Delhi Türk Sultanlığı (1206-1413)


Bu siyâsî teşekkül, Gur hükümdarı Muizzüddin Muhammed'in 1192'de kuzey Hindistan'a vâlî tâyin ettiği Kutbüddin Aybeg tarafından kurulmuştur (1206). Daha vâli iken Aligarh'ı, Benares'i ve ünlü Bihâr kalesini ele geçirmiş olan Aybeg, Lahor ile Pencâb bölgesini de Tâcüddin Yıldız'dan aldı. 1210'da atından düşerek öldüğü zaman Bedâun'da damadı İl-tutmuş, Uc'da öteki damadı Kabaca, Bengal'de onun tâyin ettiği Kaymaz bulunuyordu.

Aybeg'in erkek çocuğu yoktu. Şemsüddin İl-tutmuş, bütün kuzey Hindistan'ı elinde toplayarak "Şemsiyye"hânedanını kurdu (1211-1266). Devleti, Delhi başkenti olmak üzere, büyük kısmı ile Pencâb'ı, Multan'ı, Lahor'u ve kuzeyde Gazne'ye kadar uzanan bölgelere ihtiva ediyordu. Celâleddin Harezmşah'a karşı ülkesini koruyan ve Moğollar'dan kaçan kalabalık Türk kitlelerini memleketine kabül etmek suretiyle, kuzey Hindistan'da Türk kültür hayatının devamını sağlayan İl-tutmuş, 1235 yılına kadar Bengal, Gwalior'dan başka Uccayn'ı da kendine bağladı ve Halife kendisini "Hindistan Sultanı" olarak tanıdı (1229). Ölümünden (1236) sonra, kaabiliyetsiz oğlunun yerine kızı Raziyye Sultan oldu (1236-1239).

Fakat, babasının yetiştirmiş olduğu "Çihigân" diye anılan kırk kumandan karışıklık çıkardılar. Bunlar otorite tanımaz kimseler olmakla beraber yurtlarına Moğolları sokmayacak kadar vatansever idiler. Nihayet Şemsiyye âilesinden Nâsırüddin Mahmüd inzibatı sağlamak için 40'lardan Uluğ Han diye anılan Balaban'ı iş başına getirdi. Nâib sıfatiyle faydalı işler gören Balaban, Mahmüd'un 1266'da ölümü ile kendisi Delhi sultanı oldu.

Moğol hücumlarını durdurdu, Lahor'dan Moğol baskısını uzaklaştırdı, memleketi imâr etmeğe çalıştı. Yerine torunu geçti (1287-1290). Fakat kısa zamanda iktidar devletin askerî gücünü meydana getiren Kalaç Türkleri başbuğlarından Celâlüddin Fîrüz'a intikal etti. Fîrüz, Moğol akınlarını püskürttü (1291). Yeğeni Muhammed Kalaç, Dakkan üzerine bir sefer yaptırdı. Bu ordu Deogir devleti merkezine (bugün Devlet-âbâd) girmeğe muvaffak oldu (1295). Fîrüz'un yerine geçen Muhammed Kalaç (1296-1316) bütün Malva bölgesini, Raçputana'yı, Gücerat'ı zapt etti. "Sultan-ı a'zam" diye anılıyordu. Ölümü üzerine çıkan karışıklıklar içinde Giyâsüddin Tuğluk iktidara geldi.

Asayişi sağlayan, teşkilâtı nizama sokan, su kanalları açtıran Tuğluk, Bengal'e de tamamiyle hâkim oldu. Telingana'yi Delhi'ye bağladı. Başkentin adını Sultanpür'a çevirdi. Oğlu Muhammed Tuğluk (1325-1351) bir aralık devlet merkezini çok güneydeki Deogir'e nakletti. Çok mağrur bir adamdı. Çin'i zapt etmeği düşünüyordu. Huzursuzluk baş gösterdi. Bengal devletten ayrıldı (1339). Fîrüz Tuğluk zamanı (1351-1388) bir nevi toparlanmakla geçti. Kuzeyde Timur hâkimiyeti dolayısiyle Hindistan'a Türk akını kesilmişti.

Yerli kuvvetlere dayanmak gerekiyordu. Bu sebeple koyu bir din politikası tâkip eden Fîrüz'dan sonraki on yıl içinde (1397'ye kadar) Delhi tahtına yedi kişinin çıktığı görüldü. Vilâyetler istiklâllerini ilân ettiler. Nihayet Delhi'de idare Afganlı Seyyid âilesinin eline geçti (1414).




.ALINTIDIR.