sedef susuz kaldı


             

Ä°letiÅŸim


 05xx xxx xx xx


vbnetron


[email protected]

×

sedef susuz kaldı

  • #1
    @su@ - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    23.Ağustos.2009
    Nereden
    ankara
    Mesajlar
    7,002
    @@su@



    sedef susuz kaldı





    SEDEF SUSUZ KALDI

    Mahkeme salonunda, seksenlerindeki yaşlı çiftin durumu içler acısıydı. Adam inatçı bakışlarla suskun. Nine'nin ağlamaktan iyice çukurlaşmış gözleri ve keskin çizgileriyle bıkkın bakışları süzüyordu etrafını.... Ve hakim tokmak vuruşuyla, sözü yaşlı kadına verdi, hakim..."Anlat teyze neden boşanmak istiyorsun?" Yaşlı kadın derin bir nefes çektikten sonra baş örtüsüyle ağzını aralayıp, kasılmış sesiyle konuşmaya başladı. "Bu herif yetti gari, 50 yıldır beni hayattan....."

    Sonra uzunca bir sessizlik hakim oldu mahkeme salonunda. Sessizlik bu tür haberleri her gün manşet yapan gazetecilerden birinin flaşıyla bozuldu, kim bilir nasıl bir manşet atacaklardı, yaşanmış 50 yılın ardından. Çok sayıda gazeteci izliyordu davayı, kadın neler diyecekti? Herkes onu dinliyordu.

    Yaşlı kadının gözleri doldu ve devam etti: "Bizim bir sedef çiçeği vardı, çok sevdiğim.. O bilmez... 50 yıl önceydi.... O çiçeği, bana verdiği çiçeklerin arasından kopardığım bir yaprağı tohumlamıştım, öyle büyüttüm... yavrumuz olmadı, onları yavrum bildim... Bir süre sonra çiçek kurumaya başladı. O zaman adak adadım.... Her gece güneş açmadan önce bir tas suyla sulayacağım onu diye.. İyi gelirmiş dedilerdi.. 50 yıl oldu, bu herif bir gece kalkıp, bir kere de bu çiçeği ben sulayım demedi... Ta ki geçen geceye kadar..O gece takatim kesilmiş.. Uyuyakalmışım.....Ben böyle bir adamla 50 yıl geçirdim.... Hayatımı, umudumu her şeyimi verdim... Ondan hiçbir şey göremedim... Bir kerecik olsun, benim bildiğim görevlerden birisini yapmasını bekledim... Onsuz daha iyiyim, yemin ederim."

    Hakim, yaşlı adama dönerek; "Diyeceğin bir şey var mı baba?" dedi. Yaşlı adam bastonla zor yürüdüğü kürsüye, o ana kadar suçlanmış olmanın utangaçlığını hissettiren yüz ifadesiyle hakime yöneldi; "Askerliğimi, Reisicumhur köşkünde bahçevan olarak yaptım, o bahçenin görkemli görünümüyle büyümesi için emeklerimi verdim... Fadime'mi de orada tanıdım... Sedefleri de... Ona en güzel çiçeklerden buketler verdim. O çiçeklerle doludur bahçesi.. Kokusuna taptığım perişan eder yüreğimi... İlk evlendiğimiz günlerin birinde boyun ağrısından onu hekime götürdüm... Hekim çok uzun süre uyanmadan yatarsa boynundaki kireç sertleşir, kötüleşir dedi... Her gece uykusunu bölüp, uyansın, gezinsin dedi... Hekimi pek dinlemedi bizim hatun... Lafım geçmedi.. O günlerde tesadüf bu çiçek kurudu... Ben ona 'gece sularsan geçer" dedim... Adak dilettim...Her gece onu uyandırdım. Ve onu seyrettim.. O sevdiğim kadının yavrusu bildiği çiçekleri sularken seyrettim. Her gece o çiçek ben oldum sanki... Ona bu yüzden tapabilirdim..." dedi adam, o yaştaki bir adamdan beklenmeyecek ifadelerle... "Her gece o yattıktan sonra uyandım... Saksıdaki suyu boşalttım.. Sedef gece sulanmayı sevmez, hakim bey.... Geçen gece de, yaşlılık, ben de uyanamadım... Uyandıramadım. Çiçek susuz kalırdı amma, kadınımın boynu yine azabilirdi... Suçlandım.. Sesimi çıkartamadım.." O an mahkeme salonunda her şey sustu...
    söylediklerinize dikkat edin , düşüncelerinize dönüşür...
    düşüncelerinize dikkat edin , duygulanıza dönüşür...
    duygularınıza dikkat edin , davranışlarınıza dönüşür...
    davranışlarınıza dikkat edin , alışkanlıklarınıza dönüşür...
    alışkanlıklarınıza dikkat edin , değerlerinize dönüşür...
    değerlerinize dikkat edin , karakterinize dönüşür...
    karakterinize dikkat edin , kaderinize dönüşür...

