Eyvah Kardeşim Oluyor!

Çoğu anne baba için ilk çocuktan sonra ikinci çocuğa karar vermesi zor bir durumdur. Bu süreçte anne ve baba bir çocuğa daha karar verdiklerinde aileye yeni bir bireyin katılma serüveni başlar ve ilk çocuğun kardeş kıskançlığı ortaya çıkar. Bu yazımızda aile içi iletişimde sık sık bir problem olarak karşımıza çıkan kardeş kıskançlığını ele alıyoruz.

Paylaşmak Zor Gelir

Kardeş kıskançlığının temelinde anneyi yeni doğan kardeşle paylaşmak istememe ve annenin tek ilgi odağı olma durumunun devam ettirilmesi yatmaktadır. Anneyle kurduğu ve biriciklik temeline dayanan ilişki yeni doğan kardeşle birlikte sarsıldığında çocuk kendini bir rekabet ortamında hisseder. Çocuk her ne kadar ‘kardeşim olsun’ ‘kardeş istiyorum’ gibi istekli görünür olsa da aileye yeni bireyin katılımı ile birlikte kıskançlık belirtileri gösterebilir. Hatta çocuk annenin hamile olduğunu öğrendiği andan itibaren karmaşık duygular yaşamaya başlar.

Kişilik Oluşumunda Etkili

Kardeş kıskançlığı incelendiğinde çocuğun aile içindeki konumunun ve doğum sırasının (birth order) bu kavram üzerinde etkili olduğunu görmekteyiz. Alfred Adler’in Bireysel Psikoloji Kuramı’na göre bireyin aile içindeki konumu ve kardeşler arasındaki ilişki çocuğun kişilik gelişimini doğrudan etkilemektedir. Adler çocuğun doğum sırasının yani en büyük (ilk çocuk), ortanca ve en küçük çocuğun (son çocuk), farklı kişilik eğilimleri geliştirdiklerini ve dünyaya geliş sıralarının farklı olmasından dolayı aile içerisinde kendilerine yükledikleri anlamında farklı olduğunu söylemiştir.



İlk Çocuk: İkinci çocuk doğana kadar ilk çocuk özenle büyütülür. Ailenin başarı beklentisini ve mükemmeliyetçi tavrını en çok hisseden ilk çocuklardır. Büyük çocuk tekliği ve biricikliği yaşar ve sonrasında kardeş doğumu ile birlikte bu ayrıcalıklı ortam son bulur ve büyük çocuk kendini bırakılmış hisseder.

Ortanca Çocuk: İkinci çocuk devamlı kendinden daha güçlü olan büyük kardeşle ve kendinden sonra gelen kardeşin ilgi odağı olma durumu ile baş etmek durumda kalır.

Küçük Çocuk: Aileye en son katılan küçük çocuklar aile içerisinde şımartılan, korunan ve bu sebeple benmerkezci tavırlarını devam ettiren çocuklardır. Bu durum ailedeki küçük çocuğun her zaman çocuk kalmasına yol açar.


Popülerliği Yeniden Kazanma İsteği

Aileye katılan yeni bireyle birlikte çocuk, evdeki tüm dengelerin değişeceği, anne babasının artık kendini sevmeyeceği ve kendisinin ikinci plana atılacağı gibi birtakım düşünceler geliştirmeye başlar. Bu düşünceler kardeşe ve anne babaya karşı kızgınlık ve öfke duyguları geliştirir ve çocuk saldırgan bir biçimde davranır. Çocuk fırsat buldukça kardeşine saldırgan davranabilir. Ona zarar vermek isteyebilir. Kıskançlık nedeniyle çocukta bazı davranış değişiklikleri de meydana gelebilmektedir. Emekleme, bebeksi konuşma, alt ıslatma ve parmak emme gibi yaşından beklenen davranışlarda bir gerileme yaşanabilir. Çocuk tüm bu olumsuz davranışları anne babanın ilgisini yeniden kendi üzerine çekebilmek için sergiler.

Anne - Baba Belirleyici Olur.

Kardeş kıskançlığı birçok anne babanın yakındığı ve çözüm arayışına girdiği bir konu olarak karşımıza çıkmaktadır. Kardeşler arasında gelişmesi doğal karşılanan kardeş kıskançlığı, ebeveynlerin hatalı tutumları neticesinde bir soruna dönüşebilmektedir.



