Aynı durumdayım ve her cümlenize katılıyorum hocam. Kadro, gidipte gelmemeyi göze almanın hediyesi gibi oldu. İstanbul'un göbeğinden ücra bir köye, sözleşmeli ve bilinçli olarak tercih ettiğim bir okula atandım. Şu an pişman değilim, bana çok şey kattığını ve katacağını düşünüyorum. Hayata bakış açınız değişiyor, eskiden üzülüp sinirlendiğiniz şeylerin ne boş olduğunu, insanların ne şartlarda yaşadığını görünce anlıyorsunuz. Özellikle şu zamanda doğudaki çocukların, Atatürkçü öğretmenlere ihtiyaçları var. Alt tarafı üç sene, gidip vatana hizmet etme duygusunu yaşayın derim ben. Evet şartlar sabır sınırlarını bazen zorluyor ama yinede günler güzel geçiyor benim penceremden bakınca. Köyde dilini bilmediğim için doğru düzgün konuşamadığım velilerim tayinim çıkıpta giderim diye endişeleniyorlar. İster metropolde olsun ister kırsalda çocuk her yerde çocuk, ne dediğini bazen anlamasalarda hepsi oyun delisi yaramazlar ve tabi öğretmene ihtiyaçları var![]()