Besin tercihinin duygusal temelleri

Yemek insanın en temel ve doğal gereksinimi olup iç güdüseldir. Doğal olarak sahip olduğumuz ve doyurulması gereken beslenme güdüsü, çocuk ve anne arasındaki ilişkinin şekline göre yeme davranışı olarak biçimlenir.
Yeme davranışı duygusal ve bilişsel gelişim ile ilgilidir. Yeme davranışı farklı şekillerde nitelendirilebilir. Yemekleri istekle yemek, reddetmek, iştahsızlık, seçmek, düzensiz ve uygun olmayan koşullarda beslenmek, gibi yaşamda erken başlayan özellikler, anoreksiya, bulimia, tıkınırcasına yeme gibi yemeyle bağlantılı tıbbi sorunları kapsayan bu yelpazede sorunların oluşum mekanizması önem taşır.
İnsan yaşamında yiyecek sevgi ve ilginin en erken sembollerinden biridir.Bebeğin ihtiyacı olduğunda uygun miktarda beslenmesi fiziksel ve duygusal olarak sağlıklı olmasını sağlar.
Besinlerin zevkle ve istekle yenmesinden iştah olarak bahsederiz. İştahtan bahsedebilmemiz için öncelikle kişinin açlık ve tokluğu ayırt etmesi gerekir. Besin alımıyla enerji tüketimi arasında denge oluşacak şekilde beslenmeye tokluk denir. Çocuk kendine bakan kişi ile farklı iletişim yolları geliştirir. Bu ilişkiyi kuramazsa iştahtan ve mutluluktan eksik bir ortam oluşur. Bağımsızlık savaşını yeme üzerinden gösterebilir. Annenin ilgisini çekmek için veya kızgınlık ifadesi olarak yemeği reddeder.
Doğumdan itibaren bebeğin acıktığında beslenmesi, beslerken göz kontağı ve temasla duygusal desteği önemlidir. Eline Bir şey alıp yemeğe çalıştığında engellememek, çiğnemeyi öğrendiğinde katı gıdaya geçmek, farklı besin gruplarını aralıklı olarak denetmek, ısrar etmeden kabullendirmek Sağlıklı Beslenmenin temelini oluşturur.


.alıntı.