Görücülerinizin davranışları çok çirkinmiş hocam evden kovsanız az bile . Allah kalbinize göre kalp nasip etsin ..
malesef misafir deyip göz yumuyoruz.ALLAHÜ TEALA CÜMLEMİZİN GÖNLÜNE GÖRE VERSİN.
HOCAM BOŞANMALARIN %95İ PARA YÜZÜNDEN OLUYOR.YOK EVLEDİĞİMİZDE BUNU ALMADIN YOK ANNEN GİL BUNU YAPMADI.EVLENDİM DİYE AİLEME YARDIM ETMEYİ BIRAKMAM.ÇOK SAÇMA ŞEYLER VAR.BENİM TANIDIĞIM BİR BAYAN VARDI DÜĞÜNE 10 GÜN KALA MİLLETE DAVETİYE DAĞITMIŞLAR ERKEK TARAFI İSTEDİĞİ PERDEYİ ALMAMIŞ DİYE NİŞAN GERİ OLMUŞ KIZ 35 YAŞINI GEÇMİŞ NEOLDU.BİR İNAT UĞRUNA HAYAT BİTTİ.KADER DEYİP ÇIKIYORUZ AMA YİNE İNSAN BAZEN KADERİNE YÖN ÇİZİYOR GİBİ GELİYOR BANA.AİLELER DE RAHAT VERMİYOR EN BASİTİ KADIN EVLENİYOR DAMAT EL OĞLU DENİYOR ERKEK EVLENİYOR EL KIZI DENİYOR İNSANLAR NEDEN BÖYLE TUHAF DAVRANIRLAR HİÇ ANLAMIYORUM YANİ.....
Yazmayı unuttum zaten insan evlendiği zaman kiracı oluyor insanın kendi evi olmadıktan sonra gösteriş uğruna bisürü eşya alıp kocaman ev tutup hem kira hem borç ödemenin ne anlamı var bizim insanımız alışkın gösteriş için ev döşemeye ye kürküm misali...
beraber çalıştığım öğretmenlerden birtanesi ile sohbet ediyorduk hocahanımla ilk tanıştığımda 7 aylık evliydi.aradan zaman geçti tekrar aynı okulda çalıştık 6 yıllık evli olduğunu hala eşya borcu ödediklerini üstelik aldıkları eşyaların ev değiştirmekten çok yıprandığını modasınında geçtiğini söyledi.şimdiki aklım olsa önce ev almak için uğraşırdım dedi.ben insanlara akıl erdiremiyorum.ne diyeyim az öncede söylediğim gibi ALLAHÜ TEALA herkesin gönlüne göre versin unutmasınlar GÜZELLİĞE BİR SİVİLCE MAL VARLIĞAN BİR KIVILCIM YETER İKİSİDE BİR ANDA ELDEN KAÇAR GİDER.EVLENCEK ARKADAŞLARA BUNU TAVSİYE EDİYORUM.HAAAAAAA ŞUNUDA DÜŞÜNEBİLİRLER EVLİMİSİN BÖYLEDİYORSUN HAYIR EVLİ DEĞİLİM.İNŞALLAH BENDE ELEŞTİRDİĞİM İNSANLAR GİBİ DAVRANMAM GELECEKTE.İNSAN OĞLUYUZ NEFSİMİZLE HAREKET EDEBİLİYORUZ.HANİ PERDE ÖRNEĞİNİ VERDİM İSTEDİĞİM NİYE OLMADI DİYE BİR ANDA BÜTÜN HAYALLERİ SUYA ATABİLİYORUZ.
İnanılır gibi değil…! şimdi de böyle kızlar türedi…! nişanlandığı gencin burnundan getiren… olmadık isteklerde bulunan… olmadık biçimlerde kaprisler yapan… kendisini -sanki hayatının devamında sürekli yapacakmış gibi- lüks lokantalarda ağırlatmaya çalışan… ne kadar para harcatırsa o kadar kıymetli olacağını zanneden… ne kadar yoğun isteklerde bulunursa, o kadar çok değer göreceğini hisseden genç kızların sayısında artışlar oldu…
ama bide şöyle bakmak lazım erkeklerde böyle kızlardan daha çok hoşlanıyolar sanki ben bunu yakın çevremde çok gördüm. şahsen ben erkek olsam bu kadar kaprise dayanmaz çeker giderdim aşkı sevgisi cehenneme derdim. seven insan sevdiğini zor duruma sokmamak için elinden geleni yapmalı bence ama bazı bayanlar bunu resmen kullanıyorlar nasıl olsa bana aşık beni bırakamaz bulunmaz hint kumaşıyım sanıyolar.... biraz ağır mı oldu ne. neyse sözlerime herkes alınmasın sadece gördüklerimle ilğili yorum yaptım o kadar sevgiler....
