Bugün mekanlarda, mobilyalarda, aksesuarlarda gördüğümüz geometrik şekillerin basit ritmlerle bir araya getirilmesine dayanan minimalizm, Amerka Birleşik Devletleri'nde 1960'lı yılların başında ortaya çıktı.



Çıkış noktasının "gösterişçi", "abstract expressionism" e bir karşı tavır ve yaratıcının kişiliğini apaçık ortaya koymayan materyal, form ve prosedür arayışları olduğunu söyleyebiliriz.



Pel çok gözlemci ortaya çıkan bu eserleri ulaşılmaz, daha da kötüsü tekdüzelik ve sıkıcılıktan neredeyse yorgun düşmüş olarak yargılamışlardır.



Minimalistler, estetik düşünce sınırını denenmemiş fikirlere doğru itmişlerdir.



Belki de geçtiğimiz yüzyılın en karşı koyulmaz "multidispliner" estetik anlayışı diyebileceğimiz minimalizm, bugün de yankılanmaya devam etmekte ve sanat, tasarım ve kültür alanlarında geleceği göstermektedir.



Minimalist olarak tanımlayabileceğimiz pek çok eser, minimalizm ve maksimalizm olarak adlandırdığımız iki zıt olgunun ya da formun birbiriyle olan dialektiketkilenişiminden doğmuştur.



Minimalist olarak adlandırabileceğimiz sanatçıların tümü de bu geleneğe bağlı kalarak, belki sıra dışı diyebileceğimiz sonuçlar çıkartmışlar ve bunu her seferinde mükemmel sanat yapıları yaratarak başarmışlardır.

Derin Sarıyer