HARRY POTTER'DAN FARKLI BİR KULVARDA


             

Ä°letiÅŸim


 05xx xxx xx xx


vbnetron


[email protected]

×

HARRY POTTER'DAN FARKLI BİR KULVARDA

  • #1
    Ayşe Turan BAL - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    27.Şubat.2009
    Nereden
    Türkiye'nin kalbinden
    Mesajlar
    12,566
    @Ayşe Turan BAL



    HARRY POTTER'DAN FARKLI BİR KULVARDA





    HARRY POTTER'DAN FARKLI BİR KULVARDA

    Son zamanlarda sayısı hızla artan ‘ana karakteri ‘çocuk’ olan fantastik filmler’in arasına bir yenisi daha ekleniyor. Ancak bu seferki “Harry Potter”dan farklı bir yere oturuyor. Öyle ki bu, “Beowulf” ile başarıyla uygulanan 50’lerin o ‘kılıç-büyü filmi’ alt türünün mitolojik kahramanlar odaklı şekillendirilmiş bir halini sunuyor. Bu duruşuyla da ileride kültleşecek bir esere dönüşüyor.

    Bir fantezi filmleri silsilesidir gidiyor. “Harry Potter” ve “Yüzüklerin Efendisi”nin (“Lord of the Rings”) başarıya ulaşıp seriye dönüşmelerini takiben 2000’li yıllarda yüksek bütçeli fantezi filmleri (fantastik sinema) atağa kalktı.

    Eldeki mevcutun çoğunluğunu roman uyarlamalarının oluşturması da dikkat çekiyor ilginç bir şekilde. “Eragon” (2006), “Spiderwick Günlükleri” (“Spiderwick Chronicles”, 2008), “Narnia Günlükleri” (“The Chronicles of Narnia”, 2005), “Altın Pusula” (“The Golden Compass”, 2007), “Yıldız Tozu” (“Stardust”, 2007), “Beowulf” (2007), “300” (2006) derken şimdi de “Percy Jackson ve Olimposlular” (“Percy Jackson & The Olympians”) serisinin sinemadaki ilk ayağı vizyon şansı buluyor.

    Harry Potter ile Yüzüklerin Efendisi’nden farklı bir kulvarda

    Ancak bu yapıtların geniş fantezi külliyatında farklı bir yere oturdukları söylenebilir. “Harry Potter”, “Narnia Günlükleri”, “Spiderwick Günlükleri” ile “Altın Pusula”, ‘peri masalı filmi’; “Yüzüklerin Efendisi” ile “300”, ‘fantezi-epik’; “Beowulf”, “Yıldız Tozu”, “Eragon” ile “Percy Jackson ve Olimposlular” ise ‘kılıç-büyü filmi’ (sword and sorcery film) alt türüne giriyor. Bu sebeple de ‘Percy Jackson’ serisini hem “Harry Potter”dan hem de “Yüzüklerin Efendisi”nden farklı bir kulvarda değerlendirmek lazım.

    Öyle ki sinemada ilk olarak “Jason and The Argonauts” (1963), “Clash of Titans” (1981) gibi kültleşen filmlerin adresi olan bu alt tür, izleyicinin 1950’lerde ‘tarihi-epik’ ve ‘macera’dan sıkıldığı bir zaman diliminde, onlara fantastik ton katılarak ortaya çıkmıştı. Aslında bu türün kaynağında da tarihi-epik’in kökündeki ‘sword and sandal film’ alt türü var.

    ABD, 1920’ler İtalya’sında yüksek bütçeli filmlerin üretildiği ‘sword and sandal film’ (kılıç ve sandalet filmi) alt türüne nazire yaparcasına, 1930’larda ‘swasbuckler’ (kılıç dövüşü filmi) adı altında kendine yeni bir alan açmıştı. Son on yılda “Gladyatör” (“Gladiator”, 2000) gibi bir örneğini görebileceğimiz bu alt türe ise fantastik ton ve mitolojik öyküler eklenerek ‘kılıç-büyü filmi’ alt türü doğdu. “300”ün de bu alanla yakın akraba olduğu söylenebilir.

    “Beowulf” ve “Mumya 3”ün açtığı yoldan...

    Elbette bu durum, 2000’lerde B filmini A tipine transfer etme çabasının ayaklarından biriydi. Öyle ki “Yüzüklerin Efendisi”nin, bir fantezi-epik örneği olarak yaptığı da bu zaten. Tabii bu durumu sözünü ettiğimiz alt türün içinde uygulayan “Mumya 3” (“The Mummy: Tomb of the Dragon Emperor”, 2008) ve “Beowulf”, alanda en yüksek ticari başarıyı yakalayan filmler oldular son 10 yılda.

