ARİF NİHAT ASYA


             

Ä°letiÅŸim


 05xx xxx xx xx


vbnetron


[email protected]

×

ARİF NİHAT ASYA

  • #1
    ZÜLÜF - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    08.Nisan.2009
    Mesajlar
    198
    @ZÜLÜF



    ARİF NİHAT ASYA





    "Bingöl'ün Hepsor köyünde geceleyin bir evden, sussun diye dışarıya
    attıklarıbeş yaşındaki Cahide'yi almaya gidince bulamadılar.Sabaha
    kadar aradılar..Sabahleyin uzaklarda bir el bulundu."
    Sokaklarında kurtlar gezen köy...
    Karanlıklarında neon ışıkları değil, kurt gözleri parlıyan gece ve
    kurtlar sofrasında tadımlık bir çocuk: beş yaşındaki Cahide...
    Böyle bir sofradan arta kalan minimini bir el: Cahide' nin eli.


    Nerdeyiz; yaban ormanlarından mı, "burda insan eti kokuyor" sesiyle
    ürperdiğimiz dev masallarından mı, Roma sirklerinde mi?
    Ağlamak kar etmez; dövünmek, yolunmak kar etmez.
    Yazık ki şu memlekette kurtlara can vergisi verilmeden yaşanmıyan yerler var!
    Bu sefer kura Cahide'ye düştüyse kabahat kimin? Adı "Cahide" diye
    Ayşe' nin, Fatma' nın, Zeyneb' inkinden ayrı bir kaderi olacak değil
    ya...


    Yakınlarda yola çıkan biz, ancak, yarı yoldayız. Erken çıksaydık ve
    ayağımıza çelme takılmasaydı bir kaç adım daha ilerleyebilecektik.
    Hepsor'a vaktinde varsak bu böyle olmazdı...
    Gelmemizi beklemeliydin Cahide!


    Seni canavarların ağzına uzatanlar, sensizliğin ne demek olduğunu
    henüz bilmiyorlardı...bunu şimdi anladılar, Cahide...
    Sende şu dünyada izinle ağlanıp emirle susulduğunu bilmiyordun!


    Eldivenini unutur gibi elini unutmuşsun..sakladık...gel, al da
    öyle git Cahide!.. ama, lüzumu kalmadıktan sonra eli ne yapacaksın!

    Yalnız kuzuların değil, kızlarında kurtlar için büyütüldüğü
    köylerimiz var... İftihar edebiliriz.

    Eskiler Nil'e kurban atarlarmış.. biz yirminci asırdakurtlara
    kurban atıyoruz... giden sen değilsin; gönderen biziz Cahide!

    Beş baharın birikmiş tadı, kokusu, tazeliğiydin ve kurtlar için
    değildin...ama kurtlara gittin. Gördüğümüz allar, duvağının alı değil
    Cahide!

    Kim bilir, ne derdin vardı... belki bir damlacık ilaç, bir güler
    yüz, küçücük bir oyuncak, tatlı bir masal seni susturmaya yeterdi.
    Bunları getiremediğim için senden utanıyorum Cahide!
    Seni kurtlar değil, bilgisizlik, görgüsüzlük yedi.. ona yanarım!

    Naraların, yaygaraların, tehditlerin iniltilerle feryatları,
    şikayetlerle çığlıkları boğduğu bir dünyanın çocuğusun. Senin ağlaman
    mı bize çok geldi?
    Gürültüler içinde ağlıyanlar korosuna katılmış bir çocuk sesinin,
    kimse farkında olmazdı.. eksildiğinin, farkında olmadığı gibi!
    Gittin ve elini gecelerimizin kabusu olsun diye bıraktın.. bize
    bu ceza azdır Cahide!

    Şunun şurasında nelere tahammül ettik de bir çocuk ağlamasına
    tahammül edemedik...
    Seni sokağa atan baban değildir, biziz Cahide.. sana kurtlar
    kıymadı, biz kıydık yavrum!

    Ne manalı tesadüftür: acı haberinin memlekete yayılması, Maarif
    Şurası'nın nutuklarla açıldığı güne rastladı.
    Ayaktaki sükut vakfesini görsen yüzlerce kişinin bir işaretle
    nasıl susuverdiğini öğrenir ve şaşardın. O sırada seni hatırından
    geçiren kaç kişi vardı, Cahide?

    Boşlukta vedaişareti halinde sallanan elini ya gördüler, ya
    görmediler..gören kimbilir ne sandı!

    Vaktiyle bu elin bir sahibi vardı ve adı Cahide'ydi.. muhitini
    bulursa büyüyecek, okuyacak, gelişecekti.. anasının Cahide'siyken
    yavuklusunun Cahide'si olacaktı. "Cahidem !" diye seslenildiğini
    duyduğu zaman, dudaklarında gönlü cevap verecekti.

    Bilgiyi, görgüyü, senin evine kadar götüremedim
    kızım.Bilgisizlikten, karanlıktan, kurttan korktum.. köyüne
    "Mahrumiyet Bölgesi" diye ad taktım.. gitmeye nazlandım.. gitmemek
    için bahaneler buldum.. senden kaçtım.. beni affet Cahide!
    Gönderenler de, benim kaderimi seninkiyle birleştirirlerken
    kendi kaderlerini bizden ayırıyorlardı.