  • #2
    the_one - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    30.Mart.2010
    Nereden
    Kocaeli
    Mesajlar
    455
    @the_one







    güzel bir hikaye sonuna kadar heycanla okudum hiç duymadıgım bir hikayeydi.bende bir hikaye biliyorum güzeldir umarım beyenirsin


    Kıza bir partide rastlamıştı.. Harika birşeydi. O Gün peşinde o kadar
    delikanlı vardı ki... Partinin sonunda kızı kahve içmeye davet etti.
    Kız parti boyu dikkatini çekmeyen oğlanın davetine şaşırdı ama tam bir
    kibarlık gösterisi yaparak kabul etti. Hemen köşedeki şirin kafeye oturdular.
    Delikanlı öyle heyecanlıydı ki, kalbinin çarpmasından konuşamıyordu.
    Onun bu hali kızın da huzurunu kaçırdı...


    “Ben artık gideyim” demeye hazırlanırken, delikanlı birden garsonu çağırdı.



    “Bana biraz Tuz getirir misiniz” dedi. “Kahveme koymak için.”



    Yan masalardan bile şaşkın yüzler delikanlıya baktı. Kahveye tuz! Delikanlı
    kıpkırmızı oldu utançtan ama Tuzu kahvesine döktü ve içmeye başladı.

    Kız, merakla “Garip bir ağız tadınız var.” dedi.. Delikanlı anlattı: “Çocukken
    deniz kenarında yaşardık. Hep deniz kenarında ve denizde oynardım.
    Denizin Tuzlu Suyunun tadı ağzımdan hiç eksilmedi. Bu tatla büyüdüm ben.
    Bu tadı çok sevdim. Kahveme tuz koymam bundan. Ne zaman o tuzlu tadı
    dilimde hissetsem, çocukluğumu, deniz kenarındaki evimizi ve mutlu
    ailemi hatırlıyorum... Annemle babam hala o deniz kenarında oturuyorlar.
    Onları ve evimi öyle özlüyorum ki...”



    Bunları söylerken gözleri nemlenmişti delikanlının... Kız dinlediklerinden
    çok duygulanmıştı. İçini bu kadar samimi döken, evini, Ailesini bu kadar
    özleyen bir adam, evi, Aileyi seven biri olmalıydı. Evini düşünen, evini
    arayan, evini sakınan biri... Ev duyusu olan biri... Kız da konuşmaya
    başladı. Onun da evi uzaklardaydı. Çocukluğu gibi...

    O da ailesini anlattı. Çok şirin bir sohbet olmuştu... Tatlı ve sıcak.
    Ve de bu sohbet öykümüzün harikulade güzel başlangıcı olmuştu tabii...
    Buluşmaya devam ettiler ve her güzel öyküde olduğu gibi, prenses,
    prensle evlendi. Ve de sonuna kadar çok mutlu yaşadılar. Prenses
    ne zaman kahve yapsa prensine içine bir kaşık tuz koydu, hayat boyu...
    Onun böyle sevdiğini biliyordu çünkü...



    40 yıl sonra, adam dünyaya veda etti. “Ölümümden sonra aç” diye
    bir mektup bırakmıştı sevgili karısına. Şöyle diyordu, satırlarında: “Sevgilim,
    bir tanem. Lütfen beni affet. Bütün hayatımızı bir yalan üzerine kurduğum
    için beni affet. Sana hayatımda bir tek kere yalan söyledim.. Tuzlu kahvede.

