öncelikle mesleğimdeki ilk yılım kayserinin çoook uzaklarda bi köyüne görevlendirmem çıktığında ağlamıştım ben oralara nasıl gideceğim die .. sonra diğer gün yollara düştüm tabiki yol boyunca ağlamalar ve serzenişler ben her gün bu yolu gelemem demeler ve telefona sarılıp sağı solu aramalar .. dağ taş dere tepe demeden geldiğim o güzel köy..ve beni bekleyen pırıl pırıl yüzlü şen bakışlı şirin mi şirin 13 tane öğrenme azmiyle dolu cücüklerim.. aralarından biri çıkıp bana nerde kaldınız öğretmenim biz geldik oynamaya bile başladık hatta sınıfı sizin için hazırladık diyip elimden tuttukları gibi sınıfımızdaki tahtanın önünde götürdüler çizdikleri kocaman çiçeği gösterdiler.. o an dedim tamamdır burası benim sınıfım bunlar benim öğrencim olmalı..anında o serzenişler bitivermişti.şuan 2.5 ay oldu hala çocuklarım benim ilk geldiğim günü söylerler "öğretmenim sen çok geç kalmıştın uyuyamı kalmıştın?"
köy öğretmeni olmak gerçekten çok apayrı bir duyguymuş her gün gözünüzü açtığınızda öncelikle biraz sızlanıyorsunuz ama o yollara düşünce o kadar heyecan kaplıyorki içinizi o gözleri göreceğiniz için o kadar mutlu oluyorsunuzki.. gün içinde yaşadığınız herşey an ve an beyninize kazınıyo ve unutulmuyor.gözlerindeki ışığı görünce çocukların daha bi azimle sarılıyosun mesleğine hiç bir şeyden mahrum kalmasınlar diye yapmağınız şey kalmıyo..