Çocuk Cinsellikte Neyi Merak Eder?

Çevresini ve dış dünyayı yeni yeni tanımaya çalışan çocuğun özellikle 3 yaş civarında aşırı meraklı olduğu ve bu dönemde anne babasını çeşitli konularda soru bombardımanına tuttuğu bir gerçektir. Bu soruların içinde anne babayı en çok zorlayanı çocuğun cinsel içerikli soruları olmaktadır.

Ansızın bu tip sorularla karşı karşıya kalan anne baba ne yapacağını bilememenin verdiği telaşla “sen küçüksün, ayıp v.b.” kaçamak cevaplar vererek ya da çocuğu duymazdan gelerek olayı geçiştirmeye çalışırlar. Oysa bu tutum çocuğun var olan merakını bir kat daha artırır. Bu merakı gidermek için çocuk anne babasının odasına ani baskınlar düzenler, onları banyo yaparken gizlice izlemeye çalışır ya da arkadaşlarının bedenlerini incelemeye yönelir.

Çocuğun cinsel içerikli sorularının temelinde cinsel duygular değil bebeklerin nasıl dünyaya geldiklerine dair merakı yatar. Bu durum çocuğun uzaya, gezegenlere ya da hayvanların yaşantısına duyduğu meraktan farklı değildir. Anne babaların sorular karşısında duyduğu gerginlik bu farkı bilememekten ve çocuğun cinsellik anlayışını yetişkinlerinkiyle karıştırmasından kaynaklanır. Çocuğa cinsellikle ilgili bilgiler vermenin ideal zamanı onun bu konularla ilgili sorular sormaya başladığı zamandır. Bu tür sorular genellikle 3 yaşından itibaren sorulmaya başlanır. İlk sorular kendi bedeni, anne babanın bedeni ya da yeni bir kardeşin doğumuyla ilgilidir. Ona vereceğimiz cevapların içeriği yaşa bağlı olarak değişebilir. Ancak asıl dikkat edilmesi gereken gerçek dışı ifadelerden kaçınmaktır. Örneğin bebekler nasıl dünyaya gelir? Sorusu en sık rastlanan sorulardan biridir. Buna çok basit şekilde şöyle cevap verebiliriz: Bebekler annenin karnında büyürler. Orada bebeklerin büyümesi için özel bir yuva vardır. Burada büyürler ve bir süre geçtikten sonra annenin döl yolundan dışarı çıkarlar.

Çocuğun sorularına verilecek cevaplar onun merakını giderici ve doyurucu olmalıdır. Ancak bilgi vermek amacıyla çocuğa her şeyi tüm detaylarıyla anlatmak ve çocuğun aklını karıştırmak da gerekmez. Çocuğun neyi anlayıp neyi anlayamayacağını kavramak çok zor değildir. Çocuğa cinsel konularda yaşına uygun bilgi vermek, ona basit trafik kurallarını öğretmek gibidir. Bu bilgilerden onu uzak tutmak ileride karşılaşacağı olaylara karşı onu savunmasız bırakacak ve yaşam boyu onun izlerini taşımasına neden olacaktır. Vereceğimiz her türlü bilgi doğru ve abartısız olmalıdır. Anne babanın cinsellikle ilgili konuşurken takındığı yüz ifadesi, gerginlikler ve huzursuzluklar çocuklar tarafından kolaylıkla algılanır. Böyle bir durumda çocuğa cinsellikle ilgili konuşmanın ayıp ve tedirginlik verici olduğu mesajı verilmiş olur. Oysa çocuğun algılaması gereken, cinselliğin doğallığı ile birlikte gizliliği ve özelliğidir.

Çocuğa cinsellikle ilgili bilgi vermeye en uygun kişiler anne babadır. Ancak bu gerçeğe rağmen anne babalar bilgilendirme açısından kendini yetersiz bulur ya da sıkıntı duydukları için bundan kaçınırlar. Çocuk ise yaşı ilerledikçe ve evden tatmin edici cevaplar alamadıkça sorularının cevaplarını dışarıda ve özellikle yaşıtları arasıda bulmaya çalışır.

Her aile kendi aile kültürü çerçevesinde çocuğuna cinsel eğitim verebilir. Bu eğitimin sınırları çocuğun sorularına ve ailenin olaya bakış açısına bağlıdır. Ama sınırları ne olursa olsun cinsellikle ilgili eğitimin de temel şartı “konuyla ilgili ilk izlenimin olumlu ve sağlıklı” verilmesidir. Çünkü bu ilk izlenim çocuğun yetişkinlik hayatının ve tüm sosyal ilişkilerinin temelini oluşturacaktır.

ATLIKARINCA ÇOCUK EVİ
Psk.Nilay Torbalı ÖZTÜRK

.ALINTIDIR.