    Birinin B filmi malzemelerinden hafif mizah dolu ama çokça aksiyon içerikli bir yapıt üretmesi, diğerinin ise üç boyutlu animasyon teknolojisinin içine böylesi eski bir alt türü sokarak postmodern bir bütün çıkarması; sinemada ‘B filmi’ni yüksek bütçeyle canlandırma arzusuna kapılan Steven Spielberg’ü (Bkz. “Jurassic Park” ve “Dünyalar Savaşı”) kıskandırmış olmalı!

    “Percy Jackson ve Şimşek Hırsızı” (“Percy Jackson & The Lighting Thief”) ise mitolojik dünyanın var olduğunu düşünen ve bizi Yunan Tanrılarının arasına sokan bir eser. Aslında ‘peri masalı filmi’ gibi kokuyor, Percy Jackson adlı Harry Potter gibi babası olmayan bir karakterin yolunu izleyerek. Ancak ele almak istediği meselenin ‘çocukların masala veya hayal dünyasına girmesi’ ile uzaktan yakından ilgisi yok.

    Bu sebeple de daha çok “Jason and the Argonauts”da Jason’ın Medea için girdiği ‘quest’ (görev) ya da ‘macera’nın izini sürüyor filmin iskeleti. Zaten özündeki hikaye de Joseph Campbell’ın mitolojiden aldığı ‘kahramanın yolculuğu’ konseptine uygun hareket ettiğini görebiliyoruz. Bunun aşamaları da zaten şu sıralar bütün filmlerde kullanılıyor.

    Mitolojik motiflerle yürüyen bir dramatik yapı

    Daha önce sinemada sadece Medea, 300 Spartalı, Titanların Çatışması gibi mitik öykülerle canlandırılan mitoloji de arkasına bu öğeleri alarak kendine yeni bir alan açmış oluyor. Öyle ki karşımızda Deniz Tanrısı Poseidon’un oğlu var ana karakter olarak. Hikayede ise Zeus, Persephone, Hades, Medusa, Chiron, Cerberus, Charon gibi mitolojik kahramanlarla karşılaşıyoruz.

    Burada Campbell’ın felsefesi birebir uygulanırken, Jackson’ın yoluna çıkanlar da ‘mitolojik dünya’ ile bağlantılı seyrediyor. Öyle ki kahramanımız, Medusa’nın ininde ölüm-kalım mücadelesi verdikten sonra, kendini Cerberus’a benzeyen bir canavarla düelloya girmiş buluyor, ardından ise Hades’in Las Vegas’ta bir otele sinmesiyle ruhunu kaybediyor. Bunların nihai sonucunda ise esas önem arz eden sinemada gösterilmesini arzuladığımız ‘Olimpos’ ve ‘Hades’ gibi öğerlerle karşılaşmamız. Film de bu konuda ilk olmaya çalışıyor.

    Tabii bu durumlar, Percy Jackson’a su ile gelen ve çizgi roman kahramanlarını andırmasını sağlayan güçlerle daha da keyifli bir hal alıyor. Eserin macera ile fantastiği iç içe geçiren ‘kılıç-büyü filmi’nin bir ürünü olması elimizdeki yapıtı; “Mumya 3”, “Beowulf” ve “Yıldız Tozu” ile aynı kulvara sokuyor. Aslında bunların arasında en mitolojik olanı olarak da öne çıkıyor “Percy Jackson: Şimşek Hırsızı”. Yenilikçi olmayı hedeflemekten ziyade mitolojik karakterlerin dünyasında yapılmayanların peşine düşüyor. Bu sebeple de üç filmin de üstüne geçemiyor. Ancak böyle bir amacı da yok zaten.

    Sinemada cesaret edilemeyeni yapıyor

    Esas gayesi mitolojinin temelindeki öğelerden yararlanmak. Öyle ki Yunan mitolojisinin ‘üç karakterlilik’ özelliğinin ‘kahramanın yolculuğu’na üç ana kahraman çıkarılarak uygulanması, Medusa’nın Perseus’a verilme hikayesinin Perseus’u Percy Jackson’ın ismine benzetilerek vurgulanması ve Hades’e giderken para verilen Charon’un kağıt para kabul etmemesinin gösterilmesi gibi öğeler, dramatik yapıda bir hayli önemli bir işleve sahipler. Karakterlerden öğretmen sentor Chiron’un duruşu ve Persephone’nin hafifmeşrep hali ise bunlara eklenen kullanımlardan sadece birkaçı.