    Sen tek örnek değisin.

    Ağlamanın cezası kurtlara atılmak olan bir memlekette
    öğretmenliğimden utanç duyup ellerimi yüzüme kapadım.
    Bana, istersen, kurt gözlerinden, kin olup bak.. fakat böyle
    bedbaht çocukların bakışıyle acı acı, acıklı acıklı bakma Cahide!


    Eskiler, keyifleri için, esirleri, köleleri, suçluları
    günlerce aç bırakılmış yırtıcıların önüne atarlar, seyrine bakarlardı.
    Biz de seni kurtlara atıp akıbetinin seyircisi kaldık..
    onlardan ne farkımız var Cahide?.. suçun doğmuş olmaktı.
    Evet.. büyüyecektin, serpilecektin..taranıp, süslenecek,
    giyinip kuşanacaktın. Telin olacaktı, duvağın olacaktı.. saadetin
    olacaktı.
    Ardında saadetinden utanç duyanlar bıraktın.


    Körpeliğin, yumuşaklığının, sıcağının tadını hayatının en
    güzel akşamlarına saklıyacaktın.. kurtlar yağmaladı.
    Kurtların kazancı bir kahvaltılık çocuk.. bizim kaybımız?.. onu sorma!
    Seni sussun diye kapıya attık ve dediğimiz oldu! İşte sustun...


    Arkandaki beş baharı derletip toplayıp götürdün.. bize bir el
    kaldı... Köyünde sahibini ilelebet arayacak bu el, şahadet parmağıyla
    bir yeri mi, bir şeyi mi, bir kimseyi mi gösteriyor? Yoksa gösterdiğin
    ben miyim?
    Masalların Kesikbaş'ı yerine Cahide'nin kesik eli!..


    Bingöl'ün Hepsor köyünde bir babayla bir ana birbirlerinin
    yüzüne bakamıyarak ağlaşırken buralarda elin bizim rüyalarımıza
    girecek, gelip ihmalimizin boğazına sarılacak korkusuyla uykusuzuz.
    Şayet bizden merhamet, şefkat, alaka bekliyorsan avucun daha
    çok zaman açık kalacak Cahide.


    Güneşin girmediği yere hastalık girermiş.. bu da bir şey mi?
    Medeniyetin girmediği yere kurtlar giriyor.

    Duvarların arkasına kapansam da, kulaklarımı tıkasam da,
    ömrümce, katıla katıla ağlayan bir çocuk sesi duyacağım.
    Perdelerimi indirsem de, gözlerimi yumsam da kah kurtların
    ağzında bir çocuk, kah bileğinden kanlar sızansahipsiz bir el
    göreceğim Cahide.
    Dertlerini bilemedim.. seni ısıtamadım.. acını
    dindiremedim, kurtlara gittin.. kurtların ağzından alamadım.


    Çocukları dertlerin ağlattığı, kurtların susturduğu bir
    yerde biz Cahide'yle değil, pedagoji nazariyeleri yapmakla,
    pedagojikitapları yazmakla meşgulüz.. elin bizi tebrik etsin!


    Elini varlığından bir parça olarak armağan bıraktın.. bize
    o da çok Cahide.. sana da, hediyene de layık değiliz yavrum.
    Ağladığımıza bakma ki biz böyleyiz: bir yandan kurt olur,
    Cahide'yi kaparız, bir yandan Cahide oluruz.. kurtlar yer bizi..




    ARİF NİHAT ASYA

    (Top Sesleri)

  • #2
    masal1903 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    13.Mart.2009
    Nereden
    Yarım kalan masallar ülkesi
    Mesajlar
    211
    @masal1903







    Güzel paylaşımınız için teşekkür ederim.
    Anlatılması zor bir durum içimdeki her harf her kelime ve her cümle olduğundan ya çok basit ya da çok daha karışık...

  • YORUM BIRAKMAK İÇİN ÜYE OLMALISINIZ !

    ÜYE OLMAK İÇİN TIKLA

    Benzer Konular

    1. ANNE/ARİF NİHAT ASYA
      Konu Sahibi TURKUAZ-E Forum ŞİİRLER-YAZILAR
      Cevap: 5
      Son Mesaj : 08.Mayıs.2011, 23:23
    2. Büyük (Asya) Hun İmparatorluğu
      Konu Sahibi Ayşe Turan BAL Forum TARİH
      Cevap: 0
      Son Mesaj : 23.Ocak.2010, 02:08
    3. Anne (Arif Nihat Asya)
      Konu Sahibi Ayşe Turan BAL Forum ŞİİRLER-YAZILAR
      Cevap: 0
      Son Mesaj : 22.Ocak.2010, 00:31
    4. Ağıt (Arif Nihat Asya)
      Konu Sahibi Ayşe Turan BAL Forum ŞİİRLER-YAZILAR
      Cevap: 0
      Son Mesaj : 22.Ocak.2010, 00:30
    5. ARİF NİHAT ASYA
      Konu Sahibi Rabia PEKKAN (rpekkan) Forum YAZARLAR VE ŞAİRLER
      Cevap: 1
      Son Mesaj : 07.Haziran.2009, 16:04

    Yetkileriniz

    • Konu Acma Yetkiniz Yok
    • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
    • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
    • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
    •  

    Giriş

    Facebook ile Baglan Giriş