Boşanmanın yükünü çocuklar omuzluyor

ABD’de yapılan bir araştırma, boşanmanın çocuklarda yarattığı travmanın, çocuğun kendi ailesini kurarken bile etkili olduğunu ortaya koydu. Türkiye’de yapılan araştırmalar ve psikiyatristlere göre bizde de durum farklı değil. Berkley Üniversitesi’nden Judith Wallerstein’in, boşanmış ebeveynlerin çocuklarını, yetişkinliğe kadar inceleyen araştırması, San Fransisco’da 100 çocuk üzerinde yapıldı. 25 yıl süren araştırmada, ebeveyni boşanmış çocukların yanı sıra, bu çocuklarla arkadaşlık eden fakat kendi aile ilişkileri iyi olan 44 çocuk ve aileleri de incelendi.

Araştırma sonuçlarına göre iyi aile bağlarına sahip olan çocukların yüzde 80’i evlenirken, boşanan ailelerin çocuklarında bu oran yüzde 60’a düşüyor. Birinci guruptakiler yüzde 61 oranında çocuk sahibi olurken, ikinci grupta oran, yüzde 38. Ayrıca ikinci gruptakilerin yüzde 17’si evliliğini devam ettirmeyi başaramıyor. Diğer çarpıcı sonuç ise, boşanmış ailelerin çocuklarının erken evlenmeye eğilimli olması. Buna rağmen, boşanan ailelerin çocuklarının yüzde 57’si bu erken evliliklerini sürdüremiyor. Diğer grupta boşanma oranı yüzde 25.

Yüksek öğrenim sırasında aileden alınan maddi destek de iki grup arasındaki farklılıkları ortaya koyuyor. Boşanmış ailelerin çocuklarının yüzde 29’u yüksek öğrenim sırasında babalarından maddi destek alıyor; diğer grupta bu oran yüzde 88. Ortaya konan bir başka gerçek ise boşanmış ailelerin çocuklarının yüzde 25’inin 14 yaşından önce içki ve uyuşturucuyla tanışmaları. İyi aile bağlarına sahip çocuklarda bu oran yüzde 9. Wallerstein, boşanmalarda çocuk ne kadar küçük olursa, travmanın da o kadar şiddetli olduğunu vurguluyor.

Boşansanız da arkadaş kalın!

Boşanma sonucu çocuğun yaşadığı travma konusunda Türkiye’de durum nasıl? Görüşlerini aldığımız uzmanlar , ebeveynlere düşen en büyük görevin çocuğa "Biz ayrılmış olabiliriz ama hâlâ senin anne ve babanız" mesajını vermek olduğu konusunda hemfikir.

1998 -1999 ve 2000 yıllarını kapsayan "Evlilik ve Terapisi" adlı bir araştırma yapan Doç. Dr. Armağan Samancı, boşanmanın ailenin bütünlüğüne yönelik olduğunu, bu durumun çocuğun ilerideki hayatına, ilişkilerine ve evliliklerine de yansıdığını vurguladı. Psikiyatrist Dr. Arif Verimli "Ebeveynler mutlaka arkadaş kalmalılar. Ayrıca çocuğa, karşı suçlayıcı tavır takınmamaları gerekir" derken, Psikolog Dr. Mehmet Zararsızoğlu şunları söyledi: "Annenin yanında kalan erkek çocuk, bir baba modeli olmadan, babanın yanında kalan kız çocuk ise anne modeli olmadan büyüyor. Kendi cinsel kimliğini taşımayan birisiyle beraber olmak çocuğun kendi kimliğini de etkiliyor."

Psikolojik yardım şart

Dokuz Eylül Üniversitesi’nden Yard. Doç. Dr. Şüheda Özben İzmir’de 129’u kız, 67’si erkek 196 lise öğrencisi üzerinde bir araştırma gerçekleştirdi. Özden sonuçları şöyle yorumladı: "Geçimsiz, boşanmış ya da ayrı çiftlerin çocukları, birlikte olan çiftlerin çocuklarına göre nevrotik ve antisosyal eğilim gösteriyor. Daha içe kapanık ve depresyona eğilimli oluyorlar. Duygusal kararsızlık, hayattan zevk almama, çeşitli psikolojik belirtiler büyük bölümünde görülüyor."


www.anneyizbiz.com dan alıntıdır.