Uzmanlar, boşanmalarda taraf olmaya zorlanan, intikam aracı olarak kullanılan çocuklar konusunda ebeveynleri uyarıyor.

Eşlerin çocukları şantaj aracı olarak kullanmaları, hatta onlara 'hakem rolü' yüklemeleri çok sık yaşanan bir durum. Anne-baba arasında seçim yapmaya zorlanan çocuklarda depresyon, çevre ile uyum sorunları, okul başarısında düşme, aile dışında sosyal guruplara yönelme, evden kaçma, alkol-madde kullanımı, alt ıslatmalar, konuşma güçlüğü, anksiyete gibi sorunlar ortaya çıkıyor. Uzmanlar, ''çocukları sorunlarınızdan uzak tutamıyorsanız yardım alın'' diyorlar.


Uzun yıllar flört etmişler sonra da evlenmişlerdi. Evliliklerinin üçüncü yılına kadar birçok şey iyi gitmişti. Ancak o, 'son dönemler' diye başlayan klasik konuşmalar neredeyse haftada bir tekrarlanır olmuştu ki; kadın, kocasının bir başkasıyla ilişkisi olduğunu sezdi. Müthiş bir kavganın sonunda itiraf aşamasına gelindi ve erkek evi terk etti. Ancak, bu terk ediş uzun sürmedi, çünkü yeni ilişkinin yeterince güvenilir olmadığını fark etmiş, doğal olarak da dönmüştü. Şimdi ipler kadının elindeydi ve elindeki son kozu oynamaya karar verdi. Bir çocuk doğurarak kocasını yeniden elde edecekti. İstediğini yaptı ve hamile kaldığını açıkladı en sevimli haliyle. Çocukları doğduğunda, ikisi de tüm ilgilerini gerçekten sevdikleri bir varlığa yöneltmişti. Ama sorunları çözülmedi. Erkek, ilk fırsatta yeniden başka bir kadına aşık oldu ve bu defa -geride intikam isteğiyle dolu bir kadın bırakarak- dönmemek üzere gitti. Kadın tüm yaptıklarının çocuğuna ne kadar zarar vereceğini düşünmeden tüm kinini kocasına yöneltti. Henüz iki yaşında bile olmayan çocuğuna, "babası olacak adamın" ne kadar kötü, güvenilmez, zarar verebilen, tutarsız bir adam olduğunu anlattı. Onu yıllarca bu kinle büyüttü...

Uzmanlar, boşanan ama bir türlü boşanmayı beceremeyen tarafların bu durumu öncelikle kendi içlerinde sindirmeleri gerektiğini, aksi halde kendileri de dahil olmak üzere çocuklarına ciddi zararlar verebileceklerini belirtiyorlar.



Çocuk eşleri yakınlaştırmaz

Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi doktorlarından Psikiyatr Dr. A. Kadir Tabo, boşanma sürecinin bireysel, toplumsal sonuçları olan bir olgu olarak ele alınması gerektiğine dikkat çekiyor ve "eşlerden biri için evliliğin devam şartları (duygusal,cinsel vb...) ortadan kalksa bile diğeri, değişik sebeplerle 'biçimsel olarak' evliliği sürdürmeyi tercih edebilir. Sosyal açıdan boşanmış bir birey olmanın getireceği güçlükler, ekonomik bağımsızlığın olmaması gibi etkenler, toplumuzda daha çok kadınlar açısından, boşanmanın önündeki engelleri oluşturuyor. Bazen aşırı bağımlık gibi kişilik yapıları da sorunlu evlilikleri bitirmeye engel olabilir" diyor.

Tabo'ya göre, boşanma sürecinde eşler kadar çocuklar da yaşanan olumsuzluklardan etkileniyor. Kimi zaman eşlerin, çocukları bir 'şantaj aracı' olarak kullandıkları ya da onlara 'hakem rolü' vermeye çalıştıkları da görülebiliyor. Bu tip yaklaşımlar sonunda çocuk kendisini yalnız ve güvensiz hissetmeye başlıyor...


