tecrübelerinden yararlanarak güvenini güçlendirir.

Anne- Babalara Öneriler

Ödevini yapmadığı zaman çocuk kendi sorunu öğretmen karşısında kendi başına çözebilme yolları bulmalıdır. Anlaşılmayan sorular için ebeveyne başvurabilmelidir ancak ödevler ebeveynle birlikte yapılmamalıdır.

Çocuğunuza zamanı iyi kullanmasını ve yönetebilmesini öğretin. Programını öyle yapsın ki ders çalışmaya da diğer etkinliklere de zaman ayırabilsin.

Eğer çalışma davranışının sıklığı arttırılmak isteniyorsa, çalışma, hoşlanılan ve sık yapılan bir başka etkinlikten önceye alınabilir. Bu kurala göre çocuğun hoşlandığı etkinliği yapabilmesi için önce belirli bir süre ders çalışması gerekecektir.

Anne baba şunu unutmamalıdır: “Başarisizlik” diye bir şey yoktur. Yalnızca “ögrenilecek dersler” vardır.

Çocuğunuzu iyi tanıyarak beklenti düzeyinizi gerçekçi oluşturabilirsiniz.

Çocuğunuza yapabileceğiniz en büyük yardım ilgi ve yetenekleri doğrultusunda onu yönlendirmek ve ihtiyacı olan desteği ona sağlamaktır.

Çocuğunuzu olduğu gibi, kendisi gibi görmeyi öğrenin.

Anne ve baba olarak geçmiş okul yaşantılarınızdaki başarılarınızı çocuğunuzun tekrarlamasını beklemek ya da elde edemediklerinizi çocuklarınızı zorlayarak elde etmeye çalışmak, yalnızca kendinizi tatmin etmekten öte bir işe yaramaz.

Unutmayın ki, siz sofranızda kitaplardan konuşan, güzel sanatlardan söz eden, (eğitim düzeyiniz ne olursa olsun ) kendini yetiştirmeye çalışan ve okuyan bir bireyseniz, çocuğunuz mutlaka başarılı olacaktır.




.ALINTIDIR.