Geçtiğimiz günlerde Halil Serkan Öz öğretmenimizin kalp krizine giden ve hayatını kaybetmesine neden olan bir süreci başlatan olay üzerine öğretmen ve eğitim çalışanlarına itibar istemek, bu konulara dikkat çekmek amacıyla 6 Nisan Pazartesi günü bazı sendikaların aldığı karara göre; pazartesi günü ilk derse öğretmenlerimiz girmeyecek ve ilk derste öğretmenler odalarında yaşanan itibar kaybını dile getiren bildiriler okunacaktır. Ve hafta boyunca (6-12 Nisan) yakalara Halil öğretmenimizin fotoğrafı olan kokartlar takılacaktır.

Konuyla ilgili haberleri aşağıda paylaşıyoruz;


Üzülerek görüyoruz ki, öğretmenlerimize ve eğitim çalışanlarına saygısızlık adeta moda haline gelmiş durumdadır. Neredeyse her gün eğitim çalışanlarına yönelik saldırı, hakaret, şiddet ve taciz haberleri gündemi işgal ediyor. Son olarak Yalova'da yaşanan elim olay bardağı taşırmıştır. Yalova’nın sayın Valisi Selim Cebiroğlu’nun, hem de öğrenci ve meslektaşlarının huzurunda hakaret etmesi ve tahkir edici davranışları, Halil Serkan Öz öğretmenimizin kalp krizine giden ve hayatını kaybetmesine neden olan bir süreci başlatmıştır.
Yeter artık diyoruz. Eğitim çalışanlarına yönelik saldırı ve şiddeti esefle telin ediyoruz. Hangi kademede olursa olsun görevinin kendisine verdiği yetkileri aşarak “sultanlık” edalarıyla kamu çalışanlarına karşı seviyesiz ve çirkin tutum sergileyenleri kınıyoruz.
Öğretmen ve eğitim çalışanlarına itibar istemek en tabi hakkımız ve görevimizdir. Bu konulara dikkat çekmek amacıyla 6 Nisan Pazartesi günü katılmak isteyen diğer sendikalarla birlikte ilk derse öğretmenlerimiz girmeyecek ve ilk derste öğretmenler odalarında yaşanan itibar kaybını dile getiren bildiriler iş yeri temsilcilerimizce okunacaktır.
Dileriz bu ikaz eylemimiz sorumluluk makamlarını işgal edenler tarafından duyulur ve bir daha böylesi acı hadiselerin yaşanmaması için gerekli tedbirler alınır.


Pazartesi günü okunacak bildiri:

ÖĞRETMEN SAHİPSİZ DEĞİLDİR
BUGÜN İLK DERSE GİRMİYORUZ

Kamu çalışanları yaşadıkları devasa ekonomik, sosyal ve mesleki problemlerin yanı sıra uğradıkları şiddet ve baskılar nedeniyle de önemli sıkıntılarla karşı karşıyadır.
Neredeyse gün geçmiyor ki, kamu çalışanlarına yönelik şiddet ve taciz vakaları haber bültenlerine konu olmasın. Devlet hizmetlerinin vatandaşa ulaştırılması için canla başla görev yapan kamu çalışanları, gerek çalışma koşulları ve gerekse karşı karşıya kaldıkları şiddet olayları nedeniyle sıklıkla mağduriyet yaşamaktadırlar. Sadece son birkaç yıl içerisinde bile, yüzlerce şiddet olayına ve bu olaylar neticesinde oluşan onlarca yaralanma ve can kaybına rağmen, ülkemizi idare eden yönetim anlayışı, yeterli tedbirlerin alınması ve gerekli yasal düzenlemelerin yapılması anlamında elle tutulur ciddi girişimlerde bulunmamıştır.
İlim ve irfan yuvası okullarımız dahi son yıllarda artan bir seyir gösteren şiddet vakalarıyla, ivedi tedbirlerin alınması gerektiğini gösteren somut onlarca örnekle doludur. Okul dışından gelen kişiler ve hatta öğrencileri tarafından saldırıya uğrayan onlarca öğretmenimiz, ciddi ve kalıcı yaralanmalara maruz kalmış; hatta geçtiğimiz yıllarda İzmir’de Sevilay öğretmenimizi yine bir öğrencisinin saldırısı neticesinde kaybetmiştik.
Geleceğimizin teminatı çocuklarımızı yetiştirenlerin, böylesine yaygın bir şekilde şiddete maruz kalmasının sebeplerinin başında hiç şüphe yoktur ki, mesleğimizin itibarsızlaştırılması gelmektedir. Bizzat ülkemizi yönetme sorumluluğu taşıyanlar tarafından her fırsatta tahkir edilen ve bunun neticesinde itibarsızlaştırılan öğretmenlik mesleğine karşı öğrenci, veli ve toplumun değişik kesimlerinin olumsuz ve değersiz bakış açısı geliştirmeleri, şiddet vakaları için zemin hazırlamaktadır.
Kamuyu idare edenlerdeki bu arazlı yaklaşım, maalesef en tepeden aşağıya doğru idarenin hemen her hiyerarşik kademesinde kendini hissettirmektedir.
İşte bunun son örneğine de Yalova’da şahit olduk. Yalova’nın Sayın Valisi Selim Cebiroğlu’nun, Termal Fen Lisesi’ni ziyaretinde meslektaşımız Halil Serkan Öz’e karşı sergilemiş olduğu çirkin tutumu, öğretmenimizin hayatına mal olan üzücü süreci başlatmıştır. Vali Cebiroğlu, sendikasının aldığı serbest kıyafet eylemi çerçevesinde hareket eden öğretmenimizi, öğrencilerin ve meslektaşlarının huzurunda hakaretlerde bulunarak rencide etmiş, geçen bir hafta içerisinde bu seviyesizliği hazmedemeyen meslektaşımızın kalp kriziyle sonuçlanan rahatsızlığına neden olmuştur.
Halil Serkan Öz öğretmenimiz bugün aramızda yok. Sorumsuz bir idarecinin, seviyesiz ve asla hafızalarımızdan silinmeyecek çirkin tutumu nedeniyle sağlığını ve devamında hayatını kaybetti.
Vali Cebiroğlu’nu şiddet ve esefle kınıyoruz. Kendini Vali değil “Sultan” olarak gören bu arazlı anlayışı ayaklarımızın altına alıyoruz. Unvanı ne olursa olsun, hiç kimse yasaların üzerinde değildir. Uluslararası sözleşmeler, yargı kararları ve son olarak Anayasa Mahkemesi’nin kararıyla güvence altına alınmış sendikal eylemlere katılma hakkını gasp etmek kimsenin haddi değildir.
İçişleri Bakanlığı’na çağrıda bulunuyoruz: Kendini yasaların ve yargının üzerinde gören bu vali derhal görevden alınmalı ve hakkında idari soruşturma açılmalıdır. Vicdanlarda zaten mahkum edilmiş olan Vali Selim Cebiroğlu, idari ve yargısal olarak da hak ettiği cezayı almalıdır. Alsın ki, bundan sonra, kendisine mevzuatın verdiği yetki dahilinde yönetme görevini ifa etmekle yükümlü olanlar bundan ibret alsınlar.
Eğitim çalışanları olarak 6 Nisan 2015 Pazartesi (Bugün) günü, bir daha böylesi acı ve olumsuz olayların yaşanmaması için uyarı eylemi yapıyor ve ilk derslerimize girmiyor; ortak acımıza sahip çıktığımızı, eğitim çalışanlarına yönelik şiddeti telin ettiğimizi, hangi kademede olursa olsun meslektaşlarımıza yönelik idari baskı ve keyfi uygulamaları protesto ettiğimizi kararlılıkla ifade ediyoruz.
Halil Serkan Öz öğretmenimize yüce Allah’tan rahmet, ailesine ve eğitim camiamıza sabır ve başsağlığı diliyoruz.

TÜRK EĞİTİM SEN


------------------------------------------------------------------------

ONURUMUZU ÇİĞNETMEYECEĞİZ!

Yaşamını Yitiren Üyemiz Halil Serkan Öz İçin 6 Nisan Pazartesi Günü İşyerlerimizde Okuyacağımız Bildiridir.