Boşanma sürecinin ortaya çıktığı yaşa bağlı olarak, çocuklarda çevre ile uyum sorunları, okul başarısında düşme, aile dışında sosyal guruplara yönelme, evden kaçma, alkol-madde kullanımı, alt ıslatmalar, konuşma güçlüğü, anksiyete ve depresyon gibi ruhsal ve davranışsal sorunlar ortaya çıkabiliyor.
Psikiyatr. Dr. A. Kadir Tabo, "Bu durumda, anne-babaların yaşadıkları bireysel sorunları kontrol etmeleri ve bunu çocuklara yansıtmamaya çalışmaları, çocukları ailesel çatışmalardan uzak tutmaya gayret etmeleri yararlı olabilir. Buna rağmen sorunlar devam ediyorsa bir uzman yardımı almak doğru bir yaklaşım olacaktır" diyor.


Çocuk seçim yapmak zorunda kalıyor

Vakıf Gureba Hastanesi Psikiyatri Bölüm Şefi Prof. Dr. Sefa Saygılı da, boşanan, daha doğrusu boşanmayı bir türlü başaramayan anne ve babaların, çocuklarına yaşattıkları sorunların, günümüzün en büyük problemlerinden biri olduğunu düşünüyor. Çünkü Saygılı"ya göre, boşanan anne ve babalardan her iki taraf da çocuğu kullanabiliyor. Daha doğrusu, boşanma halinde çocuk kimde kalırsa, o taraf çocuğun gözüne girmek için olağanüstü verici davranıyor ki karşı tarafa üstünlük sağlasın. Bunu fark eden diğer taraf da aynı eğilimi gösterince çocuk disiplinsiz büyüyor.

Saygılı, "Bir başka ve önemli nokta ise anne, babalar devamlı birbirlerini kötülüyor ve çocuk, kendisi için çok önemli varlıklar olan anne ve babası arasında seçim yapmak zorunda bırakılıyor. Bu ise ciddi duygusal fırtınalara yol açıyor. Genellikle çocuklar annede kaldığı için ve anneler boşanma durumunda kendilerini daha mağdur gördükleri için çocuğu babaya vermek istemiyor ve görüşmelerini engelliyor. Böylece bir tür intikam alıyorlar. Bu da çocuğu zedeleyen ve güven duygusunu henüz çocukken yok eden bir durum" diyor.


Kadınlar ayrılığı erteliyor

Çapa Tıp Fakültesi Hastanesi Psikiyatri Kliniği'nden Uzman Psikolog Erdinç Öztürk, ebeveynlerin çocuklarını kullanmalarının, özelikle ilk serüven olarak duruşmalarda başladığını ve her iki ebeveynin de çocukların kendi taraflarında olmasını beklediğini belirtiyor. Hatta öyle ileri gidilen durumlar var ki, ebeveynler kendi lehine ifade vermesini istiyor çocuklarının. Özellikle de anneler yapıyor bunu. Bunun dışında, bu süre zarfında eşiyle ilgili kendi problemlerinde, sürekli çocukların müttefik olmasını bekliyorlar. Öztürk, "Bu son derece hakim bir anlayış. Bunun yanı sıra eşinde gördüğü kötü özellikleri, 'baban-annen gibisin' diyerek çocuklarına yüklüyorlar ve istismar ediyorlar. Kadınlar bunu daha çok yapıyor. Bir de bu ayrılıklarda çocuğa yansıtılan beklentiler var. Seçim yapmak zorunda bırakılıyor çocuk. Oysa çocuk için en büyük zorluk seçim yapmak. Anne mi,baba mı karar verecek ve verdiği karara göre bir daha öbür tarafa dönmemek zorunda. Seçim yapan çocuklar yaşamlarındaki en büyük taşlardan birini yok saymış oluyor ve diğer tarafın sevgisini alamıyor. Dolayısıyla ileride depresif olma ve madde kullanımına, okul başarısızlığına, uyum problemlere kadar gidebiliyor bu durum. Hatta intihar girişimleri bile olabilir" diyor.

alıntı