    İlk buluştuğumuz Günü hatırlıyor musun? Öyle heyecanlı ve gergindim ki,
    şeker diyecekken ‘Tuz’ çıktı ağzımdan. Sen ve herkes bana bakarken,
    değiştirmeye o kadar utandım ki, yalanla devam ettim. Bu yalanın bizim
    ilişkimizin temeli olacağı hiç aklıma gelmemişti. Sana gerçeği anlatmayı
    defalarca düşündüm. Ama her defasında korkudan vazgeçtim.
    Şimdi ölüyorum ve artık korkmam için hiçbir sebep yok...



    İşte gerçek: Ben tuzlu kahve sevmem! O garip ve rezil bir tat.
    Ama seni tanıdığım andan itibaren bu rezil kahveyi içtim.
    Hem de zerre pişmanlık duymadan. Seninle olmak hayatımın
    en büyük mutluluğu idi ve ben bu mutluluğu tuzlu kahveye borçluydum.
    Dünyaya bir daha gelsem, herşeyi yeniden yaşamak, seni yeniden
    tanımak ve bütün hayatımı yeniden seninle geçirmek isterim,
    ikinci bir hayat boyu daha tuzlu kahve içmek zorunda kalsam da...”



    Yaşlı kadının gözyaşları mektubu sırılsıklam ıslattı. Lafı açıldığında
    birgün biri, kadına “Tuzlu kahve nasıl bir şey?” diye soracak oldu..

    Gözleri nemlendi kadının...
    Çok tatlı!.. dedi...

  • #3
    @su@ - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    23.Ağustos.2009
    Nereden
    ankara
    Mesajlar
    7,002
    @@su@







    hikeyi beyenemenize sevindim

    sizin anlattığını hikayeyi daha önce okumuştum çok güzel

    teşekkürler
    söylediklerinize dikkat edin , düşüncelerinize dönüşür...
    düşüncelerinize dikkat edin , duygulanıza dönüşür...
    duygularınıza dikkat edin , davranışlarınıza dönüşür...
    davranışlarınıza dikkat edin , alışkanlıklarınıza dönüşür...
    alışkanlıklarınıza dikkat edin , değerlerinize dönüşür...
    değerlerinize dikkat edin , karakterinize dönüşür...
    karakterinize dikkat edin , kaderinize dönüşür...

  • #4
    pamukkale05 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    04.Aralık.2009
    Nereden
    her yerde
    Mesajlar
    1,966
    @pamukkale05







    her iki hikaye de çok güzel gençken bende de vardı bu tarz hikayeler

  • #5
    the_one - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    30.Mart.2010
    Nereden
    Kocaeli
    Mesajlar
    455
    @the_one







    demek bu hikayeyi biliyodun.ben bir motor kullanıcısıyım.bildigim bir hikaye daha var genelde bunu büyün motor kullanıcıları bilir.



    Bir kız ve bir delikanlı, bir motosikletin üzerinde 180 Km hızla gidiyorlar ve aralarında şöyle bir konuşma geçiyor

    EBRU : Lütfen yavaşla, ben korkuyorum.

    MURAT : Hayır, bak ne kadar eğlenceli.

    EBRU : Lütfen, lütfen, çok korkuyorum.

    MURAT : Peki, beni sevdiğini söyle.

    EBRU : Seni çok seviyorum, lütfen yavaşla.

    MURAT : Şimdi de bana sıkıca sarıl.

    EBRU delikanlıya sıkıca sarılır.

    MURAT: Şapkamı alıp, kendine takar mısın? Başımı çok sıktı..

    Ertesi gün gazetelerde şöyle bir haber çıktı:

    MOTOSİKLET KAZASI

    Motosiklet, fren arızası nedeniyle, bir binaya çarptı. Üzerindeki 2 kişiden sadece biri kurtuldu.

    Gerçek ise şöyleydi Yolun yarısında, delikanlı frenlerin bozulduğunu anlamış ama bunu kıza belli etmek istememişti. Bunun yerine, kızdan kendisini sevdiğini söylemesini istemiş ve kendisine son defa sarılmasını istemişti.Sonra da kendi ölümü pahasına, kızın başlığı takmasını ve hayatta kalmasını sağlamıştı.