    Köklerini mitolojinin geleneklerine bağlayan hikayeden de Hades ve Olimpos portresini sinemada ilk kez bu kadar birinci sınıf efektlerle yansıtan bir yapıt çıkıyor. Öyle ki 50’lerdeki filmler, tamamen kitsch (bayağılık estetiği) bir estetiğin izini sürerek kült filmlere dönüşmüşlerdi. Burada ise tanrılar, tanrıçalar, satirler ve sentorlar dolu dünyadan A sınıfı bir iş çıkıyor.

    Belki dramatik derinliği yok, varsa da ‘baba-oğul’ ilişkisi üzerine didaktik mesajlar odaklı akıyor. Ancak Percy Jackson serisinin bu ilk filminin amacı, alt türünde mitoloji dolu bir örnek sunarak, sinemada daha önce görmediğimiz şeyleri perdede canlandırmak. Bu amaç ışığında da ‘kült’e dönüşecek bir yapı çıkarmak karşımıza.

    Terry Gilliam 20 sene önce yapmıştı

    Rosario Dawson’ın Persephone’si ile “The Matrix”te Monica Bellucci’nin canlandırdığı Persephone’yi veya dünyasındaki ‘mitolojik yolculuk’ meselesiyle Terry Gilliam’ın bu formüldeki başyapıtı “Baron Munchausen’ın Maceraları”nı (“The Adventures of Baron Munchausen”, 1988) akla getirmesi ise önemli. En çok da “Baron Munchausen”deki Afrodit tiplemesini canlandıran Uma Thurman’ın, burada Medusa’yı canlandırması, filmin bize sinemasal bir zihin yolculuğu yaşatmasını sağlıyor.

    Ancak Gilliam’ın 20 sene önce çektiği ve ana kız karakteriyle ‘peri masalı filmi’ne de benzetilen filmi kadar devrimci olamasa da, kült bir filme dönüşecek bu eser. Öyle ki bu kadar mitolojik kahramanı bundan sonra bir kez daha, tek bir filmde görmek çok zor!

    Künye:

    Percy Jackson & Olimposlular: Şimşek Hırsızı (Pecy Jackson & The Olympians: Lighting Thief)
    Yönetmen: Chris Columbus
    Oyuncular: Logan Lerman, Uma Thurman, Rosario Dawson, Catherine Keener, Sean Bean, Steve Coogan, Kevin McKidd
    Süre: 118 Dk.
    Yapım Yılı: 2010

    .ALINTIDIR.

  • #2
    anaokulu89 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    17.Eylül.2009
    Mesajlar
    558
    @anaokulu89







    “Percy Jackson ve Şimşek Hırsızı” (“Percy Jackson & The Lighting Thief”)


    bu filme dün gittim çok beğendim .fantastik filmleri çok sevdiğim için , bunuda hayranlıkla izledim.fantastik film sevenler kaçırmamalı.

  • YORUM BIRAKMAK İÇİN ÜYE OLMALISINIZ !

    ÜYE OLMAK İÇİN TIKLA

    Benzer Konular

    1. FARKLI BİR KAR TANESİ
      Konu Sahibi mew-alp Forum BASKI-BOYA ÇALIŞMALARI
      Cevap: 11
      Son Mesaj : 25.Aralık.2013, 11:57
    2. Harry Potter ve Ölüm Yadigarları
      Konu Sahibi HALE GAMZE Forum SİNEMA-FİLM
      Cevap: 1
      Son Mesaj : 25.Eylül.2010, 13:35
    3. FARKLI OLANI X LEE:)))
      Konu Sahibi Kübra AKÇİMEN Forum DİĞER ÇALIŞMALAR
      Cevap: 4
      Son Mesaj : 22.Şubat.2010, 20:37
    4. Harry Potter ve Melez Prens (Harry Potter and the Half-Blood Prince)
      Konu Sahibi Handan Hoca Forum SİNEMA-FİLM
      Cevap: 3
      Son Mesaj : 15.Temmuz.2009, 19:26

    Yetkileriniz

    • Konu Acma Yetkiniz Yok
    • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
    • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
    • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
    •  

    Giriş

    Facebook ile Baglan Giriş