Annenin hamile olduğunu söylemesi ve doğumla birlikte bebeğin eve ilk geldiği günden itibaren çocuk gözlem yapmaya ve olumsuz çıkarımlarda bulunmaya başlar. Anne babanın bakıma ihtiyacı olan bebeğe aşırı ilgi göstermesini, ziyarete gelen aile büyüklerinin kendisini görmezden gelerek devamlı bebeğe ilgi göstermelerini olağan bir durum olarak karşılayamaz. Bebek doğmadan önce ebeveynlerin kardeşin varlığı ile ilgili söyledikleri olumlu ifadeler bebeğin odak noktası olması gerçeğiyle yer değiştirir.

Yaş Farkı Kıskançlığın Dozunu Etkiler

Kardeş ilişkilerinde iki kardeş arasındaki yaş farkı da çok önemlidir. Yapılan araştırmalar yaşları birbirine yakın olan kardeşlerin daha çok çatışma yaşadıklarını fakat duygusal açıdan aralarında bir bağlılık olduğunu göstermektedir.



Bebek Doğmadan Önce Neler Yapılabilir?

Küçük yaşta bir çocuğun kardeşinin olması onu sıkıntıya sokar çünkü çocuğun anneyle olan yoğun iletişimi ve anneye bağımlılığı devam etmektedir. Büyük çocuk dış dünya ile iletişim kurmaya ve okul öncesi eğitime başladığında annesini kardeşi ile paylaşmak çokta farkında olmadığı bir durum halini alır.

Kardeş dünyaya gelmeden çocuğa normal bir seviyede ilgi ve alaka gösterilmelidir. Çocuğa kardeş haberi ile birlikte farklı ve aşırı ilgili davranmak ya da her istediğini yerine getirmek, kardeş doğduktan sonra farklı davranıldığını hissettirerek kıskançlık yaratacaktır.
Kardeş doğmadan önce çocuk psikolojik olarak aileye yeni bir birey katılacağı gerçeğine hazırlanmalıdır. Kardeşle ilgili ‘kardeşini sakın kıskanma’, ‘seni sevmeye devam edeceğiz’ gibi kaygınızı belli eden ve çocuğu da kaygılandıracak olan ifadelerden kaçınılmalıdır.
Kardeşle birlikte evdeki düzenin değişeceği ve annenin kardeşle daha fazla ilgileneceği göz önünde bulundurularak, kardeş doğmadan önce büyük çocuğun bakımı baba ile ortaklaşa yapılmalıdır.
Çocuğun gelişim dönemi uygunsa ‘doğmamış kardeşten hediye’ iyi bir başlangıç olacaktır.


Bebek doğduktan sonra neler yapılabilir ?

Çocuğun yanında bebeğe aşırı ilgi göstermemek gerekir. Misafirler ve aile büyüklerinin devamlı bebekle ilgilenmeleri yerine büyük çocukla da ilgilenmeleri sağlanmalıdır.
Bebeğin varlığını kabullenebilmesi ve hayatına dahil edebilmesi önemlidir. Bu yüzden bebekle ilgili ufak sorumluluklar ve işler verilmeli ve sonrasında çocuk takdir edilmelidir.
Bebeğe zarar vereceği düşünülerek çocuk devamlı göz hapsinde tutulmamalıdır. Bu çocukta ‘kıymetlinizi’ ondan koruyormuşsunuz izlenimi yaratabilir ve kardeşine zarar verme girişimi artabilir. Ona güvendiğinizi hissettirmek zarar verme davranışını azaltacaktır.
Kardeşin doğumu ile birlikte farklı davranmamak gerekir. Çocuğun duruma alışabilmesi için ona zaman vermek ve bunun olağan bir durum olduğunu hissettirmek önemlidir.
Kardeşler arası kıyaslamalardan kesinlikle kaçınılmalıdır.
Kardeşin doğumu ile birlikte çocuk eski günlere, anne ve babasıyla baş başa vakit geçirdiği dönemlere özlem duyabilir. Bunun için anne ya da baba kardeşten bağımsız bir ortamda çocukla vakit geçirmelidir. Anne günleri ya da baba günleri bu konuda ebeveynlere yardımcı olabilir.
Çocuklar arasında bir problem çıktığında büyük olan çocuğa ‘Sen büyüksün, anlıyorsun bizi, yardımcı ol, sen abisin/ablasın’ gibi yaklaşımlarda bulunmamak gerekir. Çocuk diğer çocuğa daha büyük olsa da hala çocuktur ve anne-babadan her şeye rağmen eşit muamele görme ihtiyacı devam eder.
Kardeş kıskançlığı her çocuğun yaşaması muhtemel bir problemdir. Kıskaçlık çocuk gelişimi içerisinde incelendiğinde doğal bir duygudur. Önemli olan çocuğumuzun kıskançlığa bağlı davranış değişikliklerini fark ederek olumlu bir tutum içerisinde bunu atlatmasına yardımcı olmaktır.


.alıntı.