İnsanın önemli bir dereceye kadar uygarlaşması insanın yaşantıları paylaşma, fikirlerini değiştirmeye bilgiyi bir kuşaktan diğerine aktarma yeteneği sayesinde geliştiği için konuşma çok önemlidir. Konuşma olmadan uygarlığın olmayacağı bir gerçektir. En ilkel toplumlarda bile insanlar birlikte yaşadıkları için birbirleriyle konuşarak anlaşırlar. Ancak bu yolla duygu ve düşüncelerini birbirlerine aktarabilirler ve birbirlerini anlayabilirler. Konuşma insanları hayvanlardan ayıran birkaç yetenekten biridir ve düşünme yetisi ile yakından ilgilidir. Konuşma doğuştan getirilmeyen sonradan öğrenilen bir beceri olduğu için öğrenmeyi etkileyen etmenler konuşmanın öğrenilmesini de etkiler. Konuşmaya uygun olan bir ortalama ve iyi konuşma örneğine sahip olan çocukların konuşmaları daha düzgün olabilir. Öğrenmeyi güçleştiren, gelişmeye ket vuran etmenler de konuşma gelişimine olumsuz etkide bulunur. Konuşmanın öğrenilmesi bir anda sonuçlanan, duruk bir öğrenme olmayıp zamana bağlıdır ve gelişimsel bir özellik gösterir. Her çocuk önce anne-babasının ve yakın çevresinin konuştuğu dili öğrenir. İnsanların iyi ilişkiler kurup işbirliği içinde yaşadıkları, iletişime çok yer verdikleri bir çevrede çocuk; konuşmayı daha çabuk kazanabilmektedir. Özellikle ailedeki kişiler iyi, açık, rahat konuşuyor ve iyi dinleyici iseler çocuk bundan yararlanır. Konuşma için özel tek bir organ yoktur. Konuşma birçok organın birlikte, eşgüdüm içinde çalışması ile oluşan bir iletişim biçimidir ve zamanla otomatik duruma gelir. İnsanın sonradan kazandığı, öğrendiği bir beceridir. Bu öğrenme genellikle taklit yoluyla olur. Bu nedenle çocuk önce en yakınında bulunan ve onunla en çok ilgilenen yetişkinlerin dilini konuşmayı öğrenir. Bu yetişkin kişi ise genellikle annedir. Bu nedenledir ki herhangi bir kişinin dilini öğrenmek istediğimizde –; ana diliniz nedir? Sorusundaki ana sözcüğü bu durumdan kaynaklanmaktadır. Yaşamında önemli bir yer tutan ve doğal bir süreç olan konuşmanın bozuk olması çeşitli nedenlerle bireye büyük sorunlar yaşatabilmektedir. Bu sorunlar dizgesinde kendisinden başlayıp anne, baba, yakın çevre ve öğretmeni de içine alan bir rahatsızlık yumağı oluşur. Konuşmasında herhangi bir bozukluk olan bir kişi, çocukluğundan başlayarak çevre ve kendisiyle ilişkisinde kendini anlama ve kendine bir yer edinmede konuşmasından kaynaklanan çeşitli engelleri aşabilmek için büyük bir uğraş, bir savaş vermek zorunda kalacaktır. Engelli konuşma kişinin gerek aile içi gerekse dışındaki yaşantısında büyük güçlüklere neden olur. Bu güçlükler çeşitli uyum sorunlarına dönüşebileceği gibi, eğitim ve öğrenimi aksatıcı, engelleyici, hatta tıkayıcı bir nitelikte oluşturabilecektir.

.ALINTIDIR.

www.psikologum.com