Bugün tüm okullarda; Halil Serkan Öz öğretmenimiz ölümü nedeniyle ilk derslere girmiyoruz. Yaşanan bu üzücü olaya neden olan Valiyi kitlesel basın açıklamalarımızla Türkiye`nin dört bir yanında protesto ediyor, bir hafta boyunca onurumuzu çiğnetmeyeceğiz diyerek kokart takıyoruz.
Bildiğiniz üzere; geçen hafta Eğitim Sen`in aldığı kararı uygularken üyemiz Halil Serkan Öz; Yalova valisinin hakaretlerine maruz kalmıştır. Valiyi protesto için düzenlenen ‘Öğretmene Saygı` yürüyüşünde yaşadığı strese bağlı olarak kalp krizi geçirmiştir. Ancak Yalova`daki hastanelerde anjiyo için gerekli ekipman bulunmaması nedeniyle Bursa`ya götürülmüş, burada yapılan tüm müdahalelere rağmen hayatını kaybetmiştir. Tüm eğitim ve bilim emekçileri olarak acımızın büyük olduğunu hatırlatmak isteriz. Ancak bu acı vakti gelmiş bir ölümün acısı değil, aramızdan koparılan idealist bir öğretmenin acısıdır. Arkadaşımızın, meslektaşımızın, can yoldaşımızın acısıdır. Halil Serkan öğretmen artık bizlerle birlikte okul koridorlarında dolaşamayacak, öğrencilerin sesini duyamayacak, sorunlarını ve mutluluklarını öğretmenler odasında arkadaşlarına anlatamayacak, görev yaptığı lisede sınıfı boş kalacaktır…
Bugün acımızı sizlerle paylaşmak istiyor ama Halil öğretmen için yas tutmadığımızı da ilan etmek istiyoruz. Çünkü kendisinin de dediği gibi onu elimizden alanlar dayanışmadan, emekten, sevgiden ve paylaşımdan korkanlardır. Öyle bir korku ki bu, Cumhurbaşkanı`na hakaret gerekçesiyle herkes tutuklanırken; haklarını savunan bir öğretmenin payına öğrencilerinin ve meslektaşlarının önünde hakarete uğramak düşmüştür. Herkes bilmelidir ki; iktidarın en çok korktuğu şey bu ülkenin geleceğini yetiştiren eğitim emekçilerinin özgür düşünmesidir. Bizlere yaptırmak istedikleri görev, öğrencilerimize eleştirel düşünmeyi öğretmek değil; itaat etmek ve itaat etmeyi öğretmektir. Bu nedenledir ki onlar özgürlüklerden korkmakta, öğrencilerimizin düşünen ve sorgulayan insanlar olarak yetişmesini istememekte bu yüzden bizlerin onurlarını çiğnemeye cüret edecek kadar fütursuzlaşmaktadır.
Bugün biz eğitim emekçilerine düşen sorumluları teşhir etmektir. Halil Serkan öğretmenimiz için ağıt yakmak zamanı değil, onurumuza sahip çıkma zamanıdır. Acımızın büyük olduğunu biliyoruz ama bu acıyı bize yaşatanlardan hesap sormak için bekleyecek vaktimiz yok. Tüm eğitim ve bilim emekçileri arkadaşımızı ölüme sürükleyen bu saldırıya karşı birlikte mücadele etmelidir. Yalova Valisi Selim Cebiroğlu tarafından 27 Mart günü Halil Serkan öğretmenimizin sınıfında yapılan hakaretler sadece ona yönelik değildir. Eğitim Sen`in yıllardır sürdürdüğü onur, emek ve demokrasi mücadelesine karşı sistemli saldırının sadece bir parçasıdır.
Eğitim emekçilerini her fırsatta itibarsızlaştıran, hakkını arıyor diye sokak ortasında polise dövdüren, çocukların ve gençlerin ufkunu açıyor diyerek bizleri cezalandıran AKP ise bu cinayetin diğer sorumlusudur! Çünkü Vali Cebiroğlu, kendisine mutlak itaat edilmesini arzulayan ve muhalif her sesin susturulmasını "destan yazmak" olarak niteleyen bir hükümetin kendisine verdiği "cebir" görevini, insanlık onurunu ayaklar altına alarak yerine getirmiştir.
Bizler tüm bu baskılara karşı mesleğimizin gerektirdiği saygı, sevgi ve paylaşımı okullarımıza ayak bastığımız ilk günden beri sahiplenirken, özgürlük ve eşitliğin eğitimin ayrılmaz bir parçası olduğunun da bilincindeyiz. Ölümüne sebep olunan arkadaşımız Halil Serkan Öz için daha önce söylediğimiz gibi kimseyi yas tutmaya çağırmıyoruz, onurumuz, haklarımız ve emeğimiz için mücadele etmeye davet ediyoruz. Bu saldırıları bitirecek olan tek şey örgütlü gücümüz olacaktır. Tüm eğitim ve bilim emekçileri bilmelidir ki, Halil Serkan Öz`ün ölümüne neden olanlardan hesap sormak onurumuza, mesleğimize, haklarımıza, emeğimize ve öğrencilerimize sahip çıkmaktır.

EĞİTİM SEN


Takmak isteyenler için kokart;