İnternet Bağımlılığı

Günümüzde hızla gelişen teknolojinin hayatımıza kattığı avantajların yanı sıra dezavantajları da görebilmemiz mümkün. İnternet teknolojisi, akıllı telefonlar ve sürekli kendini yenileyen bilgisayar sistemleri, dünya ile daha hızlı iletişim kurabilmemizi, global çapta yeniliklerden haberdar olabilmemizi, daha fazla bilgi kaynağına ulaşabilmemizi sağlıyor. Ancak bunun yanında, yakın sosyal ilişkilerden uzaklaşma, dijital dünyaya uygun zihinsel süreçler geliştirmeye bağlı olarak somuttan soyuta doğru kontrolsüz bir akışın da hayatlarımıza girdiği bir gerçek. Geçmişi, renkli televizyon mucizesine tanık olmak, evlere bağlanan ilk telefonları görmek gibi deneyimlere uzanan orta ve ileri yaş kuşakları için, baş döndürücü hızla ilerleyen teknolojinin olumsuz etkilerine karşı korunmak çok daha kolay. Bu kuşaklar iki farklı teknoloji devrini de yaşamış olmanın avantajı ile seçimler yapabiliyor, bir yeniliği kabul ederken, bir diğerini hayatının dışında tutmayı tercih edebiliyor. Ancak genç kuşaklar için böyle bir seçim şansı neredeyse yok gibi. Onlar teknoloji dünyasının içine doğdular ve bundan başka bir yaşamın mümkün olabileceğine dair bir belleğe sahip değiller.

Teknolojinin hayatlarımıza etkisini tartışırken kuşaklar arasındaki bu derin farkı görmezden gelmemek olmaz. Özellikle internet bağımlılığı gibi, çağımızın en büyük bağımlılık problemlerinden birinden söz ediyorsak.

İnternet bağımlılığı, gelişen teknolojinin yaşamımıza soktuğu en önemli sorunlardan biri. Bu bakımdan adı son yıllarda sıkça telaffuz edilmekte. Bu sorunla baş edebilmek için öncelikle ne olduğunu iyi bilmek gerekir.

Bağımlılık, ister bir nesneye, isterse bir davranışa yönelik olsun, en genel anlamda, normal hissedebilmek için bağımlı olunan şeye ihtiyaç duyma ile tanımlanır. Yani, internet bağımlılığı özelinde düşünürsek, internete bağlanmadan geçirilen zamanlarda aşırı gergin ve huzursuz hissetme, internette aşırı zaman geçirme, başka aktivitelere odaklanamama, yakın çevre ilişkilerinden uzaklaşma, internet kullanımına bağlı olarak ev, iş, okul hayatında başarısızlıklar yaşama, internete bağlanabilmek için dürüst olmayan (hırsızlık, yalan söyleme) yollara başvurma gibi davranışlar bağımlılığa işaret etmektedir.

Dünyanın teknolojik gelişme düzeyi hesaba katıldığında, çocuk ve gençleri internet bağımlılığından ne kadar koruyabiliriz? Öncelikle çocuk ve gençleri internetten ve teknolojiden tamamen uzak tutma çalışmalarının umutsuz bir çaba olduğunu söylemek gerekir. Yukarıda uzun uzun bahsettiğimiz gibi, dijital dünya artık toplum yaşamının vazgeçilmezidir. Bu alanda varlık gösteremeyen bireyler toplum içinde de varlık göstermekte zorlanacaktır. Bu bakımdan çocuk ve gençleri internet bağımlılığından uzak tutmanın yolu, onlara bunu yasaklamak değildir.

Öncelikle çocuk ve gençlerin internete duydukları ihtiyacı anladığımızı ve amacımızın onları dijital dünyadan tamamen koparmak olmadığını, engellemeye çalıştığımızın aşırı kullanımın sağlıksız sonuçları olduğunu mutlaka açıklamalıyız.

Daha sonra internet kullanımı ile ilgili mutlaka bir anlaşma yapmak, ama bu anlaşmayı gerçekten birlikte yapmak önemlidir. Kendilerinin de fikri doğrultusunda yapılan anlaşmalar onlar için daha ciddiye alınabilir görünecektir. Anlaşmaya uyulmadığı takdirde uygulanacak yaptırımlar da birlikte belirlenmelidir. Bu bir çeşit aile içi sözleşme olarak görülebilir.

Diyelim ki tüm bu konuşmaları yaptık ve anlaşmayı hayata geçirdik. Peki şimdi ne olacak? İnternette geçirilen varsayalım 12 saati 3 saate indirdik. Geri kalan 9 saatte ne yapılacak? İşte ailenin asıl sorumluluğu burada başlamaktadır. Eğer bu arta kalan sürede, çocuktan sadece ders çalışmak gibi bireysel çalışmalar bekleniyorsa, ya da diğer aile bireyleri ile birlikte tüm akşam oturup televizyon dizileri izlemek zorunda kalınacaksa, bu anlaşmadan olumlu bir sonuç çıkması beklenemez. Bu nedenle aile bireylerinin tümünün davranış alışkanlıklarını gözden geçirmesi gerekir. Siz çocuğunuzu internet bağımlılığından korumaya çalışırken kendinizi televizyon bağımlılığından koruyamıyorsanız başarı şansınız oldukça düşüktür.

Sonuçta bağımlılıkla başedebilmek için tüm ailenin kendisine yeni davranış alışkanlıkları geliştirmesi gerekli olabilir. Bu tüm aile bireylerinin birlikte ya da tek tek yapacağı aktiviteler olabilir. Aile oyunları, sanatsal aktiviteler, yakın çevre ile bir araya gelme gibi planlar faydalı olabilir. Tüm bu planlanan etkinlikler mutlaka somut sosyalleşme ortamı sağlayabilmelidir. Ancak yine bu etkinliklerin ne olacağına tüm aile oturup hep birlikte karar vermelidir.

Özet olarak, aile bireylerinden birinin yaşadığı tüm diğer problemlerde olduğu gibi, internet bağımlılığında da tek bir bireyin değişimini hedefleyen çabalar eksik ve yararsız olabilmektedir. Sorunun çözümü için tüm aile birlikte hareket edip, gerekli değişimleri birlikte sağlamalıdır. Ancak bu yolla, hem ebeveynler hem de çocuklar, yıpratıcı, uzaklaştırıcı ve çözümsüz gerilimler yaşamaktan korunabilirler.


.alıntıdır.