Değerler,neye hangi önceliği vermemizi söyleyen rehberlerdir.
Çocuklarımıza öğrettiğimiz değerler,
Onların vicdanlarının temelini oluşturur.
Kişiliklerine bütünlük verir.
İnsanlara yardım etmesini sağlar.
Kendi ayakları üzerinde durmasına yardımcı olur.
Yanlış ve doğru davranışı birbirinden ayırt etmesini olanaklı kılar.
Ve en önemlisi ,yaşamın mutlu bir yolculuk olmasını sağlar.
COLORADA ÜNİVERSİTESİ GENÇLİK PROGRAMI İLKESİ
Bencede hocam , bununla ilgili bir hikaye paylaşmak istiyorum :
Evvel Zaman içinde Memleketin Birinde 90 yaşlarında fakat çok dinç ve genç görünümlü bir adam yaşarmış? Çevresinde bulunan herkes ona çok özenir ve sorarlarmış ’bu gençliğin sırrı nedir’ diye. İhtiyar delikanlı güler geçermiş her soruldukça bu soruya.. Ama Sorular sık , soranlar çoğalınca cevap vermek vacip olmuş sanki.
Düşünmüş nasıl anlatırım bu sırrımı kolayca herkese. Sonra karar vermiş tüm meraklıları yemeğe davet etmeye evine.
"Bu davette size sırrımı açıklayacağım" demiş. Herkes merakla davete gelmiş. Yemekler yenilmiş, içilmiş, sohbetler edilmiş vakit iyice gecikmiş. Ama gençlik sırrı ile ilgili tek kelam edilmemiş. Herkes konu ne zaman açılacak diye merek ederken Adamcağız huri gibi sevimli hanımına seslenmiş:
-"Hatun, şu kilerde bir karpuz getirir misin bize sana zahmet!.." Hanım hemen doğrulmuş kilere giderek kaş ile göz arasında gidip bir karpuz getirmiş. Adamcağız şöyle eliyle bir vurmuş tık tık diye sonra da:
" Bu olmamış hanım, güzel çıkmayacak, başka getirir misin bir zahmet" demiş. Hanım onu götürmüş bir tane daha getirmiş. Adam onu da bir yoklamış yine beğenmemiş.
" Hanım sana yine zahmet olacak ama bu da olmamış başka bir tane getirir misin " demiş, Başka istemiş?. Bu böylece üç dört sefer daha tekrarlamış. Dedemiz beşincide karpuzu beğenmiş ve karpuz kesilmiş, misafirlere ikram edilmiş?. Herkes karpuzunu afiyetle yerken bizim dedecik sormuş. "Eeee ?. Arkadaşlar iste benim gençliğin sırrı burada anladınız
mı??
Herkes birbirinin yüzüne bakmış. Kimse bişey anlamamış.."Aman dede demişler nerde? Anlamadık biz bu sırrı!" Dedecik gülmüş."Efendiler" demiş "O gördüğünüz karpuz kilerde bir tanecikti, tekti. Ben hanıma git de başka getir dedikçe o kilere gidip geliyor aynı karpuzu getiriyordu. Bir kere bile "aman be adam , deli misin nesin şu tek karpuzu ne taşıttırıyorsun bana defalarca.." demedi.
Beni sizin önünüzde mahcup duruma düşürmedi. İşte ben bütün gençliğimi bu hanımıma borçluyum. Biz birbirimizi hiç başkalarının önünde zor duruma düşürmeyiz. Aile içindeki hiçbir şeyi dışarıya yansıtmayız. Hep birbirimize destek olur, dert ortağı olur, yardım ederiz. Birbirimizle ilgili olan problemleri yine birbirimize anlatırız. İyi kötü her olayı da birlikte paylaşırız.’ demiş.