  • #6
    Kübra AKÇİMEN - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    16.Haziran.2009
    Nereden
    umut şehrii
    Mesajlar
    16,879
    @Kübra AKÇİMEN







    güzell hikayelerr için teşkkürlerr

  • #7
    @su@ - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    23.Ağustos.2009
    Nereden
    ankara
    Mesajlar
    7,002
    @@su@







    Alıntı pamukkale05 Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    her iki hikaye de çok güzel gençken bende de vardı bu tarz hikayeler
    rica ederim

    Alıntı the_one Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    demek bu hikayeyi biliyodun.ben bir motor kullanıcısıyım.bildigim bir hikaye daha var genelde bunu büyün motor kullanıcıları bilir.



    Bir kız ve bir delikanlı, bir motosikletin üzerinde 180 Km hızla gidiyorlar ve aralarında şöyle bir konuşma geçiyor

    EBRU : Lütfen yavaşla, ben korkuyorum.

    MURAT : Hayır, bak ne kadar eğlenceli.

    EBRU : Lütfen, lütfen, çok korkuyorum.

    MURAT : Peki, beni sevdiğini söyle.

    EBRU : Seni çok seviyorum, lütfen yavaşla.

    MURAT : Şimdi de bana sıkıca sarıl.

    EBRU delikanlıya sıkıca sarılır.

    MURAT: Şapkamı alıp, kendine takar mısın? Başımı çok sıktı..

    Ertesi gün gazetelerde şöyle bir haber çıktı:

    MOTOSİKLET KAZASI

    Motosiklet, fren arızası nedeniyle, bir binaya çarptı. Üzerindeki 2 kişiden sadece biri kurtuldu.

    Gerçek ise şöyleydi Yolun yarısında, delikanlı frenlerin bozulduğunu anlamış ama bunu kıza belli etmek istememişti. Bunun yerine, kızdan kendisini sevdiğini söylemesini istemiş ve kendisine son defa sarılmasını istemişti.Sonra da kendi ölümü pahasına, kızın başlığı takmasını ve hayatta kalmasını sağlamıştı.
    bu tarz hikayelerinin hemen hepsini bildiğim gibi bunuda biliyorum yinede teşekkürler

    Alıntı umudışığı Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    güzell hikayelerr için teşkkürlerr
    rica ederim
    söylediklerinize dikkat edin , düşüncelerinize dönüşür...
    düşüncelerinize dikkat edin , duygulanıza dönüşür...
    duygularınıza dikkat edin , davranışlarınıza dönüşür...
    davranışlarınıza dikkat edin , alışkanlıklarınıza dönüşür...
    alışkanlıklarınıza dikkat edin , değerlerinize dönüşür...
    değerlerinize dikkat edin , karakterinize dönüşür...
    karakterinize dikkat edin , kaderinize dönüşür...

  • YORUM BIRAKMAK İÇİN ÜYE OLMALISINIZ !

    ÜYE OLMAK İÇİN TIKLA

    Benzer Konular

    1. susuz kalamam
      Konu Sahibi damlas Forum ETKİNLİK İSTEKLERİNİZ
      Cevap: 1
      Son Mesaj : 05.Haziran.2011, 15:00
    2. Eğitim için susuz kaldılar!!!
      Konu Sahibi Sevim ERGENE Forum GÜNCEL EĞİTİM HABERLERİ
      Cevap: 1
      Son Mesaj : 06.Mart.2011, 15:53
    3. SUSUZ EV
      Konu Sahibi Emel Hoca Forum SERBEST KÜRSÜ
      Cevap: 7
      Son Mesaj : 23.Ağustos.2010, 20:00
    4. İSTANBUL SUSUZ KALACAK!
      Konu Sahibi TURKUAZ-E Forum GÜNCEL HABERLER
      Cevap: 0
      Son Mesaj : 06.Ağustos.2010, 13:16
    5. Sedef hastalığının tedavisi var mı?
      Konu Sahibi Emine TURAN TUNÇ Forum SAĞLIK
      Cevap: 1
      Son Mesaj : 27.Haziran.2010, 18:46

    Yetkileriniz

    • Konu Acma Yetkiniz Yok
    • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
    • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
    • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
    •  

    Giriş

    Facebook ile Baglan Giriş